12-13-2007, Saat: 03:52 AM
Gülün dikeni battı dün parmağıma ve hala gülümseyerek bakıyorum parmağımdaki sıyrıga...
Kızmadım...çünkü gülün dikeni batmadan önce şükretmiştim;
"Ya Rabbi, ne kadar güzel yaratmışsın" demiştim. Kızamadım çünkü bir dakika önce güzel kokusunu sineme çkmiştim, bakmaya kıyamamış dokusuna hayran kalmıştım, çünkü batmadan önce yüreğime koymuş onu sevmiştim...dikenini unutmuşmuydum? unutmuşmuydum dikeni..unutmuştum işte...
acıtmamyayım diye dokunmaya çekindiğim gül, ince ve derin bir yara açmıştı parmagıma... gülümsedim yarayada...süzülen iki damla kanad... çünkü o yarayı açan bakmaya kıyamadığım o güldü...
Sevdiklerimizin yüreğimizde açtıkları yaralarda aslında o gülün açtığı yara gibi değilmiydi...
İnce ve derin bir yara..aslında çok önemsiz gibi görünse de her kımıldıyışımızda yüreğimizi inceden sılatan yara...Ama dostlarınız o yarayı açmadan önce siz muhabbet dolu kokularını sineye çekmiştiniz..zamanı, mekanı ve kalbinizi kaylaşmiştiniz..yarayı açmadan önce siz onları kalbinize koymuştunuz...kızabilirmiydiniz..kızamazdınız elbet...
Sevdiklerimizin açtıkları yaralarda o gülün açtığı yara gibi ince ve derin...ama yarimiz yarayı açmadan önce biz şükretmiştik, kokusunu sinemize çekmiş, bakmaya kıyamamıştık..dikenini unutmuşmuyduk...unutmuştuk tabi...Ama biz gülümsemeliyiz yaraya...belki süzülen iki damla kanamada.. gülümsemeliyiz işte...
Çünkü o yarayı açmadan önce biz onu kalbimize koymuştuk ve sevmiştik
Kızmadım...çünkü gülün dikeni batmadan önce şükretmiştim;
"Ya Rabbi, ne kadar güzel yaratmışsın" demiştim. Kızamadım çünkü bir dakika önce güzel kokusunu sineme çkmiştim, bakmaya kıyamamış dokusuna hayran kalmıştım, çünkü batmadan önce yüreğime koymuş onu sevmiştim...dikenini unutmuşmuydum? unutmuşmuydum dikeni..unutmuştum işte...
acıtmamyayım diye dokunmaya çekindiğim gül, ince ve derin bir yara açmıştı parmagıma... gülümsedim yarayada...süzülen iki damla kanad... çünkü o yarayı açan bakmaya kıyamadığım o güldü...
Sevdiklerimizin yüreğimizde açtıkları yaralarda aslında o gülün açtığı yara gibi değilmiydi...
İnce ve derin bir yara..aslında çok önemsiz gibi görünse de her kımıldıyışımızda yüreğimizi inceden sılatan yara...Ama dostlarınız o yarayı açmadan önce siz muhabbet dolu kokularını sineye çekmiştiniz..zamanı, mekanı ve kalbinizi kaylaşmiştiniz..yarayı açmadan önce siz onları kalbinize koymuştunuz...kızabilirmiydiniz..kızamazdınız elbet...
Sevdiklerimizin açtıkları yaralarda o gülün açtığı yara gibi ince ve derin...ama yarimiz yarayı açmadan önce biz şükretmiştik, kokusunu sinemize çekmiş, bakmaya kıyamamıştık..dikenini unutmuşmuyduk...unutmuştuk tabi...Ama biz gülümsemeliyiz yaraya...belki süzülen iki damla kanamada.. gülümsemeliyiz işte...
Çünkü o yarayı açmadan önce biz onu kalbimize koymuştuk ve sevmiştik