10-01-2007, Saat: 04:58 PM
Bir Aşkin Kaçak Hikayesi
Bir şairin gözyaşlarıydı avuntusuz yerlere dağılan
Amatördüm aslında hiç bir sevgide olmadığım kadar
Yaşamak tarife gelmeyen bir aşk acısıydı
Acısız bir yaşamda aşkın darbesiz son yağmurlarıydı
Gece tarifesinin açık olduğu platonik aşk mevsimindeydik
Senin bulunma ihtimalin vardı gözlerime karşı
Ve bir sana yangınlarımı gösterme amacım
Ağlamak farketmiyordu,değiştirmiyordu hiçbirşeyi
Nedeni bilinmiyordu sebepsiz zamanların
Ne olacaksa olsunlar kafilesindeydim
Bırakmıştım herşeyi bir yalana inat
Senin ve benim bir can yakıcı hikayemizdi
Elde avuçta ne kadar sevgi varsa sana emanet etmiştim
Yanıldığımı bir parça kalbi yol ortasında bulduğumda anlamıştım
Ve hangi yanılgı senin gözlerinin yansımasından daha yanıltıcı olabilirdi ki
Uçurumlar bir çocuğun uçurtmasının rengarek renkleriydi aslında
Yağmura inat bazı gözyaşları birikiyordu kül tablalarında
Eski zamanların özleminde bir çocuk duruyordu
Uçurmaya uğraştığı uçurtmasının yalnız kalan tahta parçalarıydı
Son denilen şey aslında bizim için kullanılmayan bir kelimeydi türkçede
Ve türkçede kullanılan seni seviyorumun dışında birde ayrlık vardı bizim lügatımızda
Her yanımızı sarmış bir kız vardı ücra diye bildiğimiz bir kızıl kumun ortasında
Adını anlattığımız kelimeler yetersiz birer aşk şairiydiler
Gecesinde ayrılan aşıkların sabahlara uyanışlarındaki o hüzündü yüzümüzdeki somurtmalar
Ve somut bir susuşlara gebe akşamlar bizim sofralarımızın ağlama sesleriydi aslında
Hiç konuşmadan bir büyük bitirdiğimiz aşk uğruna
Uğurlamaya gelmiş bir kız çıkıyordu geri dönüldüğünde bulunmaya inat
Ve her dönüşte bir bulamamazlık çöküyordu yaralı aşklar kafilesinin üzerine
Ağlamaya ne mendil ne de bir kalp dayanbilirdi aşk uğruna
Denilen sözlerin yetersizliği apaçık bir can sıkıntısı oluyordu habersizce
Habersizce yaratılan aşka ağlanıyordu işte ağlamak çare olur dediklerinde
Her saniyesi geçmek bilmez bir son otobüs kılığındaydı
Ve büyük şehirler küçük özlemler barındıyordu mutsuzluk yaşantılarında
Küçük şehirler ise büyük şehirlere olan hayranlıkları ile dolup boşalıyorlardı bir yağmurda
Oysa hiçbirşey göründüğü gibi değildi
Görünenin dışında görmeye yeltenilen bir mutsuzluk ve umutsuzluk çıkıyordu karşılarına
Seni aramak birşeyi değiştirmiyordu
Ve birşey için yetersiz kalıyordu hiçbirşeysizlikle dolmuş aşklar
Çare nedir bilmiyorduk
Neyi yapmak istiyorsak yetmiyordu söndüremiyordu bir yangını kalp atışlarının arasındaki
Bırakmak çare değildi
Yakışmıyordu bir delikanlıya,yada uzaktan delikanlı gibi görünen bir delikansıza
Sürgünler yarım bırakılıyordu gidilmeyecek yerlere doğru
Direksiyon hakimiyetini kaybetmiş bir sevda şöförüne
Kaza yapmak yakışmayacaktı,
Trafik kurallarına inat kırmızı ışıklarda sana doğru geçiyordum
Benim tek kural ihlalim seni seviyorum demekti
Ceza puanımın fazlalığı aşk ehliyetimin senin tarafından alınmasına neden oluyordu
Ve nedeni olmayan bir karayolunda nedensizce sürat yapılıyordu,
Ehliyeti olmayan bir aşk canavarının son kurbanı yine kendisi oluyordu
Ne yapıyorsa kendine oluyordu sadece
Kendi kendine seviyor,
Kendi kendine ağlıyor kahrediyordu kendini
