10-29-2007, Saat: 10:49 AM
Aşkı Anlatmak Zordur!.. / NediR AşK..!!
Fildişi Kulesi sığınağında bir grup, zoraki olarak birliktedir. Hava alabildiğine soğuktur; ancak burada bedeni ve ruhu tatlı tatlı okşayan, huzur aşılayan bir serinlik vardır. Bahçedeki yaşlı beş ceviz ağacı heybetiyle göz almaktadır. Birkaç adım ötede bodur bitkiler göze çarpar. Biraz yaklaşılınca bunların yabani otlar arasında kaybolmuş çilek olduğu görülecektir. Burası yıllar önce terk edilmiş bir dağ evidir. Kırık iskemlesi, çürümüş kanepeleri, toz ve örümcek ağlarından fark edilmeyen gaz lambaları, kırılmış camları, otların ve küfün erittiği kapısı, iğrenç olduğu kadar ürperten küf kokusu, lakin bulunduğu konum itibariyle muhteşem manzarası ve huzur dolu ahengiyle tek odalı bir mekandır. Huzur veren coşkuyu muazzam bir savurganlıkla dağıtan derenin yanı başındaki ulu, vakur ve haşmetiyle muhteşem olduğu kalın gövdesinin kıvrımlarından anlaşılan çınarı kesmişler; o inatla kök salmaya, yaşama tutunmaya çalışmaktadır. Grup üyeleri şöyle tanımladılar mevcut tabloyu hep bir ağızdan: "Kaf Dağı'nın ardında periler tarafından iğneyle kuyu kazar gibi ince ince işlenmiş bir köşkün, semada bulutlar arasında yıldızlarla süslenip, yeryüzünün en güzel parçasına kondurulmasıdır bu gördüklerimiz." Grup üyeleri her akşam ateş çevresinde bir araya gelerek hayata dair çözümlemeler yapmaktadır. Bu akşam kainatın büyüsü aşkı tartışacaklar...
ÇOBAN
Aşk, Rabb'e uzanan bir kapıdır. Erişilmezlik yangınında kavrulan tutkunun tanımsız labirentlerde pervasızca savrulmasıdır. Aşk bir faniye feda edilebilecek kadar değersiz olamaz. Bu olsa olsa 'ortak menfaatlerin paylaşım ürünü' ve yeryüzünün en kuvvetli bağı SEVGİDİR. Ulaşılması mümkün olan bir şeye karşı hissedilen duygu, aşkın fani aleme yansıttığı ve Allah'a ulaşma yolunun vasıtasından başkası değildir. Bu öyle bir güçtür ki; Yunus'u, Mevlana'yı yakan, Hallac–ı Mansur'a 'Ene'l Hak' kapısını açan, uğruna destanlar yazılan, gözyaşlarına, hüzne yol veren....
DERVİŞ Dostum kula aşk Allah'a aşkın bir okuludur.
ENTEL
Mathilde ve Julien arasındaki ihtiras ve gurur savaşından doğan aşkı tanımlamak zor olsa da bir cinayet, idam cezası ve sonrasında Mathilde'nin yaptığı fedakarlıklar önemli ipuçları verebilir. (Stendhal, Kırmızı ve Siyah)
BİLGİÇ (Alaycı bir mimik eşliğinde)
Ben Eros'u bulmak için Psyche'yi tapınak tapınak dolaştıran ve büyük acılara düçar eden aşka hayranım!
UMURSAMAZ
Aşkın cinsel arzunun bir kılıfı olduğuna kati olarak inanan onlarca insan tanıdım.
BİLGİÇ Haklı olabilirler. Zira cinsel arzunun öldürülmesi halinde aşk ve sevginin olmayacağını ayan beyan görüyorum.
(Derin bir uğultuyla birlikte dark mavimtırak bir ışık süzülür odaya... Gelen Nietszche'nin ruhudur).
NİETZSCHE'NİN RUHU
Sizin şehvet itinize benim güvenim yok.
ÇOBAN
Bu anlam kargaşasından doğan bir yanılsama. Aşk ya da sevgi hisleri beslemediğin bir bayana cinsel arzu duyabilirsin değil mi?
