02-20-2008, Saat: 02:15 PM
Yagmur baslayacak gibi,
birazdan gok bosalacak.
Elimde olmadan,
orayi,senin oldugun yeri dusunuyorum.
Sahi,oralarda da yagmur var degil mi ?
Sehir agliyor,
sehirler agliyor gulum...
Az sonra ebem kusagi saracak ufku.
Altindan gececegiz elele.
Arinacagiz,temizlenecegiz.
Yarina,kirlerden azade cikacagiz.
Sen,ey sevgili !
SIKINTILARIMA sabir iksiri doken...
Simdi gecenin kollarina attigin omuzlarinda ne var ?
Saclarini emanete mi biraktin ?
Korkunc bir tehnalik yasiyorum gulum.
Sensiz sehir,
butun tehnaligi
ve sesli sessizligiyle
seni getiriyor.
Karsimda konusan adam kim ?
Ne anlatiyor bana?
Dinleyiciler arasindaki cocuk ne istiyor ?
Dalgalar kadar engin sacli
su guzel sacli cocuk niye agliyor ?
Masadaki bardak bos mu ?
Mikrofondan ses geliyor mu ?
Saat kac ?
Kac yildir ben buradayim
ve kac yil sonra donecegim ?
Yapraklar arasindayim.
Susuyorum.
Sustukca susuyorum.
Onlar seni anlatiyor.
Ben susuyorum.
Su ressamin elindeki firca
seni isliyor tuvale.
Sairler sen nakaratli siirler okuyor.
Ben susuyorum.
Garson bir bardak cay getiriyor.
Icime cekiyorum puromu.
Yudum yudum sen iniyor damarlarima.
Agir aksak yuruyen dakikalar
ser verip sir vermiyor.
Sabaha cikarmak icin geceyi,
yalvartiyor.
Sehir susuyor
ben susuyorum.
Kedi-kopek,
kus,araba
ve balkonlara tunemis aksam huznu...
Onlar da sessizlikle elele tutusmus,
susuyorlar...
Butun beklemeleri
emanete birakalim gulum.
Beklemeler,
sonu gelmez bir cig gibi
yutmaya hazir bizi.
Bizi icinde hapsetmek
Ve dondurmak istiyor.
Buna izin vermeyelim.
Seni seviyorum.
Seni sevmekten yorulmuyorum.
Kalbim yenileniyor sevmekle.
Kalbim ve butun vucudum
en genc anlarina cikiyor sevmelerinle.
Seni seviyorum,
cunku seni seviyorum...
"Insanlar,karsilikli bagimlilardir."
diyor Rudolf Dreikurs...
Elbette dogru soyluyor.
Ben,sensiz neyim ki ?
Ne kadar yer isgal edebilirim su dunyada ?
Curmum ne olabilir ?
Ne kadar var olabilirm sensiz hayatta ?
Simdi duvarlarinda kusevleri olan
ve elibogrundelere yaslanmis sarayimda
senden mutesekkil bir ani yasiyorum.
mimiklerim yayiliyor duvarlara,
sen guldukce.
Kemigimi isiran bir kac dis kaliyor parmaklarimda.
Parmaklarim,senden emanet acilara siginiyor gulum.
Kanimi donduran aksam ayazinda
senin sicacik gulumsemen var.
Istanbul'u tarayip,
bana bagisladigin guzel sesin var.
Ruhumu peskes cektigim
senin ulasilmaz
Ve biraz,aci veren
askin var damarlarimda.
Goz kapaklarima yigilmis damlaciklar var,
dokunsan cikacak.
Fakat,
iste sen yoksun gulum,
Sen yoksun
ve bunlarin her biri senin bendeki aksin.
Simdi bir cakiltasina bagladim ozlemi.
Onlar,seni bana getiren tek arac.
Dere boyunda,
irmak kenarinda,
kenar mahallede
ariyorum seni.
yani,sana gelecek taslari.
Onlari alinca
bir ayna gibi bakacagini dusunuyorum.
Tas ki,
Bagrimiza bastigimiz sabir topaci.
Yagmurlu bir sabaha uyanmak.
Sehir,iste sehir gulum.
Butun catilarinda sen bulutu dolasan.
Sirli ve ulvi bir geceden cikmis savasci gibiyim simdi.
Bu tehnalik
ve sessizlik urkutuyor beni.
Cunku kulaklarimda cinliyor sesin.
Sesin ki,
sesinle sekilleniyor yokluk icinde varlik,
varlik icinde yokluk...
Beni affet !
Beni sal gonlunun bahcelerine.
Ciceklerin,kuslarin,boceklerin
ve dahi butun insanatin,
hayvanatin ve nebatatin icine.
