Belki zor, belki zahmetli ama başka şey umutlu olmak, umutla bakmak, umudu taşımak yüreğinde. Bu büyük gücü keşfettiği zaman artık karamsarlık diye bir kavramı bilmez kişi. Sıkılır bazı, daralır; fakat yine de güçlüdür, sıkıntılar sarmaz onu, çünkü umutludur. Yüreği geniştir, çünkü umudun verdiği güçle dopdoludur.
Umut çalışana görünür ancak, emek sarf etmek lazım. Çaba varsa umutta vardır, inançta vardır. Çaba sarf eden çabalarının sonucunu alacağını bilir ..
Ne demiş Aliya İzzet Begoviç "En son umut ölür..."
Toparla kendin HasanCanım, ve beni oraya getirtme ona göre ..
Insan neler yaşamadı ki, bak hala burdayız, yaşıyoruz ..Rabb'im yardımcın olsun ve bu zor dönemini atlatacagına inanıyorum, sen güçlüsün ..
Hiç bir zaman umudunu yitirme ..
bırakıp gittiğin günden beri
gözüme bir yudum uyku girmedi
dolaşıp hatıralar içinde
aradım bir çıkış gücüm yetmedi
ağlamak ister bazen ruhun, yapamazsın
bir bulut gibi yaşayamazsın
hep o eskiler, eski kırık dökük günler
hatıralardan kaçamazsın
geri dön ne olur beni al buralardan
geri dön ne olur bitsin bu keder
yanıyor yüreğimdeki hatıralardan
yanıyor sensiz geceler
€zBeRimSin Adlı Kullanıcıdan Alıntı:Umut nedir?
İnsanın yaşama tutunmasıdır demi, eğlencesidir hayata, sevmesidir karşısındakini, gülüşüdür güzelliğine…
Umut var mı dır peki, yani kesinlikle “Evet” diyeceksiniz!
Artık ben inanmıyorum desem, sadece güleceksiniz de…
Yaşanabilir mi umutsuz, her kafadan bir ses;
( Hayır, Evet, Asla, Olabilir vs. vs. vs. )
Ama ben yaşarım inan ki umutsuz da, zaten şu fani dünya da ne kadar ömrümüz kaldı ki, umutsuz da yaşanır be…
Umudun tükendiği yerde diyor ki şair “Ölüm” gelir, şimdi ben ölümüyüm, yoksa ölecekmiyim! Eğer umut olsa sımsıkı sarılırdım hayata, zaten değil mi umudumu çalan hain hayat, bu zalim hayat umut ve zamanlarımı çaldı, ve gitti nereye gidiyorsa;
Güvenebilir miyim sana ey umut! Sarıla bilir miyim eskisi gibi ama nafile.
Yalan, Yalan, Yalan! Yok ya olmaz artık!
“Umut dalda ki son yaprak” Ben o yaprağımı fırtınanın soğuğunda kaybettim ne bundan sonra severim ne de umut taşırım yüreğimde…
Dedim ki yüreğime sabret; Olumsuz bir cevap aldı, Asla…
Umuda hakeret ediyorum, beni hor görün Lütfen, İnan ki yaşanıyor umutsuz, ölüden ise farksız!
Susun, değmeyin yarama bari siz yapmayın, ellemeyin umutsuzluğuma…
Başınız sağ olsun!
O körpecik, güler yüzlü, sevgisini yüreğine yansıttığı Umut öldü…
Başımız sağ olsun!
Cümlelerin asıl söyleneceği yerde ben susuyorum artık, kalemim kırıldı! Umudum tükendi, yüreğim ise paramparça.
[SIZE=4]Kalem sizin elinizde, buyrun bakalım… [/SIZE]
Yazan: €zBeRimSin
ılk once ınsanlar kendılerı belırler yapacakları seylerı bazıları umutlarının pesınden gıder bazılarıda pes eder ama bu demek deyıldırkı umut dıye bısı yoktur ınsanların yapmak ıstedıklerıne baglı ama her ne olursa olsun hıc kımse ıcın umut bıtmemıstır eyer bır umudumuz yoksa kendımız bırer umut yarata bılırız herseye yenıden baslamak gıbı nedır gelmeyen ıkı sey gecen zaman ve ölen kısı bızım zamanımız gecmekte ölmesekte bu zamanı ıyı degerlendırmelıyız umutlarımızı yıtırmemelıyız...
İnanç, yaşamın gerçek kuvvetidir.
Leo Tolstoy
Bu hikayeyi Yeruşalayim’de Hugo Gryn adlı bir hahamdan duymuştum.
Küçük bir çocukken, ailem Auschwitz’e gönderilmişti. Kısa bir süre için babamla aynı barakada kalıyordum. Tarif edilemez korkulara, baskılara ve zorluklara rağmen, bir çok Yahudi ellerinden geldiğince dini görevlerini yerine getirmeye çalışıyordu. Soğuk bir kış gecesi, tutuklulardan biri, bizlere, o gecenin Işıklar bayramı Hanuka’nın ilk gecesi olduğunu hatırlattı. Babam, atık metalden bir Hanukiya yaptı. Fitiller için hapishane üniformasından sarkan ipleri kullandı. Yağ için de, gardiyanlardan birinden bir şekilde aldığı yağı kullandı.
Bu gibi hareketler, tamamen yasaktı ve ölümle cezalandırıldı. Ama bizler riske girmeye alışmıştık. Ama ben yine de elimizde olan değerli kalorilerin “ boşa harcanmasına” karşıydım. Bir parça yağı yakmak yerine aramızda paylaşmak daha iyi olmaz mıydı?
“Hugo,”, demişti babam, “Sen de , ben de bir insanın uzun süre yemek yemeden yaşayabileceğini biliyoruz. Ama Hugo, insan umudu olmadan tek bir gün bile yaşayamaz. İşte bu umudumuzun ateşi. Hiçbir zaman bu ateşin sönmesine izin verme. Ne burada, ne de başka bir yerde. Bunu asla unutma Hugo...”
Rabi Kenneth L. Cohen
**
Rabi Kenneth L. Cohen, Seaboard Bölgesinde United synagogue of Conservative Judaism sinagogunun yöneticisidir. Kendisi ünlü bir yazardır. Ken, gazeteci olan eşi Joanne L.Kene ve iki oğlu Zachary ve İlan ile Maryland’de yaşamaktadır. Bisiklete binmeyi ve geleneksel Yahudilik hakkındaki çalışmaları incelemeyi sever. Kendisine
Ken@RabbiCohen.com adresinden ulaşılabilir.
Umudunu yitirme.