UMURSAMAZ VE BİLGİÇ AYNI ANDA
Elbette. Bu normal.
ÇOBAN Öyleyse bu iki kavramı aynı istikamette ele alarak bir sonuca varmak mantıken hatalıdır. Şehvet ve aşk sadece birbirlerini körükleme açısından benzeşir.
Koro
Belki de aşk diye bir şey yok. Herkes ne hissediyorsa onun aşk olduğunu sanıyor.
Erkekler korosu
Hatırla, güzelliğine çarpıldığından, konuşurken kekelediğinden, kalbin yüreğinden çıkacakmış gibi olduğundan bir süre birlikte olduktan sonra kaçmaya çalıştığını...
Koro
Ve güzellik gözün aldatmacasından başkası değildir.
(Derin bir uğultuyla birlikte dark mavimtrak bir ışık süzülür odaya... Gelen Arthur Rimbaud'un ruhudur).
RİMBAUD'UN RUHU
Neden aşktan öldüğümü hiç bilebilir misiniz?
Bilebilir misiniz niçin sarhoşluktan yanar içim?
(Bu sırada 20. yüzyılın modern giyimli, duygulu genci sahneye girer.)
LİRİK MUASIR
Adına ne dersen de, sonucu nasıl yorumlarsan yorumla sen o enerjinin yüreğini titrettiğini, bedenini sarstığını, zihnini allak bullak ettiğini, mantığı boğduğunu, gerçekleri toz pembe bir kar örtüsünün altına ittiğini bilmez misin? Hayat bir anda durur; sadece sen ve odur soluk alan. Kalbin galeyana gelir, dilin kilitlenir, beyin hücrelerinin her bir zerresinde o vardır; gerisi anlamsızdır. Bu süreçteki duygular; aksilik kaldırmaz, engel tanımaz... Dağları deler, çöllere düşer, saçları bir gecede ak eder, Azrail'den ölüm çaldırır...
ÇOBAN
Yokluğuna üzüldüğün oranda varlığına sevinemeyeceğin bir 'bağlılık' yanıltır. Elleri ellerinin arasında ilk kez salındığı an; öleceğini sanmıştın ama... Özlemlerin, hayallerin gerçeklik büyüsüyle yüz göz olunca hayatta peşinden koşulan en önemli unsur gibi gözüken birçok şeyin ne kadar değersiz olabileceği kanıtlandı. Gerçek şu ki; bu dünyanın hiçbir şeyi seni tatmin etmez. Hayallerinde yaşattıkların çok güzeldi; gerçekler ne yazık ki büyüttüğün bu değerlerin yanında sönük birer yıldız.
ENTEL
Çapulsuz bir hiç olsan, güzel de olmasan ve bunların yanında bir dizi menfi fenomene rağmen seninle olmayı hayatın yegane mutluluğu gören biri olur mu? Cafcaflı bir ev, şatafatlı bir araba, debdebeli bir hayat için erkeğini satan çok kadın tanıdım. Yalnız bana, ne olur, o inanmadığım yaşanmış olmasına ihtimal vermediğim dillerde iğreti duran destanları anlatma.
DERVİŞ Gerçek aşk sadece Allah'a yöneliktir değil mi?
ÇOBAN
Bu saf, arı, mükemmel bir bağdır. Bana sorarsan bunu ifade etmede 'aşk' lafzı bile yetersizdir. Ama unutma! İki kavram da aynı fırının ekmeğidir. Lamia Hanım'la tanıştıktan sonra hayata 48 yaşında yeniden başlayan Cemil Meriç; "Kelimelerin birer buse, dudaklarınla yazıyor gibisin. Birer ateş kelimelerin, kalbinle yazıyor gibisin. Kelimelerin birer iksir, usarenle yazıyor gibisin." diye yazarken yalan mı söylüyor ENTEL beyefendi?
