02-11-2008, Saat: 11:49 PM
Yabancı uykularımın muhacir huzuru sen mi geldin?
Hergece selam verdiğim yıldız neredesin?
Günlük’den Alıntı
Saatler yarın oldu diye sessizce haykırıyorlar gözlerime. Bir damla uyku var göz kapaklarımda. Onu da seni düşünmekten ve seni yazmaktan az sonra kaybedeceğim, besbelli.
Kışın soğuğuna inat, elimin ayağımın buz kesişine aldırmadan uzanıyor sağ elim kalemime. Mürekkep kokusunu seviyorum. Sana yazıp göndermeyeceğim kaçıncı mektup olacak bu içimde biriken. Sıcağını, tadını kaçıran uykularımın yerine yaban otu şenliği dolanıyor saçlarıma. Parmakların kayboluyor uzun saçlarımın aralarında. Uzayalı çok olmuş belki de.
Sen yıldızların derdiyle bu saatlerde yatak firarisi balkon meraklısı, ben kalemin esiri toprağa yakın sokağa sırtını dönen sen meraklısı.
Yarın olur ya hani olmaz sanılsa bile. Rutindir hani hayat dediğin. Uyanırsın –ki uyuyabilmişsen geceden eğer ya da son birkaç saat içinde sızıp kaybolmuşsan uykularda- giyinir hazırlanırsın işe gitmek için. En son ayakkabıların olur hani. Kim bilir kimse uyanmaz belki de sen giderken. Bil ki bir yerlerde şimdi hazırlanıyordur, şimdi çıkıyordur birazdan burada olur diyen biri var hayatının bir yerlerinde. Kıymeti olur mu olmaz mı bilemem. Ama gelişinle yüzünde baharlar büyüyen gidişinle vakitsiz kışlara yürüyen.
Kaybolur gözlerinin feri yokluğuna mecbur zamanlarımın. Bir boşluk doldurur içimi. Ne senli ne sensiz bir yer açılır gönlümde dolmaz ama boş da kalmaz.
Nasıl isterdim muhacir bir huzur bile olsam hayatının bir gecesinde olabilmeyi. Ne kadar şanslıdır o beyaz kolalı yakalı gömlekler üzerindeki t-shirtler. Bu kadar sarıp sarmalarlarken seni ısıtmalılar. Hiç değilse bu kadar yakın olamayacakların hatırına.
Gün başlar birkaç saat sonra. Sonra vakit yürür kimse durduramaz. Akşam olur. Planlarız günleri geceleri. Hiçbir plan bize uymaz. Uyanlar bizim olmaz. Birileri bir yerlerde ama bizden öte şanslarını tepelerler durmadan. Şans, talih, kader, kısmet çekeriz hayali bir tavşanın aaagâhından. Adın yazılmaz. Ayrılıklar, hep seviyor diye yetmeyen sevinçlerle avutulur. Avunur yalnızlığım, gözlerim ağlamaz ama boynum bükük kalır yok zamanlarında. Zaman en onmaz yaram. Bilmediğim her lisana inat gülümserim gözlerine. Anlarsın içimdeki aşkı. Gün aydın olur buluşmamıza vesile. Bir kıskançlık damarı tutar bağlayıverir yollarımızı.
Yorgunum biliyorsun. Sen her gece selam verdiğin yıldızın altında yummuşsundur çoktan gözlerini. Bense kayıp bir yıldızı bulmanın derdiyle hala gecenin içindeyim. Selam vermenin yasak olduğu tek coğrafya da sessizce yutkunuyorum sesimi. Kalbimde biriken tüm sevgiyi gönderiyorum yanına. Bilmediğim bir hanenin uykucusunun sağ koluna bırakacağım birazdan yorgun başımı. Saçlarım dağılacak yine. Ne yokluk, ne yalnızlık, ne uzaklık ve imkânsızlık… Hiç biri içime dolan huzurunu ve aşkını yaşamaya mani olamayacak.
