01-05-2008, Saat: 06:01 PM
Avrupa`nın önde gelen kulüplerinde oynayan Müslüman futbolcular, oynadıkları futbolla, attıkları gollerle ve hayat tarzlarıyla futbol kamuoyunun gündeminden hiç düşmüyorlar.
Müslüman futbolcular Avrupa’yı sallıyor. Avrupa’nın köklü kulüplerinde top koşturan onlarca Müslüman yıldız, hem futbolları hem de hayat alanlarına ilişkin İslami tercihleriyle sık sık gündeme geliyor.
Henry, Ribery, Kanoute, Drogba, Van Persie, Toure, Nihat ve daha birçoğu… İşte Avrupa futbolunun gözbebeği Müslüman futbolculardan bazıları:
Nicolas Anelka:
Nam-ı diğer “bizim Bilal”. Real Madrid’de top koşturdu. Fransa Milli Takımı’nda 12 gol attı. Şu an İngiltere Premier Ligi takımlarından Bolton’un formasını giyiyor. Fransa’daki faşist politikaları yüzünden sık sık Sarkozy’ye ağır eleştirilerde bulunuyor. İslam’ın, futboluna katkı yaptığını her fırsatta dile getiriyor.
Zlatan İbrahimovic:
İnter’in gol makinası. Boşnak bir anne ve Hırvat bir babanın İsveç pasaportlu oğlu. Ajax’ta parladı. İsveç’te başarılı performansını sürdürüyor. Şu an İtalya Ligi Serie A’da İnter formasıyla 41 maçta 24 golü bulunuyor.
Thierry Henry:
Kimi otoritelere göre futbol tarihinin en iyi 10 futbolcusundan biri. Arsenal’da sağ kanat olarak başladığı kariyerine, inanılmaz sürati ve eşsiz son vuruşlarıyla forvet olarak devam ediyor. Halen Barcelona’da. Şimdiden Fransa Milli Takımının efsanelerinden biri haline geldi. Medya onun Müslüman olduğunu Almanya’da 2006 yılında düzenlenen Dünya Kupası esnasında Cuma Namazına giderken fark etti.
Robin van Persie:
Hollanda futbolunun en parlak gençlerinden biri. İngiltere’nin önde gelen takımlarından Arsenal’ın gol umudu olarak görev yapıyor. Hem kanatta hem forvette göz dolduruyor. 2006 Dünya Kupası’nda da Hollanda Milli Takımı’nda görev alan van Persie, Faslı eşiyle evlenince Müslüman olduğunu açıklamıştı.
Nihat Kahveci:
İspanya’daki gururumuz. Beşiktaş’taki gençlik yıllarında bir numaraydı. İspanya’nın Real Sociedad takımına transfer oldu; orada da hem takımının, hem de La Liga’nın en dikkat çeken ismiydi. Şimdi Villareal’da her hafta bir gol atmakla meşgul.
Kolo Abib Toure:
Son Dünya Kupası’nın flaş takımı Fildişi Sahilleri’nin bel kemiği. Dünya futbolunun son dönemde gördüğü en iyi stoperler arasında gösteriliyor. Henüz 26 yaşında; ama Arsenal’in kilit adamı olduğu konusunda herkes hemfikir.
Hasan Salihamidzic:
Boşnakların gözbebeği. Sağ bek, sol bek, defansif orta saha gibi birçok kritik noktada oynayabiliyor. Bayern Munich’te yıldızı parladı. Şimdi İtalya’nın Juventus takımı için ter döküyor.
Valon Behrami:
İsviçre’yle oynadığımız “gergin” maçlarda tanımıştık onu. Yeteneğiyle herkesin beğenisini toplamış, “gerginliğe” ilişkin yaptığı kardeşane açıklamalarıyla gündeme gelmişti. Halen emanet aldığı Lazio’nun sağ kanadında başarılı oyununu devam ettiriyor.
Franck Bilal Ribery:
Galatasaray’ın kıymetini pek de bilemediği futbolcu. İbadetlerine tutkun bir Müslüman. Sezon başında Bayern Munich’e transfer oldu. O gün bugündür takımın beyni rolünde. Fransa Milli Takımı’nda da Zidane’nın boşalttığı oyun kurucu mevkisinin veliahtı.