Recaizade Ekrem'e şunu yazdıran;
Gül hazin, sünbül perişan... Bağzarın şevki yok;
Dernâk olmuş hezâr–ı mağmekârın şevki yok;
Başka bir hâleyle çağlar, cüybârın şevki yok;
Ah eder, inler nesim–i bi–karârın şevki yok;
Geldi ammâ neyleyim, sensiz bahârın şevki yok.
Abdülhak Hamit'i Makber'de şöyle inleten;
Eyvâh, ne yer, ne yâr kaldı
Gönlüm dolu âh ü zâr kaldı
Şimdi buradaydı, gitti elden
Gitti ebede, gelip ezelden.
Ben gittim, o hâksâr kaldı;
Duydum, seni istiyor bu vicdan,
Bildim, sana vasıl oldu cânân.
Tekrar buyur fakat hâyâtın,
Can ver ona, vermedinse derman.
Meçhul aşık'a şu satırları kaydettiren;
"Hiç vicdan yok mudur sende, hiç mi acımazsın, hiç mi usanmazsın cefadan... Vasıl olmadı, olmayacak bir hoş nida, kalmadı bir damla ümidim artık... Yevm–i matemdir bugün. Zi şuur mahkum, bi şuur mahkum sükunet–i ebediyyeye. Gül solsun, bülbül sussun, derya durulsun, dünya dursun, kainat o sükun mezarlığına ikame eylesin."
.. gücü inkar mı edeceksin?
DERVİŞ
Şimdi Said'i Nursi'ye kulak vermenin tam sırasıdır: Aşk, şiddetli bir muhabbettir; fani mahbublara müteveccih olduğu vakit ya o aşk kendi sahibini daimi bir azap ve elemde bırakır, veyahut o mecazi mahbub, o şiddetli muhabbetin fiyatına değmediği için baki bir mahbubu arattırır; aşk–ı mecazi, aşk–ı hakikiye inkılap eder.
UMURSAMAZ
Aşk sonsuz değil midir?
ÇOBAN
Sevdiği için ölen, kendini yakan, belki dağları delen, gözlerinden kan akıtarak âmâ olan insanları küçümsememelisin. Bu bağ, aşk kıvılcımıdır. Ne yazık bu ateş, emele ulaştıktan sonra erimekte ve zamanla başka bir bağa dönüşmektedir. Yeryüzünün en güçlü bağı sevgiye...
DERVİŞ Dokunmak gerekli o zaman, M. Abdülfettah Şahin'in satırlarına: Sevgi, dünyaya her varlıkta en esaslı bir kuvvettir. Yeryüzünde yenemeyeceği hasımı yoktur. Sevmeyen ruhların olgunlaşıp insani semalara yükselmelerine imkan yoktur. Evet, onlar yüzlerce sene yaşasalar dahi olgunluk adına bir çuvaldız boyu yol alamazlar.
(Derin bir uğultuyla birlikte dark mavimtırak bir ışık süzülür odaya... Gelen Stendhal'ın ruhudur.)
STENDHAL'IN RUHU
Dinleyin beni. Böyle irdelenmiş görmediniz aşkı başka yerde. Kulak kabartın benim aşk tasnifime.
Tutkulu aşk: Yakıcı, umutsuz sevgi biçimi. Bu aşkın şiddeti sevgililerin birbirine kavuşamamasında yatmaktadır. Bu türde aşk, cinselliği yüceltirken manevi bir boyut kazanır.
Fiziksel aşk: Avlanmaktasınızdır. Birdenbire, genç ve güzel bir kıza rastlarsınız. Kız, ormanın içlerine doğru soluk soluğa kaçar... On altı yaşınızda aşk hayatınız buradan başlar.
Salon aşkı: l760'a doğru Paris'te kendini göstermeye başlayan son derece görgülü, yapmacık tavırlı bir ilişki biçimi. Bu tür aşklarda hiçbir tatsız şeye yer yoktur; çünkü bu görgü kurallarının, ince zevkin, nezaketin çiğnenmesi olur.
Gösteriş aşkı: Erkek ve kadınların toplumda önemli bir yeri ve itibarı olan kişilere olan bağlılığıdır.
