Hiç sevmedin mi beni?
Sevmedin…
Sevsen bırakıp gidermiydin…?
Diyelim ki gittin…
Bir kez olsun aramazmıydın..?özlemezmiydin..?sesimi duymak istemezmiydin..?
Sevseydin isterdin ama sen sevmedin ki..!
''[b]yürek dayanmıyor bu gidişe sonsuz bir ucurumdayım sanki..ama dön desen de dönemem artık..[/b]''
Gidişinin yeri var yüreğimde ama dönüşünün olmayacak bilesin.
Sen gittin,ve gittiğin gün bittin…
Sen o gün beni de bitirdin…
''derin bir mavi var orada içinde kaybolmak gerek boğulmak gerek yüreğine akmak gerek [/b]''
Engin bir okyanusu aşardım hep o gözlerde..çoğu zaman kaybolur hatta boğulurdum….
sonra…
bir baktım dipteyim…ne o güzellik var etrafımda ne de kurtulabılecegım bır fırsat…
''allahım tutsun ellerimden bırakmasın beni deniz gözlüm ağlatmasın gözlerimi ''
Ardından gittiğin geldi aklıma…
Gittin ve bittin…
Kurtulsam bile faydasız artık…
Bundan sonrasında her yaşanmışlığın ardında kalan korkulardan biri olacak o gözler…
Yüreğimi acıtcak…
Anılarımı hatırlatcak….
…..
Derin gözlerin artık çok derin gelmekte ve bana korku vermekte bilesin…
Ne bir daha dalarım,nede bir daha korkumu yenmeye çalışırım…..
Ben hala yeni umut bekliyorum sevgili…
Seni değil…
Artık gitmişsin dönmüşsün kimin umrunda…?
Benim olmadığı kesin
sen bana git demedin..ben sana tutunamadım...en tuhaf uzakta kalışım oldun..."hoşçakal " bile değildi son sözüm..mesafeler hep büyüdü. o onu dedi..bu bunu dedi..şuydu..buydu..ve de..
ve de bitti..
bitti..
bitti işte..
vedasız, acısız, ağrısız bir ayrılık oldu..
sen orada kaldın..ben burada
şimdi de oturmuş yazıyorum..sadece sana değil..
ona, buna, şuna, herkese..
en güzeli de bu ..yazmak..
kimbilir hangi eve girdim şu an
hangi otobüs yolculuğunun cam kenarındayım..
tut ki ekmek kırıntıları yere dökülmesin diye açılmış bir sayfayım..
bir bakkal tezgahında ucuz şarap sarmak için hazır tutuluyor da olabilirim..
bir yatağın başucunda da..
peki sen..
belki hayali bir sevgilisin bir okur için..
ama olsun..düşlerken sınırsız olmanın bir mahkumiyeti varmı ki?..
kime ne..
kara tahtaya tebeşirle yazılmış kelimeleri silmenin ne güç olduğunu hatırlıyormusun...
evet silinirdi..ama mutlaka kalırdı izi..
ben de seni siliyorum yar..
hem de iz kalmamacasına..bastıra bastıra silgiyi..
ama ne gam..kara tahta iz tutuyor..
..
senden sonra yemek yemedim..
senden sonra dışarı çıkarken hep şemsiyemi aldım..ilk defa saçlarım ıslanırsa başımın ağrayabileceği ihtimalini göze aldım...
senden sonra daha sıkı giyindim..
hiç üşümedim senden sonra..
senden sonra hep saatin ziliyle uyandım sabahlara
senden sonra televizyon kumandasının 6 aydır ihtiyaç duyduğu pilleri aldım..
kahvaltıda gazete okumuyorum senden sonra..ev yapımı çilek reçelinin içine dalan ekonomi sayfaları artık şerbetsiz pür'u pak...
senden sonra kokulu mum aydınlığını satın almadım mağazadan...
ayraç yoksunluğundan"okunan yer kolay bulunsun" diye yüzüstü yatırılmış, yarım kalmış kitaplarımın hepsini bitirdim senden sonra..
hiç kar yağmadı senden sonra bu gri kente..
senden sonra ben sarıyer'i sevdim..istinye'yi..yeniköy'ü..
emek kafe'de sabah kahvaltılarında buldum defalarca..
istiklal caddesi, taksim..bu kadar kalabalıkmıydı o zamanlar..
..
ben senden sonra yatarken anahtarı kapının üzerinden almadım...
sıkı sıkı da kilitledim...ve beni uyandıran kapı zilin de yoktu artık..
senden sonra
senden sonra..
senden
sonra..
..
ben de yoktum aslında..
ben senden sonra düş oldum..
HOŞÇAKAL...
Yalnızlık merdivenlerinde oturmuş bir aşk öksüzüyüm
Ne gidecek yerim var, ne tutunacak bir dalım
Hangi gönül kapısını çaldıysam yüzüme kapandı
Hangi sevda diyarına göçtüysem hep kovuldum
Peki suçum nedir benim siz söylermisiniz
Yada durun ben söyleyeyim, suçum sadece sevmekti sadece sevmek...
Gitmek demir almaktır
Şu an.. Ağzımda... Son günümün, son günaydınının son harfleri. Hem de, bir fıstıklı çikolatanın son parçası tadında,,
..sen tadında!..
Artık “günaydın” demeyeceğim sana;
Çünkü “bensiz” uyanıyorsun, çünkü aynada “kendini” görüyorsun artık!
Korkuyorum ki; ağlasan, sanki gözyaşın ben kokmayacak!..
Suçlamak değil ki; balık pazarından balık alınacağını bilmek, ve bunu sana söylemek...
