03-27-2011, Saat: 11:36 PM
İnce belli bir bardağın
dudağın ile buluştuğu noktada
...aklım herhangi bir hayale dalış hazırlığında…
Kalp nikelaj kaplı plastik bir acıdavuku…
Çıplak bir tevazu
Pardon?
Birazmütevazı ölür müsünüz lütfen?
Kulağımda barut uğultusu
karşımda flu bir aşk.
Dinleyin lütfen!
Bakın bakın yine sesinize bürünmüş kuşlar.
Fermanım yazılmış kahpe bir elle
avucumda mermi çekirdekleri
ölüm teorileri besliyorum ellerimle
ve iki el silah sesi:
Big bang!
Gözünüz aydın; revolver galip geldi
ruhum paramparça…
Daha anlaşılır bir dildeFarsça’da mesela
daha lüzumsuz bir vurguya konu olsanız hani…
Ben sizi bütün “sıhhatler olsun”lu dileklerle karşılayabilirdim
padişahların döndüğü Viyana kapılarında…
Lütfen bana biraz
kanunlardan bahseder misiniz?
Sahibi olduğunuz coğrafyanın surlarından atlamak
kaç ölüm ediyor?.
Acaba biraz
siner misiniz
içime?
Ben öyle güzel severim ki sizi
kokunuz ikinci ten olur tenimin üzerine.
Dinolar’ın Abidin bile bakakalır elindeki samur fırçayla
ve sözlükler mutluluğu tarif edemez
bknz: ile işaret ederler beni.
Yedi köyün delisi gelip muntazaman akıl alır benden.
İntihar kalkar aşkın müfredatından yerine gözlerinizi eklerler bir köşeye.
Hişşş!
Şimdi siz susunuz
içimin misafirlerini göndermeliyim bir tas suya.
Hepsi yedi uyurlar ve iyi sıhhatte olurlar inşallah….
İçinde"umman"ın geçtiği bir masalı
Ankara’nın karasal ikliminde uyuyan bir çocuğa izah etmek gibi sizi sezmek..
Hani “deniz nedir?” dese
gözlerininizi tarif etmem gerekecek…
Afedersiniz?
Biraz tanımlar mısınız kendinizi?
Hiç bir edebi ağıza sığmaz sıfatlar sizi tarif ediyorsa
eliniz örneğin
saçlarınız mesela…
Daha önce rica etmiştim
lütfen biraZ
mütevazı olur musunuz..?
Sizi
seviyorum da…
Küçükken gök gürleyince bilinçaltıma kaçardım ben
şimdi aklımın en ücra köşelerinde bile gözleriniz var…
Ne mutlu!
Gözleriniz;
akıl coğrafyamda sürgün yemiş bir devlet memuru
her kıvrımında beynimin varlığı ve birliği!
İki dünya arasında kayıp kıta gözleriniz
Atlantis dedikleri
koskoca bir yalan sizi görebilenlere…
Siz aslında
aşkın en yalın halisiniz
siz aslında
annemin birkaç nesil uzaktan benzerisiniz…
Size komik gelebilir amabir telefonun rakam şemasında arıyorum sizi
numaranızın isabet ettiği bütün harflerden anlamlar çıkarıp
cevaplamadığınız aramalarıma nedenler yaratıyorum.
"Duymadı"önce..
"Sessizde"sonra..
"Açmıyor" eylemine yaklaşılamıyor akılda...
Siz eskiden ne güzel "alo "derdiniz...
Hatırlıyorum ses tonunuzda Orpheus’un lir'i vardı
susuşunuzda Artemis'in oku..
Size gelinse deniz yoluyla
Atina ne dost bir liman
deniz ne dalgasız
barış ne sıcak kelime…
Bakar mısınız?
Cürmünüzbir kıta
örneğin antartika
eridi..
Çokça güler misiniz?
"Nazım" hayalinizle şiir yazmakta…
Şair dediğin zaten
bir çift göze gezegenleri sığdırabilmekte usta olmalı…
Fakat Tanrı sizi yaratırken öyle cömertçe
ve beni yaratırken öyle cimrice davranmış ki
akıl fakirhanemde
size benzetilecek bir tek söz öbeği dahi bulamıyorum bu karda kışta!
Siz aslında bir gamzeye saklanmış cennet kokususunuz
kim bilir belki de evrenin yaradılış sebebisiniz…
Sizin sebebinize yaratıldı belki Havva ana kaburga kemiğinden Adem babanın
sırf siz bir başkasına aşık olun diye yaratıldım ben belki de
Belki de hüzün benim göbek adımdır…
Belki de babanız şairdir
ve şiir koymuştur adınızı…
Belki de bu yüzden gece gündüz şiir okuyuşum
Sebebinizedir…
Bayanşimdi lütfen kendiniziömrüme adapte eder misiniz?
Ki siz ne de güzel ömür olursunuz…
Lütfen…
Saat geç oldu…
Bütün çocuklar uyumaklı ve inanmıyor artık Ankara’da çocuklar
suyun oluşturduğuna denizi
gözlerinizin yanında..
Siz en iyisi mi İzmir olun
gözleriniz denize nazır bi sayfiye yeri olsun mesela…
Bense emekli ikramiyemle yatıya geleyim gözlerinize…
Sarma tütün olsun cigaram
teneşirden önce siz paklayın mesela beni…
Siz en iyisi mi sevin beni çokça
benim sizi
deniz kadar sevdiğim gibi…