:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Söylenemeyen..
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2
Ben, sana ne söyleyebildim ki bunca zamandır..¿? ..

Yağmur bırakmadan geçen bulutlar gibiydi zihnimdeki düşünceler;
dilime düşmeyen, sözcüklere dönüşmeyen! ..
Ben, sana ne söyleyebildim ki bunca zamandır..¿? ..

Her zaman fazla oldu söyleyemediklerim, söyleyebildiklerimden! ..
Her zaman; bir bilinmez lisandaki çözülmez şiirleri koklayıp, hissettirmeye çalıştım sana...
Her zaman biraz daha zaman kolladım seslenmek için sana, ve her zaman hayıflandım;
Ben, sana ne söyleyebildim ki bunca zamandır..¿? ..

Kendi karanlığında; güneşe görünmek için karar veren bir tohum gibiydim...
Zordu çıkmak gömüldüğüm çamurdan;
Ama güzeldi!..

Sen güzeldin ve ben, güzelleşiyordum seni düşündüğümde!..
Kendi karanlığında; güneşe görünmeye karar verip yeşillerini giyen bir tohum gibiydim...

Boyutları değişiyordu hayatımın...
Yani, değiştiren sendin boyutlarını hayatımın; büyüyordum, gelişiyordum, genişliyordum...
Söyleyebildiklerimden çoktu her zaman, söyleyemediklerim; bu yüzden kelimelerimin arası açılıyordu!..

Sığdıramadığım her duygu; iki kelimemin arasındaki boşlukta gizli...
O yüzden, yazdıkça parmaklarım,,, ve işte yine o yüzden söyledikçe dilim topallıyor!..
Toparlayamıyorum zihnimi...
Seni özlüyor, ve terliyorum özledikçe;
Seni koklamak için...
İçimdesin!

(Muammer Erkul)
Ben seni, adını bilmeden sevdim.
İhtiyacım... Cevabım...
İsimler koydum sana; bahar yelim, çiçek tarlam... Gökkuşağım, ışığım... Kuşkanadım, pembe rüyam, çiy tanem...
Seni, adını bilmeden sevince öğrendim; seni sevmek için gerekmiyordu ismini bilmem...
...Sevdim işte!...

Ben, seni; yaşını bilmeden sevdim... Yani bilmeden sevdim deden yaşında mıyım, torununla akran mı!
Ben seni, gözünü-kaşını bilmeden sevdim.
Ben seni, sesini duymadan sevdim.

Ve hatta öğrenmeye korkarken, bilmeye kıyamazken seni...
...seni sevdim.
...Seni sevdim...

İçime salıncaklar kurdum gönlümün ipleriyle...
Oturdun, sallayamadım; dokunurum diye korkumdan!
Dolaştın boynuma bir sarmaşık gibi; okşayamadım.
...Koklayamadım!...
Dalgalarını taramamış olan parmaklarım yabancı saçlarına...
Ve hâlâ bilmiyorum, gözlerin ne renk?.. Hangi yıldızlar mahpus içinde?

Ve ben sana hâlâ seni sevdiğimi söyleyemedim!..
Ama ben seni; adını bilmeden, yaşını bilmeden... Yüzünü bilmeden, sesini bilmeden...
...seni bilmeden sevdim...
Seni, “bilmeden” sevdim!...
Senin olmadığın ve benim olmadığım bir sokaktaki köşebaşında çarpıştı duygularımız!
Döküldü içindekiler ve döküldü içimdekiler...
Sen yoktun orda ve ben de yoktum;
Ama sevda vardı!

Ve, ben; seni adını bilmeden sevdim


(Muammer Erkul)
Seni ne çok sevdim ben. Ne çok gözyaşı döktüm senin için. Geceleri sen yatağında meleklerin kanatlarıyla uçarken ben penceremin önünde senin rüyana girmek için dua ederdim. Bir bakışına, bir dudak kıvrımında titreşen gülüşüne ulaşmak için dünyanın bütün çiçeklerini önüne sererdim.