ENTEL
Kanada Toronto Üniversitesi'nin karakter tahlilinde yola çıkarak yaptığı ayırımı da ben aktarayım bari.
Eros: Cinsel istekleri güçlü, duygulu ve kendine güvenli kişilerdir. Fiziksel güzelliğe önem vermektedirler.
Ludus: Sadece hazza önem verir; ama sorumluluktan ve güçlü bağlantılardan kaçınır.
Storge: İyi dost olurlar, şefkatlidirler; ama tutkulu değillerdir.
Bu üç ana türün karışımıyla üç aşk türü daha ortaya çıkar:
Mania: Çok çabuk kıskançlığa dönüşebilen, saplantılı aşk.
Pragma: Uyuma ve uzlaşmaya önem veren gerçekçi aşk.
Agape: Kişinin kendini sildiği, fedakarlık ve görev duygusuyla dolu aşk.
BİLGİÇ Sevda ile sevgi aynı şey midir peki? Uzun süreli birlikteliklerde hangisi daha elzemdir?
ÇOBAN
Aşk sevdaya, sevda sevgiye dönüşürse kalıcı beraberlikler doğar.
Koro
Körleştiren sevgi uzun süreli olamaz.
ÇOBAN
Ah! "Romantik aşk, kadınların gerçek durumunu ve ekonomik bağımlılık yükünü gözlerden gizleyen bir davranıştır; erkeğin kendi mutlak gücünden kadınlara yaptığı "bağışlardır" diyen Kate Millet'e ne denli yanıldığını bir anlatabilsem.
ENTEL
Erkeğin, uğruna şair olması, gözyaşına teslim olması, ölümle oynaşması küçümseniyor mu ne?
BİLGİÇ Mecnun da, Kerem de, Ferhat da çok üzülecek...
Koro
Mutlu sonla biten aşk var mı?
ÇOBAN
Mecazi aşk, menfaatperesttir.
DERVİŞ
O halde şimdi Bediüzzaman Said Nursi'yi dinleyelim: Aşk ücret ister ve mukabele talep eder. Aşkın ağlamaları, bir nevi taleptir, bir ücret istemektedir.
Fildişi Kulesi sığınağında bir grup, zoraki olarak birliktedir. Hava alabildiğine soğuktur; ancak burada bedeni ve ruhu tatlı tatlı okşayan, huzur aşılayan bir serinlik vardır. Bahçedeki yaşlı beş ceviz ağacı heybetiyle göz almaktadır. Birkaç adım ötede bodur bitkiler göze çarpar. Biraz yaklaşılınca bunların yabani otlar arasında kaybolmuş çilek olduğu görülecektir. Burası yıllar önce terk edilmiş bir dağ evidir. Kırık iskemlesi, çürümüş kanepeleri, toz ve örümcek ağlarından fark edilmeyen gaz lambaları, kırılmış camları, otların ve küfün erittiği kapısı, iğrenç olduğu kadar ürperten küf kokusu, lakin bulunduğu konum itibariyle muhteşem manzarası ve huzur dolu ahengiyle tek odalı bir mekandır. Huzur veren coşkuyu muazzam bir savurganlıkla dağıtan derenin yanı başındaki ulu, vakur ve haşmetiyle muhteşem olduğu kalın gövdesinin kıvrımlarından anlaşılan çınarı kesmişler; o inatla kök salmaya, yaşama tutunmaya çalışmaktadır. Grup üyeleri şöyle tanımladılar mevcut tabloyu hep bir ağızdan: "Kaf Dağı'nın ardında periler tarafından iğneyle kuyu kazar gibi ince ince işlenmiş bir köşkün, semada bulutlar arasında yıldızlarla süslenip, yeryüzünün en güzel parçasına kondurulmasıdır bu gördüklerimiz." Grup üyeleri her akşam ateş çevresinde bir araya gelerek hayata dair çözümlemeler yapmaktadır. Bu akşam kainatın büyüsü aşkı tartışacaklar...
