:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Ona Deki !!!
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2 3
5461491yx6rh7.jpg

YALNIZIM

O'na de ki...

ben, yalnız başıma, yetmiyormuşum meğerse bana.

Anlayacağı, bir yön gerekiyor.
Masanın üzerinde duran yapayalnız bir pusula,
Rotasız yolculukları çizmeye yetmiyor.

Yalnızlık özgürlük ise, benim için hapis zamanı geldi geçiyor.
Ne garip, insan bazen iki kişiyken de kendini çok yalnız hissedebiliyor.
Oysa ben, Erhan Bener romanlarından fırlatılmış "tekil bir kahraman" gibi
yaşıyordum onunla yalnızlığı.
Şimdi yalnızken aynalara bakamıyorum.
O varken ondan kaçıyordum, yanımda yokken sokaklarda başımı kaldırmıyorum.
İtiraf etmesi oldukça zor ama çoğu zaman yalnızlığımı sevdiğim kadar, utanıyorum.

Varlığında kaçtığım yalnızlığıma, bugün sığınıyorum.
O'na de ki...

Kara kaplı bir deftere bir kaç satır yazmadan uykuya dalamıyorum.
Gizli bir bahçeden yükselen violonsel ve piano eşliğinde ise aynı kelimeleri farklı beyaz sayfalara her gece, her gece, bir kez daha, bir kez daha, bir kez daha yazıyorum;

Ona / "seni seviyorum" demek isterdim. /
Sesinin üzerine ağlamak /
Ve konuşmadan onu anlamak...
Bir hasret mektubu gibi gözlerine sığınmak isterdim.
Onu kucaklamak
Bağrıma basmak,
öpmek, koklamak...
O'na de ki O eğer o olmasaydı, uğruna ölebilirdim.
O, o olsaydı, Orada
Yanı başımda dursaydı / cennetleri cehennem / Sebepleri neden yapabilirdim.
Keşke şurada tekrar bulabilsem onu
Bıraktığım gibi...
Küçük bir gülümseme
Ve bir kaç damla gözyaşı ile...
O'nu
sevebilirdim.
emeğine sağlık kartalım ne olcak nan bu halımız Sad Sad
O'na de ki...

Duydum, herşeyi duydum... Şimdi bana onu anlatıyorlar.
Sanki başka bir insandan bahsediyorlar.
Ben mi büyük anlamlar yükleyerek tam(am)lamışım O'nu...
Öyleyse ne kadar yanılmışım.
Yaratırken bir masal prensesini çocuksu düşlerimde, kendimi ne kadar iyi kandırmışım.
Duyduklarım kara harflerle yazılacak masumiyet tarihine.
Kirletilmiş bir sayfaya, kalın uçlu simsiyah kalemlerle...
Bir Atilla İlhan şiiri gibi yazılanları yalnızca yaşayanlar anlayacak.
Şiirlerde bana, yalnızca O anlatılacak.
Biliyorum birgün kendisinin anlatıldığı şiirlere rastladığında yazılanları anlamayacak.
Zira tren çoktan uzaklaşmış olacak.
Hayatın karanlık bir ara istasyonunda yapayalnız kalanlar unutulmaya mahkum olacak.

O'na sor bakalım;
En çok ne eksik kaldı, biliyor mu?
Gerçi ben bilmesini beklemiyorum.
Beni anlamasını beklemediğim gibi.
Benimki geç kalmış bir veda ya da yanlış anlaşılmış bir aşka bir türlü konulamayan nokta, nokta, nokta.

O'nun için denk gelirse eğer, iki lafın arasına sıkıştırıver söyleyeceklerimi.

"Bana pişman olacak kadar bile zaman tanımadı."

Oysa her insan geriye dönüp baktığında "Acaba?" sorusunu sormak ister...
hata yapıp yapmadığını ufak bir zaman aralığında tartışmak gereğini hisseder...

İçinden çıkamadığı durumlarla karşılaştığı anlarda bir süre için "kaçma hakkını" kullanmak için beyaz yalanlar söyler...
Ben bunların hiçbirini yapamadım.
Yapacak zaman bulamadım.
Belki bu yüzden bugün ben yalnızca "iyi olmuş" diyebiliyorum.
Yanılmadığımı, hata yapmadığımı düşünebiliyorum.
Beni en çok işte bu yaralıyor.
Bu kadar haklı çıkmak insana pişman olma fırsatını tanımıyor.
İnsan pişman olamayınca da "bi daha" diyemiyor.
Ayrılık, ( "zamansız" olunca ) tüm ağırlığını omuz başına bırakıyor.

Ve o orada durduğu sürece ben bir daha hiç bir zaman benzer ağırlıkları kaldırmayı göze almayacağım.
Ortalama aşklara bir kez aldandım, bir daha aldanmayacağım.

Yanlış anlamasın sakın.
İstese de, istesem de, istesek de hiçbir zaman geri dönmeyeceğim.
Niyetim af dilemek değil, af etmek hiç değil...

Benimkisi eski bir dost'tan bir "hayat mahkumunun" son
istekleri, o kadar..

Onun sesini duymak istemiyorum, bir daha telefon etmeyeceğim.
Yüzünü zaten görmeyeceğim.
Bitip gidenlerin ardından artık ben de üzülemeyeceğim.

Gelsin bende kalan son parçasını, çantasını alsın, sırtındaki bavuluna yüklediği yalan hayatlarla uzaklara kaçsın.
O'na deki...

Ben o'nu düşlerimde yaşatacağım.
Sessizliğimde avaz avaz adını bağıracağım.
Yıllar sonra bir gün karşılaştığımızda uzun uzun yüzüne bakarken utanmayacağım. İzlerini taşıyan mezar taşı, baş köşemde duruyor.
Ama ayrılmak her zaman unutmak anlamına da gelmiyor.
Gözlerim hala gözlerine değiyor, ellerim havada boşluğu uzanan umutları yakalıyor.
Mutlu değildim, mutlu değilim, olmayacağım.
Merak etmesin, tersini düşünüp, kendini üzmesin.
O mutlu ise tebrik ederim.
Mutluluğunun devamını dilerim.
Ama şunu da bilmesini isterim ;

Bir gün bir uyku arasında rastlarsam ona, düşlerimde kendimi tutmayacağım.
O'nu o kadar çok özledim ki
Sarıldığımda ağlayacağım
O'nun, o güzel kalbini okşayacağım...
O na dekı sensız olmuyormus ....... o na dekı senı sevıyormus o na dekı senı özluyormus..
çok güzel yuregine sagLik Final de cok iç acitici Smile
O'nun dahil olmadığı bir hayatı yaşamak, artık pek de anlamlı gelmiyor... Sad

Yüreğine sağlık Serseri..Çok harika paylaşımlar..
:: CiMCiMe :: Adlı Kullanıcıdan Alıntı:O'nun dahil olmadığı bir hayatı yaşamak, artık pek de anlamlı gelmiyor... Sad

Yüreğine sağlık Serseri..Çok harika paylaşımlar..

sagol cımcıme begendıysen ne mutlu bana Confusedmiley17:Confusedmiley17:Confusedmiley17:
5461491yx6rh7.jpg

YALNIZIM

O'na de ki...


yapa yalnızım

canım kartalım ellerıne yuregıne o sewen yuregıne saglık
Sayfalar: 1 2 3