11-30-2007, Saat: 10:01 PM
Erkek kardeşlerin ikisi de babalarından kalma çiftlikte çalışırlardı.Kardeşlerden biri evliydi ve çok çocuğu vardı. Diğeri ise bekardı. Her günün sonunda iki erkek kardeş ürünlerini ve kârlarını eşit olarak bölüşürlerdi. Günün birinde bekar kardeş kendi kendine :
* "Ürünümüzü ve kârımızı eşit olarak bölüşmemiz hiç de hakça değil" dedi, "Ben yalnızım ve pek fazla gereksinimim yok." Böylelikle, her gece evinden çıkıp, bir çuval tahılı gizlice erkek kardeşinin evindeki tahıl deposuna götürmeye başladı.
Bu arada evli olan kardeş, kendi kendine :
* "Ürünümüzü ve kârımızı eşit olarak bölüşmemiz hiç de halça değil, üstelik ben evliyim, bir eşim ve çocuklarım var ve yaşlandığım zaman onlar bana bakabilirler. Oysa kardeşimin kimsesi yok, yaşlandığı zaman hiç kimsesi yok bakacak" diyordu. Böylece evli olan kardeş her gece evinden çıkıp,bir çuval tahılı gizlice erkek kardeşinin tahıl deposuna götürmeye başladı.
İki erkek de yıllarca ne olup bittiğini bir türlü anlayamadılar, çünkü her ikisininde deposundaki tahılın miktarı değişmiyordu. Sonra, bir gece iki kardeş gizlice birbirlerinin deposuna tahıl taşırken çarpışıverdiler. O anda olan biteni anladılar. Çuvallarını yere bırakıp birbirlerini kucakladılar.
Hayattaki en yüce mutluluk, sevildiğimize inanmaktır
* "Ürünümüzü ve kârımızı eşit olarak bölüşmemiz hiç de hakça değil" dedi, "Ben yalnızım ve pek fazla gereksinimim yok." Böylelikle, her gece evinden çıkıp, bir çuval tahılı gizlice erkek kardeşinin evindeki tahıl deposuna götürmeye başladı.
Bu arada evli olan kardeş, kendi kendine :
* "Ürünümüzü ve kârımızı eşit olarak bölüşmemiz hiç de halça değil, üstelik ben evliyim, bir eşim ve çocuklarım var ve yaşlandığım zaman onlar bana bakabilirler. Oysa kardeşimin kimsesi yok, yaşlandığı zaman hiç kimsesi yok bakacak" diyordu. Böylece evli olan kardeş her gece evinden çıkıp,bir çuval tahılı gizlice erkek kardeşinin tahıl deposuna götürmeye başladı.
İki erkek de yıllarca ne olup bittiğini bir türlü anlayamadılar, çünkü her ikisininde deposundaki tahılın miktarı değişmiyordu. Sonra, bir gece iki kardeş gizlice birbirlerinin deposuna tahıl taşırken çarpışıverdiler. O anda olan biteni anladılar. Çuvallarını yere bırakıp birbirlerini kucakladılar.
Hayattaki en yüce mutluluk, sevildiğimize inanmaktır