Şiirler, şarkılar, sevgiler içimde tutuşan bir ateş, onun yangınında senin için kül kesildim. Ağır hastalar geceyi zor geçirir. Sabahı bekler kırgın yürekler, hasta umutlar, yalnız ruhlar. Yalnızdı gecelerim. Hastaydı gecelerim. Kan kaybından giden bir yaralı gibi umarsızdı gecelerim. Bir uçurumun kenarına beni taşıyan karabasandı gecelerim. Adına yalnızlık dedim. Sensizlik dedim.. Sen beni bilmedin, beni tanımadın, beni sevmedin.. Bu bir ölümdü, bu bir fermandı .. Bıçak kesmez artık beni, ip asmaz, çeküller yüreğimi taşımaz. Yaşamak mümkün değil, yalnızlık karanlık kapılarıyla üstüme kapandı. Amansız acılar içindeyim.

Ey Sevdiğim.. Ben seni ne çok sevdim. Dünya bildi, bir sen bilmedin. Yalnızlığın diğer adı aşka karşılık almamaktır. Kaçılamayacak kadar yakın, tutulamayacak kadar uzak bir yerdesin.. Benim aşkıma yalnızlık kucak açtı. Senin yokluğuna dokundum, içim yandı. Odamın çıldırtan sessizliğinde sana seslendim. Yankısı döndü dolaştı, senin kapıların bana kapalı. Kendi sesim yine bana ulaştı. Anladım ki beni hiç duymayacaksın.

Sana sitem edemem. Sana kırılamam. Bir tek dileğim var senden, son bir tek isteğim. O da MUTLU OLMAN.

MUTLU OL SEVDİÄžİM.. BİRİCİÄžİM.. AŞKIM. NEREYE, KİME GİDERSEN GİT YETER Kİ SEN MUTLU OL...(alıntıdır)
Yüreğine sağlık Canım
Buda benden olsun istedim umarım beğenirsin (uydumu bilmiyorum ama )
dokunurum diye korkumdan!
Dolaştın boynuma bir sarmaşık gibi; okşayamadım.
BİR_YAÄžMURDA Adlı Kullanıcıdan Alıntı:Seni ne çok sevdim ben. Ne çok gözyaşı döktüm senin için. Geceleri sen yatağında meleklerin kanatlarıyla uçarken ben penceremin önünde senin rüyana girmek için dua ederdim. Bir bakışına, bir dudak kıvrımında titreşen gülüşüne ulaşmak için dünyanın bütün çiçeklerini önüne sererdim.

Şiirler, şarkılar, sevgiler içimde tutuşan bir ateş, onun yangınında senin için kül kesildim. Ağır hastalar geceyi zor geçirir. Sabahı bekler kırgın yürekler, hasta umutlar, yalnız ruhlar. Yalnızdı gecelerim. Hastaydı gecelerim. Kan kaybından giden bir yaralı gibi umarsızdı gecelerim. Bir uçurumun kenarına beni taşıyan karabasandı gecelerim. Adına yalnızlık dedim. Sensizlik dedim.. Sen beni bilmedin, beni tanımadın, beni sevmedin.. Bu bir ölümdü, bu bir fermandı .. Bıçak kesmez artık beni, ip asmaz, çeküller yüreğimi taşımaz. Yaşamak mümkün değil, yalnızlık karanlık kapılarıyla üstüme kapandı. Amansız acılar içindeyim.

Ey Sevdiğim.. Ben seni ne çok sevdim. Dünya bildi, bir sen bilmedin. Yalnızlığın diğer adı aşka karşılık almamaktır. Kaçılamayacak kadar yakın, tutulamayacak kadar uzak bir yerdesin.. Benim aşkıma yalnızlık kucak açtı. Senin yokluğuna dokundum, içim yandı. Odamın çıldırtan sessizliğinde sana seslendim. Yankısı döndü dolaştı, senin kapıların bana kapalı. Kendi sesim yine bana ulaştı. Anladım ki beni hiç duymayacaksın.

