:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Fatih YILDIRIM
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
İlerleyen zamanlarda birtürlü ilerlemeyen işler karşıma çıkıyor...
Sınav sınav üstüne...
Notlar,yazılar,kalemler,silgiler,fotokopiler...
Hep üzerime üzerime...
Sürekli karaladığım defterler...
Bir haftaya sıkıştırılmış,sıkışık itişik sınavlar...
Somurtgan,soğurtgan hocalar...
Panik içinde öğrenciler...
Sabaha kadar bilmem kaçıncı kahvesini "uyumamak" amaçlı içen bilmem kaç bin öğrenci...
Ya çok gözüme batıyor ya da çok fazla gözümün önündeler...
Önceden böyle değildi...
Sınavlarım vardı...
Rahat girip,rahat çıktığım...
Fotokopiden değil defterden çalıştığım,
sıkıştırılmış değil,seviştirilmiş sınavlarım...
Önceden bu kadar sıkıcı değildi bu dört harf...
"Okul"
Belkide her harfinden sonraki harfleri yazınca ardı ardına,insanı ürküten o ifadeyi ortaya çıkardığı içindir...
O--->Ö
K--->L
U--->Ü
L--->M
Bitiremediğim başlangıçlarım var...
Sonunu getiremeden uyuyakaldığım kızgınlıklarım var...
Dedim ya işler çok karışıyor gitgide...
Her dakika her saniye daha bir sıkıcı geliyor oryantasyon kitapçığını elimde gördükçe...
Kağıt üstü ifadeler...
Sıkılıyorum işte...
Ama diyorum!Ama...
Kalkıp, kopyalanmış kağıtlarımla serçe parmağımın dışa bakan kısmını öpüştürüyorum...(Sağlağım)
Bazende koca bir salak!
Önceden böyle değildi...
Daha sakindi hayatım...
Derslerim vardı...
Çok sıkı şakalarım...
Yanlarında olmaktan büyük keyif aldığım ailem...
Ve birde mahalle arkadaşlarım...
Bu kadardı hayatım
Artık ne sabit bir mahallem var,ne de mahalle arkadaşlarım...
Çabuk sıkılıyorum...
Çabuk...
Çoook çabuk...
Çabuk sıkılgan kişiliğim attı beni bu karmaşa denizine...
Arkamdan itikliyor...
Ben iskeleye çıktıkça o beni itikliyor...
O kadar sıkılganım ki,
hep aynı ekmekten yemeyi kesip,sofradaki diğer ekmekten yemeye başlıyorum...
Sonra tiyatro girdi hayatıma...
Oratoryolar...
Korolar...
Skeçler...
Vs...vs...vs...
Çok güzel kızlar girdi hayatıma sonra...
Çok aptal olmayan ama aptal taklidini sevimlilik zanneden kızlar...
Zeki kızlara bayılır oldum sonra...
O geldi...Diğeri gitti...Giden geri gelmedi...Geleni sevesim gelmedi...
İşler karıştı...Çoook karıştı...
Ve sonra radyo girdi hayatıma...
İşler çok karıştı gün geçtikçe...
Önceden (daha en başında) çok güzeldi...
Sonradan çok karıştı vücudumdaki oksijen-karbondioksit döngüsünün düzeni...
Yeni yüzler gördüm...
Yeni yıkanmış saçlar kokladım...
Yenilen kazıklar...Kazıklardan alınan dersler...(Evet kazıkların bileşkesi.)
Sahtekarlıklar...Gerçekler...
Güzellikler...Çirkinlikler...
Koskoca dört yılın boşa gidişini izlemek...
Ve bu yüzden izlenilesi birçok şeyi kaçırmak...
Aşkın kaçırmak değil,yakalamak olduğunu anlamak...
Anlarken anlatmak...
Anlatırken güldürmek...
Gülerken başarmak...
Başarırken güldürmek...
Ortaya konulan birsürü proje...
Ama bir türlü hayata geçirememek...
o sırada feleğin çemberinden geçmek...
Her geçen gün karman çorman olan ipe katkıda bulunmak...
Hayatımı ipe benzetiyorum...Karıştıkça karışıyor diyorum...
"Sihirbazlık gösterisi yapmaktır bu!" diyorum kendi kendime...
İpi karıştıran ,karman çorman yapan,açılamayacak sanılan bir sürü düğüm atan sihirbazın tek bir hamleyle ipi çözmesi...
Panik yapmamak gerek diyorum...
Sihirbaz benim...
İp dolansın dursun...
O benim hayatım!
"Peki Fatih...İpin çözüleceği o an ne zaman?" diyorum...
Cevap bir caminin minaresinden geliyor "sela" sesiyle...
Öldüğüm andır o an diyorum...
İpi iyice karıştırıyorum...
En başında dedim ya işler çok karışıyor gitgide...
Saçlarım dökülmeye başlıyor...
Jöleden diyor bilen bilmeyen...
Bense, kökü içerde barınan saç tellerimin kökünün içerde rahat edemediğinden diyorum...
Biliyorum...
Susuyorum...
Rahat bir hayata susuyorum...
Çok karıştı abicim işler...
Acaba gerçekten de "Organize işler" mi bu işler?
Alışıyorum ama yavaş yavaş...
İşte bunun rahatlığı çöküyor bir tarafıma...
Çünkü ne zaman alışılmış birşeyler olsa,yeniler daha bir tatlı gelir bana...
İşler çok karışıyor gün geçtikçe...
Radyom diyorum...
Dinleyicilerim diyorum...
Her geçen gün işte aradığım dinleyicilerim diyorum...
Dinleyici frekanslar arasında ararken beni,bende onu arıyorum programda...
Gelsinlerde başlayalım diyorum...
işte geldiler diyorum...
Hep beraberiz diyorum...
İşler filan gidiyor aklımdan...
"Fatih abi" diyen her dinleyicim içimi cızlatıyor...
Canımı veresim geliyor o an...
İşte o an işlerin hiç biri umrumda olmuyor...
"Ben kasete alıyodum programını Fatih abi" diyen o dünyalar tatlısı sese sahip dinleyici(m) aklıma geliyor...
Evet...İşte o an dertlerim bitiyor...
Varsın olsun diyorum...Günler geçiyor...
İpe bir düğüm daha atıyorum...
Bir düğüm daha...
Ve bir tane daha...
Bir tane daha...
Olsun diyorum...
Oluyor...Yavaş yavaş sona geliyorum...
İp çözülünce fotoğrafını çekin olur mu?
Gece gelir bakarım...
İlk halini hatırlamıyorum...
Merak ediyorum...
Bir düğüm daha atıyorum...
güzel paylaşım ...teşekkürler....
ben teskür ettim