Didier Drogba:
Fildişi Sahilleri’nin bir diğer yıldızı. Gücü, sürati, sert şutları ve gol yeteneğiyle parmak ısırtan bir hücum oyuncusu. Marseille’dan yıldızlar topluluğu Chelsea’ye geldi. Birçok maçta takımını sırtlayan isim oldu. Chelsea’nin yeni teknik patronu İsrailli Avram Grant’le olan tartışmalarıyla gündeme geldi.
Yıldıray Baştürk:
‘Alamancı’ futbolcularımızdan ilk dikkat çekeni. Bayer Leverkusen’in efsanevi yükselişinde başrol oynadı. 2002 Dünya Kupası’nda Milli Takımımızın kilit futbolcularından oldu. Almanya’nın son şampiyonu Stuttgart’ta 10 numaralı formayı giyiyor.
Djibril Cisse:
Son olarak Beşiktaş’ın rakibi Marseille’de karşımıza çıkan Cisse’nin ismi, bildiğimiz ‘Cibril’. Herkesin, onun Henry’yle yan yana Fransa Milli Takımı’nı coşturacağını düşündüğü günlerde ağır bir sakatlık geçirdi. İyileşmesi uzun sürdü. Fakat güçlü fiziğiyle yeşil sahalara yeniden döndü. Enteresan saç ve sakal stiliyle görenlerin onu unutması pek zor.
Mahamadou Diarra:
Makalele’nin yokluğunda orta sahada ciddi sıkıntılar çeken Real Madrid’e gelişiyle herkesi umutlandırdı. Kardeşleri (birazdan bahsedeceğiz) Fransa Milli Takımı’nda oynarken, o Mali Milli Takımı’nı tercih etti. 26 yaşında Real Madrid’in vazgeçilmezlerinden olma yolunda hızla ilerliyor.
Mido:
Futbolcu fabrikası Ajax’ın son jenerasyonunda yer alarak dikkat çekti. Mısırlı. İleri uçta sol ayağıyla herkesi ters köşe etmekte usta bir isim. Mısır Milli Takımı’nda ve İngiliz ekip Middlesbrough’ta Tuncay’ın takım arkadaşı. Bu sezon 7 maçta 2 gol attı.
Lilian Thuram:
Futbol tarihine adını altın harflerle yazdıran Pointe-a-Pitre asıllı Fransız stoper ilerleyen yaşına rağmen Barcelona defansında zaman zaman görev alıyor. 1998 Dünya Kupası yarı finalinde umutların tükendiği bir anda sahne çıkıp takımı adına attığı iki gol hala hafızalarda. Literatüre “Mağripli çocukların Paris’i yakması” olarak geçen Fransa’daki göçmen ayaklanmaları sırasında yaptığı açıklamalarla takdir topladı. O da Sarkozy’nin belalılarından.
Fredrick Omar Kanoute:
Son olarak habervaktim’in “Cami satın alan futbolcu” haberiyle adını duyurdu. Mali Milli Takımının forveti. Fenerbahçe’nin rakibi Sevilla’nın gözü gibi baktığı bir oyuncu. Uzun boyu ve vücudunu etkili kullanmasıyla ‘yırtıcı forvet’ tipini tam anlamıyla temsil eden biri. İspanya’daki Müslüman futbolcuların yaşadığı ‘oruç krizi’ ve Sevilla’nın forma reklamlarında yer alan internet bahis sitesi reklamına yaptığı muhalefetle Müslüman kamuoyunun beğenisini kazandı.
Tuncay Şanlı:
Türk futbolunda ‘Sakarya Ekolü’ diye bilinen jenerasyonlar zincirinin son halkalarından. Genç yaşta Fenerbahçe’de sayısız gole imza attı. Yetmedi, Sarı Kanaryalar’ın Avrupa kupalarında en çok gol atan futbolcusu ünvanını aldı. Bir anda kendini İngiltere’nin Middlesbrough kulübünde buldu. Eşine az rastlanır hırsıyla bulunduğu her takımın ateşleyicisiydi. İngiltere kariyerinin kısa sürede noktalanacağını umanlara inat son haftalarda gollerini sıralıyor. Tuncay, takımının, lig lideri Arsenal’i devirdiği maçta maçın tek golünü atarak kahraman oldu.