ÇOBAN
Aşk, Rabb'e uzanan bir kapıdır. Erişilmezlik yangınında kavrulan tutkunun tanımsız labirentlerde pervasızca savrulmasıdır. Aşk bir faniye feda edilebilecek kadar değersiz olamaz. Bu olsa olsa 'ortak menfaatlerin paylaşım ürünü' ve yeryüzünün en kuvvetli bağı SEVGİDİR. Ulaşılması mümkün olan bir şeye karşı hissedilen duygu, aşkın fani aleme yansıttığı ve Allah'a ulaşma yolunun vasıtasından başkası değildir. Bu öyle bir güçtür ki; Yunus'u, Mevlana'yı yakan, Hallac–ı Mansur'a 'Ene'l Hak' kapısını açan, uğruna destanlar yazılan, gözyaşlarına, hüzne yol veren....
DERVİŞ Dostum kula aşk Allah'a aşkın bir okuludur.
ENTEL
Mathilde ve Julien arasındaki ihtiras ve gurur savaşından doğan aşkı tanımlamak zor olsa da bir cinayet, idam cezası ve sonrasında Mathilde'nin yaptığı fedakarlıklar önemli ipuçları verebilir. (Stendhal, Kırmızı ve Siyah)
BİLGİÇ (Alaycı bir mimik eşliğinde)
Ben Eros'u bulmak için Psyche'yi tapınak tapınak dolaştıran ve büyük acılara düçar eden aşka hayranım!
UMURSAMAZ
Aşkın cinsel arzunun bir kılıfı olduğuna kati olarak inanan onlarca insan tanıdım.
BİLGİÇ Haklı olabilirler. Zira cinsel arzunun öldürülmesi halinde aşk ve sevginin olmayacağını ayan beyan görüyorum.
(Derin bir uğultuyla birlikte dark mavimtırak bir ışık süzülür odaya... Gelen Nietszche'nin ruhudur).
NİETZSCHE'NİN RUHU
Sizin şehvet itinize benim güvenim yok.
ÇOBAN
Bu anlam kargaşasından doğan bir yanılsama. Aşk ya da sevgi hisleri beslemediğin bir bayana cinsel arzu duyabilirsin değil mi?
UMURSAMAZ VE BİLGİÇ AYNI ANDA
Elbette. Bu normal.
ÇOBAN Öyleyse bu iki kavramı aynı istikamette ele alarak bir sonuca varmak mantıken hatalıdır. Şehvet ve aşk sadece birbirlerini körükleme açısından benzeşir.
Koro
Belki de aşk diye bir şey yok. Herkes ne hissediyorsa onun aşk olduğunu sanıyor.
Erkekler korosu
Hatırla, güzelliğine çarpıldığından, konuşurken kekelediğinden, kalbin yüreğinden çıkacakmış gibi olduğundan bir süre birlikte olduktan sonra kaçmaya çalıştığını...
Koro
Ve güzellik gözün aldatmacasından başkası değildir.
(Derin bir uğultuyla birlikte dark mavimtrak bir ışık süzülür odaya... Gelen Arthur Rimbaud'un ruhudur).
RİMBAUD'UN RUHU
Neden aşktan öldüğümü hiç bilebilir misiniz?
Bilebilir misiniz niçin sarhoşluktan yanar içim?
(Bu sırada 20. yüzyılın modern giyimli, duygulu genci sahneye girer.)
LİRİK MUASIR
Adına ne dersen de, sonucu nasıl yorumlarsan yorumla sen o enerjinin yüreğini titrettiğini, bedenini sarstığını, zihnini allak bullak ettiğini, mantığı boğduğunu, gerçekleri toz pembe bir kar örtüsünün altına ittiğini bilmez misin? Hayat bir anda durur; sadece sen ve odur soluk alan. Kalbin galeyana gelir, dilin kilitlenir, beyin hücrelerinin her bir zerresinde o vardır; gerisi anlamsızdır. Bu süreçteki duygular; aksilik kaldırmaz, engel tanımaz... Dağları deler, çöllere düşer, saçları bir gecede ak eder, Azrail'den ölüm çaldırır...
