10-05-2007, Saat: 09:39 PM
Kendimi karanlığa teslim ettiğim biranda geldin yüreğime, bir nefes kadar kısa gelip geçtin içimden sana ait herşeyi bırakarak..
Sonra sonra sahillerde ıssız gecelerde, gün batımlarında aradım hep seni...
Buram buram ben kokan tenine değince ellerim kavrulurdum..
Şimdi ne zaman aynaya baksam ben kokan tenin gelir aklıma, gözlerin gözlerime değse darlara düşer titrerim...
Gözlerimde arardım kendini ama yoktun orada..
Güvercin kanatlarına yüklediğin sevinçlerinle gelmiştin bana sıcak bir temmuz vakti..
Kurak, susuz ayak basılamayan yüreğime en güzel çiçeklerini ekmiştin. buram buram kokardı papatyalar,güller...
Sen kokardın..
Sessizce eserdi gönül bahçemdeki mevsimsiz büyüyen ağaç yaprakları gülüşünle..
Gidişinde gelişin gibi sessiz olmuştu aniden...
Sensizlik yollarında ve caddelerinde yürürken, adını haykırdım sessizce her tarafa... Cevap veremedin..
Nerelerdeydin kimbilirki? Kime sorsam başı önde, kimin gözlerine baksam, sessizliklere gömülüyordu..
İçimde bir sen daha kalmadı..
Ha bugün ha yarın deyip ertelediğim, söylemek istediğim halde söylemediğim nede çok şeylerim vardı, meğerse geç kalmışım...
Sen beni unutmak için yana döne yandıkça, bende seni unutmak için kahkahalarla hayatı tekrar sevmeye çalışıyorum...
Sana duyduğum o tertemiz sevgim kendime susmalara, kendime susmalar sana duyduğum özleme karışıyor...
Şimdi sustuğum bu karanlıklarımın alaycı acılarında anlıyorumki ben seni değil, sende hayat bulan beni hayat yapmışım sevda yollarımda..
ve yine anlıyorumki yok olan sen değilsin, yok olan kendi masumiyetimin ve inançlarımın güçlü yanları..
Şimdi sahip olduğum sensizlik ise beni yansıtan aynanın kırılan binbir parçasının her noktasında parçalanan suskun ruhumun sessiz gece çığlıkları..
Güle güle yüreğime
Biten sevdanla...
Aynı sıcaklığınla
Aynı gözlerinle...
Güle güle birdaha giremeyeceğin yüreğime...
Alıntı...