Kendi kendine bir aşk yaşanıyordu sevilenden habersizce bir yağmur akşamında
Erişilmesi gerçektende zordu sana
Nerede olduğunu bilmediğin biri için erişilmesi elbet zor olacaktı
İki gözümde tek bi yere resmindeki güzelliğe kenetleniyordu
Akşama doğru gün batımıyla yüzün bütünleşiyordu bir ortak noktada
Kainatın en güzel kızıydı oysa yalanlara inat gerçek kalmış
Sevmiştim seni çirkin diyemezdim ki sana
Şiirimde adını söylemek yakışıkalmazdı oysa
Gizli bir aşkın gizli kalacak bir kağıt parçasındaki yazılanlardın
Belki bir gün diyerek saklanacaktı sen gelene kadar
Amatör bir şairin adı gelecekler listesine yazılmılştın
Bir şair bir değil bir çok kez severdi
Kaybettikçe severdi kaybettikçe severdi herkesi
Biri gittiğinde beklentiler listesine yazılıyordu hemen
Bir şairin elinde olmayan bir nedendi
Karşılıksız sevgileri hiç kimse istemezdi ki
Dönmeyeceğini bildiğin bir kıza şiir yazmak ise
Bir şairin veda mektubundan farkı kalmıyordu
Ama umut denen zalim bir hastalık vardı bedenlerimizde
Bir umut bekleniyordun gelmeye yakın olacak bir akşam saatinde
Sabahlara uyanıldığında yokluğun hemen farkediliyordu
Ömründe bir defada elini sevmek için kaldıran bir kız görmemiştim
Sadece ve sadece elvedalarda eller havaya kalkıyordu
Bırakıp gitmek bir kıza çok kolay geliyordu
Herkesten farksız ne yaşayabilirdi ki bir adam
Sevmek ve sevilmemek çok doğal bir olaydı
Ve bir adam o doğallıkta doğal olmayan yollardan sevgi arıyordu
Arıyordum işte yanımdan elvedayla gitmeyecek bir kızı
Çay bardaklarında bıraktığımız bir sıcaklık kalmalıydı
Ve rakı kadehlerinde bir mayhoşluk bulmak istiyordum el ele tutuşulduğunda bir masada
Arkadaşlara ev gezmelerine gitmekti benim sende aradığım
Beraber bir ayrılığı paylaşmaktan öte
Bir hayatı paylaşmaktı amacı bir hayat kavgasına inat dayak yemeyen bir adam için
Demekki yarım kalıyordu herşey
Bir çay tam demiyle içilemiyordu,
Bir rakı kadehi mayhoşluk vermiyordu,
Ve hiç bir arkadaşa gezmelere gidilmezken
Yolun ortasında bir yol ayrımında kaçıyordu,
Ve bir kadın umarsız bir halde
Duygusal bir şair havalarında dolaşan bir adamı beğenmeyerek gidiyordu
Ne de olsa sevmek alışkanlıktı eskilerden kalma
Ama o beğenilmeyen adam ise, sevmekten daha fazla gitmek görmüştü
Her giden sevgili bekleniyordu
Hiç bir zaman sevgili olunamamış bir hikayede,
Başrolu paylaştığım kimse yoktu kocaman bir sahilde
Kendin pişir kendin ye olan bir aşkın restaurantında
Sen yemekleri bana pişirtip herşeyi kendin yedikten sonra
Hesabı ödemeden masadan kalkan biriydin aslında
Ben senden hesap beklemiyordum ki be güzelim boşuna gittin umutsuzca
Umudun tarlasına ektiğim bir yol kenarı çiçeklerdin
Açmayı bir türlü beceremeyen ve açtığında ise en güzel çiçekçi dükanında sergilenen
Yani öylesine bir hayatın bir günlük ömür mesaisiydi solmaya inat
Özgürlüğünde kaybolmaya yer arayan bir aşk felsefesiydi
Kaybol kurtul diyordun içinden galiba seni çok seven aptal bir aşıktan
Gidene gitme demelerim sevdiğimden di ki aptallığımdan değil
Ama sevmek aptallıkmış bir yangın akşamında anlaşılıyordu yokluğundan
Sahiller boş kalıyordu kimseler gelmeyecek diye beklenen bir kış akşamında