Samir Nasri:
Bilinen adıyla “yeni Zidane”. Henüz 20 yaşında. Fransa Milli Takımı ondan çok şey bekliyor. Bu yıl Lyon’u şahlandıran önemli isimlerden biri. Arap asıllı. Sürati ve top tekniği pek çok kişiye parmak ısırtıyor. Müslüman Zidane’ın veliaht koltuğunun Müslüman Ribery’yle birlikte iki taliplisinden biri.
El Hadji Diouf:
2002’de, kendilerini yıllarca sömüren Fransızlardan intikamının bir bölümünü yeşil sahalarda alan Senegal Milli Takımı’nın gol silahı olarak Avrupa kulüplerinin aklını çeldi. Önce Liverpool’a transfer oldu, ardından Bolton’a gitti. Milli forma ile 32 maçta 13 gol atan “Hacı” Diouf, şimdi Bolton takımı için ter döküyor.
Hamit Altıntop:
Euro 2008’deki en önemli silahlarımızdan biri, belki de birincisi. Sağ kanat oyuncusu olarak bilinse de, birçok mevkide yerini hiç yadırgamadan oynayabiliyor. Kardeşi Halil’le birlikte Schalke 04’te dünya futboluna göz kırptılar. Bayern’in sezon başlamadan evvel yaptığı büyük transfer atağında en dikkat çeken futbolculardan biriydi. Kısa bir sakatlık sürecine girdi. Yakında sahalara dönüp Bayern Munich’in sağ kanadında kasırga gibi eseceğinden hiç şüphe yok.
Eric Abidal:
O da bir ‘Bilal’. Bu sezon Lyon’dan Barcelona’ya transfer olan Abidal, birkaç ay önce komşularından etkilenerek Müslüman olduğunu açıkladı. Sol bek olarak görev yaptığı Barcelona ondan çok şey bekliyor.
Tarık Sektioui:
Portolu bir fırtına. Fas Milli Takımı’nda da görev alıyor. 30 yaşında. Forveti besleyen kanat akınları ve umulmadık anda fileleri havalandırmasıyla vazgeçilmez bir eleman.
Muhammed Sissoko:
Liverpool’un orta alanında savaşçı vazifesi gören 22 yaşında genç bir yetenek. Şu aralar Gerrard ve Xabi Alanso’nun yedeğinde kalsa da Liverpool kariyerinde 2 yılda 50’den fazla maça çıktığını hemen hatırlatalım. Mali Milli Takımı için 12 maçta 1 gol attı.
İbrahim Afellay:
PSV’nin atom karıncası. Çok hızlı, çok teknik. İleri uçta da, kanatta da rahatlıkla oynayabiliyor. Hollanda Milli Takımının gelecek vadeden isimlerinden. 21 yaşında.
Yaya (Yahya) Toure:
Kolo Abib Toure’nin kardeşi. Orta sahada bitmez tükenmez enerjisiyle bulunduğu her takımı motive eden etkili bir koz. Monaco’dan Barcelona’ya transfer oldu. Kardeşi Kolo Toure ve bir diğer Müslüman futbolcu Didier Drogba’yla birlikte Fildişi Sahilleri Milli Takımı’nın çekirdeğini oluşturuyorlar.
Tugay Kerimoğlu:
UEFA şampiyonu efsanevi Galatasaray kadrosunun kaptanıydı. İngiltere’ye gitti. Blackburn Rovers’ın değişmez adamı oldu. 37 yaşında olmasına rağmen geçen yıl İngiltere’de “yılın en iyi yabancı oyuncusu” seçildi. Uzaktan şutları, saha içindeki ve dışındaki inanılmaz karizması ve liderlik vasıflarıyla adından hala söz ettirebiliyor.
Karim Benzema:
Zidane’ın tahtına göz koyan isimlerden biri daha… Fransız Birinci Ligi’nin en çok asist yapan orta saha oyuncusu olarak bir anda parladı. Çok hızlı, çok teknik ve çok ateşleyici bir futbolu var. Lyon’daki kariyeri kısa süreceğe benzer. Zira Avrupa’nın birçok kulübü Karim’e şimdiden kancayı takmış durumda.