ÇOBAN
Yokluğuna üzüldüğün oranda varlığına sevinemeyeceğin bir 'bağlılık' yanıltır. Elleri ellerinin arasında ilk kez salındığı an; öleceğini sanmıştın ama... Özlemlerin, hayallerin gerçeklik büyüsüyle yüz göz olunca hayatta peşinden koşulan en önemli unsur gibi gözüken birçok şeyin ne kadar değersiz olabileceği kanıtlandı. Gerçek şu ki; bu dünyanın hiçbir şeyi seni tatmin etmez. Hayallerinde yaşattıkların çok güzeldi; gerçekler ne yazık ki büyüttüğün bu değerlerin yanında sönük birer yıldız.
ENTEL
Çapulsuz bir hiç olsan, güzel de olmasan ve bunların yanında bir dizi menfi fenomene rağmen seninle olmayı hayatın yegane mutluluğu gören biri olur mu? Cafcaflı bir ev, şatafatlı bir araba, debdebeli bir hayat için erkeğini satan çok kadın tanıdım. Yalnız bana, ne olur, o inanmadığım yaşanmış olmasına ihtimal vermediğim dillerde iğreti duran destanları anlatma.
DERVİŞ Gerçek aşk sadece Allah'a yöneliktir değil mi?
ÇOBAN
Bu saf, arı, mükemmel bir bağdır. Bana sorarsan bunu ifade etmede 'aşk' lafzı bile yetersizdir. Ama unutma! İki kavram da aynı fırının ekmeğidir. Lamia Hanım'la tanıştıktan sonra hayata 48 yaşında yeniden başlayan Cemil Meriç; "Kelimelerin birer buse, dudaklarınla yazıyor gibisin. Birer ateş kelimelerin, kalbinle yazıyor gibisin. Kelimelerin birer iksir, usarenle yazıyor gibisin." diye yazarken yalan mı söylüyor ENTEL beyefendi?
Recaizade Ekrem'e şunu yazdıran;
Gül hazin, sünbül perişan... Bağzarın şevki yok;
Dernâk olmuş hezâr–ı mağmekârın şevki yok;
Başka bir hâleyle çağlar, cüybârın şevki yok;
Ah eder, inler nesim–i bi–karârın şevki yok;
Geldi ammâ neyleyim, sensiz bahârın şevki yok.
Abdülhak Hamit'i Makber'de şöyle inleten;
Eyvâh, ne yer, ne yâr kaldı
Gönlüm dolu âh ü zâr kaldı
Şimdi buradaydı, gitti elden
Gitti ebede, gelip ezelden.
Ben gittim, o hâksâr kaldı;
Duydum, seni istiyor bu vicdan,
Bildim, sana vasıl oldu cânân.
Tekrar buyur fakat hâyâtın,
Can ver ona, vermedinse derman.
Meçhul aşık'a şu satırları kaydettiren;
"Hiç vicdan yok mudur sende, hiç mi acımazsın, hiç mi usanmazsın cefadan... Vasıl olmadı, olmayacak bir hoş nida, kalmadı bir damla ümidim artık... Yevm–i matemdir bugün. Zi şuur mahkum, bi şuur mahkum sükunet–i ebediyyeye. Gül solsun, bülbül sussun, derya durulsun, dünya dursun, kainat o sükun mezarlığına ikame eylesin."
.. gücü inkar mı edeceksin?
DERVİŞ
Şimdi Said'i Nursi'ye kulak vermenin tam sırasıdır: Aşk, şiddetli bir muhabbettir; fani mahbublara müteveccih olduğu vakit ya o aşk kendi sahibini daimi bir azap ve elemde bırakır, veyahut o mecazi mahbub, o şiddetli muhabbetin fiyatına değmediği için baki bir mahbubu arattırır; aşk–ı mecazi, aşk–ı hakikiye inkılap eder.
UMURSAMAZ
Aşk sonsuz değil midir?
ÇOBAN
Sevdiği için ölen, kendini yakan, belki dağları delen, gözlerinden kan akıtarak âmâ olan insanları küçümsememelisin. Bu bağ, aşk kıvılcımıdır. Ne yazık bu ateş, emele ulaştıktan sonra erimekte ve zamanla başka bir bağa dönüşmektedir. Yeryüzünün en güçlü bağı sevgiye...
