10-17-2007, Saat: 09:15 AM
Kalemin,fırçanın ve notaların artık duygularını ifade etmekte yetersiz kaldığı ya da yaşayacakları tüm anlar tükendiği için mi?...
Gün gelir yürekleri çatlar,acı sızar bedenlerine...Yıllarca her acıyı taşımış olan yürek gibi değildir diğer hücreler..Onlar bu yangına dayanamazlar ve her hücre kuru bir yaprak olup düşer ateşe..Yangın ele geçirince bedeni,son şiirler,son mektuplar yazılır...İntiharlardan geriye kalan en trajik belge,şüphesiz bir intihar mektubudur.İşte intihar eden bazı şair ve yazarlar...Ve bunlara ait intihar mektupları,şiirleri...
MAYAKOVSKI
4 Nisan 1930 günü,ünü yalnız ülkesinde değil,bütün dünyada yayılmış Vlamidir Mayakovski,aniden tabancası ile kendini vurdu.Beş yıl sonra,şair dostu Sergey Yesenin'i intihar ettiği için yazdığı bu şiirler eleştirirken,''Şu yaşamda en kolay işti ölmek..Asıl güç olan,yepyeni bir yaşama başlamak...''
Ancak ne var ki,kendisi de fazla dayanamaz hayatın yüküne.Bedenini kaplamıştır yüreğindeki ateş.Yesenin'in ''buluşmayı vaadediyor ileride bir gün'' diyerek gittiği ölüm,Mayaskovski'yi ilham verircesine ölüme sürükler ve Yesenin'den 5 yıl sonra,1930'da,cansız bedeninin yanında ''Son Mektup'' u bulunur.Mektubunda,ölümün sessizliği ve hüznü içinde seslenir geride kalanlara..
ATİLLA JOZSEF
''Raylarda çırpınır kanlarım sıcak'' dedikten sonra kendisini trenin altına bırakır...
BEŞİR FUAD
İntihar Mektubu;
5 Şubat 1887:''Ameliyatımı icra ettim,hiçbir ağrı duymadım.Kan aktıkça biraz sızlıyor.Kanım akarken baldızım aşağıya indi.Yazı yazıyorum,kapıyı kapadım,diyerek geri savdım.Bereket versin içeri girmedi.Bundan daha tatlı bir ölüm tasavvur edemiyorum.Kan aksın diye hiddetle kolumu kaldırdım.Baygınlık gelmeye başladı''...
SABAHAT HASTAOÄžLU
İntihar Mektubu;
Hiç tak ettiği oldu mu canınıza birşeylerin?
Kendinizi şu şehirden ya da dünyadan hatta evrenden dışarı atmak istediğiniz,yapayalnız hissettiğiniz benliğinizi kimsesiz bir sokak kedisi gibi? Ya da izbe bir parkın bankında çiseleyen bir yağmurun altında geceyi geçirmek istediniz mi?Hayatı hergün değişen ve karmaşıklaşan dertler yumağı olarak gördüğünüz,sabahlara kadar gözünüzü hiç kırpmadan efkarlı ve çaresiz bir vefasızı düşündüğünüz?Ahh keşke diye umutsuzca iç çektiğiniz?Sonra ağladığınız,yorulana kadar bitiverir diye...
Kahrolası aşk masalını bir kalemde silmek istediğiniz oldu mu?
Her geçen gün biraz daha umudunuz kırıldı mı yarınları düşünürken bir başınıza?
Sonra bir dost aradınız mı hep sadık,güvenilir ve samimi...
Uzaklara bakıp derin derin daldınız mı mutsuz ve umutsuzca?
Uçan kuşlara imrendiniz mi ne kadar özgür,temiz ve saflar diye...
Geçmiş günler canlandığında gözünüzde,neden diye sordunuz mu hiç kendinize?
Şimdi için kaygılandınız mı?
Ve gelecek içinse,satmışım anasını diyip boşverdiniz mi herşeye?
Sizi bilmem ama ben bunların hepsini yaptım,Anlayacağınız HAYATI DENEDİM...Ama olmadı,olamadı...Gönlümdeki öksüz çiçeği büyütemedim,soldu gitti,ruhumdaki mistik melodi sustu gitti..
Açıkçası ben beceremedim galiba umarsızca yaşamayı...
Mutluluğu bir çocuğun gözlerinde aramayı bilemedim,kuşların cıvıltısındaki o dinmez coşkuyu duyamadım..
Korkarım ben hiç kimseyi ölümüne sevmedim,sevemedim.O yüreği görmedim kendimde,kahretsin göremedim...
Önemli değil nasılsa artık bunların hiçbiri...
Biraz sonra dinecek bu feryatların hepsi,hayatını bitirecek bu şanssız,bahtsız kişi..
Yalan dünya;SONSUZA DEK ELVEDA...
PAUL CELAN
Toplama kamplarından kurtulmuş ünlü şair Paul Celan,kendini Seine nehrine atarak canına kıyar.Celan'ın ölüm havası şiirinden:
Siyah sütünü içiyoruz,sabahın akşam saatlerinde
Onu içiyoruz,öğle sabah demeden hep onu
Geceleri içiyoruz,habire içiyoruz
Bir mezar kazıyoruz gökyüzüne rahatça yatmak için
Adamın teki,bir evde yılanlarla oynuyor,yazıp çiziyor
Almanya'ya yazıyor karanlık çöktüğü vakit altın saçın Margarate
Onu yazıp evin önüne çıkıyor
Islıkla köpeklerini çağırıyor
Yıldızlar ışıyınca
Yahudilerini çağırıyor toprağa
Bir mezar kazsınlar diye
Ve bize buyruklar yağdırıyor
Oyun havaları çalmamız için........
