10-17-2007, Saat: 01:32 PM
Yeşil Yusuf'çuk
Akar yeşil yusuf''çuk
akar bilmediğim ummalara
tercihine aldırmadan seçeneklerimin
asfalt çizgilerini ezen araba
Nadası bitmiştir ekilen düşlerimizin
Mart filizlenerek kapıdan gülümsemekte
çatı aralarına sıkışan kedilere
baharı müjdeleyerek çiçek açtırmakta
kışa yorgun düşen bedenlere
akar gönlümün yeşil yusufçuk''u
götürür beni bilmediğim diyarlara
herbir yeni durağı ardında eskiterek
senin gibi tüm çapı yeşil bir araba
Omuza yaslanan başa serilen
bir başka düşüncelere hakim sevgi
tek bir vücutta birleşir düşünceleri
yüzünü bedeniyle maskelemekte kızın
kanun gibi korumak isteyen delikanlı
dolanı çevrelerinde hüznün kâtibi
burkularak izlemekteler eskiyen durakları
Anımsa yeşil yusuf''çuk
şehrin muammalarına karışan insanların
mutluluklarına yerleşen hüznü anımsa
ifrazatı zorlanan düşünceleri(mizi) anımsa
seninle ne yollar arşınladık
sarnıçlarımızda ne cüzzam sevdalar çoğalttık
söylesene anımsayabiliyor musun
böylesine ürkek ve şefkatli sevdayı
söylesene ne işi var bunların
muammalara yolculuk eden insanların
herbir karesine tutsaklık bulaşmışlar arasında
Söylesene yeşil yusuf''çuk
tutsaklığı kabullenmek için
prangamı gerek bukağılara
yetmez mi düşüncelerimize yerleşen
kilitlenmiş düşüncesizlik
illa namlusunu hissetmek gerek
domuz suratlı gardiyanın
ya da emrini mi beklemek gerek
bira göbeği yapmış müdürün
Düşer kentin göbeğine
yerleşir koyu bir yalnızlık
hücre dediğin nedir ki
herkes kendi düşüncesinde hücrede değil mi yusuf''cuk
yalnızlık bir tecrit koğuşu değil midir
ve
bukağılarda sallanan hüzün
tutsaklık değil mi şehre
Umutlanıyorum yeşil yusuf''çuk
umutlanıyorum hüznümün arasında
içimde sevinç çığlıkları atılmakta
zor da olsa başarıyorum
yalnızlığa tutsak olmuş insanların arasından
tek vücut olmuş çifti dışarı atmayı
yüzlerinde ki mutlulukları
yüreğimin umut albümüne katarak
Akar yeşil yusuf''çuk
akar bilmediğim ummalara
paçasına kadar hüzün dolu
her köşesi bizim gibi yeşil araba
bu yolculuk
ya bir kanalizasyona gebe
ya da engin mavi denizlere
Selçuk ERKİ
Akar yeşil yusuf''çuk
akar bilmediğim ummalara
tercihine aldırmadan seçeneklerimin
asfalt çizgilerini ezen araba
Nadası bitmiştir ekilen düşlerimizin
Mart filizlenerek kapıdan gülümsemekte
çatı aralarına sıkışan kedilere
baharı müjdeleyerek çiçek açtırmakta
kışa yorgun düşen bedenlere
akar gönlümün yeşil yusufçuk''u
götürür beni bilmediğim diyarlara
herbir yeni durağı ardında eskiterek
senin gibi tüm çapı yeşil bir araba
Omuza yaslanan başa serilen
bir başka düşüncelere hakim sevgi
tek bir vücutta birleşir düşünceleri
yüzünü bedeniyle maskelemekte kızın
kanun gibi korumak isteyen delikanlı
dolanı çevrelerinde hüznün kâtibi
burkularak izlemekteler eskiyen durakları
Anımsa yeşil yusuf''çuk
şehrin muammalarına karışan insanların
mutluluklarına yerleşen hüznü anımsa
ifrazatı zorlanan düşünceleri(mizi) anımsa
seninle ne yollar arşınladık
sarnıçlarımızda ne cüzzam sevdalar çoğalttık
söylesene anımsayabiliyor musun
böylesine ürkek ve şefkatli sevdayı
söylesene ne işi var bunların
muammalara yolculuk eden insanların
herbir karesine tutsaklık bulaşmışlar arasında
Söylesene yeşil yusuf''çuk
tutsaklığı kabullenmek için
prangamı gerek bukağılara
yetmez mi düşüncelerimize yerleşen
kilitlenmiş düşüncesizlik
illa namlusunu hissetmek gerek
domuz suratlı gardiyanın
ya da emrini mi beklemek gerek
bira göbeği yapmış müdürün
Düşer kentin göbeğine
yerleşir koyu bir yalnızlık
hücre dediğin nedir ki
herkes kendi düşüncesinde hücrede değil mi yusuf''cuk
yalnızlık bir tecrit koğuşu değil midir
ve
bukağılarda sallanan hüzün
tutsaklık değil mi şehre
Umutlanıyorum yeşil yusuf''çuk
umutlanıyorum hüznümün arasında
içimde sevinç çığlıkları atılmakta
zor da olsa başarıyorum
yalnızlığa tutsak olmuş insanların arasından
tek vücut olmuş çifti dışarı atmayı
yüzlerinde ki mutlulukları
yüreğimin umut albümüne katarak
Akar yeşil yusuf''çuk
akar bilmediğim ummalara
paçasına kadar hüzün dolu
her köşesi bizim gibi yeşil araba
bu yolculuk
ya bir kanalizasyona gebe
ya da engin mavi denizlere
Selçuk ERKİ