10-20-2007, Saat: 11:07 AM
1-) Doğduğum zaman miniminnacık ama sevimli bir çocuktum:
2-) Sonra biraz daha büyüdüm ve daha sevimli bir çocuk oldum:
3-) Eee, insanoğlu bu; büyümesi, gelişmesi bitmiyor. Bu yüzden ben yine biraz daha büyüdüm ve daha da sevimli bir çocuk oldum:
4-) Fakat büyüdükçe biraz yaramaz bir çocuk oldum. Fazla yaramazlık yapmayayım diye annem beni sık sık duvara asardı; ben de misafirlerin ayak altında dolaşamaz; sehpalara, kanepelere tırmanamaz, vazoları filan kıramazdım. Böylece herkes çok rahat ederdi:
5-) İşte size yaptığım ve annemin çok kızdığı yaramazlıklarımdan biri... Annem çok kızmıştı bu yaramazlığıma, ama ne yapayım? Hava çok sıcaktı; duş almak istemiştim, boyum da sadece klozete yetmişti:
6-) Annem zaten çok temizlik sever bir kadındı; eline ne geçerse yıkardı. Yıkarken de Omo kullanırdı. Hatta karşı komşumuzun oğlu Michael ağabey vardı. Annem onun biraz fazla kirli olduğunu düşündü bir gün ve yine Omo kullanarak yıkadı. Oğlan bembeyaz oldu, eski siyahlığından eser kalmadı. Şimdi Michael Ağabey büyüdü, ünlü bir sanatçı oldu. Her konserinde anneme "Allah razı olsun" diye teşekkür eder:
7-) İşte bu da benim babam. O zamanlar yaşlıydı ama deli-dolu bir adamdı. Fotoğrafta da görebileceğiniz gibi annem babamın gözlerindeki o güzelim ifadeye vurulmuş ve yıldırım nikâhıyla evlenmişler:
8-) Babamın av merakı vardı, yalnız biraz sakardı. Üstelik bir de talihsizdi de... Bir gün ormana babamla beraber ayı avlamaya gitmiştik, ama aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz gibi ayıyı bu halde yakalayınca ayı, bunu namus meselesi yaptı ve babamın tüfeğini elinden kaptığı gibi bayır aşağı kovalamaya başladı:
9-) Yine bir gün babamla geyik avlamaya gitmiştik ormana, fakat geyik babamdan daha akıllı çıktı... Babam sürekli kendi kendine "Allah Allah, bu geyik şimdi buradaydı, nereye gitti?" diye sorup durdu:
10-) Hayvansız kalmayalım diye bu sefer evimize bir kedi aldık. Fakat bu kedi de bir gün evde otururken televizyonda bir amca gördü ve: "Ah ulan ah, böyle adamlara sunuculuk yaptırılan bir ülkede yaşanır mı beaaaa" diyerek intihar etti:
2-) Sonra biraz daha büyüdüm ve daha sevimli bir çocuk oldum:
3-) Eee, insanoğlu bu; büyümesi, gelişmesi bitmiyor. Bu yüzden ben yine biraz daha büyüdüm ve daha da sevimli bir çocuk oldum:
4-) Fakat büyüdükçe biraz yaramaz bir çocuk oldum. Fazla yaramazlık yapmayayım diye annem beni sık sık duvara asardı; ben de misafirlerin ayak altında dolaşamaz; sehpalara, kanepelere tırmanamaz, vazoları filan kıramazdım. Böylece herkes çok rahat ederdi:
5-) İşte size yaptığım ve annemin çok kızdığı yaramazlıklarımdan biri... Annem çok kızmıştı bu yaramazlığıma, ama ne yapayım? Hava çok sıcaktı; duş almak istemiştim, boyum da sadece klozete yetmişti:
6-) Annem zaten çok temizlik sever bir kadındı; eline ne geçerse yıkardı. Yıkarken de Omo kullanırdı. Hatta karşı komşumuzun oğlu Michael ağabey vardı. Annem onun biraz fazla kirli olduğunu düşündü bir gün ve yine Omo kullanarak yıkadı. Oğlan bembeyaz oldu, eski siyahlığından eser kalmadı. Şimdi Michael Ağabey büyüdü, ünlü bir sanatçı oldu. Her konserinde anneme "Allah razı olsun" diye teşekkür eder:
7-) İşte bu da benim babam. O zamanlar yaşlıydı ama deli-dolu bir adamdı. Fotoğrafta da görebileceğiniz gibi annem babamın gözlerindeki o güzelim ifadeye vurulmuş ve yıldırım nikâhıyla evlenmişler:
8-) Babamın av merakı vardı, yalnız biraz sakardı. Üstelik bir de talihsizdi de... Bir gün ormana babamla beraber ayı avlamaya gitmiştik, ama aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz gibi ayıyı bu halde yakalayınca ayı, bunu namus meselesi yaptı ve babamın tüfeğini elinden kaptığı gibi bayır aşağı kovalamaya başladı:
9-) Yine bir gün babamla geyik avlamaya gitmiştik ormana, fakat geyik babamdan daha akıllı çıktı... Babam sürekli kendi kendine "Allah Allah, bu geyik şimdi buradaydı, nereye gitti?" diye sorup durdu:
10-) Hayvansız kalmayalım diye bu sefer evimize bir kedi aldık. Fakat bu kedi de bir gün evde otururken televizyonda bir amca gördü ve: "Ah ulan ah, böyle adamlara sunuculuk yaptırılan bir ülkede yaşanır mı beaaaa" diyerek intihar etti: