:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Kendine Iyi Bak!
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2
melekcl4yz8.jpg



“Kendine iyi bak” bir veda degil elveda cümlesidir çogu zaman. O üç kelimeden çok daha fazlasini gizler içinde...
"Kendine iyi bak." Çünkü bundan sonra ben yaninda olmayacagim. Olamayacagim. Istesem de istemesem de. Sevdim bir zamanlar seni, hala seviyorum ve benden sonra da mutlu olmani istiyorum. Olur da bir gün dönersem seni iyi bulmak istiyorum.“
“Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra kendinden baskasi olmayacak yaninda sana bakacak. Ben olmayacagim. Kendine iyi bak ve beni düsünme. Çünkü ben de seni düsünmeyecegim artik. Arama sakin beni, yazma, çünkü ben yazmayacagim. Sil beni yüreginden, çünkü ben silecegim. Fakat, yasanilan, paylasilan güzel seyler hatirina sana yürekten mutluluklar diliyorum. Ve ben bir daha dönmemek üzere gidiyorum.”
"Kendine iyi bak. Aramizda geçen herseye ragmen benden sonra iyi oldugunu bilmeyi tercih ederim. Aslinda bilmem çok önemli degil, iyi oldugunu varsayacagim ben. Seni bir daha asla görmemek üzere gidiyorum ben, seni kendinle basbasa, yapayalniz birakiyorum ben. Biliyorum kendini birakacaksin benden sonra, o yüzden iyi bak diyorum. Aslina bakarsan, çok da fazla umursamiyorum."
"Kendine iyi bak derler ve giderler. Tutkuyla sevenler, bazen birden fazla söylerler bunu. Çünkü onlari ayirmak, eti tirnaktan ayirmak gibidir. Kolay kolay kopamaz onlar, süreç çok aci vericidir, yürek parçaliyicidir. Her seferinde azalan umutlarla geri döner ve yine “Kendine Iyi Bak” gözleriyle ayrilirlar. Ta ki umut da, sevgi de tükeninceye kadar…Ta ki son elveda mezar sessizligine bürününceye kadar…"
Tutkunun ötesinde sevenler, bir kez “Kendine Iyi Bak “ derler ve giderler. Onlar eti tirnaktan ayirmak yerine ölümü yeglerler. Onlar bu aciyi bir kezden fazla kaldiramayacaklarini bilirler.
"Kendine iyi bak" derler ve giderler. Bu sözlerin içinde ihanet yok, hiç bir zaman olamaz derler ve giderler. En büyük ihanet degil midir aslinda seni seveni, ihtiyaci olani yüzüstü birakip gitmek. "Kendine iyi bak" derler ve giderler. Seni suskunluga mahkum edip giderler. Seni parçalara ayirip, en büyük parçayi yanlarina alip giderler. Seni senden alip giderler.
Daha kötüsü suçlayamazsin onlari tüm bunlar için. Kendine iyi bak deyip gidenin geçerli bir nedeni vardir elbet. Suçlatmaz kendini. Savasmadiklari için kizarsin ama suçlayamazsin. Savasmislarsa, yenildikleri için kizarsin ama suçlayamazsin. Yenildigin için kizarsin ama suçlayamazsin… Ayriligin kaçinilmazligina inandirir seni, kendine iyi bak derler ve giderler. Elinden umutlarini, düslerini, sevgilerini alip giderler. Bir tek anilari birakirlar geride, bir de hatirladikça gözyaslarina bogulasin diye unutulmayan nagmeler.
Arkalarina bakmadan çekip giderler eger yalniz kalmissan, çünkü insafsizliklarini görmek istemezler. Hersey o saniye orada bitsin, kapansin bu sayfa isterler. Bitti diyemedikleri için, kendine iyi bak derler. Kirildim ve affedemiyorum; diyemedikleri için kendine iyi bak; derler. Seni istemiyorum artik, hayatimdan çikaracagim ama bil ki hiç unutmayacagim; diyemedikleri için kendine iyi bak derler. Biliyorum çok kanayacaksin ama daha iyisini yapamiyorum; diyemedikleri için kendine iyi bak derler. Vicdanlarini rahatlatmak için kendine iyi bak derler, çünkü o kan uzun süre akacaktir ve o yara asla kapanmayacaktir, bilirler.
"Kendine iyi bak" bir noktadir çogu zaman. Kendine iyi bak deme bana, sadece kötülükler noktalansin isterim ben. Oysa sen iyisin… Sen gözümdeki isik, dudagimdaki tebessüm, sen içimdeki sevinçssin. Sen hayatima renk katan, sen yüregimdeki çarpinti, sen hayatimdaki nesesin. Sen yolumu aydinlatan, sen dert ortagim, sen gönül yoldasim, sen bir tanesin. Kendine iyi bak deme bana. Nokta koyma.
Keske böyle yasanmasaydi bazi seyler, keske affedebilsen beni, keske ben de affedebilsem… Keske döndürebilsek zamani geriye. Keske bugünkü aklimizla yasasak herseyi bastan. Nafile... Ama yine de, gitmesen olmaz mi? Bitmesek olmaz mi? Sen eksikken, ben nasil tam olurum? Senden kalan boslugu kimlerle doldururum? Savassak, aramiza giren seytanla olmaz mi? Hani büyük asklar her türlü engeli asardi, hani gerçek dostluklar her sinavi geçerdi, hani sevgi eninde sonunda kazanirdi? Hani hayatta hiç kirlenmeyecek degerler vardi? Hani en büyük zaferler, en kanli savaslarin ardindan kazanilirdi? Bunlarin hepsi yalan mi? Sahiden..., gitmesen olmaz mi? Bitmesek olmaz mi?……….
Peki o zaman... Senin istedigin gibi olsun... Öyleyse...Sen de Kendine Iyi Bak.
"Kendine iyi bak" derler, kursunu kafana sikip giderler... ...
[b][SIZE=3][b][SIZE=4]Bazen Susmak Gerekiyormuş, Bazen Bomboş [/SIZE][/b][/SIZE][/b][b][SIZE=3][b][SIZE=4]Bakmak Gerekiyormuş Hayatın Yalanlarına;[/SIZE][/b][/SIZE][/b]
[b][SIZE=4][b][SIZE=4]Anlamaya Çalışmak Saçmalık... Anlamadan Yaşamak Gerekiyormuş .[/SIZE][/b][/SIZE][/b]
[b][SIZE=4][b][SIZE=4]Zaman Değilmiş Gideni Geri Getiren; Aslında Zamanmış Var Olanı Götüren.[/SIZE][/b][/SIZE][/b]
[b][SIZE=4][b][SIZE=4]Ama Bazen...!Unutmak Gerekiyormuş,UNUTULMA Pahasına...[/SIZE][/b][/SIZE][/b]
Tutkunun ötesinde sevenler, bir kez “Kendine Iyi Bak “ derler ve giderler. Onlar eti tirnaktan ayirmak yerine ölümü yeglerler.

