:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Basında derbi yankıları
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
2125_B_tt001.jpg

Fenerbahçe, ezeli rakini Galatasaray'ı sahasında 2-0 mağlup etti. Olaysız, tertemiz bir derbiye geride bırakırken, Saracoğlu'nda sergilenen futbol herkese zevk verdi. Kadıköy'de söz teknik adamlar ve futbolculardaydı. Şimdi ise spor yazarlarında;

KAZIM KANAT: "Aslan "Miyav" dedi"

Fenerbahçe derbiyi kazandı, tamam... Ama çok rahat aldığı bu maçı neden farklı kazanamadı? İşte bu nedenle bu maça damga vuran oyuncuları eleştiriyorum. Başta Roberto Carlos ve Semih Şentürk olmak üzere...
Eğer biraz kolektif düşünceli oynasalardı, maçın skoru 8 Aralık'ta 8-0
olurdu.

GÜRCAN BİLGİÇ: "Hayatın gerçekleri"

Fenerbahçe bu maçı iki hafta önce kazanmıştı aslında. Ankaraspor maçı sonrasında cezalı duruma düşen Alex; "Denizli'de kart görme riskine girmek istemedim. Galatasaray maçını garantiye aldım" dedi. Üç gün sonra kart sınırındaki Lugano'nun da riske edilmeyeceği açıklandı. Hafta boyunca yöneticilerden ortamı gerecek, havayı değiştirecek tek açıklama gelmedi. Kimsenin ağzından kelime çıkmadı.

AHMET ÇAKAR: "Fatura Feldkamp'a"
Son yıllarda Galatasaray'ı hiçbir maçta bu kadar aciz ve çaresiz görmemiştim. Gerets zamanında Fenerbahçe'nin 4-0 kazandığı maçı hatırlıyorum. Dün gece de, Fenerbahçe biraz şanslı olsa ya da Orkun önemli bazı pozisyonları çıkartamasa yıllar önceki 6-0'ın rekoru kırılabilirdi. Feldkamp utanmalıdır. Sakat ve cezalılar bahane. Çoluk çocuğu Fenerbahçe'nin karşısına çıkarmış. 70 yaşını aşkın bir teknik adam çok iyi bilmeli ki, büyük maçlar büyük futbolcularla kazanılır.

ÖMER ÜRÜNDÜL: "Fenerbahçe tarihi farkı kaçırdı"
Fenerbahçe disiplinden kopmadan ve özellikle ikinci yarı sergilediği mükemmel futbolla haklı bir galibiyet aldı. Sarı-lacivertliler maça atak başladı ve erken bir gol buldu. Golden sonra Galatasaray belli bir bölüm oyunu karşı alana yıktı. Yüksek tempo ve ilerde çoğalma klasikleri ile pozisyon bulmaya çalıştılar. Ancak sahadaki 11'in yapıları itibarı ile organize olmaları mümkün değildi. Hücum girişimleri bilinçli olmadığından Fenerbahçe'nin alan daraltan savunma kurgusu karşısında üretkenliğe dönüşmedi. Erken skor avantajıyla Fenerbahçe zaten iyi uyguladığı kontrol futbolunu sahaya daha iyi yansıttı.

LEVENT TÜZEMEN: "Kalite farkının sonucu"
Kalli'nin şans çekirgesi Kadıköy'de sıçrayamadı ve Galatasaray Fenerbahçe'ye yine kaybetti. 4 puanlık farkın Galatasaraylı oyuncular üzerinde stres yaratmayacağı düşünülüyordu. Belki stres yoktu ama maç öncesi "Kazanmaya geldik" şeklinde kendinden emin konuşan Adnan Polat iki takım arasındaki kalite farkını hesaplayamamıştı. Fenerbahçe altı yabancısını da oynatırken, Galatasaray sadece Nonda ve Song ikilisiyle sahada yer aldı. İsmail Bouzid kulübeye, Carrusca da tribüne demir atmışsa Galatasaray yönetimi bu transfer yanlışlarında kendisini sorgulamalıdır.