Halid Bouhlarouz:
2006 Dünya Kupası’nda Portekiz’le Hollanda arasında oynanan maçta Portekizli Ronaldo’ya yaptığı sert (ve kimilerine göre kasıtlı) hareketlerle öne çıktı. Şu an Chelsea’de. 9 numara giyiyor, fakat savunmada görev alıyor.
Florent Malouda:
Chelsea’nın yeni transferi. Sol kanatta adeta bir fırtına gibi esiyor. Fransız Milli Takımı’ndaki yerini gitgide sağlamlaştırıyor. Drogba, Chelsea’li Yahudi teknik patron Grant’le tartıştığında onun da adı gündeme gelmişti. 27 yaşında.
Emre Belözoğlu:
Daha 17’sindeyken büyük kulüplerin gözü onun üzerindeydi. Galatasaray’ın UEFA şampiyonluğundaki en genç isim olarak adını tarihe yazdırdı. İtalya’da İnter takımında Müslüman Kallon’la birlikte forma giydi. Şimdiyse İngiltere’nin New Castle takımı için duran topların arkasına geçiyor. Türk Milli Takımı’nın yeni kaptanı.
Bacary Sagna:
Bu yılki Şampiyonlar Ligi istatistiklerinin üst sıralarında yer alan Arsenalli defans oyuncusu. Fransa Ümit Milli'de 28 maç çıkardı. Aslen Senegalli. 24 yaşındaki Sagna skora katkısıyla da çok kıymetli bir oyuncu.
Lassana Diarra:
Muhammed Diarra’nın kardeşi. Ondan farklı olarak Fransa Milli Takımı’nda oynuyor. Aynı zamanda Arsenal’in orta alanında görev yapıyor. Geçen sezon Chelsea’deydi.
Nuri Şahin:
Hem defansif, hem ofansif yetenekleriyle orta alanda yer alan tipik bir ‘dinamo oyuncu’. Bonservisi Borussia Dortmund’da. Şu an Feyenord’da kiralık oynuyor. Hem Dortmund’un hem de Türk Milli Takımı’nın büyük umutlar beslediği bir yıldız.
Hatem Ben Arfa:
Lyon’un yeni jenerasyonundan bir diğer Müslüman oyuncu. Aslen Tunuslu. Fransa Milli Takımı için bileniyor. Genç takımlarda defalarca forma giydi. 2 milli maçta 1 golü var. 20 yaşında.
Habervaktim
Müslüman futbolcular Avrupa’yı sallıyor. Avrupa’nın köklü kulüplerinde top koşturan onlarca Müslüman yıldız, hem futbolları hem de hayat alanlarına ilişkin İslami tercihleriyle sık sık gündeme geliyor.
Henry, Ribery, Kanoute, Drogba, Van Persie, Toure, Nihat ve daha birçoğu… İşte Avrupa futbolunun gözbebeği Müslüman futbolculardan bazıları:
Nicolas Anelka:
Nam-ı diğer “bizim Bilal”. Real Madrid’de top koşturdu. Fransa Milli Takımı’nda 12 gol attı. Şu an İngiltere Premier Ligi takımlarından Bolton’un formasını giyiyor. Fransa’daki faşist politikaları yüzünden sık sık Sarkozy’ye ağır eleştirilerde bulunuyor. İslam’ın, futboluna katkı yaptığını her fırsatta dile getiriyor.
Zlatan İbrahimovic:
İnter’in gol makinası. Boşnak bir anne ve Hırvat bir babanın İsveç pasaportlu oğlu. Ajax’ta parladı. İsveç’te başarılı performansını sürdürüyor. Şu an İtalya Ligi Serie A’da İnter formasıyla 41 maçta 24 golü bulunuyor.
Thierry Henry:
Kimi otoritelere göre futbol tarihinin en iyi 10 futbolcusundan biri. Arsenal’da sağ kanat olarak başladığı kariyerine, inanılmaz sürati ve eşsiz son vuruşlarıyla forvet olarak devam ediyor. Halen Barcelona’da. Şimdiden Fransa Milli Takımının efsanelerinden biri haline geldi. Medya onun Müslüman olduğunu Almanya’da 2006 yılında düzenlenen Dünya Kupası esnasında Cuma Namazına giderken fark etti.
