01-18-2008, Saat: 01:48 PM
Özledim seni...
Ayrılık yüreğimi karıncalandırıyor nicedir...
Beynimi uyuşturuyor özlemin...
Çok sık birlikte olamasak bile benimle olduğunu bilmenin bunca ay içimi nasıl ısıttığını yeni yeni anlıyorum.
Yokluğun, hatırlandıkça yüreğime saplanan bir sızı olmaktan çıkıp sürekli bir boşluğa dönüşüyor.
Sabahlara seni okşayarak başlamaları, akşamları her işi bir kenara koyup seninle başbaşa karş ılamaları özlüyorum; oynaşmalarymızı, hırlaş malarımızı, yürüyüşlerimizi, kaçamak tatillerimizi, sevimli haşarılğıını, çocuksu küskünlüğünü...
Nasıl da serttin başkalarına karşı beni savunurken; ve ne yumuşak, bir çift kısık gözle kendini ellerimin okşayışına bırakırken... Bilsen, ne zor gitmen gerektişini bile bile "Kal" demek sana...
Ne zor, senin için ebedi mutluluğun beni unutmandan geçtişini bilmek...
Gitmeni asla istemediğim halde, buna mecbur oldu?umuzu görmek ve sana bunları söyleyemeden "Git artık" demek."Beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk kavuşacaksin mutluluğa" demek sana ne zor...
..Sesimi, kokumu çekip alıvermek beyninden; sesin, kokun hala beynimdeyken...
..Seni görmemek ve belki yıllar sonra karşıylaştığımızda bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...
..Yeni bir sevdayı kesinlikle yasakladığım kalbime söz geçirmek...
..Ve sonra kendi ellerimle bindirip seni yabancı bir arabanın arka koltuğuna, birlikte güneşlendiğimiz onca yazı, yanyana titreştiğimiz onca kışı, paylaştığımız bunca acıyı, onca kahkahayı ve bütün o uzak yeşillikleri katıp yorgun bedeninin yanına, arkandan pişmanlık gözyaşları dökmek ne zor...
..Yokluğunu beklemek, ne zor...
Bunlari düşündükçe, şu anda uzakta bir yerlerde üşüdüğünü sezinleyerek panikliyorum. Bütün engelleri aşıp, terk edilmiş caddeleri, kimsesiz sokakları, yalnız bulvarları arşınlayarak sana ulaşmak, sessizce başını okşamak, kulağına sevgi sözcükleri fısıldamak ve yavaşça üzerini örtmek geçiyor içimden...
Paylaştığımız bir mazinin, yitirdiğimiz bir geleceğe dönüşmesinden hicran duyuyorum.
Gizli gizli hüzünlendiğim akşamlardan birinde, terketmişlere özgü bir terk edilme korkusunu da yüreğimin derinliklerinde duyarak sana koşmak, yaptıklarım ve daha çok da yapamadıklarım için özür dilemek ve "Dön birtanem" demek istiyorum:
"Geri dön... canın seni bekliyor..