11-24-2007, Saat: 04:26 PM
YAGMUR SEVGILIM
Sen yoksun bu gece.
Sen yoksun, yagmur var bu gece.
Islanmak için sokaklarda yürüdügümüz yollar bombos nedense?
Bu gece yagmur var.
Ayin on dördü gibi cemalin, yagmur ve mektuplarin var bu gece yanimda.
Acaba bir gün, islanmamak için kosarken, yolun kiyisindaki tasin oyugunda isildar
bir vaziyette, beni görüp avucuna aldigini bir siirinde yazacak misin?
Acaba birileri, benim yalnizca bir avucu dolduracak kadar saf yagmur suyu, oldugumu bilecekler mi?
Giderek avuçlarindan, siril siril akan dere sularina verdigin bir damla gözyasi oldugumu bilecekler mi?"
Korkarim bilmeyecekler sevgili!
Bilemeyecekler?
Bu kadar saf ve temiz bir sevdanin, bir yagmur damlasinda sakli oldugunu
kimse bilmeyecek.
Kimse anlamayacak, uzakliginin bu kadar yakin oldugunu.
Bir yildiz da bulustugumuzu, yagmurdan hizli hizli kaçan insanlar bilmeyecek.
Seni ne çok sevmisim yagmur damlasi.
Cama vuran her damla minik bir öpücük olsun buradan, ta oralara giden her
damla da, benim bir gülücügümü gör pencerende, her damlanin çikardigi seste,
benim sesimi duyar gibi ol, her damla tertemiz bir nefes olsun, sende aska giden...
Aglamak kadar gülmekte var yasamda...
Duygularin en yogun halini, özlemlerin en büyügünü, sevdanin en zorunu
istiyorum belki de, bir sen, bir de yagmur var hayatimda.
Yagmur damlalari, saçlarindan kayip, alnindan kirpiklerine dökülür,
gözlerinden, yüzüne dagilip yanaklarini oksar, dudaklarina çarpip, boynundan
hizla kayip ince gömlegine akardi...
Avuçlarimi yüzüne degdirir, parmaklarimi dudaklarinda gezdirirdim.
Utanir gibi olurdun kimi zaman, çekinir, gözlerini, gözlerimden kaçirirdin.
Bazen de, utanç halini yagmura dalmis gibi, hiç bir seye aldirmadan, simsiki sarilirdin bana.
Islak saçlarini oksar, nemli yüzünü izler, yanaklarindan doyasiya öperdim...
Bu gece yalnizim...
Sen yoksun bu gece...
Bu gece yagmur var.
Yalniz agliyorum islak camlarin önünde, gözyasim yagmur damlasi bu gece.
Islanmak istemiyorum, söyle yagmura dinsin, yagmasin bu gece...
Gözyasini bilirim diyenlerin, aslinda bilmediklerini anlarsin, bir gün ayriliklarinda hiç aglamadiklarini görünce.
Yesili severim diyenlerin, sevmediklerini anlarsin, bastiklari zaman bir ot parçasi gibi yesil çimenlere.
Güzeli severim diyenlerin de, bir gün yanildigini anlarsin...
Megerki ben seni ne çok sevmisim yagmur damlasi...
Seni ne çok sevmisim...
Yillarca senin dilinden konusmusum, senin gözlerinle görmüsüm, senin yüregince sevmisim,
düslerimi seninle büyütmüsüm, yorgun ve sonu gelmeyen özlemlerimi yagmur damlalarinda beslemisim...
Oysa sen..
Teslim olmussun baskalara, yasaklara takili kalmissin, yenilmissin.
Yenilgiler intikama dönüsmüs bos yere, gururun yikilmis, sen yikilmissin, her gün biraz daha akisi olmayan nehirlere dönmüssün...
Ben seni ne kadar çok sevmissem, aramiza hep yagmurlar girmis.
Hep islak kalmis, el ele tutusan ellerimiz, gözlerine hep hüzün yerlesmis.
Seni ne kadar çok öptüysem, o kadar uzaklara düsmüsüm, ayri gecelerde hep sana
aglamisim, yoklugun büyümüs, yalniz kalmisim.
Ben seni ne kadar sevdiysem, incinen çocuk bakislarinda kalmisim, hep kosmus, yetisememisim yol ayrimlarina.
Seni ne kadar çok ugurladiysam, o kadar çok beklemisim dönüsü olmayan yollarda. Sen hep uzaklara gider olmussun.
Sonbahar ayrilik demek olmus..
Ben senin, Eylül gecelerinin ay isiginda güzellesen yüzünün tutkunu olmusum.