DERVİŞ Dokunmak gerekli o zaman, M. Abdülfettah Şahin'in satırlarına: Sevgi, dünyaya her varlıkta en esaslı bir kuvvettir. Yeryüzünde yenemeyeceği hasımı yoktur. Sevmeyen ruhların olgunlaşıp insani semalara yükselmelerine imkan yoktur. Evet, onlar yüzlerce sene yaşasalar dahi olgunluk adına bir çuvaldız boyu yol alamazlar.
(Derin bir uğultuyla birlikte dark mavimtırak bir ışık süzülür odaya... Gelen Stendhal'ın ruhudur.)
STENDHAL'IN RUHU
Dinleyin beni. Böyle irdelenmiş görmediniz aşkı başka yerde. Kulak kabartın benim aşk tasnifime.
Tutkulu aşk: Yakıcı, umutsuz sevgi biçimi. Bu aşkın şiddeti sevgililerin birbirine kavuşamamasında yatmaktadır. Bu türde aşk, cinselliği yüceltirken manevi bir boyut kazanır.
Fiziksel aşk: Avlanmaktasınızdır. Birdenbire, genç ve güzel bir kıza rastlarsınız. Kız, ormanın içlerine doğru soluk soluğa kaçar... On altı yaşınızda aşk hayatınız buradan başlar.
Salon aşkı: l760'a doğru Paris'te kendini göstermeye başlayan son derece görgülü, yapmacık tavırlı bir ilişki biçimi. Bu tür aşklarda hiçbir tatsız şeye yer yoktur; çünkü bu görgü kurallarının, ince zevkin, nezaketin çiğnenmesi olur.
Gösteriş aşkı: Erkek ve kadınların toplumda önemli bir yeri ve itibarı olan kişilere olan bağlılığıdır.
ENTEL
Kanada Toronto Üniversitesi'nin karakter tahlilinde yola çıkarak yaptığı ayırımı da ben aktarayım bari.
Eros: Cinsel istekleri güçlü, duygulu ve kendine güvenli kişilerdir. Fiziksel güzelliğe önem vermektedirler.
Ludus: Sadece hazza önem verir; ama sorumluluktan ve güçlü bağlantılardan kaçınır.
Storge: İyi dost olurlar, şefkatlidirler; ama tutkulu değillerdir.
Bu üç ana türün karışımıyla üç aşk türü daha ortaya çıkar:
Mania: Çok çabuk kıskançlığa dönüşebilen, saplantılı aşk.
Pragma: Uyuma ve uzlaşmaya önem veren gerçekçi aşk.
Agape: Kişinin kendini sildiği, fedakarlık ve görev duygusuyla dolu aşk.
BİLGİÇ Sevda ile sevgi aynı şey midir peki? Uzun süreli birlikteliklerde hangisi daha elzemdir?
ÇOBAN
Aşk sevdaya, sevda sevgiye dönüşürse kalıcı beraberlikler doğar.
Koro
Körleştiren sevgi uzun süreli olamaz.
ÇOBAN
Ah! "Romantik aşk, kadınların gerçek durumunu ve ekonomik bağımlılık yükünü gözlerden gizleyen bir davranıştır; erkeğin kendi mutlak gücünden kadınlara yaptığı "bağışlardır" diyen Kate Millet'e ne denli yanıldığını bir anlatabilsem.
ENTEL
Erkeğin, uğruna şair olması, gözyaşına teslim olması, ölümle oynaşması küçümseniyor mu ne?
BİLGİÇ Mecnun da, Kerem de, Ferhat da çok üzülecek...
Koro
Mutlu sonla biten aşk var mı?
ÇOBAN
Mecazi aşk, menfaatperesttir.
DERVİŞ
O halde şimdi Bediüzzaman Said Nursi'yi dinleyelim: Aşk ücret ister ve mukabele talep eder. Aşkın ağlamaları, bir nevi taleptir, bir ücret istemektedir.