Yorumsuz, çok teşekkürler..
:A:
okudugun için ben tsk ederim gözlerine saglık...
teşekürlerr..bunlarda benden olsun..


TeK ÇaReM
22-12-2006, 15:39
Gidiyorum buralardan yalınayak ve üzgün
önümdeki uçurumlara aldırmadan
varsın hayallerim kurduğum yerde kalsın
o gerçekleşmeyen hayallerim.
ardımda yaralı bir yürek
kederli bir ömür
ve yoksul anılar bırakarak
çekip gidiyorum sevdiğim
hoşçakal gönlümün nazlısı, bağrımın sızısı
hoşçakal

gidiyorum başım önümde, gözümde nem
duramam artık ey aşk, ey sevdiğim
hüzne ve kedere boğulduğum bu şehirde
duramam
hiç bir anı kabul etmiyor beni
bedenim buz gibi soğuk
yüreğim param parça keder
kış kadar soğuk ellerim
ardımda yoksul bir sevda
ve bana ait ne varsa
bırakıp gidiyorum sevdiğim
hoşça kal anlımın yazısı, kaderimin küskünü
hoşçakal

bütün yaprakları dökülmüş
dalları kırılmış bir ağaç gibi hıçkırarak
ve bırakarak ardımdan sırtımı yasladığım
çınar ağacını yaslı
meçhule giden acılar yüklü bir gemide
uğuldayan rüzgarlara sarıp sesimi
şarkıların sustuğu, aşkların vurulduğu
limanlara gidiyorum sevdiğim
hoşça kal kırık sazım, sevdamın yaralı türküsü
hoşçakal

bir yıldız daha kaymadan gözlerimden
yüreğimden bir arzu daha sönmeden
gidiyorum ey aşk, ey sevdiğim
bir daha yağmamalı bu ihanet yağmurları
ağlamamalı bu yürek bir daha
bir acıyı, başka bir acıyla sarıp
alıp dağların ve yıldızların gölgesini
yüzümde kış, bakışlarımda kar
yorgun akan bir ırmak misali
kimsesiz sokaklara bırakıp yanlızlığımı
gidiyorum sevdiğim
hoşça kal gecelerimin yıldızı, karlı dağların yalnız kızı
hoşça kal

bütün borçlarını ödedim bu sokakların, alacağımı aldım
geri dönmez bir mevsimdeyim artık, duramam ey aşk
bu şehre sığamam bu hüzünle
yoksa acılar üşütür beni
kar kavurur anılarımı
donar bakışlarım
üşürüm... üşürüm ey aşk

sorma nereye, hangi dağın ardına?
ne kadar uzağa varır yolum?
kim yoldaş olur bana ?
dönüp gelir miyim yine bahar geldiğinde ?
çiçek açtığında mor dağlar
sorma

