01-21-2008, Saat: 10:24 AM
Saat gecenin kaçı...
Ve sen geldin yine aklıma.
Bıraktım her şeyi…
Canım sen çekti.
Öyle yakışıyor ki ismin İstanbul’a benzetiyorum seni nazlı, kırılgan, bir günde dört mevsim…
Kendimi sana benzetiyorum.
Ben gittikçe sen oluyorum.
İçinden gelmeden bir şeyler yazabilir mi insan?
Şiirlerle yalan söylenmez inan.
Saat sabaha doğru ilerlerken ben sana acıkıyorum.
Acaba kaç kere öpüşecek akreple yelkovan?
Geçmesini isteyip de geçmeyen vakit gibisin.
Bazen de akıp giden zaman oluveriyorsun.
Yastıkları sana benzetiyorum
Sen yastık oluyorsun ben yastığı öpüyorum senin yanağın ıslanıyor.
Ben seni öpüyorum.
Düşüncelerim oluyorsun.
Zihnimin derinliklerini zorluyorsun.
Oyuncakçılarda gördüğüm bebekler gibisin.
Gülersin, ağlarsın, bazen de şarkı söylersin.
Çocuklara benzetiyorum seni.
Melektir çünkü çocuklar.
Renklerden beyaz oluyorsun.
Tertemiz…
Sanki kar.
Ne çok yakışıyor sana sonbahar…
Bazen şımarık...
Bazen yaralı bir tavşan oluyorsun...
Ben ise her zaman şımarmaya hevesli, yaralarını sarmaya istekli oluyorum.
Özlersen bir gün beni ve bir gözyaşı damlarsa inci gözlerinden bil ki ben hıçkıra hıçkıra ağlıyorum.
Ellerin üşürse bir dosta, arkadaşa, sevgiliye, kardeşe, ihtiyacın olursa sarıl kendine ben hep orda olacağım ...
Ve sen geldin yine aklıma.
Bıraktım her şeyi…
Canım sen çekti.
Öyle yakışıyor ki ismin İstanbul’a benzetiyorum seni nazlı, kırılgan, bir günde dört mevsim…
Kendimi sana benzetiyorum.
Ben gittikçe sen oluyorum.
İçinden gelmeden bir şeyler yazabilir mi insan?
Şiirlerle yalan söylenmez inan.
Saat sabaha doğru ilerlerken ben sana acıkıyorum.
Acaba kaç kere öpüşecek akreple yelkovan?
Geçmesini isteyip de geçmeyen vakit gibisin.
Bazen de akıp giden zaman oluveriyorsun.
Yastıkları sana benzetiyorum
Sen yastık oluyorsun ben yastığı öpüyorum senin yanağın ıslanıyor.
Ben seni öpüyorum.
Düşüncelerim oluyorsun.
Zihnimin derinliklerini zorluyorsun.
Oyuncakçılarda gördüğüm bebekler gibisin.
Gülersin, ağlarsın, bazen de şarkı söylersin.
Çocuklara benzetiyorum seni.
Melektir çünkü çocuklar.
Renklerden beyaz oluyorsun.
Tertemiz…
Sanki kar.
Ne çok yakışıyor sana sonbahar…
Bazen şımarık...
Bazen yaralı bir tavşan oluyorsun...
Ben ise her zaman şımarmaya hevesli, yaralarını sarmaya istekli oluyorum.
Özlersen bir gün beni ve bir gözyaşı damlarsa inci gözlerinden bil ki ben hıçkıra hıçkıra ağlıyorum.
Ellerin üşürse bir dosta, arkadaşa, sevgiliye, kardeşe, ihtiyacın olursa sarıl kendine ben hep orda olacağım ...