02-16-2008, Saat: 10:49 AM
Adam genç kadına seslendi
- Bana gözyaşı borcun var!
Genç kadın sordu
- Nasıl öderim?
Adam gözlerini kırptı
- Haydi gülümse!
Gülümsedi genç kadın. Adam, cebinden mendilini çıkarıp,borcunu sildi. Ve
mendilini özenle katlayıp, yine kalbinin üzerindeki iç cebine koydu. Bir
demet mor sümbül vardı kadının elinde. İkisi de bahar kokuyordu... Biri
ilkbahar,digeri güz.
Adam, seslendi yine
- Bana mutluluk borcun var!
Genç kadın, biraz mahcup, biraz şaşkın sordu
-Nasıl ödeyebilirim?
Heyecanlandı adam
- Haydi yat dizlerime!
Genç kadın bir kedi uysallığında, yattı dizlerine usulca. Adam, şefkatle
saçlarını taramaya başladı kadının.Saçları, güneşe ve yağmurlara hasret
hiç yaranmamış baharlara benziyordu. Çaresizliğini ördü sırasıra.Sonra
saçının her teline, mutluluğun çığlıklarını bağladı adam. Yetmedi, gizli
düğüm attı.. Ağladı. Hava kararmak üzereydi. Dışarıda yağmur yağıyordu
delice.
Adam, sürekli borç defterlerini kurcalıyordu. Genç kadının gözlerinin içine
bakti
- Bana yürek borcun var!
Borcunun farkındaydı sanki genç kadın. Şaşırmadı
- Bu borcumu nasıl ödeyebilirim?
Adam kollarını uzattı
- Haydi tut ellerimi!
Sümbül kokusu sinmiş ellerini uzattı genç kadın. Elleri öyle sıcaktı ki,
eriyiverdi bütün borcu avuçlarının içinde.Genç kadın gitmek üzereydi.Adam
son kez seslendi;
- Bana can borcun var!
Kadın irkildi;
- Can mı?
Sigarasından derin bir nefes çekti adam;
- Evet.. Can borcun var. Sensizlik öldürüyor beni!
Hoşuna gitti sözler kadının
- Peki bu borcumu nasıl tahsil etmeyi düşünüyorsunuz?
Adam, biraz daha
yaklastı;
- Yum gözlerini!
Hiç tereddüt etmeden yumdu gözlerini. Adam da yumdu gözlerini, masumca bir
öpücük kondurdu kadının titreyen dudaklarına.
- Bu ne şimdi yaptığın? diyerek çattı kaşlarını kadın...
Adam, pişmanlıkla, memnunluk arasında gidip geldi.Kekeledi
- Hayat öpücüğüydü!
Kısa bir sessizliğin ardından bu kez kadın öptü adamı şehvetle... Adam,
şaşırdı;
- Ya senin bu yaptığın neydi?
Genç kadın kapıya yöneldi;
- Veda öpücüğü! Kalan borçlarına karşılık.
Yürek dolusu çaresizlik ve bir
de mor sümbüllerini masanın üzerine rehin bırakıp gitti genç kadın.
Adam koştu peşinden sümbülleri geri verdi kadına
- Ne olur iyi bak umut çiçeklerime solmasınlar...
Genç kadın sümbülleri aldı
- Merak etme günaşırı sularım çiçeklerini!
Adam sevindi
- Güneşe, suya gerek yok. Gülümse yeter!
Kadın, gözden kaybolurken haykırdı adam
- Umutlarımı kefil yaptım. Unutma, bana aşk borçlusun!
- Bana gözyaşı borcun var!
Genç kadın sordu
- Nasıl öderim?
Adam gözlerini kırptı
- Haydi gülümse!
Gülümsedi genç kadın. Adam, cebinden mendilini çıkarıp,borcunu sildi. Ve
mendilini özenle katlayıp, yine kalbinin üzerindeki iç cebine koydu. Bir
demet mor sümbül vardı kadının elinde. İkisi de bahar kokuyordu... Biri
ilkbahar,digeri güz.
Adam, seslendi yine
- Bana mutluluk borcun var!
Genç kadın, biraz mahcup, biraz şaşkın sordu
-Nasıl ödeyebilirim?
Heyecanlandı adam
- Haydi yat dizlerime!
Genç kadın bir kedi uysallığında, yattı dizlerine usulca. Adam, şefkatle
saçlarını taramaya başladı kadının.Saçları, güneşe ve yağmurlara hasret
hiç yaranmamış baharlara benziyordu. Çaresizliğini ördü sırasıra.Sonra
saçının her teline, mutluluğun çığlıklarını bağladı adam. Yetmedi, gizli
düğüm attı.. Ağladı. Hava kararmak üzereydi. Dışarıda yağmur yağıyordu
delice.
Adam, sürekli borç defterlerini kurcalıyordu. Genç kadının gözlerinin içine
bakti
- Bana yürek borcun var!
Borcunun farkındaydı sanki genç kadın. Şaşırmadı
- Bu borcumu nasıl ödeyebilirim?
Adam kollarını uzattı
- Haydi tut ellerimi!
Sümbül kokusu sinmiş ellerini uzattı genç kadın. Elleri öyle sıcaktı ki,
eriyiverdi bütün borcu avuçlarının içinde.Genç kadın gitmek üzereydi.Adam
son kez seslendi;
- Bana can borcun var!
Kadın irkildi;
- Can mı?
Sigarasından derin bir nefes çekti adam;
- Evet.. Can borcun var. Sensizlik öldürüyor beni!
Hoşuna gitti sözler kadının
- Peki bu borcumu nasıl tahsil etmeyi düşünüyorsunuz?
Adam, biraz daha
yaklastı;
- Yum gözlerini!
Hiç tereddüt etmeden yumdu gözlerini. Adam da yumdu gözlerini, masumca bir
öpücük kondurdu kadının titreyen dudaklarına.
- Bu ne şimdi yaptığın? diyerek çattı kaşlarını kadın...
Adam, pişmanlıkla, memnunluk arasında gidip geldi.Kekeledi
- Hayat öpücüğüydü!
Kısa bir sessizliğin ardından bu kez kadın öptü adamı şehvetle... Adam,
şaşırdı;
- Ya senin bu yaptığın neydi?
Genç kadın kapıya yöneldi;
- Veda öpücüğü! Kalan borçlarına karşılık.
Yürek dolusu çaresizlik ve bir
de mor sümbüllerini masanın üzerine rehin bırakıp gitti genç kadın.
Adam koştu peşinden sümbülleri geri verdi kadına
- Ne olur iyi bak umut çiçeklerime solmasınlar...
Genç kadın sümbülleri aldı
- Merak etme günaşırı sularım çiçeklerini!
Adam sevindi
- Güneşe, suya gerek yok. Gülümse yeter!
Kadın, gözden kaybolurken haykırdı adam
- Umutlarımı kefil yaptım. Unutma, bana aşk borçlusun!