01-21-2008, Saat: 02:35 PM
Hacettepe Tıp mı?
Hacettepe…Tıp mı???
Bu soru, eminim Hacettepe`nin tozunu yutmuş bir çok kişiye bir yerlerden tanıdık geliyordur.”Nerede okuyorsun” sorusuna gururla verilen “HACETTEPE” yanıtının ardından gelen o yakıp yıkıcı,bitirici soru. TIP MI??? Hele bir de vereceğiniz cevap “hayır” ise işte o zaman vay halinize
Üniversitemizin Tıp Fakültesi yaptığı çalışmalarla ve gösterdiği başarılarla tüm Türkiye ve hatta Dünyanın takdirini kazanmış ve sağlık sektöründe sözü geçen büyük bir kurum. Ve bu insanların zihinlerine öylesine kazınmış ki, Hacettepe ve Tıp Fakültesi birbiriyle özdeşleşmiş, adeta tek bir kavramı karşılayan bir ifade haline gelmiş. Üniversitemizin böylesine başarılı bir fakülteye sahip olması gerçekten de gurur verici. Fakat bu diğer bölümlerde öğrenim gören bizler için bazen komik durumlara sebep olabiliyor. İşte çok rastlanılan bir diyalog:
—Nerede okuyorsun çocuğum?
—Hacettepe
—Tıp mı??? (Gözler tamamen açık pür dikkat”hadi evet de!” vaziyetinde…
—Hayır (Böylesine heyecanla sorulan bir sorunun ardından esen şaşkınlık rüzgârıyla savrulmuş ve az sonra verilecek hayır cevabıyla karşı tarafta yaratacağı muhtemel hayal kırıklığının etkisiyle harap ve bitap düşmüş bir halde…
—Hımm…(“Bundan bana fayda gelmez. Bir an önce konuşmayı bitireyim de daha fazla vakit kaybetmeyeyim” ruh halinin verdiği surat ifadesiyle…
Hele bir de belli kesimlerde pek bilinmeyen bir bölümünüz varsa bu konuşmanın devamı çok daha garip bir hal alıyor. Mesela bölümünüz İ.D.E ise:
—Nerede okuyorsun?
—Hacettepe! ) —Muhteşem üçlü
—Tıp???
—Hayır, İngiliz Dili ve Edebiyatı…
—Hımm… Bitirince ne olacaksın?(“Vah zavallı!” ifadesiyle yoğrulmuş endişe dolu bakışlar eşliğinde…
—Filolog!
—????????
Bu bölümden sonrası mesleğinizi anlatmayla geçiyor.Tabi ki “Filolog” terimine yapılan, “Hayvanat bahçesinde fillerden sorumlu kişi” “Deniz filosunda görevli eleman” vb. tanımlarından sıyrılabilirseniz…
—Filolog dil uzmanı demek. Çevirmenlik, yazarlık, editörlük vb. bir sürü işte çalışabilirsiniz.
—Hımm…(“Ne iş olsa yaparım diyor. Demek ki durum vahim ama belli etmek istemiyor herhalde. En iyisi ben de belli etmeyeyim de utanmasın yavrucak!” ifadesiyle… Valla kendini kurtar da… Biliyorsun hayat zor…” ile başlayan uzun bir konuşma…
İşte maalesef toplumumuzda özellikle bazı kesimlerde doktor,mühendis ve avukat vb. dışındaki meslekler aslında meslek değillermiş gibi görülür ve eğer onlardan birinin mensubu değilseniz size bundan utanıyormuşsunuz,bunun ezikliğini duyuyormuşsunuz gibi taziyede bulunulur. Hiç unutmuyorum, bir keresinde bölümümü söylediğimde “OLSUN SIKMA CANINI!” gibi bir ifadeyle karşılaşmıştım.
Kısacası İDE bölümü olarak dileğimiz şudur ki, inşallah ileride bölümümüz yeterli ölçüde tanınır hale gelir ve kim bilir belki bir gün “HACETTEPE” dediğimizde “EDEBİYAT MI?” sorusuyla da karşılaşıp, “EVET” cevabını vermiş olmanın gururunu yaşarız. Ne dersiniz? Hoş olmaz mı?
yha aslında o ka komık deil ama yasdım işte öle (tamamiylen benim eserim)
Hacettepe…Tıp mı???