Firtinanin önünde sürüklenip, saçlarina takilip eriyen bir kar tanesinde yagmur damlasi olmusum...
Zordu bir tanem...
Hayatin gerçegini, düslerinin isligiyla bestelenmis, kanayan bir sarkiya dönüstüren yüreginin atislarini dinlemek.
O isligin seni götürdügü yere kadar çekip gitmissin sen.
Yanki seslerinde anlamisim seni kaybettigimi.
Bag bozumu hayallerimde islak kalan düslerim kurumamis ve sen yagmurda yürürken hep susar olmussun.
El, ele tutan ellerimiz ise hep islak kalmis.
Dudaklarimizda bir garip yagmur sarkisi...
Ben sana tutkun, sen bahar yagmurlarina asiktin.
Bugulu camlara resmini çizer, günesle birlikte yok olurdun.
Bunca güzelliklerin ardindan içimizi buz gibi yapan, bizi üzen bir seyler hep sinsice yaklasir degil mi?
Kosarak gelsen, diyorum yagmurlu bir gecede ve o çocuk bakislarin gözlerimde.
Ellerin islak, gömlegin islak, sarilsan boynuma, simsiki kucaklasam seni, usulca öpsem yagmurlu yanaklarindan, atese kesilse birden üsümüs bedenin, ellerin simsicak olsa avuçlarimda.
Bu ask hep sicak kalsa, "bos ver" desen bana, "bos ver, yasamak iste bu yagmur sevgilim", geri dönüsü olmayan bir yola çiksak birlikte, bir sen, bir ben, bir de yagmurlar olsa.
Mutluluk ellerimizde, gönlümüz hos, içimizde kükreyen sevinç ve iki damla yagmur tanesi, biri sende digeri de bende.
Doyulur mu hiç yasama?
Ama korkuyorum aramiza mevsimlerin girmesinden.
Korkuyorum sana geç kalmaktan, kaybetmekten korkuyorum seni.
Oysa ask, her gün büyütmeli kendini ayriliklarda.
Bu gece yagmur var.
Islak camlarin önündeyim.
Ya sen?
Sen neredesin yagmur damlasi?
yalniz misin?
Yoksa, bütün kadehlerin sana kalktigi bir masa da bas oyuncu musun bu gece?
Ödünç alinmis, yapmacik gülücüklerin karsisinda misin?
Sen neredesin yagmur sevgilim?
Neredesin?.. Neredesin?..
Sen yoksun bu gece.
Sen yoksun, yagmur var bu gece.
Islanmak için sokaklarda yürüdügümüz yollar bombos nedense?
Bu gece yagmur var.
Ayin on dördü gibi cemalin, yagmur ve mektuplarin var bu gece yanimda.
Acaba bir gün, islanmamak için kosarken, yolun kiyisindaki tasin oyugunda isildar
bir vaziyette, beni görüp avucuna aldigini bir siirinde yazacak misin?
Acaba birileri, benim yalnizca bir avucu dolduracak kadar saf yagmur suyu, oldugumu bilecekler mi?
Giderek avuçlarindan, siril siril akan dere sularina verdigin bir damla gözyasi oldugumu bilecekler mi?"
Korkarim bilmeyecekler sevgili!
Bilemeyecekler?
Bu kadar saf ve temiz bir sevdanin, bir yagmur damlasinda sakli oldugunu
kimse bilmeyecek.
Kimse anlamayacak, uzakliginin bu kadar yakin oldugunu.
Bir yildiz da bulustugumuzu, yagmurdan hizli hizli kaçan insanlar bilmeyecek.
Seni ne çok sevmisim yagmur damlasi.
Cama vuran her damla minik bir öpücük olsun buradan, ta oralara giden her
damla da, benim bir gülücügümü gör pencerende, her damlanin çikardigi seste,
benim sesimi duyar gibi ol, her damla tertemiz bir nefes olsun, sende aska giden...
Aglamak kadar gülmekte var yasamda...
Duygularin en yogun halini, özlemlerin en büyügünü, sevdanin en zorunu
istiyorum belki de, bir sen, bir de yagmur var hayatimda.
Yagmur damlalari, saçlarindan kayip, alnindan kirpiklerine dökülür,
gözlerinden, yüzüne dagilip yanaklarini oksar, dudaklarina çarpip, boynundan
hizla kayip ince gömlegine akardi...
Avuçlarimi yüzüne degdirir, parmaklarimi dudaklarinda gezdirirdim.
Utanir gibi olurdun kimi zaman, çekinir, gözlerini, gözlerimden kaçirirdin.
Bazen de, utanç halini yagmura dalmis gibi, hiç bir seye aldirmadan, simsiki sarilirdin bana.