Sen olarak cikan sesimi koru ki,
O ses senin sesindir aslinda...
birazdan gok bosalacak.
Elimde olmadan,
orayi,senin oldugun yeri dusunuyorum.
Sahi,oralarda da yagmur var degil mi ?
Sehir agliyor,
sehirler agliyor gulum...
Az sonra ebem kusagi saracak ufku.
Altindan gececegiz elele.
Arinacagiz,temizlenecegiz.
Yarina,kirlerden azade cikacagiz.
Sen,ey sevgili !
SIKINTILARIMA sabir iksiri doken...
Simdi gecenin kollarina attigin omuzlarinda ne var ?
Saclarini emanete mi biraktin ?
Korkunc bir tehnalik yasiyorum gulum.
Sensiz sehir,
butun tehnaligi
ve sesli sessizligiyle
seni getiriyor.
Karsimda konusan adam kim ?
Ne anlatiyor bana?
Dinleyiciler arasindaki cocuk ne istiyor ?
Dalgalar kadar engin sacli
su guzel sacli cocuk niye agliyor ?
Masadaki bardak bos mu ?
Mikrofondan ses geliyor mu ?
Saat kac ?
Kac yildir ben buradayim
ve kac yil sonra donecegim ?
Yapraklar arasindayim.
Susuyorum.
Sustukca susuyorum.
Onlar seni anlatiyor.
Ben susuyorum.
Su ressamin elindeki firca
seni isliyor tuvale.
Sairler sen nakaratli siirler okuyor.
Ben susuyorum.
Garson bir bardak cay getiriyor.
Icime cekiyorum puromu.
Yudum yudum sen iniyor damarlarima.
Agir aksak yuruyen dakikalar
ser verip sir vermiyor.
Sabaha cikarmak icin geceyi,
yalvartiyor.
Sehir susuyor
ben susuyorum.
Kedi-kopek,
kus,araba
ve balkonlara tunemis aksam huznu...
Onlar da sessizlikle elele tutusmus,
susuyorlar...
Butun beklemeleri
emanete birakalim gulum.
Beklemeler,
sonu gelmez bir cig gibi
yutmaya hazir bizi.
Bizi icinde hapsetmek
Ve dondurmak istiyor.
Buna izin vermeyelim.
Seni seviyorum.
Seni sevmekten yorulmuyorum.
Kalbim yenileniyor sevmekle.
Kalbim ve butun vucudum
en genc anlarina cikiyor sevmelerinle.
Seni seviyorum,
cunku seni seviyorum...
"Insanlar,karsilikli bagimlilardir."
diyor Rudolf Dreikurs...
Elbette dogru soyluyor.
Ben,sensiz neyim ki ?
Ne kadar yer isgal edebilirim su dunyada ?
Curmum ne olabilir ?
Ne kadar var olabilirm sensiz hayatta ?
Simdi duvarlarinda kusevleri olan
ve elibogrundelere yaslanmis sarayimda
senden mutesekkil bir ani yasiyorum.
mimiklerim yayiliyor duvarlara,
sen guldukce.
Kemigimi isiran bir kac dis kaliyor parmaklarimda.
Parmaklarim,senden emanet acilara siginiyor gulum.
Kanimi donduran aksam ayazinda
senin sicacik gulumsemen var.
Istanbul'u tarayip,
bana bagisladigin guzel sesin var.
Ruhumu peskes cektigim
senin ulasilmaz
Ve biraz,aci veren
askin var damarlarimda.
Goz kapaklarima yigilmis damlaciklar var,
dokunsan cikacak.
Fakat,
iste sen yoksun gulum,
Sen yoksun
ve bunlarin her biri senin bendeki aksin.
Simdi bir cakiltasina bagladim ozlemi.
Onlar,seni bana getiren tek arac.
Dere boyunda,
irmak kenarinda,
kenar mahallede
ariyorum seni.
yani,sana gelecek taslari.
Onlari alinca
bir ayna gibi bakacagini dusunuyorum.
Tas ki,
Bagrimiza bastigimiz sabir topaci.
Yagmurlu bir sabaha uyanmak.
Sehir,iste sehir gulum.
Butun catilarinda sen bulutu dolasan.
Sirli ve ulvi bir geceden cikmis savasci gibiyim simdi.
Bu tehnalik
ve sessizlik urkutuyor beni.
Cunku kulaklarimda cinliyor sesin.
Sesin ki,
sesinle sekilleniyor yokluk icinde varlik,
varlik icinde yokluk...
Beni affet !
Beni sal gonlunun bahcelerine.
Ciceklerin,kuslarin,boceklerin
ve dahi butun insanatin,
hayvanatin ve nebatatin icine.
Sen olarak cikan sesimi koru ki,
O ses senin sesindir aslinda...