Bu soru, eminim Hacettepe`nin tozunu yutmuş bir çok kişiye bir yerlerden tanıdık geliyordur.”Nerede okuyorsun” sorusuna gururla verilen “HACETTEPE” yanıtının ardından gelen o yakıp yıkıcı,bitirici soru. TIP MI??? Hele bir de vereceğiniz cevap “hayır” ise işte o zaman vay halinize
Üniversitemizin Tıp Fakültesi yaptığı çalışmalarla ve gösterdiği başarılarla tüm Türkiye ve hatta Dünyanın takdirini kazanmış ve sağlık sektöründe sözü geçen büyük bir kurum. Ve bu insanların zihinlerine öylesine kazınmış ki, Hacettepe ve Tıp Fakültesi birbiriyle özdeşleşmiş, adeta tek bir kavramı karşılayan bir ifade haline gelmiş. Üniversitemizin böylesine başarılı bir fakülteye sahip olması gerçekten de gurur verici. Fakat bu diğer bölümlerde öğrenim gören bizler için bazen komik durumlara sebep olabiliyor. İşte çok rastlanılan bir diyalog:
—Nerede okuyorsun çocuğum?
—Hacettepe
—Tıp mı??? (Gözler tamamen açık pür dikkat”hadi evet de!” vaziyetinde…
—Hayır (Böylesine heyecanla sorulan bir sorunun ardından esen şaşkınlık rüzgârıyla savrulmuş ve az sonra verilecek hayır cevabıyla karşı tarafta yaratacağı muhtemel hayal kırıklığının etkisiyle harap ve bitap düşmüş bir halde…
—Hımm…(“Bundan bana fayda gelmez. Bir an önce konuşmayı bitireyim de daha fazla vakit kaybetmeyeyim” ruh halinin verdiği surat ifadesiyle…
Hele bir de belli kesimlerde pek bilinmeyen bir bölümünüz varsa bu konuşmanın devamı çok daha garip bir hal alıyor. Mesela bölümünüz İ.D.E ise:
—Nerede okuyorsun?
—Hacettepe! ) —Muhteşem üçlü
—Tıp???
—Hayır, İngiliz Dili ve Edebiyatı…
—Hımm… Bitirince ne olacaksın?(“Vah zavallı!” ifadesiyle yoğrulmuş endişe dolu bakışlar eşliğinde…
—Filolog!
—????????
Bu bölümden sonrası mesleğinizi anlatmayla geçiyor.Tabi ki “Filolog” terimine yapılan, “Hayvanat bahçesinde fillerden sorumlu kişi” “Deniz filosunda görevli eleman” vb. tanımlarından sıyrılabilirseniz…
—Filolog dil uzmanı demek. Çevirmenlik, yazarlık, editörlük vb. bir sürü işte çalışabilirsiniz.
—Hımm…(“Ne iş olsa yaparım diyor. Demek ki durum vahim ama belli etmek istemiyor herhalde. En iyisi ben de belli etmeyeyim de utanmasın yavrucak!” ifadesiyle… Valla kendini kurtar da… Biliyorsun hayat zor…” ile başlayan uzun bir konuşma…
İşte maalesef toplumumuzda özellikle bazı kesimlerde doktor,mühendis ve avukat vb. dışındaki meslekler aslında meslek değillermiş gibi görülür ve eğer onlardan birinin mensubu değilseniz size bundan utanıyormuşsunuz,bunun ezikliğini duyuyormuşsunuz gibi taziyede bulunulur. Hiç unutmuyorum, bir keresinde bölümümü söylediğimde “OLSUN SIKMA CANINI!” gibi bir ifadeyle karşılaşmıştım.
Kısacası İDE bölümü olarak dileğimiz şudur ki, inşallah ileride bölümümüz yeterli ölçüde tanınır hale gelir ve kim bilir belki bir gün “HACETTEPE” dediğimizde “EDEBİYAT MI?” sorusuyla da karşılaşıp, “EVET” cevabını vermiş olmanın gururunu yaşarız. Ne dersiniz? Hoş olmaz mı?
yha aslında o ka komık deil ama yasdım işte öle (tamamiylen benim eserim)