Oysa sen bir hayat doldurulacak kadar seviliyordun
Ne bırakacaktık ki hayata bir çift kalpten başka
Fazla geliyordu seni çok sevmek bir bünyeye
Kaldırılması ağır bir aşk öpücüğüydün oysa
Her dudaklarımız değmeye yakınken dizleri titreyen bir adamın heyecanında
Ve sadece bir sevgi çok görülüyordu yalnızlığa alışmış bir adama
Bir kalem ve bir kağıt çok şey anlatacaktı gidişinden öteye
Sayfalar kurumaya bırakılmıştı sen gelince okumaya özen gösterilecek bir halde
Geçiş yollarının tıkanıklığında
Bir aşk mevsimi bitmiş yenisi ise başlamıyordu bi türlü
Ve bir türlü seviliyordu bir kadın herşeye rağmen
Aptal olmaya razıydım senin yokluğun olmadıkça
Aptallık yalnız kalınacak bir şişe ucuz şaraptan daha kaliteliydi aslında
Bir şairin gözyaşlarıydı avuntusuz yerlere dağılan
Amatördüm aslında hiç bir sevgide olmadığım kadar
Yaşamak tarife gelmeyen bir aşk acısıydı
Hiç bir buluşmada ekmediğim ama ekildiğim aşklara inat yazılan şiirlerdi
Son damlasına kadar seveceğim ve uğruna şiirler biriktireceğim bir kıza
Dönüş yolu çok uzak geliyordu herhalde
Oysa sen giderken çok çabuk gitme telaşlarındaydın
Dönüşünde bu kadar telaşlı olabilseydi keşke
Geç kalma korkusu,yalnız kalma korkusundan daha beterdi
Yalnızlık bir sevda yaradılışının son damlasıydı
Tuana adında cennete düşen ilk yağmur damlasıydın
Ve bulutlara doğru bir aşk besleniyordu beyazlıklarda
Şiirim telif hakları sana aitti
İster sat ister al diyerek bir kalbim gibi bırakıyordum ortalığa
Ve ortalığa dökülen bir aşkın kaçak fırtınalarıydı
Bitmeyecekti sevmelerim kalemimden bir gün şiir dökülmeyene kadar
ALİ TUNÇER 03.05.2007 SOFYA
Bir şairin gözyaşlarıydı avuntusuz yerlere dağılan
Amatördüm aslında hiç bir sevgide olmadığım kadar
Yaşamak tarife gelmeyen bir aşk acısıydı
Acısız bir yaşamda aşkın darbesiz son yağmurlarıydı
Gece tarifesinin açık olduğu platonik aşk mevsimindeydik
Senin bulunma ihtimalin vardı gözlerime karşı
Ve bir sana yangınlarımı gösterme amacım
Ağlamak farketmiyordu,değiştirmiyordu hiçbirşeyi
Nedeni bilinmiyordu sebepsiz zamanların
Ne olacaksa olsunlar kafilesindeydim
Bırakmıştım herşeyi bir yalana inat
Senin ve benim bir can yakıcı hikayemizdi
Elde avuçta ne kadar sevgi varsa sana emanet etmiştim
Yanıldığımı bir parça kalbi yol ortasında bulduğumda anlamıştım
Ve hangi yanılgı senin gözlerinin yansımasından daha yanıltıcı olabilirdi ki
Uçurumlar bir çocuğun uçurtmasının rengarek renkleriydi aslında
Yağmura inat bazı gözyaşları birikiyordu kül tablalarında
Eski zamanların özleminde bir çocuk duruyordu
Uçurmaya uğraştığı uçurtmasının yalnız kalan tahta parçalarıydı
Son denilen şey aslında bizim için kullanılmayan bir kelimeydi türkçede
Ve türkçede kullanılan seni seviyorumun dışında birde ayrlık vardı bizim lügatımızda
Her yanımızı sarmış bir kız vardı ücra diye bildiğimiz bir kızıl kumun ortasında
Adını anlattığımız kelimeler yetersiz birer aşk şairiydiler
Gecesinde ayrılan aşıkların sabahlara uyanışlarındaki o hüzündü yüzümüzdeki somurtmalar
Ve somut bir susuşlara gebe akşamlar bizim sofralarımızın ağlama sesleriydi aslında
Hiç konuşmadan bir büyük bitirdiğimiz aşk uğruna
Uğurlamaya gelmiş bir kız çıkıyordu geri dönüldüğünde bulunmaya inat