Robin van Persie:
Hollanda futbolunun en parlak gençlerinden biri. İngiltere’nin önde gelen takımlarından Arsenal’ın gol umudu olarak görev yapıyor. Hem kanatta hem forvette göz dolduruyor. 2006 Dünya Kupası’nda da Hollanda Milli Takımı’nda görev alan van Persie, Faslı eşiyle evlenince Müslüman olduğunu açıklamıştı.
Nihat Kahveci:
İspanya’daki gururumuz. Beşiktaş’taki gençlik yıllarında bir numaraydı. İspanya’nın Real Sociedad takımına transfer oldu; orada da hem takımının, hem de La Liga’nın en dikkat çeken ismiydi. Şimdi Villareal’da her hafta bir gol atmakla meşgul.
Kolo Abib Toure:
Son Dünya Kupası’nın flaş takımı Fildişi Sahilleri’nin bel kemiği. Dünya futbolunun son dönemde gördüğü en iyi stoperler arasında gösteriliyor. Henüz 26 yaşında; ama Arsenal’in kilit adamı olduğu konusunda herkes hemfikir.
Hasan Salihamidzic:
Boşnakların gözbebeği. Sağ bek, sol bek, defansif orta saha gibi birçok kritik noktada oynayabiliyor. Bayern Munich’te yıldızı parladı. Şimdi İtalya’nın Juventus takımı için ter döküyor.
Valon Behrami:
İsviçre’yle oynadığımız “gergin” maçlarda tanımıştık onu. Yeteneğiyle herkesin beğenisini toplamış, “gerginliğe” ilişkin yaptığı kardeşane açıklamalarıyla gündeme gelmişti. Halen emanet aldığı Lazio’nun sağ kanadında başarılı oyununu devam ettiriyor.
Franck Bilal Ribery:
Galatasaray’ın kıymetini pek de bilemediği futbolcu. İbadetlerine tutkun bir Müslüman. Sezon başında Bayern Munich’e transfer oldu. O gün bugündür takımın beyni rolünde. Fransa Milli Takımı’nda da Zidane’nın boşalttığı oyun kurucu mevkisinin veliahtı.
Didier Drogba:
Fildişi Sahilleri’nin bir diğer yıldızı. Gücü, sürati, sert şutları ve gol yeteneğiyle parmak ısırtan bir hücum oyuncusu. Marseille’dan yıldızlar topluluğu Chelsea’ye geldi. Birçok maçta takımını sırtlayan isim oldu. Chelsea’nin yeni teknik patronu İsrailli Avram Grant’le olan tartışmalarıyla gündeme geldi.
Yıldıray Baştürk:
‘Alamancı’ futbolcularımızdan ilk dikkat çekeni. Bayer Leverkusen’in efsanevi yükselişinde başrol oynadı. 2002 Dünya Kupası’nda Milli Takımımızın kilit futbolcularından oldu. Almanya’nın son şampiyonu Stuttgart’ta 10 numaralı formayı giyiyor.
Djibril Cisse:
Son olarak Beşiktaş’ın rakibi Marseille’de karşımıza çıkan Cisse’nin ismi, bildiğimiz ‘Cibril’. Herkesin, onun Henry’yle yan yana Fransa Milli Takımı’nı coşturacağını düşündüğü günlerde ağır bir sakatlık geçirdi. İyileşmesi uzun sürdü. Fakat güçlü fiziğiyle yeşil sahalara yeniden döndü. Enteresan saç ve sakal stiliyle görenlerin onu unutması pek zor.
Mahamadou Diarra:
Makalele’nin yokluğunda orta sahada ciddi sıkıntılar çeken Real Madrid’e gelişiyle herkesi umutlandırdı. Kardeşleri (birazdan bahsedeceğiz) Fransa Milli Takımı’nda oynarken, o Mali Milli Takımı’nı tercih etti. 26 yaşında Real Madrid’in vazgeçilmezlerinden olma yolunda hızla ilerliyor.
Mido:
Futbolcu fabrikası Ajax’ın son jenerasyonunda yer alarak dikkat çekti. Mısırlı. İleri uçta sol ayağıyla herkesi ters köşe etmekte usta bir isim. Mısır Milli Takımı’nda ve İngiliz ekip Middlesbrough’ta Tuncay’ın takım arkadaşı. Bu sezon 7 maçta 2 gol attı.