Islak saçlarini oksar, nemli yüzünü izler, yanaklarindan doyasiya öperdim...
Bu gece yalnizim...
Sen yoksun bu gece...
Bu gece yagmur var.
Yalniz agliyorum islak camlarin önünde, gözyasim yagmur damlasi bu gece.
Islanmak istemiyorum, söyle yagmura dinsin, yagmasin bu gece...
Gözyasini bilirim diyenlerin, aslinda bilmediklerini anlarsin, bir gün ayriliklarinda hiç aglamadiklarini görünce.
Yesili severim diyenlerin, sevmediklerini anlarsin, bastiklari zaman bir ot parçasi gibi yesil çimenlere.
Güzeli severim diyenlerin de, bir gün yanildigini anlarsin...
Megerki ben seni ne çok sevmisim yagmur damlasi...
Seni ne çok sevmisim...
Yillarca senin dilinden konusmusum, senin gözlerinle görmüsüm, senin yüregince sevmisim,
düslerimi seninle büyütmüsüm, yorgun ve sonu gelmeyen özlemlerimi yagmur damlalarinda beslemisim...
Oysa sen..
Teslim olmussun baskalara, yasaklara takili kalmissin, yenilmissin.
Yenilgiler intikama dönüsmüs bos yere, gururun yikilmis, sen yikilmissin, her gün biraz daha akisi olmayan nehirlere dönmüssün...
Ben seni ne kadar çok sevmissem, aramiza hep yagmurlar girmis.
Hep islak kalmis, el ele tutusan ellerimiz, gözlerine hep hüzün yerlesmis.
Seni ne kadar çok öptüysem, o kadar uzaklara düsmüsüm, ayri gecelerde hep sana
aglamisim, yoklugun büyümüs, yalniz kalmisim.
Ben seni ne kadar sevdiysem, incinen çocuk bakislarinda kalmisim, hep kosmus, yetisememisim yol ayrimlarina.
Seni ne kadar çok ugurladiysam, o kadar çok beklemisim dönüsü olmayan yollarda. Sen hep uzaklara gider olmussun.
Sonbahar ayrilik demek olmus..
Ben senin, Eylül gecelerinin ay isiginda güzellesen yüzünün tutkunu olmusum.
Firtinanin önünde sürüklenip, saçlarina takilip eriyen bir kar tanesinde yagmur damlasi olmusum...
Zordu bir tanem...
Hayatin gerçegini, düslerinin isligiyla bestelenmis, kanayan bir sarkiya dönüstüren yüreginin atislarini dinlemek.
O isligin seni götürdügü yere kadar çekip gitmissin sen.
Yanki seslerinde anlamisim seni kaybettigimi.
Bag bozumu hayallerimde islak kalan düslerim kurumamis ve sen yagmurda yürürken hep susar olmussun.
El, ele tutan ellerimiz ise hep islak kalmis.
Dudaklarimizda bir garip yagmur sarkisi...
Ben sana tutkun, sen bahar yagmurlarina asiktin.
Bugulu camlara resmini çizer, günesle birlikte yok olurdun.
Bunca güzelliklerin ardindan içimizi buz gibi yapan, bizi üzen bir seyler hep sinsice yaklasir degil mi?
Kosarak gelsen, diyorum yagmurlu bir gecede ve o çocuk bakislarin gözlerimde.
Ellerin islak, gömlegin islak, sarilsan boynuma, simsiki kucaklasam seni, usulca öpsem yagmurlu yanaklarindan, atese kesilse birden üsümüs bedenin, ellerin simsicak olsa avuçlarimda.
Bu ask hep sicak kalsa, "bos ver" desen bana, "bos ver, yasamak iste bu yagmur sevgilim", geri dönüsü olmayan bir yola çiksak birlikte, bir sen, bir ben, bir de yagmurlar olsa.
Mutluluk ellerimizde, gönlümüz hos, içimizde kükreyen sevinç ve iki damla yagmur tanesi, biri sende digeri de bende.
Doyulur mu hiç yasama?
Ama korkuyorum aramiza mevsimlerin girmesinden.
Korkuyorum sana geç kalmaktan, kaybetmekten korkuyorum seni.
Oysa ask, her gün büyütmeli kendini ayriliklarda.
Bu gece yagmur var.
Islak camlarin önündeyim.
Ya sen?
Sen neredesin yagmur damlasi?
yalniz misin?
Yoksa, bütün kadehlerin sana kalktigi bir masa da bas oyuncu musun bu gece?
Ödünç alinmis, yapmacik gülücüklerin karsisinda misin?
Sen neredesin yagmur sevgilim?
Neredesin?.. Neredesin?..