03-17-2008, Saat: 08:39 PM
Neden bu kadar dağıttın yatağımı?
Bıraksan,düzenli kalsaydı...
Jilet gibi,tertemiz örtülerle kaplamıştım halbuki, şimdi dağınık.Örtülerimi gözlerime örtüp gitmişsin.
Lavanta kokular yok artık üstünde,sen kokuyor.
Kokunu unutmuşsun üstümde!
Ben kokuyor...Gelir gelmez söküp aldın ya ben'liğimden...
Neden dağınık bıraktın yatağımı?
Dudak izlerin,yastığımdan aşağıya süzülmekte. Aynı vuruculukta darbelerin... Çarşaf,sen gelmeden önceki gibi... Soğuk!
Sıcaklığını alıp gitmeseydin yâr! üşüttün beni...
Sabahtan koyduğum pak çarşaf değil altımdaki.
Yorgun... Üşümüş... Üstünden bir 'sen' geçmiş,kolay mı? Şiddetine,hışımına kurban olmuş.
Yastığım,üzerinden tarihler geçmiş gibi... Ağır-aksak durmakta şimdi,arkamda...Yorgun...
Lâkin,başına yuva olmaktan mutlu.Ama kıskanmış. Göğsümde saatlerce,daha çok uyudun diye...
Sahi,yatağımı neden bu kadar dağıttın?
İklimime soktuğumu hatırlıyorum seni.
Çilek tadı,tarçın kokusu bir de.
Yavaş yavaş dağılan çarşafı hatırlıyorum,
inleyerek dağılan çarşafı...
Hani,üzerinde yaşam çizgilerimizi çizdiğimiz,
"atlasımız",çarşaf...
İki'nin tek'e dönüştüğü,altımızdaki atlasımız.
Çilek tadı hatırlıyorum,belli belirsiz.
Bedeninin tadından sıra gelmeyen tarçın kokusu...
Dudaklarında önce mi buluştum çilekle,sonra mı hatırlıyorum...
Loş bir ışıktı yanan...
Bunu hatırlıyorum.
Öznesi "ben" olan sevişme eylemine açtın kollarını önce.
Kaçtım,kovaladın.
Kovaladın,yakalandım..
Öznesi "biz" olan sevişme(ler) eylemine ilk halkayı ekledi(-k).
Neden dağınık yatağım?
Üzerinde acil sevişme izleri...
Öpüşlerinin tadı,seninle birlikte mi yol aldı?
Benden söküp almasaydın dudaklarını,bedenim titremezdi bu denli.
Dağınıklığına bir karşılık alabilseydim;dudakların olurdu!
Neden bu denli dağınıksın?
Neden dağınık bıraktın yatağımı?
Çok mu soru sordum?
Perdelerim sonuna kadar açık,
gözlerim,gece gözlerini hatırladığım zifiri'de şimdi. Fecri bekliyorum toparlanmak için...
Yatak çıplak, ben baştan aşağıya.... Yalınayak....
Dağınıklığına bir bedel isteseydim yalınlığın olurdu!
Üzerini kuşanmadan görmek seni,en yalınına ulaşmak,en tepedeki meyveye uzanıp tatmak gibi...
Kucağımda son dudak izlerin,koynumda gölgen...
Neden dağınık bıraktın yatağımı?
Neden ber-taraf ettin ben'i?
Baş ucumda sabırsız öpüşler izi...
Altımda soğuk çarşaf...
Yine iklimine soksan beni...
Gölgem,gölgene sığınsa gece vakti,
Son zerrenin tadına koşsam,çeksen yine kendine beni... Kaçsam,kovalasan ...Yakalansam...
Koynumdaki gölgelerin çoğalsa, milyon kere bitirsem seni...
Kurşun gibi vursan beni, çıkmamacasına en derinimden... Ben'liğime sen karıştırıp uyusam,
yine gölgende uyansam...
Perdeleri seninle açsam, seninle kapatsam ışıkları... Nice atlaslar çizsek,yaşam çizgilerimizle,senin terinle...
O zaman...
İstediğin gibi dağıt yatağımı yâr!
Bırak,dağınık kalsın!