Ve her dönüşte bir bulamamazlık çöküyordu yaralı aşklar kafilesinin üzerine
Ağlamaya ne mendil ne de bir kalp dayanbilirdi aşk uğruna
Denilen sözlerin yetersizliği apaçık bir can sıkıntısı oluyordu habersizce
Habersizce yaratılan aşka ağlanıyordu işte ağlamak çare olur dediklerinde
Her saniyesi geçmek bilmez bir son otobüs kılığındaydı
Ve büyük şehirler küçük özlemler barındıyordu mutsuzluk yaşantılarında
Küçük şehirler ise büyük şehirlere olan hayranlıkları ile dolup boşalıyorlardı bir yağmurda
Oysa hiçbirşey göründüğü gibi değildi
Görünenin dışında görmeye yeltenilen bir mutsuzluk ve umutsuzluk çıkıyordu karşılarına
Seni aramak birşeyi değiştirmiyordu
Ve birşey için yetersiz kalıyordu hiçbirşeysizlikle dolmuş aşklar
Çare nedir bilmiyorduk
Neyi yapmak istiyorsak yetmiyordu söndüremiyordu bir yangını kalp atışlarının arasındaki
Bırakmak çare değildi
Yakışmıyordu bir delikanlıya,yada uzaktan delikanlı gibi görünen bir delikansıza
Sürgünler yarım bırakılıyordu gidilmeyecek yerlere doğru
Direksiyon hakimiyetini kaybetmiş bir sevda şöförüne
Kaza yapmak yakışmayacaktı,
Trafik kurallarına inat kırmızı ışıklarda sana doğru geçiyordum
Benim tek kural ihlalim seni seviyorum demekti
Ceza puanımın fazlalığı aşk ehliyetimin senin tarafından alınmasına neden oluyordu
Ve nedeni olmayan bir karayolunda nedensizce sürat yapılıyordu,
Ehliyeti olmayan bir aşk canavarının son kurbanı yine kendisi oluyordu
Ne yapıyorsa kendine oluyordu sadece
Kendi kendine seviyor,
Kendi kendine ağlıyor kahrediyordu kendini
Kendi kendine bir aşk yaşanıyordu sevilenden habersizce bir yağmur akşamında
Erişilmesi gerçektende zordu sana
Nerede olduğunu bilmediğin biri için erişilmesi elbet zor olacaktı
İki gözümde tek bi yere resmindeki güzelliğe kenetleniyordu
Akşama doğru gün batımıyla yüzün bütünleşiyordu bir ortak noktada
Kainatın en güzel kızıydı oysa yalanlara inat gerçek kalmış
Sevmiştim seni çirkin diyemezdim ki sana
Şiirimde adını söylemek yakışıkalmazdı oysa
Gizli bir aşkın gizli kalacak bir kağıt parçasındaki yazılanlardın
Belki bir gün diyerek saklanacaktı sen gelene kadar
Amatör bir şairin adı gelecekler listesine yazılmılştın
Bir şair bir değil bir çok kez severdi
Kaybettikçe severdi kaybettikçe severdi herkesi
Biri gittiğinde beklentiler listesine yazılıyordu hemen
Bir şairin elinde olmayan bir nedendi
Karşılıksız sevgileri hiç kimse istemezdi ki
Dönmeyeceğini bildiğin bir kıza şiir yazmak ise
Bir şairin veda mektubundan farkı kalmıyordu
Ama umut denen zalim bir hastalık vardı bedenlerimizde
Bir umut bekleniyordun gelmeye yakın olacak bir akşam saatinde
Sabahlara uyanıldığında yokluğun hemen farkediliyordu
Ömründe bir defada elini sevmek için kaldıran bir kız görmemiştim
Sadece ve sadece elvedalarda eller havaya kalkıyordu
Bırakıp gitmek bir kıza çok kolay geliyordu
Herkesten farksız ne yaşayabilirdi ki bir adam
Sevmek ve sevilmemek çok doğal bir olaydı
Ve bir adam o doğallıkta doğal olmayan yollardan sevgi arıyordu
Arıyordum işte yanımdan elvedayla gitmeyecek bir kızı
Çay bardaklarında bıraktığımız bir sıcaklık kalmalıydı
