10-05-2007, Saat: 08:33 AM
öfkelerimin içinden susarak geciyorum..!
bir kar makinesi gibi
düşlerini derinliğime savurduğum kız;
şimdi hangi uyku avutur beni?..
içi geveze dolu Koca bir şehir
bende sustum
benden yalnız şehir...!
sustum dokuz/sekizlik şarkılarımı
çingene nefesli gırnatalarımı
hüzünlü gül sandıklarda,asma kilitli şiirlerimi sustum!
bir-birine abanan
bekareti esnek
muhabbeti beş para etmez kalabalıkları
taç yapraklı o hoyrat alizeleri papatyalarımın
sonra;sonra bir zamanları
baz alıclarını-frenk yemişlerini
iğde satan keciboynuzu sevinçlerimi
sustum haylaz MARTILARIN
o en derinindeki akıp duran_akıp duran...durmadan akan
akıpta dolaşan bulutlara karışan gözyaşlarımı,
sacı başı dağınık deniz yosunlarını
bağrını lodosa acmış limanlarını
tamda göğsünden yaralı filikalarını
mendirekten tuzlu,tenine sıçrayan köpüklerini
sustum bülbülün güle figanını!.....
düşlerimin içinden susarak geciyorum
bir kar makinası gibi
uzaklığını içime savurduğum kız;
şimdi hangi limanda bekleyeceğim seni
geri dönüp yürüsem gezdiğim yollardan
ne çok o(YASAK KELIME) gecmiş ömrümden..!
nereye dönsem.................../Dönemiyorum
düşlerini hızla yitiriyor yüreğim
dokunmuyorum artık anılarada
döndüğün yerlerde burakıyorum
yitirdiğim ve kirlendiğim yerde..!
içi boş zarflar bile göndermesin sevgili
"sevgili" diye gece kederime bastıklarım..!
namlusundan cıkmayan korkak bir kurşun gibi,varsın yazmasın
o korkak ellerinde sevgili...!
oysa bir gökyüzünde ay böylesine güzeldi
birde yeryüzünde sen!
ne çok sevdim ikinizide bir bilsen..
yaslarımın içinden susarak geciyorum
bir kar makinesi gibi
kalabalığını yalnızlığıma savurduğun kız
şimdi hangi sevda ayaz vurgunumu eritir?...
Dalmışım
içimde bütün kelimeler dalmış
güneş güne dalmış!
radyoda kısa dalgalı bir efkar,
yalnız gözlerim mi;
yüreğim uzaklığına dalmış...!
sustum AŞKA dair bütün efkarlarımı
içi ihanet dolu koca bir şehir;
bende sustum
benim kadar yalnız şehir..