02-14-2008, Saat: 09:19 PM
Dünyalar Güzeli Bir Sevdiği Vardı.. Sevgililer günü geliyordu...
Günlerce ona ne alacagını düsündü. kıza öyle birsey almalıydı ki, kız hediyeyi açtıgında onu ne kadar çok sevdigini, bir kez daha anlamalıydı..
Aslinda nelerden hoslandıgını bile bilmiyordu.
Önce ona söyle pahalı, göz kamastırıcı bir mücevher almayı düsündü. Kızlar parlak seylere bayılır, hele mücevherlere... Incecik, uzun boynuna ısıktan bir çizgi çekecek pırlanta bir gerdanlık?
Vakit geceyarısını çoktan geçiyordu, kurdugu hayaller büyüktü ama gerçek çok farklıydı.
Istese bile böyle birsey alacak şu anda imkanı yoktu. Hem zaten kızın böyle seylere ihtiyacı yoktu çünki mücevherler kızın güzelliği yanında sönük kalırdı. Onun için maddi değerler önemli değildi.
Peki ama ne olabilirdi diye düsündü. Örnegin bir giysi mi? Bazı dergilerde, filmlerde öyle güzel giysiler görürdü ki, hep o ünlü oyuncuların üstünden giysiyi çıkartır, ona giydirirdi. ona ne kadar yakıstıgını hepsinin içinde bambaska adeta pir peri olduğunu düşünürdü.
Hayır, hayır, bir giysi sıradan bir seydi. Çok farklı, çok özel bir giysi bulmaksa çok zordu.
Yarın ilk isi, eski esyaların satıldıgı semte gitmek olmalıydı.
Belki orada çok eski, çok degerli, anılarla dolu bir sey bulurdu.
Artık kimsenin ilgilenmedigi, belki istese de bulamayacagı türden bir sey.
Ne olabilirdi ki?
Ah, belki de bir gramofon ve evet, evet bu harika bir fikirdi, bir gramofon ve bır plak. Bir tas plak.
Uykusu iyice açıldı. Acaba bulabilir miydi?
Ona kimbilir kaç kez kafasında kurup da kelimelerle ifade edemediği duygularını anlatacak bir plak.
Eski bir sarkı. Eve gidip de gramofonu kurdugunda, plagı çalacak ve elbette her seyi anlayacaktı.
Sabah erkenden kalkıp eskicilerin oldugu semte gitmek üzere yattı.
Bir süre sonra uykuya daldı. Rüya perisi ona ısıltılı çubuguyla dokundu.
Onun yüreginde, hayati boyunca unutamayacagı bir kıpırtı oldugunu, bundan böyle onun için askın bu kıpırtının ta kendisi olacagını biliyordu.
Bu çok özel geceyi unutmamasını istedi. Ve ona çok güzel bir rüya verdi.
Adam rüyasında uçsuz bucaksız bir yesillikte kızla dans ediyordu, yerde biraz ötelerinde duran eski "Sahibinin Sesi" gramofondan "Sen Içimde Bir Yerdesin" adlı tango çaliyordu.
Kız hiç agzını açmıyordu ama çocuk onun, "çok mutluyum ve bana beni sevdigini bundan daha güzel ifade edemezdin bu günü asla unutmayacagım" dedigini duyuyordu.
Yesilliklerin içinde dönüyorlardı ve adam hep, "ne kadar güzel bir gün, günesin ısıklarının bu kadar parlak olabilecegini bilmiyordum" diye düsünüyordu.
Sabah uyandıgında rüyasını oldugu gibi hatırlıyordu ve unutmamak için kendi kendisine tekrarlayıp durdu.
Acaba ne anlam çıkarmalıydı bu rüyadan.
O gün Sevgililer Günü’ydü. Eskicilerin oldugu semte gitmekten vazgeçti. ve kıza, "bugün Sevgililer Günü, onun için sana bir sey aldım", dedi.
"Öyle mi", dedi kız, "ne aldın?"
"Aldım ama veremeyecegim çünkü o bir rüya," dedi çocuk.
"Rüya mı?" dedi kiz, insan bir rüyayi nasil hediye edebilir ki," diye kendi aralarinda gülüstüler.
"Evet, bir rüya", dedi çocuk, "seni çok sevdigimi anlatan bir rüya, çünkü bunu anlatmak için gerçek olan hiçbir sey bulamadim, çok aradım ama öyle bir sey yoktu."
"Güzel bir rüyaymıs," dedi kız, "bugüne kadar aldıgım en güzel hediye oldugunu söylemeliyim". diyerek adama sarıldı..