Ve rakı kadehlerinde bir mayhoşluk bulmak istiyordum el ele tutuşulduğunda bir masada
Arkadaşlara ev gezmelerine gitmekti benim sende aradığım
Beraber bir ayrılığı paylaşmaktan öte
Bir hayatı paylaşmaktı amacı bir hayat kavgasına inat dayak yemeyen bir adam için
Demekki yarım kalıyordu herşey
Bir çay tam demiyle içilemiyordu,
Bir rakı kadehi mayhoşluk vermiyordu,
Ve hiç bir arkadaşa gezmelere gidilmezken
Yolun ortasında bir yol ayrımında kaçıyordu,
Ve bir kadın umarsız bir halde
Duygusal bir şair havalarında dolaşan bir adamı beğenmeyerek gidiyordu
Ne de olsa sevmek alışkanlıktı eskilerden kalma
Ama o beğenilmeyen adam ise, sevmekten daha fazla gitmek görmüştü
Her giden sevgili bekleniyordu
Hiç bir zaman sevgili olunamamış bir hikayede,
Başrolu paylaştığım kimse yoktu kocaman bir sahilde
Kendin pişir kendin ye olan bir aşkın restaurantında
Sen yemekleri bana pişirtip herşeyi kendin yedikten sonra
Hesabı ödemeden masadan kalkan biriydin aslında
Ben senden hesap beklemiyordum ki be güzelim boşuna gittin umutsuzca
Umudun tarlasına ektiğim bir yol kenarı çiçeklerdin
Açmayı bir türlü beceremeyen ve açtığında ise en güzel çiçekçi dükanında sergilenen
Yani öylesine bir hayatın bir günlük ömür mesaisiydi solmaya inat
Özgürlüğünde kaybolmaya yer arayan bir aşk felsefesiydi
Kaybol kurtul diyordun içinden galiba seni çok seven aptal bir aşıktan
Gidene gitme demelerim sevdiğimden di ki aptallığımdan değil
Ama sevmek aptallıkmış bir yangın akşamında anlaşılıyordu yokluğundan
Sahiller boş kalıyordu kimseler gelmeyecek diye beklenen bir kış akşamında
Oysa sen bir hayat doldurulacak kadar seviliyordun
Ne bırakacaktık ki hayata bir çift kalpten başka
Fazla geliyordu seni çok sevmek bir bünyeye
Kaldırılması ağır bir aşk öpücüğüydün oysa
Her dudaklarımız değmeye yakınken dizleri titreyen bir adamın heyecanında
Ve sadece bir sevgi çok görülüyordu yalnızlığa alışmış bir adama
Bir kalem ve bir kağıt çok şey anlatacaktı gidişinden öteye
Sayfalar kurumaya bırakılmıştı sen gelince okumaya özen gösterilecek bir halde
Geçiş yollarının tıkanıklığında
Bir aşk mevsimi bitmiş yenisi ise başlamıyordu bi türlü
Ve bir türlü seviliyordu bir kadın herşeye rağmen
Aptal olmaya razıydım senin yokluğun olmadıkça
Aptallık yalnız kalınacak bir şişe ucuz şaraptan daha kaliteliydi aslında
Bir şairin gözyaşlarıydı avuntusuz yerlere dağılan
Amatördüm aslında hiç bir sevgide olmadığım kadar
Yaşamak tarife gelmeyen bir aşk acısıydı
Hiç bir buluşmada ekmediğim ama ekildiğim aşklara inat yazılan şiirlerdi
Son damlasına kadar seveceğim ve uğruna şiirler biriktireceğim bir kıza
Dönüş yolu çok uzak geliyordu herhalde
Oysa sen giderken çok çabuk gitme telaşlarındaydın
Dönüşünde bu kadar telaşlı olabilseydi keşke
Geç kalma korkusu,yalnız kalma korkusundan daha beterdi
Yalnızlık bir sevda yaradılışının son damlasıydı
Tuana adında cennete düşen ilk yağmur damlasıydın
Ve bulutlara doğru bir aşk besleniyordu beyazlıklarda
Şiirim telif hakları sana aitti
İster sat ister al diyerek bir kalbim gibi bırakıyordum ortalığa
Ve ortalığa dökülen bir aşkın kaçak fırtınalarıydı
Bitmeyecekti sevmelerim kalemimden bir gün şiir dökülmeyene kadar
ALİ TUNÇER 03.05.2007 SOFYA