Gün gelir yürekleri çatlar,acı sızar bedenlerine...Yıllarca her acıyı taşımış olan yürek gibi değildir diğer hücreler..Onlar bu yangına dayanamazlar ve her hücre kuru bir yaprak olup düşer ateşe..Yangın ele geçirince bedeni,son şiirler,son mektuplar yazılır...İntiharlardan geriye kalan en trajik belge,şüphesiz bir intihar mektubudur.İşte intihar eden bazı şair ve yazarlar...Ve bunlara ait intihar mektupları,şiirleri...
MAYAKOVSKI
4 Nisan 1930 günü,ünü yalnız ülkesinde değil,bütün dünyada yayılmış Vlamidir Mayakovski,aniden tabancası ile kendini vurdu.Beş yıl sonra,şair dostu Sergey Yesenin'i intihar ettiği için yazdığı bu şiirler eleştirirken,''Şu yaşamda en kolay işti ölmek..Asıl güç olan,yepyeni bir yaşama başlamak...''
Ancak ne var ki,kendisi de fazla dayanamaz hayatın yüküne.Bedenini kaplamıştır yüreğindeki ateş.Yesenin'in ''buluşmayı vaadediyor ileride bir gün'' diyerek gittiği ölüm,Mayaskovski'yi ilham verircesine ölüme sürükler ve Yesenin'den 5 yıl sonra,1930'da,cansız bedeninin yanında ''Son Mektup'' u bulunur.Mektubunda,ölümün sessizliği ve hüznü içinde seslenir geride kalanlara..
ATİLLA JOZSEF
''Raylarda çırpınır kanlarım sıcak'' dedikten sonra kendisini trenin altına bırakır...
BEŞİR FUAD
İntihar Mektubu;
5 Şubat 1887:''Ameliyatımı icra ettim,hiçbir ağrı duymadım.Kan aktıkça biraz sızlıyor.Kanım akarken baldızım aşağıya indi.Yazı yazıyorum,kapıyı kapadım,diyerek geri savdım.Bereket versin içeri girmedi.Bundan daha tatlı bir ölüm tasavvur edemiyorum.Kan aksın diye hiddetle kolumu kaldırdım.Baygınlık gelmeye başladı''...
SABAHAT HASTAOÄžLU
İntihar Mektubu;
Hiç tak ettiği oldu mu canınıza birşeylerin?
Kendinizi şu şehirden ya da dünyadan hatta evrenden dışarı atmak istediğiniz,yapayalnız hissettiğiniz benliğinizi kimsesiz bir sokak kedisi gibi? Ya da izbe bir parkın bankında çiseleyen bir yağmurun altında geceyi geçirmek istediniz mi?Hayatı hergün değişen ve karmaşıklaşan dertler yumağı olarak gördüğünüz,sabahlara kadar gözünüzü hiç kırpmadan efkarlı ve çaresiz bir vefasızı düşündüğünüz?Ahh keşke diye umutsuzca iç çektiğiniz?Sonra ağladığınız,yorulana kadar bitiverir diye...
Kahrolası aşk masalını bir kalemde silmek istediğiniz oldu mu?
Her geçen gün biraz daha umudunuz kırıldı mı yarınları düşünürken bir başınıza?
Sonra bir dost aradınız mı hep sadık,güvenilir ve samimi...
Uzaklara bakıp derin derin daldınız mı mutsuz ve umutsuzca?
Uçan kuşlara imrendiniz mi ne kadar özgür,temiz ve saflar diye...
Geçmiş günler canlandığında gözünüzde,neden diye sordunuz mu hiç kendinize?
Şimdi için kaygılandınız mı?
Ve gelecek içinse,satmışım anasını diyip boşverdiniz mi herşeye?
Sizi bilmem ama ben bunların hepsini yaptım,Anlayacağınız HAYATI DENEDİM...Ama olmadı,olamadı...Gönlümdeki öksüz çiçeği büyütemedim,soldu gitti,ruhumdaki mistik melodi sustu gitti..
Açıkçası ben beceremedim galiba umarsızca yaşamayı...
Mutluluğu bir çocuğun gözlerinde aramayı bilemedim,kuşların cıvıltısındaki o dinmez coşkuyu duyamadım..
Korkarım ben hiç kimseyi ölümüne sevmedim,sevemedim.O yüreği görmedim kendimde,kahretsin göremedim...
Önemli değil nasılsa artık bunların hiçbiri...
Biraz sonra dinecek bu feryatların hepsi,hayatını bitirecek bu şanssız,bahtsız kişi..
Yalan dünya;SONSUZA DEK ELVEDA...
PAUL CELAN
Toplama kamplarından kurtulmuş ünlü şair Paul Celan,kendini Seine nehrine atarak canına kıyar.Celan'ın ölüm havası şiirinden:
Siyah sütünü içiyoruz,sabahın akşam saatlerinde
Onu içiyoruz,öğle sabah demeden hep onu
Geceleri içiyoruz,habire içiyoruz
Bir mezar kazıyoruz gökyüzüne rahatça yatmak için
Adamın teki,bir evde yılanlarla oynuyor,yazıp çiziyor
Almanya'ya yazıyor karanlık çöktüğü vakit altın saçın Margarate
Onu yazıp evin önüne çıkıyor
Islıkla köpeklerini çağırıyor
Yıldızlar ışıyınca
Yahudilerini çağırıyor toprağa
Bir mezar kazsınlar diye
Ve bize buyruklar yağdırıyor
Oyun havaları çalmamız için........