11-18-2007, Saat: 05:07 PM
Savaşma artık benimle.
Olmuyor kabul et, boyun eğ, razı ol, 'tamam' de.
Didişme artık benimle.
Kabullen, yenemeyeceksin işte.
Ne kadar çırpınsan da sana bakınca görmedim, görmeyeceğim başka birini.
Olmuyor kabul et, boyun eğ, razı ol, 'tamam' de.
Didişme artık benimle.
Kabullen, yenemeyeceksin işte.
Ne kadar çırpınsan da sana bakınca görmedim, görmeyeceğim başka birini.
Ne kadar uğraşsan da, olmayacağım görmek istediğin o zavallı kişi.
Ağlamayacağım karşında. Değiştiremezsin bu ölümcül gerçeği.
Ben nasıl yazıp-çizdiysem seni fikrime, noktasına virgülüne; öylesin işte.
Sen ne kadar tanıdığını sansan da beni, asla çözemeyeceksin şu deli yüreğimi.
Onun için, boşver anlatma ona-buna seni nasıl da sevdiğimi. Nasıl da üzdüğümü, incittiğimi. Sessiz ol biraz. Fırtınaları, boranları, tufanları içinde yaşa azıcık.
Çünkü ben bakmıyorum kimin ne anlattığına. Karanlık sırların peşisıra ortaya çıksa da, bendeki hatıranı kirletmiyorum hiç.
Karalamadım, karalamayacağım adının üstünü. Yer vermeyeceğim içindeki kalpsize benim cumhuriyetimde.
Çünkü sana değil kendi yüreğime inancım. Benim gönlüm düşmedi, düşemez 3 kuruşluk birine. Daha da onursuz olabilmek için kendine haksızlık etme.
Ne kadar kaçırsan da gözlerini, ne kadar diksen de üstüme üstüme, ne anlattığını ezbere biliyorum ve bileceğim aslında. Gerek olmadı sözlüklere, olmayacak bundan sonra da. Dilindeki savaş naralarını koy cebine, harcama boşuna. Lazım olur birgün başka sahnelerde, bambaşka hayatlarda. Bana işlemez ama.
Kin besleme, kafanı yorma.
Ağlamayacağım karşında. Değiştiremezsin bu ölümcül gerçeği.
Ben nasıl yazıp-çizdiysem seni fikrime, noktasına virgülüne; öylesin işte.
Sen ne kadar tanıdığını sansan da beni, asla çözemeyeceksin şu deli yüreğimi.
Onun için, boşver anlatma ona-buna seni nasıl da sevdiğimi. Nasıl da üzdüğümü, incittiğimi. Sessiz ol biraz. Fırtınaları, boranları, tufanları içinde yaşa azıcık.
Çünkü ben bakmıyorum kimin ne anlattığına. Karanlık sırların peşisıra ortaya çıksa da, bendeki hatıranı kirletmiyorum hiç.
Karalamadım, karalamayacağım adının üstünü. Yer vermeyeceğim içindeki kalpsize benim cumhuriyetimde.
Çünkü sana değil kendi yüreğime inancım. Benim gönlüm düşmedi, düşemez 3 kuruşluk birine. Daha da onursuz olabilmek için kendine haksızlık etme.
Ne kadar kaçırsan da gözlerini, ne kadar diksen de üstüme üstüme, ne anlattığını ezbere biliyorum ve bileceğim aslında. Gerek olmadı sözlüklere, olmayacak bundan sonra da. Dilindeki savaş naralarını koy cebine, harcama boşuna. Lazım olur birgün başka sahnelerde, bambaşka hayatlarda. Bana işlemez ama.
Kin besleme, kafanı yorma.
Ben seni nasıl yeniden yaratamazsam, sen de değiştiremezsin bana dair en ufak bir şeyi. O yüzden, bence, at denize şu saçma sapan kinini.
Ben, bütün günahlarını çoktan sildim. Affettim. Salıverdim seni. Özgürsün, hep istediğin gibi.
Uç dilediğin memleketlere, gönlünün istediği mevsime, kanatlarının gücü yettiğince. Yoruldum, yıldım çünkü. Sıkıldım içindeki canavarla didişmekten. Ben bu kadar acımasız olabildiğini yok saydıkça, sen daha da hoyrat dikildin karşıma.
Ben ne zaman gömsem savaş baltalarımı, beyaz bayrak çeksem pencereme, sen zırhını giyip, kuşandın kılıcını.
Öyle görünce seni, bana da toprağı eşelemek düştü yeniden. Topraklarımı korumak için belki de.
Peki sen? Sıkılmadın mı, yorulmadın mı gücünü benim üzerimde denemekten.
Her darbe daha da güçlendirdi beni. 5 para etmez insan müsveddelerini daha yakından tanıdım sayende. Hayatı öğrettin bana, savaş taktiklerinle. Bencilliğinle.
Dalgakıranım olmadın. Benim gülüşüm solsun istedin hep. Yüzüm asılsın. Omuzlarım çöksün. Bir kez daha zafer naraları atmak için, ateş dansı yaptın sağımda solumda. Uğraşma sevgili, her duruş, her bakış, her yalan boşuna.
Ben, bütün günahlarını çoktan sildim. Affettim. Salıverdim seni. Özgürsün, hep istediğin gibi.
Uç dilediğin memleketlere, gönlünün istediği mevsime, kanatlarının gücü yettiğince. Yoruldum, yıldım çünkü. Sıkıldım içindeki canavarla didişmekten. Ben bu kadar acımasız olabildiğini yok saydıkça, sen daha da hoyrat dikildin karşıma.
Ben ne zaman gömsem savaş baltalarımı, beyaz bayrak çeksem pencereme, sen zırhını giyip, kuşandın kılıcını.
Öyle görünce seni, bana da toprağı eşelemek düştü yeniden. Topraklarımı korumak için belki de.
Peki sen? Sıkılmadın mı, yorulmadın mı gücünü benim üzerimde denemekten.
Her darbe daha da güçlendirdi beni. 5 para etmez insan müsveddelerini daha yakından tanıdım sayende. Hayatı öğrettin bana, savaş taktiklerinle. Bencilliğinle.
Dalgakıranım olmadın. Benim gülüşüm solsun istedin hep. Yüzüm asılsın. Omuzlarım çöksün. Bir kez daha zafer naraları atmak için, ateş dansı yaptın sağımda solumda. Uğraşma sevgili, her duruş, her bakış, her yalan boşuna.
Ağlamayacağım karşında. Üzerimde tepinmek, ezip-çiğnemek için fırsat kollama. Çünkü benim de aşkımın 5 kuruşluk ederi yok gururum karşısında. Oysa, duygularımın tek adresiydin, mektuplar uçurdum sana.
Postacı kapını çaldı defalarca. Sen kaç vuruştu, açmadın.
Boşver efendi. Vazgeçmedim geçmem kendimden.
Benimle savaşma. Yenemiyorsun işte. Değişmedi değişmeyecek skor tabelasındaki derece. Boşa yorulma, isyan etme. Beni aldatmak için artık daha çok fırsatın var, daha fazla vaktin. Bence enerjini de fırsatını da iyi değerlendir.
Postacı kapını çaldı defalarca. Sen kaç vuruştu, açmadın.
Boşver efendi. Vazgeçmedim geçmem kendimden.
Benimle savaşma. Yenemiyorsun işte. Değişmedi değişmeyecek skor tabelasındaki derece. Boşa yorulma, isyan etme. Beni aldatmak için artık daha çok fırsatın var, daha fazla vaktin. Bence enerjini de fırsatını da iyi değerlendir.