Hergece selam verdiğim yıldız neredesin?
Günlük’den Alıntı
Saatler yarın oldu diye sessizce haykırıyorlar gözlerime. Bir damla uyku var göz kapaklarımda. Onu da seni düşünmekten ve seni yazmaktan az sonra kaybedeceğim, besbelli.
Kışın soğuğuna inat, elimin ayağımın buz kesişine aldırmadan uzanıyor sağ elim kalemime. Mürekkep kokusunu seviyorum. Sana yazıp göndermeyeceğim kaçıncı mektup olacak bu içimde biriken. Sıcağını, tadını kaçıran uykularımın yerine yaban otu şenliği dolanıyor saçlarıma. Parmakların kayboluyor uzun saçlarımın aralarında. Uzayalı çok olmuş belki de.
Sen yıldızların derdiyle bu saatlerde yatak firarisi balkon meraklısı, ben kalemin esiri toprağa yakın sokağa sırtını dönen sen meraklısı.
Yarın olur ya hani olmaz sanılsa bile. Rutindir hani hayat dediğin. Uyanırsın –ki uyuyabilmişsen geceden eğer ya da son birkaç saat içinde sızıp kaybolmuşsan uykularda- giyinir hazırlanırsın işe gitmek için. En son ayakkabıların olur hani. Kim bilir kimse uyanmaz belki de sen giderken. Bil ki bir yerlerde şimdi hazırlanıyordur, şimdi çıkıyordur birazdan burada olur diyen biri var hayatının bir yerlerinde. Kıymeti olur mu olmaz mı bilemem. Ama gelişinle yüzünde baharlar büyüyen gidişinle vakitsiz kışlara yürüyen.
Kaybolur gözlerinin feri yokluğuna mecbur zamanlarımın. Bir boşluk doldurur içimi. Ne senli ne sensiz bir yer açılır gönlümde dolmaz ama boş da kalmaz.
Nasıl isterdim muhacir bir huzur bile olsam hayatının bir gecesinde olabilmeyi. Ne kadar şanslıdır o beyaz kolalı yakalı gömlekler üzerindeki t-shirtler. Bu kadar sarıp sarmalarlarken seni ısıtmalılar. Hiç değilse bu kadar yakın olamayacakların hatırına.
Gün başlar birkaç saat sonra. Sonra vakit yürür kimse durduramaz. Akşam olur. Planlarız günleri geceleri. Hiçbir plan bize uymaz. Uyanlar bizim olmaz. Birileri bir yerlerde ama bizden öte şanslarını tepelerler durmadan. Şans, talih, kader, kısmet çekeriz hayali bir tavşanın aaagâhından. Adın yazılmaz. Ayrılıklar, hep seviyor diye yetmeyen sevinçlerle avutulur. Avunur yalnızlığım, gözlerim ağlamaz ama boynum bükük kalır yok zamanlarında. Zaman en onmaz yaram. Bilmediğim her lisana inat gülümserim gözlerine. Anlarsın içimdeki aşkı. Gün aydın olur buluşmamıza vesile. Bir kıskançlık damarı tutar bağlayıverir yollarımızı.
Yorgunum biliyorsun. Sen her gece selam verdiğin yıldızın altında yummuşsundur çoktan gözlerini. Bense kayıp bir yıldızı bulmanın derdiyle hala gecenin içindeyim. Selam vermenin yasak olduğu tek coğrafya da sessizce yutkunuyorum sesimi. Kalbimde biriken tüm sevgiyi gönderiyorum yanına. Bilmediğim bir hanenin uykucusunun sağ koluna bırakacağım birazdan yorgun başımı. Saçlarım dağılacak yine. Ne yokluk, ne yalnızlık, ne uzaklık ve imkânsızlık… Hiç biri içime dolan huzurunu ve aşkını yaşamaya mani olamayacak.
Alıntı...