sazımdaki hüznü
içimdeki sızıyı
boynu bükük karanfilimi
ve yüreğimin yangınını bırakıp rüzgarlara
sırılsıklam yalnızlığımı alıp yanıma gidiyorum
hoşça kal bağrımın ateşi, kalbimin ahı, mühür gözlü yar
hoşçakal
'Sensiz'lik vakti geldi,çattı ...Acılı,tedavisi mümkün olmayan bir operasyona giriyor gibiyim.... Sessiz,durgun...Çıt çıkmıyor ne odamda,ne bedenimde,ne de ruhumun en dip köşelerinde....'çıt' yok! Çok ses çıkardım şimdiye dek....Sustum sandım ama konuştum.Bazen bağıra çağıra,bazen de sessizce anlatmaya çalıştım....Anlamadın? Anlatmaktan vazgeçtim çoğu kez...Pes etmek değildi,başka birşey,tanımlayamadım...Şimdi sorsan yine açıklayamam....Zaten faydası da olmaz....Anlamsız!.... Anlatmaktan vezgeçtim.Pes etmedim,yılmamalı....Ben de anladığın dilden konuşmaya çalıştım.Başarabildim mi,sormuyorum sana!...Cevabını merak etmiyorum. *Şu an tek merak ettiğim bunun senin eline geçip geçmeyeceği....Okuduğun an ne hissedeceğin.... Bunları öğrenmemi imkansızlaştıracağım saatler sonra..... Evet,saatler sonra..... Kendimi yalnızlığın kollarına attım...Senin kollarına değil....ki bana hiçbir zaman sadık olmadılar....Ne gözlerin,ne bedenin,ne dilin,ne sözlerin....Ne de yüreğin!... *Sözlerinle dolu herşeyi attım.....Kalamazlar bende.... Sesini unutmaya mahkum ettim kendimi.... Çabalıyorum işte...Yapmalıyım,artık biliyorum.... "Unut kahrolası!...." diye sesleniyorum beynime,kalbime... Mektuplarını,bana yazdıklarını,sevdiğini anlatan cümlelerini,aklına gelen ne varsa....Son bir kez okudum.... Keşke,gerçek olabilselerdi.Ya da dediğin gibi gerçekliğe yaklaş- saydı....'Neden??' çığlıklarım odada yankılanmakta şimdi.....Sadece soruyorum kendime 'Neden?'....Ama bu soruyu kendime değil,sana sormalıydım,değil mi?... Şarkılarımızın hepsini silmeliyim hafızamdan....Her duyduğumda...hayır,kesinlikle silinmeli!.... "Kes sesini!" dedim yüreğime,şimdiye kadar....Dinlemedi,hep sana koştu....Hata ettiğini göstereceğim ona da... Saatler kaldı,yalnızca saatler!.... *Duvarımdaydı fotoğrafın....Kaldırdım!...Yetmedi, yaktım !Yan ışını izledim....Biliyor musun,aynı benim canımı yakışın gibiydi....Yavaş yavaş,sezdirmeden -sen öyle sandın- ama en sonunda kül....Ardında sadece 'kül'.... Düşün şimdi,senden bunu istiyorum ama,düşünmene bile gerek yok değil mi?Söz konusu benim değil mi? Düşünme beni,hatta hiç aklına getirme....Hatırında olmayayım!.... Yalanlarını da al,çık hayatımdan!....Ağır geldiler bana....Gitmelisin artık benden!.... Giiiit!.... Ama,dur....Kal... Ben...Bekle!... *Hayır...."Seviyorum"demeyeceğim....Ben,ben...gide bilirim...Cesaretliy im,merak etme....Yine diyorum sana...Göreceksin....Ve bir daha beni hiç göremeyeceksin.... -Saate bakmadım,kaç saat sonra,bilmiyorum....- Sadece gitmeni istiyorum şimdi....Git!... *Seni merak etmiyorum,sen....umrumda değil!....Evet,umrumda değilsin!...Ben?...Kendim de umrumda değil,ben kendimi unutalı çok oldu....Anlamadın dedim ya,anlaman çok zor....Hatta imkansız!.... "Anlıyorum","Anladım"lar her söylenişinden sonra ispat etti anlaşılmazda olduğunu... *Bir tek senden gelenleri imha etmedim -ya da imha etmeye çalışmadım- benden sana giden tüm sözler,mahkumiyete girdi...Artık hiç özgürlüğe kavuşamayacak cümleler.. -Zamanım daralıyor...İstesem de özgür bırakamam hecelerimi...- Bittin sen,bende.... Bitiş bende daha önce başladı... Somut bitmişliğe tanık olacaksın,bekle...Saatler sonra... Canının yanması nedir bilir misin?... Nerden bileceksin!... Bilsen de can yakmak kadar iyi bilmezsin,eminim..... Saatler dedim ya,saatler sonra!... Ama şimdiden...elveda!.... *Merak ediyorum hala bu eline geçince ne hissedeceğini...Tüm sevdiklerim,sevenlerim!Affetsinler beni... *Sözlerin hala kalbimin en kuytularında,zihnimde.... *Fotoğrafın yanımda,sol yanımın üstünde duruyor hala... *Sana olan hiçbir zerrem eksilmedi...Son anımda bile mektup yazıyorum işte....Saatler sonra ya da günler...Sen bunu okuduğunda,anlayacaksın!... *"Elveda!" dedim...Ancak,son sözüm o değil...
SUSKUN,SESSİZ BİR VEDA...
uNUTULMAK PAHASINA HÜZÜN DOLU BİR GİDİŞ..
kardeş yüreğine sağlık çok güzel fakat avatarın beni korkutuyor heberin olsun.
insan kurt! dan korkarmı! kurt vatanına zarar vereni korkutur, ısırır! korkma kardeş!
arkadasım cok guzel bir paylasım tesekkür ederim Hialal... cok da hüzünlüymus, gercekten duygulandım ve üzüldüm :S

dinle!

GİTMEK KOLAYDIR, ÖNEMLİ OLAN, HANGİ YÜZLE GERİ DÖNEBİLMEKTİR...
Sayfalar: 1 2