Lilian Thuram:
Futbol tarihine adını altın harflerle yazdıran Pointe-a-Pitre asıllı Fransız stoper ilerleyen yaşına rağmen Barcelona defansında zaman zaman görev alıyor. 1998 Dünya Kupası yarı finalinde umutların tükendiği bir anda sahne çıkıp takımı adına attığı iki gol hala hafızalarda. Literatüre “Mağripli çocukların Paris’i yakması” olarak geçen Fransa’daki göçmen ayaklanmaları sırasında yaptığı açıklamalarla takdir topladı. O da Sarkozy’nin belalılarından.
Fredrick Omar Kanoute:
Son olarak habervaktim’in “Cami satın alan futbolcu” haberiyle adını duyurdu. Mali Milli Takımının forveti. Fenerbahçe’nin rakibi Sevilla’nın gözü gibi baktığı bir oyuncu. Uzun boyu ve vücudunu etkili kullanmasıyla ‘yırtıcı forvet’ tipini tam anlamıyla temsil eden biri. İspanya’daki Müslüman futbolcuların yaşadığı ‘oruç krizi’ ve Sevilla’nın forma reklamlarında yer alan internet bahis sitesi reklamına yaptığı muhalefetle Müslüman kamuoyunun beğenisini kazandı.
Tuncay Şanlı:
Türk futbolunda ‘Sakarya Ekolü’ diye bilinen jenerasyonlar zincirinin son halkalarından. Genç yaşta Fenerbahçe’de sayısız gole imza attı. Yetmedi, Sarı Kanaryalar’ın Avrupa kupalarında en çok gol atan futbolcusu ünvanını aldı. Bir anda kendini İngiltere’nin Middlesbrough kulübünde buldu. Eşine az rastlanır hırsıyla bulunduğu her takımın ateşleyicisiydi. İngiltere kariyerinin kısa sürede noktalanacağını umanlara inat son haftalarda gollerini sıralıyor. Tuncay, takımının, lig lideri Arsenal’i devirdiği maçta maçın tek golünü atarak kahraman oldu.
Samir Nasri:
Bilinen adıyla “yeni Zidane”. Henüz 20 yaşında. Fransa Milli Takımı ondan çok şey bekliyor. Bu yıl Lyon’u şahlandıran önemli isimlerden biri. Arap asıllı. Sürati ve top tekniği pek çok kişiye parmak ısırtıyor. Müslüman Zidane’ın veliaht koltuğunun Müslüman Ribery’yle birlikte iki taliplisinden biri.
El Hadji Diouf:
2002’de, kendilerini yıllarca sömüren Fransızlardan intikamının bir bölümünü yeşil sahalarda alan Senegal Milli Takımı’nın gol silahı olarak Avrupa kulüplerinin aklını çeldi. Önce Liverpool’a transfer oldu, ardından Bolton’a gitti. Milli forma ile 32 maçta 13 gol atan “Hacı” Diouf, şimdi Bolton takımı için ter döküyor.
Hamit Altıntop:
Euro 2008’deki en önemli silahlarımızdan biri, belki de birincisi. Sağ kanat oyuncusu olarak bilinse de, birçok mevkide yerini hiç yadırgamadan oynayabiliyor. Kardeşi Halil’le birlikte Schalke 04’te dünya futboluna göz kırptılar. Bayern’in sezon başlamadan evvel yaptığı büyük transfer atağında en dikkat çeken futbolculardan biriydi. Kısa bir sakatlık sürecine girdi. Yakında sahalara dönüp Bayern Munich’in sağ kanadında kasırga gibi eseceğinden hiç şüphe yok.
Eric Abidal:
O da bir ‘Bilal’. Bu sezon Lyon’dan Barcelona’ya transfer olan Abidal, birkaç ay önce komşularından etkilenerek Müslüman olduğunu açıkladı. Sol bek olarak görev yaptığı Barcelona ondan çok şey bekliyor.
Tarık Sektioui:
Portolu bir fırtına. Fas Milli Takımı’nda da görev alıyor. 30 yaşında. Forveti besleyen kanat akınları ve umulmadık anda fileleri havalandırmasıyla vazgeçilmez bir eleman.
Muhammed Sissoko:
Liverpool’un orta alanında savaşçı vazifesi gören 22 yaşında genç bir yetenek. Şu aralar Gerrard ve Xabi Alanso’nun yedeğinde kalsa da Liverpool kariyerinde 2 yılda 50’den fazla maça çıktığını hemen hatırlatalım. Mali Milli Takımı için 12 maçta 1 gol attı.