ERCAN SAATÇİ: "Tebrikler"
Bir yanda teknik adamlığına herkesin şapka çıkardığı Feldkamp.. Diğer yanda, "Staja geldi" diye herkesin dudak büktüğü Zico..Aslına bakarsanız, "Herkesin hakkını yediği Zico" diye cümleyi değiştirmeliyim. Haketmediği o kadar büyük eleştiriler aldı ki. Ama o hiç değişmedi. Sportmence duruşunu hiç değiştirmedi. O sadece işini yapmaya çalıştı. Elbette yanlış da yaptı. Dün gece için de yanlışları vardı. Ama sonuçta yine Zico kazandı.Yine Fenerbahçe kazandı. "Kazanan her zaman haklıdır" derler. Ama bu kez F.Bahçe sadece kazanmakla kalmadı. G.Saray’ın yenilmezlik unvanını da sildi. Ve farkı kaçırdı. Bakmayın 2-0 olduğuna.. 5’de olurdu, 6’da.

ERMAN TOROÄžLU: "Zorlanmadı bile"
Galatasaray'ın sakatları var tamam. Galatasaray’da yedekler de var. Oynamayanlar, bir de sahaya çıkan takım var.Maçın başlama düdüğünden son düdüğüne kadar bu Fenerbahçe kadrosu, Galatasaray’a göre çok iyiydi. Maçın hiçbir dakikasında bu maçı "Galatasaray döndürebilir" tahmini yapılamadı. Televizyon ne gösterdi bilmem ama sahanın içi onu gösteriyordu.Sarı lacivertliler, oyunu istedikleri gibi yönlendirdiler. Sarı kırmızılılar da hep Fenerbahçe ne yapıyorsa, ona karşılık vermeye kalktılar. Hiçbir zaman direksiyonu ele alıp, Fenerbahçe’yi zorlayamadılar.

CAN BARTU: "O goller kaçmaz"
Fenerbahçe, oyunun hemen başında Semih’in golüyle öne geçmesine rağmen kötü bir görüntü sergiledi.İkinci devre ise mükemmel bir sarı lacivertli takım vardı sahada. G.Saray topla daha çok oynasa da golleri kaçıran taraf F.Bahçe idi. Hem de karşı karşıya. Semih, Deivid, Aurelio o golleri atsa fark daha büyük olurdu. Karşı karşıya pozisyonlarda o topları çıkaran G.Saray kalecisi Orkun’u kutlamak lazım. Oyuna baktığın zaman G.Saray topu daha iyi kullanıyor gözükse de pozisyon üretemedi. Her hava topunu alan Edu ve Lugano ile ikinci yarıda oyuna giren Vederson sahanın en iyileriydi. Fenerbahçe ikinci devre mücadeleye girdi ve galip çıktı. Sarı lacivertliler bu galibiyetle, hem Kadıköy geleneğini sürdürdü, hem rakibinin yenilmezlik unvanına son verdi, hem de çarşamba günü Rus takımı CSKA Moskova ile oynayacağı Şampiyonlar Ligi sınavı öncesi moral buldu.

İLKER YASİN: "Korkak Feldkamp"
Yazık.. Değişim adına kimliğini kaybeden bir Galatasaray. Rakiplerini analiz etmekten aciz, hesaplarını korku ve koruma üzerine yapan, 21. yüzyıl Galatasaray’ına yakışmayan bir teknik direktör.Ve yine futbolcularıyla iletişimi içten, kalpten dışarıya doğru yapmayı beceremeyen ve sevgi yerine otorite ve korkuyu kullanan bir Feldkamp. Bu maçın tekniğini, taktiğini, oyun anlayışını konuşmaya gerek yok. Bu maçın psikolojisini konuşmak lazım. "Kalli Gitmeli, Kalli’yle Olmaz" diye diye, yaza yaza bıktım. Galatasaray bu duruma düşürülmemeli. Her takım yenebilir, yenilebilir, mücadele edebilir ama dün geceki maç, sanki Fenerbahçe ile Alman amatör kümesinden bir takım, mesela Türkiyemspor maçına benziyordu. Galatasaray’a bu imajı vermeye Feldkamp’ın hakkı yok.

HAKAN CAN: "Bir usta sahada, diğeri hasta!"

Fenerbahçe 5. dakikadaki golden sonra rahatlar fark artar diye düşünürken, temposunu çok yükselten, fakat Feldkamp’ın tercihleri yüzünden rakip ceza alanına hiç giremeyen bir Galatasaray vardı. Ama Nonda’nınki de sayılmazsa ilk 45’te tek pozisyon bulamadı. Selçuk’tan fırsat bulurlarsa orta sahadan ceza alanına yüksek toplar yolladılar, Edu ve Lugano’yu bir kez aşamadılar. Oysa mahkum oynarmış gibi gözüken Fenerbahçe kendi yarı sahasında oynanan karşılaşmanın ilk yarısında Gökhan, Roberto Carlos ve Alex’le 3 önemli pozisyon yakaladı, üçünde de Orkun’a takıldı... Galatasaraylı futbolcular için kâbus gibi bir ikinci yarıydı. 46 ile 66 arası Fenerbahçe yalnızca biri gol olan, dördünü Orkun’un kurtardığı tam 10 pozisyon yakaladı. Tarihi farkı çokça Orkun, biraz şımarıklık, biraz da şanssızlıkla kaçırdı. Fenerbahçe’nin yıldızı Selçuk, maçın yıldızı Orkun’du...

