ESTİ SEHER YELİ
Esti seher yeli söküldü seller
Gidiyorum kömür gözlüm ağlama
Ağlamanın vakti geçti ne çare
Kement atıp yollarımı bağlama
Sana derim sana kaşı kemanım
Büküldü kametim geçti zamanım
Gidiyorum yedi benli cevranım
Yarim gitti diye yürek dağlama
Karacaoğlan der gözyaşım silinir
Bir ok çeksem yüce dağlar delinir
Yüreciğim bölük bölük bölünür
Yaş döküp de arkam sıra ağlama
GEL SEVDİÄžİM GEL
Hasretliğin beni üryan eyledi
Yolların gözlerim gel sevdiğim gel
Gönül kuşu kalktı yar yar cevlan eyledi
Amman amman amman hey cevlan eyledi
Yolların gözlerim gel sevdiğim gel
Evvel ahir sensin vazgeçmem senden
Sevgi muhabbetin vallah çıkmıyor candan
Gönül göç eyledi burdan kevn-ü mekandan
Yolların gözlerim gel sevdiğim gel
Yolların gözlerim gel sevdiğim gel
Gönül sofu gördü yolundan şaştı yolundan şaştı
Hakimler bozuldu haddeden aştı
Şimdi gönül burdan Şahı Merdana düştü
Yolların gözlerim gel sevdiğim gel
Yolların gözlerim gel sevdiğim gel
Bozuldu yolcular yollarda kaldı
Ayin erkan gitti dillerde kaldı
Erenlerin zayıf hallerde kaldı
Yolların gözlerim gel sevdiğim gel
Pir Sultan’ım Allah Allah diyelim
Gelin nikabını elden koyalım
Takdir böyle imiş biz ne diyelim
Yolların gözlerim gel sevdiğim gel
BU SENEDE BÖYLE OLDU
‘Toprağa can verenlere’
Tarlamızda taş çokmuş
Tarla sürülemedi
Karasaban çatlakmış
Bu senede böyle oldu
Tarla sürülemedi
Tohum ekilemedi
Elbistan’ın düzünden
Usanmadın tuzundan
Bir zalimin yüzünden
Bu senede böyle oldu
Tarla sürülemedi
Tohum ekilemedi
Geçen yılın firezi
Yerde kaldı birazı
Böyle olur bazı bazı
Bu senede böyle oldu
Tarla sürülemedi
Tohum ekilemedi
Emekçiyim sinede
Öfke yatar gene de
Umut gelen senede
Bu senede böyle oldu
Tarla sürülemedi
Tohum ekilemedi
SEN GİDERKEN
Sen giderken gözlerimin dolduğunu gördün mü
Yüreğimin paramparça olduğunu gördün mü
Sen giderken karanfiller sıralıydı, sıralıydı
İçlerinden biri var ki benim gibi yaralıydı
Sen giderken çiçeklerin solduğunu gördün mü
Ellerimin saçlarımı yolduğunu gördün mü
Sen giderken karanfiller sıralıydı, sıralıydı
İçlerinden biri var ki benim gibi yaralıydı.
Sen giderken bahar mıydı, nergiste çiçek var mıydı
İki nefes (soluk) alıp vermek, yaşamak bu kadar mıydı
Sen giderken karanfiller sıralıydı, sıralıydı
İçlerinden biri var ki benim gibi yaralıydı
BOZATLI HIZIR
Bir yavru yolladım gurbet ellere
Emaneti sana da Bozatlı Hızır
Seni bekçi derler de nice ellere
Emeneti sana Bozatlı Hızır
Efendim, uy uy uy uy uy
Ah nice günler gördüm aklı karalı
Nice günler gördüm dertli çareli
Bir yavru yolladım yürek yaralı
Emeneti sana Bozatlı Hızır
Haktan bize bizden halka zulüm yok
İmanım var vadesize ölüm yok
Senden başka da kanadım yok kolum yok
Emeneti sana Bozatlı Hızır
Efendim, uy uy uy uy uy
Ah Pir Sultan Abdal’ım böyle mi olacak
Beklerim yollarıda yavrum gelecek
Analı babalı da murad alacak
Emeneti sana Bozatlı Hızır
Efendim, uy uy uy uy uy
DERDİN YERDEN MİDİR
Göğe kanat süren turnam
Yardan haber veren turnam
Ak kağıtlara yazdığım
Derdimi de sen bil turnam
Turnam alın gülden midir
Çekip gitmen dünden midir
Yoksa turnam senin derdin
Benim gibi yarden midir
Turnam yaran derinde mi
İyileşmez yerinde mi
Kimselere söylemezsin
Dermanı da yarimde mi
HAZAN İLE GEÇTİ ŞU BENİM ÖMRÜM
Hazan il geçti şu benim ömrüm
Eylen dertli bülbül zar garip garip
Ne bir gülüm kaldı ne de dikenim
Ağla bundan sonra har garip garip, garip
Hançeri feleğin ucu ciğerde
Durmadan kanıyor yaram içerde
Gurbet ellerinde tutuldum derde
Gel tabip yaramı sar garip garip, garip
Emrah bu ellerin gonca gülleri
Seherde ağlıyor dostun gülleri
Dert çilesi bitmez gurbet elleri
Gezeyim bir zaman dost garip garip, garip
BEYHUDE
Gönül aşık ben bir deli
Gezer bir zaman beyhude
Başımızda sevda yeli
Eser bir zaman beyhude
Geçti benim deli çağım
Viran oldu gönül bağım
Tükendi fitilim yağım
Yandı bir zaman beyhude
İster kader ister yazı
Seven aşık çeker nazı
Alan razı satan razı
Çeker bir zaman beyhude
Gönül der ki niçin niçin
Yanıyorsun için için
Gündüz Ergül senin için
Yandı bir zaman beyhude
Daha ne diyeyim bilemiyorum ki; hepsi birbirinden güzel duygular.
Hazırlayan ellerinize, gözlerinize ve herşeyden önemlisi hislerinize sağlık
TUNCELİ TURNA SEMAHI
‘Semah dönen Turnalara’
Kaldır kaldır kolların kaldır
Çek yayını okuyun doldur
İki kaşın arasında
Kabeye giden doğru yoldur, doğru yoldur
Şah Hatayi’m hana söyler
Sırrını Süphana söyler
Bu yola göğnü olmayan
Yüzbin defa mana söyler
Turnam gider düzüm düzüm
Kanadı boynundan uzun
Turnam benim iki gözüm
Dost Ali dost Ali dost
Dost, Turnam handan gelirsin
Hangi diyarda kalırsın
Hangi bağın gülüsün
Hangi bahçenin Bülbülüsün
Al durnam al durnam
Kanatlarını sal durnam
Eylen size bir haber
Durnamın kanadı yeşil
Kanadı boynan ( boynuna) dolaşır
Aşkından cihana düşür
Dost Ali dost, Ali dost
Durnam handan gelirsin
Hangi diyarda kalırsın
Hangi bağın gülüsün
Hangi bahçenin Bülbülüsün
Al durnam al durnam
Kanatlarını sal durnam
Eylen size bir haber