03-15-2008, Saat: 11:51 PM
Tüm patavatsızlıklar yerin dibine girsin…
Hiçbir şey gönlümde büyüttüğüm kadar saf değil. Hiçbir şey senin kadar masum değil içimde ki çocuk.
Kim demiş sadece dumanlı dağlara kar yağar diye. Tüm karlar gönlüme yağar asıl.
Ardından buzullar oluşur eteklerimde. İlmek ilmek dokunur damarlarıma simsiyah sözcükler. Her kelime dağ olur gönlümde.
Her kar tanesi bir aşk türküsü… Notaları yoktur bu türkünün. Bu türkünün notaları ikinci cemre düşende gönle, yeniden bestelenir.
‘’Aşk ebruli bir tebessümdür kalbime.’’
Sonrası mı ?
Koyu bir sessizlik.
Ardı sıra bir yıldız kayması…
Yürek patlaması.
Suskunluğumun kıyametidir bu an. Tüm mahşerler gözlerimde… Asi iç çekişler kapıları çarpan ellerimde…
Ve ah’lar yumruğumu vurduğum masalarda, cam kırıklarında…
Sen asi gecelerin berfin’i! Aşkı ne sandın kırmızı bir gül mü? Bilemedin.
Aşk kurumuş bir güldür, gitmekle kalmak arasında ki şeydir. Dur. Hemen korkma.
Unutma ki gökyüzünün en parlak yıldızı hala orada. Ve aşk gönlünde hala dipdiri…
Tüm sırlı yıldızların adları bende saklı. Yeryüzünün tüm denizlerine düşen yakamozlar benim gözlerimde ışıldar.
Bir ben bilirim suskunluğumun tarihini. Her gece bir ben dokunurum gökyüzünün en parlak yıldızına.
Ve her sabah güneşin kaskatı kaldırımlara cansız düştüğünü bir ben görürüm.
Şimdi aşk kimsesiz bir çocuğun gözleri kadar yalnız yüreğimde… Sen olmasan ne anlamı kalır göğün?
Tüm aşk eşkıyalarının yüreklerini sonsuza dek kelepçelesek aşk terörden kurtulur mu? Kurtarmaya yeter mi bu aşkı?
Kelebekler kanatsız kalınca ve sevda yorulunca yüreğimi ellerimin arasına alıp gidiyorum işte.
Bu şehir gelince aklıma hatırladığım hiç bir şey olmamalı.
Güneşe yürümek gibi bir şey bu şehri terk etmek fikri… Şimdi konuşurken, aşk karanlığın ortasında intiharı bekliyor.
Ve kar yağıyor…
Artık her kar tanesi borandır, fırtınadır. Çığ düşünce beklentilerime aşkımın kıvrımları kana bulandı.
Aşkımın böğrüne kara bir hançer saplandı. Adamakıllı sendeledi aşk. Adamakıllı afalladı.
Sen sadece göktaşlarını düşürmeye ve aşkı ağlatmaya mı yararsın? Gözlerimde ateşten zehir taşıyorum.
Aşkı öldürenleri de öldüreyim diye… Lakin acının hilali düşer gönlüme, acırım…
Bu aşk neden hep böyle haleli…
Bazen hasretler olabildiğince zirveye çıkar. Gözyaşlarıysa kuytularda gizlenir.
O vakit dünya kadar yıldız düşse önüme ben yine kendi yıldızımı isterim.
Bunu adına ne denir, bilmem. Ama aşk ağrır ellerimde.
…
Bu gece kar yağıyor, alarm veriyor şehrin karanlıkları.
Ölümse olanca esmerliğiyle duruyor kalbimde.
Ellerim, ellerim ve gözlerim yanıyor. Yüz binlerce melek saçlarıma tane tane düşüyor.
Şehir serseri edasıyla sabahı bekliyor. Bense kar tanelerinin aşka kaval çalışını.
…
Gece biter.
Yıldızlar söner.
Türküler, tanığı sevdamın…
…
. şubat
. akşam
. soğuk