Sana sitem edemem. Sana kırılamam. Bir tek dileğim var senden, son bir tek isteğim. O da MUTLU OLMAN.

MUTLU OL SEVDİÄžİM.. BİRİCİÄžİM.. AŞKIM. NEREYE, KİME GİDERSEN GİT YETER Kİ SEN MUTLU OL...(alıntıdır)
Yüreğine sağlık Canım
Buda benden olsun istedim umarım beğenirsin (uydumu bilmiyorum ama )
Cok guzel uyusmus esligin icin tesekkurler canim...

SmileSmileSmile

MaNeSiA Adlı Kullanıcıdan Alıntı:dokunurum diye korkumdan!
Dolaştın boynuma bir sarmaşık gibi; okşayamadım.

Yorum icin tesekkur ederim MaNeSiA...

SmileSmileSmile
İkinisde mükemmeldinisSad tşkler paylaşımlar için...Wink
Dün, gecenin en karanlık olduğu saatlerde...
yanlızlığa terkedilmiş kaldırım taşları üzerinde aradım benliğimi...
gelip geçen ayaza,
yitip giden rüzgara hatta rüzgarın eteklerine tutunup bilmediği diyarlara sürüklenen yaprağa bile sordum...
cevap aynı...
hüzün aynı...

yalnızlık farklıydı beni bıraktığın sokağın sabaha karşı vardım...
az ötede küllenmiş kimliğim ilişti gözüme...
yanıp biten ateşe,
savrulup giden küle hatta siyahlaşıp bitmiş kimliğime bile sordum...
cevap aynı...
hüzün aynı...
yalnızlık farklıydı...
ümidimi kesmişken benliğimden hasretin arifesinde sen çıkageldin...
dudaklarında aynı ıslaklık...
teninde aynı koku hatta beni bırakıp giderkenki elbisen üzerinde...
işte bir sana soramadım...

Sevmek ahhh..
sebepsiz yere başka yerlere yağan yağmurda ıslanmak …

sen ben olabilir misin bilmiyorum ama ben çoktan sen oldum
ne vakit oralarda üzerine yağmur yağsa buralarda ben ıslanıyorum...

LâL
Sevmek ahhh..
sebepsiz yere başka yerlere yağan yağmurda ıslanmak …

Ikinizinde o güzel yürekleri dert görmesin Can'lar Smile
Cok hoş ve güzel yazılar gerçekten ..

Yüreginize sağlık ..Teşekkürler ..

Sevgiyle kalın ..
Ben seni, adını bilmeden sevdim.
İhtiyacım... Cevabım...
İsimler koydum sana; bahar yelim, çiçek tarlam... Gökkuşağım, ışığım... Kuşkanadım, pembe rüyam, çiy tanem...
Seni, adını bilmeden sevince öğrendim; seni sevmek için gerekmiyordu ismini bilmem...
...Sevdim işte!...
Susmuyorum!.. Bu, susmak ise eğer; haykırmak nasıl olur?..
Ve çığlık nedir?.. Ve ses nedir?..
Halbuki sen...
Sen, vermeyi unuttuğum bir nefessin içimde;
Bana rağmen, bana saklı!..

İşte böyle bir çatlayışında zamanın; döküldün benden,
aktın parmaklarımın arasından!..

Artık, ne çatlayan zaman yapışır da sen içimde kalırsın;
ne kırılmış yumurtanın sızanı içine girer...
Testi, geldiği toprağa düşmüştür artık!..

Ben; susuyorum,,, elbette... Hem de bir çöl gibi!
Ve bilerek şunu, ve anlayarak:
Bir çölün, susuz olduğu için sızlamaz içi...
Her çöl, “bir gün suyla tanıştığı için”
böyle yanar, kavrulur!..
.:me:.
Sayfalar: 1 2