-alinti-
Günlerce ona ne alacagını düsündü. kıza öyle birsey almalıydı ki, kız hediyeyi açtıgında onu ne kadar çok sevdigini, bir kez daha anlamalıydı..
Aslinda nelerden hoslandıgını bile bilmiyordu.
Önce ona söyle pahalı, göz kamastırıcı bir mücevher almayı düsündü. Kızlar parlak seylere bayılır, hele mücevherlere... Incecik, uzun boynuna ısıktan bir çizgi çekecek pırlanta bir gerdanlık?
Vakit geceyarısını çoktan geçiyordu, kurdugu hayaller büyüktü ama gerçek çok farklıydı.
Istese bile böyle birsey alacak şu anda imkanı yoktu. Hem zaten kızın böyle seylere ihtiyacı yoktu çünki mücevherler kızın güzelliği yanında sönük kalırdı. Onun için maddi değerler önemli değildi.
Peki ama ne olabilirdi diye düsündü. Örnegin bir giysi mi? Bazı dergilerde, filmlerde öyle güzel giysiler görürdü ki, hep o ünlü oyuncuların üstünden giysiyi çıkartır, ona giydirirdi. ona ne kadar yakıstıgını hepsinin içinde bambaska adeta pir peri olduğunu düşünürdü.
Hayır, hayır, bir giysi sıradan bir seydi. Çok farklı, çok özel bir giysi bulmaksa çok zordu.
Yarın ilk isi, eski esyaların satıldıgı semte gitmek olmalıydı.
Belki orada çok eski, çok degerli, anılarla dolu bir sey bulurdu.
Artık kimsenin ilgilenmedigi, belki istese de bulamayacagı türden bir sey.
Ne olabilirdi ki?
Ah, belki de bir gramofon ve evet, evet bu harika bir fikirdi, bir gramofon ve bır plak. Bir tas plak.
Uykusu iyice açıldı. Acaba bulabilir miydi?
Ona kimbilir kaç kez kafasında kurup da kelimelerle ifade edemediği duygularını anlatacak bir plak.
Eski bir sarkı. Eve gidip de gramofonu kurdugunda, plagı çalacak ve elbette her seyi anlayacaktı.
Sabah erkenden kalkıp eskicilerin oldugu semte gitmek üzere yattı.
Bir süre sonra uykuya daldı. Rüya perisi ona ısıltılı çubuguyla dokundu.
Onun yüreginde, hayati boyunca unutamayacagı bir kıpırtı oldugunu, bundan böyle onun için askın bu kıpırtının ta kendisi olacagını biliyordu.
Bu çok özel geceyi unutmamasını istedi. Ve ona çok güzel bir rüya verdi.
Adam rüyasında uçsuz bucaksız bir yesillikte kızla dans ediyordu, yerde biraz ötelerinde duran eski "Sahibinin Sesi" gramofondan "Sen Içimde Bir Yerdesin" adlı tango çaliyordu.
Kız hiç agzını açmıyordu ama çocuk onun, "çok mutluyum ve bana beni sevdigini bundan daha güzel ifade edemezdin bu günü asla unutmayacagım" dedigini duyuyordu.
Yesilliklerin içinde dönüyorlardı ve adam hep, "ne kadar güzel bir gün, günesin ısıklarının bu kadar parlak olabilecegini bilmiyordum" diye düsünüyordu.
Sabah uyandıgında rüyasını oldugu gibi hatırlıyordu ve unutmamak için kendi kendisine tekrarlayıp durdu.
Acaba ne anlam çıkarmalıydı bu rüyadan.
O gün Sevgililer Günü’ydü. Eskicilerin oldugu semte gitmekten vazgeçti. ve kıza, "bugün Sevgililer Günü, onun için sana bir sey aldım", dedi.
"Öyle mi", dedi kız, "ne aldın?"
"Aldım ama veremeyecegim çünkü o bir rüya," dedi çocuk.
"Rüya mı?" dedi kiz, insan bir rüyayi nasil hediye edebilir ki," diye kendi aralarinda gülüstüler.
"Evet, bir rüya", dedi çocuk, "seni çok sevdigimi anlatan bir rüya, çünkü bunu anlatmak için gerçek olan hiçbir sey bulamadim, çok aradım ama öyle bir sey yoktu."
"Güzel bir rüyaymıs," dedi kız, "bugüne kadar aldıgım en güzel hediye oldugunu söylemeliyim". diyerek adama sarıldı..
-alinti-