İyi duy beni;
Hangi pazara gidersen, orada satılanları bulursun!..
.....
Ama, ne; çiçek pazarına git, ne bit pazarına, diyemem sana...
Bana gel, de diyemem.
Fakat bana gelirsen, beni bulursun. Bana yönelirsen bende olanları görürsün...
Belki nadiren, üstündeki adrese gitmeyebilir bir mektup...
Peki, adım yazmayan bir zarf ulaşabilir mi bana?..
Demek isterim; “bana gel” ama, diyemem!..
Belki de bu yüzden titrer, dudağıma tünemiş günaydınlar; saçmalanmış, kanayan serçeler gibi!..
Gitmenin anlamı şudur: Uzaklaşmak!..
Halbuki, okyanuslar aşacağımız bir iskeleydim sana;
Benden çözülmedikçe!..
.....
Gitmek; demir almaktır...
Gitmek; halat çözmektir...
Gitmek; “gitmektir” kısacası dalgaların üzerinde, sislerin içine!..
.....
Kayıp olmak, ayıp değil mi; ve günah değil mi?..
Canımda izin kalacak,
Kanamış bir yara olarak...
Gidersen!..
Hüzün, gözlerin en güzel hallerinden biridir..
Rengini kat kat güzelleştirir gözlerin..
Yeşilin kahveyle birleştiği göz hareleri,hüzün de eklenince içinden çıkılmaz bir hal alır..
Bakmaya doyamazsın…
Hele bir de oradan inmeyi becebilirsen yüreğe
Çıkmamak için dualar edersin..
Sarsa da her yanını hüzün
Bin tane kahkahaya değişmezsin..
Hüzün en güzel hallerinden biridir sözlerin
Kelimelerine ilişti mi hüzün
Ağzından çıkan her sözün yakar
Farkına varanlar
Hüznünle birlikte
Seni yeniden keşfetmenin
Tadına varırlar..
Hüzün en güzel hallerindendir insanın
Kendisiyle kaldığı
En derin duygudur hüzün
Ne kapısı vardır kapanan
Ne yolu vardır aşılmayan
Damarlarda dolaşan
Beyaz kağıda akan
Sen’ sin hüzün.
Korkuyor bu kız
Belkide tekrar yitirmekten,
ölesiye sevdiği halde onun yanında olmamaktan korkuyor.
Yada şu utangaçlıgını yenemeyip,
aşkını ona anlatamamaktan korkuyor.
Belkide önündeki engelleri aşamayıp,
elini asla tutamamaktan korkuyor.
Yada gözlerine bakamayıp,
şu dünyadan çekip gitmekten korkuyor bu kız
SENSİZLİKTEN KORKUYOR BU KIZ ASKINLA YANDIM YANDIMDA YANDIMDA KÜLLERE DÖNDÜM DÜŞÜNDÜM SENİ SENLİ GÜNLERİ DÜŞÜNDÜM UYKUYA DALDIM BİTTİÄžİM GÜNÜ HATIRLADIMDA KABUSLA KALKTIM .ASKINA YANDIM ASKINLA KÜL OLDUM YANDIMDA UYANDIÄžIMDA KÜLLERE DÖNDÜM SENİ SEVDİM ASKIM
Engeller var önümde sana gelemiyorum sen gel kapımı çal hadi bekliyorum
Işığımdın ısıklarımı kapadın söndün artık göremiyorum
Tut elimi tut gücüm kalmadı. . .
Sen gittikten sonra güneşim doğmadı. . .
Sen, gökte bir yıldızın söndüğünü düşün
Sen yağmurdan sonra güneşin gelmediğini düşün
Sen bir bebeği düşün kimsesiz
Birde Beni düşün sensiz
Nefes gibi muhtacım o gözlerine
derinden yaraladın beni sözlerinle
Ne yapsam kendimi toparlayamıyorum
Nereye gitsem her yerde seni görüyorum
Acıyla doldu kalbim yaşayamıyorum
Hasretin sardı benliğimi dayanamıyorum
Ver Kalbimi ver vazgeçemiyorum
Dön gel artık nefes alamıyorum
Bak görmeyeli kaç GÜN oldu
içimdeki sabır kovası çoktandır doldu
Bir umut görsem de uzakta
ellimi uzatamıyorum aslında çok yakın olsa da
Ne yakin nede uzaksın
Ne soğuk nede sıcaksın
Ne başkaların nede benimsin
Ama hasret kaldığım Sevdiğimsin...
Duygularımı anlatmak zor olsa da keşke anlasan şu satırlarımla...
Seni unutmak imkansız olsa da , unutmalıyım bir yolunu bulup da,
Bunun farkında olsam da olmuyor be askım hayalin karsımda durunca.
Giderken içimdeki seni de götürseydin keşke
Vazgeçemiyorum bak işte bıktım artik deyip te benden gittiğinde,
Bir gün hayatına başka biri girse de
Senin yerin bambaşka kalacak ebediyen bende...
Yaşayabilmen için benden gitmen lazım…
Yaşayabilmem için benle olman lazım…
- İ – M – K – A – N – S – I – Z – I – M – S – I – N -
sen,yıldızlar kadar yakın görünen ama asla erimeyeceğimi bildiğim,baktıkca huzur bulduğum hayallerimde hep yeri olansın.
sen,en acı en kederli türk flimlerini izleyipte böylesi gerçekte olamaz dediğim hayrete düştüğümsün.
sen,bir göz yaşının ardından gelen tebessüm benim en sevinçli halimde birden bire ağlamaya başlamamsın.
sen,benim imkansızımsın...