MEHMET DEMİRKOL: "Kadıköy'de hep aynı"

İlk goldeki ciddi hatasına rağmen takımının belki de maçın yıldızı Orkun. Basit bir gerçek bu. İkinci yarıda Galatasaray geri dönemezken, orta saha ve savunma birbirinden tamamen kopmuşken, Fenerbahçe kontrataklarına elinden geldiğince dayandı. Cansiperane bir oyundu. Golde gereksiz çıkışı ve Semih'in önünde sabit durup büyüyeceğine yaptığı hamleyle yarattığı şut yolu Semih'in çok işine yaradı. İkinci yarıda tehlikli kontrataklarda Fenerbahçe hücumcularının son hamle ciddiyetsizliğinin yanı sıra Orkun, maçın farka gidişini engelleyen adam oldu. Maçın başında golün sonrasında oyunu Fenerbahçe yarı sahasına yıkmak konusunda bir sorun yaşamadı Galatasaray. Özellikle de ilk yarıda. Peki pozisyon var mı? İlk yarı boyunca bir uzak şut. Orta sahada rakip savunmayı delecek orta sahaları yokken Hakan ve Ümit yerine Nonda-Serkan'ı tercih etmenin sonucu mu bu? Lincoln, Hasan gibi o derin pasları atacak oyuncular yokken, Serkan'dan bir şeyler beklemenin dolayısıyla topların hemen her seferinde geri dönüşün sonucu mu?

RIDVAN DİLMEN: "Fener hak etti"


Galatasaray maça konsantre olmadan golü yerken, ikinci yarıda korkunç bir tempoya çıkan Fenerbahçe çok daha farklı kazanabilirdiGalatasaray dört puan önde olmanın dezavantajını yaşadı. Fenerbahçe maçın hemen başında rakibi konsantre olmadan Alex'in savunmanın arkasına attığı nefis pas sonrası Semih'in vuruşu ile öne geçti.Daha sonra Galatasaray oyunun hakimiyetini ele geçirdi. Özellikle orta sahada Fenerbahçe savunması arkaya yaslandı. Galatasaray hücum oynuyor ancak pozisyon üretemiyordu. Bu bölümde sadece bir tehlike yaratabildiler. Fenerbahçe ise ilk yarının son on dakikasına kadar hızlı kontratak yapamıyor ancak devrenin sonuna doğru dengeleri sağlıyordu.Fenerbahçe ikinci yarıya seyircisinin de desteğini arkasına alarak korkunç bir tempoda başladı. Üç net pozisyondan yararlanamadı ardından ikinci golü attı. Galatasaray tamamen disiplinden koparken, Fenerbahçe farka gidebilecek sayısız fırsat buldu. Rakibi 4'e 1 yakaladıkları pozisyonlarda ya topuk pasları, ya bacak araları yapınca üçüncü gol gelmedi. Tarihi fark gelebilirdi.

METİN TOKAT: "Kartlardaki çelişki"


Ligin en iyi iki takımı arasındaki derbi öncesi kadro yapısı, kendi saha ve seyircisi önünde oynamasıyla Fenerbahçe bir adım öndeydi.Galatasaray'ın genç, koşan, ancak tecrübesiz oyuncularının psikolojik baskıdan nasıl sıyrılacakları merak konusuydu ki, beşinci dakikada gelen gol bunun sonucu oldu. Sarı-lacivertliler ikili mücadelelerde daha istekli ve arzuluydu. Arda dışında oyuna ağırlığını koyacak, yönlendirecek oyuncu eksikliği sarı-kırmızılıların pozisyon bulmasını engelleyen sebeplerden biriydi.İkinci yarıya da hızlı başlayan Fenerbahçe, Semih ve Aurelio'nun arka arkaya kaçırdığı gollerden sonra barajdan seken topta kritik pozisyondaki Deivid'in ayağından ikinci golü bulunca maçın sonucu belli oldu.
orasi Kadiköyy..! Orasi Cehennem ! *
| Fenerbahçe'mmm | ***