İbrahim Afellay:
PSV’nin atom karıncası. Çok hızlı, çok teknik. İleri uçta da, kanatta da rahatlıkla oynayabiliyor. Hollanda Milli Takımının gelecek vadeden isimlerinden. 21 yaşında.
Yaya (Yahya) Toure:
Kolo Abib Toure’nin kardeşi. Orta sahada bitmez tükenmez enerjisiyle bulunduğu her takımı motive eden etkili bir koz. Monaco’dan Barcelona’ya transfer oldu. Kardeşi Kolo Toure ve bir diğer Müslüman futbolcu Didier Drogba’yla birlikte Fildişi Sahilleri Milli Takımı’nın çekirdeğini oluşturuyorlar.
Tugay Kerimoğlu:
UEFA şampiyonu efsanevi Galatasaray kadrosunun kaptanıydı. İngiltere’ye gitti. Blackburn Rovers’ın değişmez adamı oldu. 37 yaşında olmasına rağmen geçen yıl İngiltere’de “yılın en iyi yabancı oyuncusu” seçildi. Uzaktan şutları, saha içindeki ve dışındaki inanılmaz karizması ve liderlik vasıflarıyla adından hala söz ettirebiliyor.
Karim Benzema:
Zidane’ın tahtına göz koyan isimlerden biri daha… Fransız Birinci Ligi’nin en çok asist yapan orta saha oyuncusu olarak bir anda parladı. Çok hızlı, çok teknik ve çok ateşleyici bir futbolu var. Lyon’daki kariyeri kısa süreceğe benzer. Zira Avrupa’nın birçok kulübü Karim’e şimdiden kancayı takmış durumda.
Halid Bouhlarouz:
2006 Dünya Kupası’nda Portekiz’le Hollanda arasında oynanan maçta Portekizli Ronaldo’ya yaptığı sert (ve kimilerine göre kasıtlı) hareketlerle öne çıktı. Şu an Chelsea’de. 9 numara giyiyor, fakat savunmada görev alıyor.
Florent Malouda:
Chelsea’nın yeni transferi. Sol kanatta adeta bir fırtına gibi esiyor. Fransız Milli Takımı’ndaki yerini gitgide sağlamlaştırıyor. Drogba, Chelsea’li Yahudi teknik patron Grant’le tartıştığında onun da adı gündeme gelmişti. 27 yaşında.
Emre Belözoğlu:
Daha 17’sindeyken büyük kulüplerin gözü onun üzerindeydi. Galatasaray’ın UEFA şampiyonluğundaki en genç isim olarak adını tarihe yazdırdı. İtalya’da İnter takımında Müslüman Kallon’la birlikte forma giydi. Şimdiyse İngiltere’nin New Castle takımı için duran topların arkasına geçiyor. Türk Milli Takımı’nın yeni kaptanı.
Bacary Sagna:
Bu yılki Şampiyonlar Ligi istatistiklerinin üst sıralarında yer alan Arsenalli defans oyuncusu. Fransa Ümit Milli'de 28 maç çıkardı. Aslen Senegalli. 24 yaşındaki Sagna skora katkısıyla da çok kıymetli bir oyuncu.
Lassana Diarra:
Muhammed Diarra’nın kardeşi. Ondan farklı olarak Fransa Milli Takımı’nda oynuyor. Aynı zamanda Arsenal’in orta alanında görev yapıyor. Geçen sezon Chelsea’deydi.
Nuri Şahin:
Hem defansif, hem ofansif yetenekleriyle orta alanda yer alan tipik bir ‘dinamo oyuncu’. Bonservisi Borussia Dortmund’da. Şu an Feyenord’da kiralık oynuyor. Hem Dortmund’un hem de Türk Milli Takımı’nın büyük umutlar beslediği bir yıldız.
Hatem Ben Arfa:
Lyon’un yeni jenerasyonundan bir diğer Müslüman oyuncu. Aslen Tunuslu. Fransa Milli Takımı için bileniyor. Genç takımlarda defalarca forma giydi. 2 milli maçta 1 golü var. 20 yaşında.
Habervaktim