:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Avucumda ÜÇ Yemİn
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Üç yemin kalır geriye
Kentin boş sokakları bilir
Ve kimi severse ölü çıkar o çocuk
Bu yüzden bilir ''ölü bedenler içsizdir!...''
Bedenine sarılan kefenlerde kan lekesi var
Yosun tutuklu bakışları
Onun sesi içine kaçmıştır!

Yeşermeden solmuştur umutlar
İç cebinde naftalinle sarılı durur
Dışarda yaz kavurmaktan ibarettir
Saç diplerimde yabani otlar büyütür
En çok da böyle zamanlarda susulur


Ağzını açmaya kalksa sanki bütün lafları yutacak,
Ağzını açmaya kalksa sanki o kent büsbütün içine kaçacak!
Durulur içinin iç denizi
Duyulur...

Martılar neden çığlık atar diye sordum ona
Azalıyorlar dedi
Sahi azalanlar çığlık mı atarlar?
Sesli / sessiz?

Yaşadığın şehir içinde akar zaman
Ve menderesler çizer bir cadde içinde
Gidemez
Geçemez!
Gel diyor kara(g)özlü çocuk gel!
Gel de tutun bu sokağın son sapağına...
Dili sürçüyor
Sıcak kül avuçlarında,
Soğutuyor...

Sesler hep içime (düş)er
Sobelenir bir düşün içinde körebe!
Kanamalı elbet kanamalı bu düşe...

Ürkek bir kız çocuğu ağlar
Yaşlarını bırakır (kal)dırıma
Dillerin kemikleri kırılır
''P(iç)'' kalsın dediler!
''Namus(suz)'' bir gecede asar gendini
İntihar ise hep şüphe!
Oysa düşleri ''p(iç)'' kalmıştır en namuslu yanlarıyla...
Lime lime edilmiş sevişleri

Öksüz düşler büyütür beyninde
Göz(bebek)leri sallanır düşlerinin beşiğinde
Sigara külleriyle küllenir geçmiş
''Nefes almak yaşamak demek değildir!''

Çoğu kez, düşlerinden önce
İsmini yazar sol yanındaki duvara parmak ucuyla
Bin gecede binlerce kez
Kimseler okuyamaz o yazıları

Denizinden bir ''deniz feneri'' çalıp
Eline tutuşturur
Tutuşur!
Yetmişyedinci sayfadadır aslı
(Günahsız A...)
(H)içkimselere yedi mektup yazılır
Yedi veren gülleri açar o vakit
Avuçlarında

''Sen bu şiiri okurken ben belki başka bir şehirde olurum''
''Sen bu şiiri okurken ben belki başka bir şehirde ölürüm''

Deliliklerinin koğuşunda nöbetler tutulur
Muhtıralar verilir
Parçlanmış hayatta bütün kalabilmiş anıları perçinler içine
Kayıplarını bulma oyunlarında terke yönlendirir gidişlerini
İkinci el gülüşler satılır pazarda
İkince el sevdalar...
İkince el anılar...
Hadi koş satın al!

Afilidir iç kanaması
Bir seraba susamış, çölde...
İçinin monologlarında büyütür sevdalarını
Titrek ellerini koyacak yer bulamaz
Balkonlardan, teraslardan bakar kentine
Karşı kıyıdadır
Karşı karşıyadır!

Teli kırık keman gibi çirkin sesler çıkartır, istemsiz
Can sıkıcı iftiralar arasında kaybolur
Ve ne seni bulabilir o karanlıkta ne kendini

Üç noktadan ibarettir susuşları
Sayfalarına açılır parantezler
İçine kapanır
Sen yanlarından söke söke susar!
Ağzını açmaya kalksa sanki bütün lafları yutacak,
Ağzını açmaya kalksa sanki o kent büsbütün içine kaçacak!

Payına yoksunluk düşer
Payına yoksulluk düşer
(Düş)lerden...
Öfkesi beyaz kağıtları karartır tümce tümce kusarak
Ayaklarına rüzgar dolanır
(Düş)er...

Üç yemin kalır geriye
Kentin sokakları bilir
Kimi severse ölü çıkar o çocuk
Gider...