03-26-2008, Saat: 10:13 PM
Duygusuz İmparatorluğu
Kahramanlar....
Kral : Leader
Vezir : Morcivet (Kralın Kardeşi)
Ulu Bilge : Firari Fırtına
Ordu Komutanı : Pascham
İkinci Komutanlar : Creature,Canat
Prens : Yargıç
Prensin Kankası : Blue_Belial
Prensin Yardımcısı : Sibel
Prensin Korumaları : Çikitamuz,Serseri 127,Yamuq
Sarayın Şairleri : Ezberimsin,Çilek
Sarayın Şarkıcıları : Yıldız Gözlüm,Pembe
Sarayın Soytarıları : PcKopat,Sgpa Kjmer
Sarayın Hekimi : Saucy
Sarayın Öğretmeni : Tuuçe
Peri Diyarın Prensesi : Sevda Yürekli
Sevgi Perisi : Keskinbıçak
Aşk Perisi : AsLı
Barış Perileri : Yorgun Yürek,Zenabin
Harem Ağası : Gecelerin Efendisi
Kötü Güçler,
Ateş Krallığı,Karagüç İmparatorluğu
İhtiyaç olduğunda ve yeni roller eklediğimde diğer arkadaşlarında nickini kullanacağım)
BİRİNCİ BÖLÜM...
Antiya dağlarının eteklerinde başlayan ve Gündeki Ovası içlerinden devam ederek Ahen Nehri kıyılarına kadar uzanan doksan yıllık imparatorluk uçsuz bucaksız topraklarında barış içinde yaşayan binlerce hatta yüzbinlerce insanı barındırıyordu.Duygusuz İmparatoru Leader Ateş Krallığı ile aralarında geçen ve 12 yıl süren büyük savaş sonrasında devrinin en büyük zaferini kazanmış ve halkına huzur barışın yanı sıra binlerce dönümlük verimli topraklar kazandırmıştı.Leader doğduğu gün imparatorluğun ulu bilgesi Firari şöyle diyordu;O öyle bir kral olacak ki onun devrinde dünya asırlar boyu görmediği göremeyeceği barış ve sevgiyi görecek...Adeta bu söz kulaklarına fısıldanmışçasına yaptıkları ile bunu tam olarak gerçekleştirmek üzereydi.Lakin o günün sabahında güneş adeta bambaşka doğmuştu Leader için.Halk yine güler yüzü ve neşesi ile etrafa canlılık katıyor baharın gelmesi ile açılan rengarenk çiçekler Ahen Nehrinin ahenkli akışı şehre ayrı bir canlılık katıyordu.İmpratorluk Sarayının bulunduğu Aşken şehri adeta dünyanın sevgi ve dostluk Merkezi haline gelmişti.O günün sabahında Leader için bunların hiçbir anlam ve önemi yoktu.Adeta dünyanın döngüsü o sabah onun için tamamen değişmişti.
Duygusuz imparatoru Leader sarayının penceresine çıkmış uçsuz bucaksız imparatorluğunu seyrediyordu gördüğü rüyanın ne anlama geldiğini kavramaya çalışıyor yüzündeki anlamsız ifadenin yanına gördüğü rüyanın anları geldikçe yüzündeki hatlar gerilip belirginleşiyordu.Aniden irkildi çalınan kapı korku nedir bilmeyen Leader in yüreğini ağzına getirmişti.İmratorluğun güçlü Veziri ve imparator Leaderin kardeşi Morcivet endişeli yüz ifadesiyle kralın odasına girdi.Gel kardeşim dedi kral.Morcivet yüzündeki şaşkın ifadeyi gizlemeyerek neler oluyor der gibi krala bakıyordu.Sizi ilk defa böyle görüyorum diyebildi.Kral Leader endişeli bakışlarını en büyük destekçisi kardeşine dikmişti sessizce başını iki yana
doğru salladı.Aşken şehri hiç yaşamadığı hareketli günlerini yaşıyordu.İmparatorluğun başkenti bu şehir büyük savaştan sonra böyle bir hareketlilik neredeyse görmemişti.Sarayın ve Aşken şehrinin korumalığını yapan orduları komuta eden Creature kapıyı çalarak içeriye girdi.Yüzünde şaşkın bir o kadarda anlamsız bir ifade vardı.Saygıyla eğildikten sonra;
‘’Kralım Ulu Bilge ‘’diyebildi...
Kral şaşkın bir ifadeyle ne olduğunu anlamadan gözlerini dikmiş ona bakıyordu.’’Anlamadım’’
Genç komutan tekrarladı....
‘’Ulu Bilge o burada!!!’’
Morcivet yüzündeki olanca şaşkınlığı ile krala bakıyordu.’’20 yıl’’dedi söylediğini neredeyse kendisi bile duymamıştı.Evet tam yirmi yıl olmuştu.Yirmi yıldır Ulu Bilge büyük savaşta dahi Aşken şehrine uğramamıştı.Şimdi neden oradaydı Vezir Morcivet bir anlam veremiyordu.
Kral Leader bir anda beyninde şimşekler çakmışçasına mırıldandı...
‘’Rüyam’’.....
İKİNCİ BÖLÜM
Kral kelimelerini bitirmek üzereydi ki sarayın bütün kapıları ardı ardına güçlü bir gürültüyle açılmaya başlamıştı. Morcivet şaşkınlığını gizleyemiyor duyduğu sesler karşısında irkiliyordu ani bir hareketle kılıcını çekti. Kral Leader Morcivet in bu tepkisine şaşırmamıştı.Kardeşi her yerde onu korumak ve savunmak için elinden gelen her şeyi sonuna kadar yapabilecek bir cesaret ve üstün savaş kabiliyetine sahipti.Sakin ol dercesine gözlerinin içine bakıyordu.Kralın odasının kapıları açıldığında siyah pelerinin altında sakalları uzamış saçlarına ak düşmüş ,bulunduğu yaşa rağmen genç bir delikanlının dinamikliğine sahip Ulu Bilge Firari kapıda beliriyordu. Morcivet kimseyi rahatsız etmeyecek bir zerafetle kılıcını kınına koydu.
Ulu Bilge saray adabı ve usulünü bilerek;
-Sizi tüm yüreğimle saygı ve hörmetle selamlarım barışın imparatoru...
Tam eğilmek üzereyken kral onun yaşına ve bilgisine hörmeten ‘’lütfen’’dedi.Sefalar getirdiniz.Nasılsınız sizi görmeyeli uzun süre oldu dedi ve hasretle kucaklaştılar.
Ulu Bilge Morcivet e döndü.’’Koca kurt yaşlanıyorsun.Ama hala o büyük komutansın’’.Morcivetin yüzündeki şaşkınlık ifadesinin yerini sevgi ve özlem dolu bakışlar almıştı.Hasretle Ulu Bilge Firariyi kucakladı.Morcivet sormadan duramayacaktı.
Mazur görün yirmi yıl sonra neden ?
Cümlesini bitirmemişti ki Ulu Bilge gülümseyerek krala baktı.Kral Leader gördüğü rüyayı anımsamıştıı Ulu Bilge nin birşeyler bildiğinden adı gibi emindi ve rüyanın ne anlattığını o anlatacaktı artık bundan emindi.İçindeki korku yerini güven dolu bir hisse bırakmıştı.
Leader kendini tutamadı Ulu Bilgeye döndü. Nedir bu anlatacakmısın...
Ulu Bilge haykırdı;
-Aşken’in işaret kuleleri onları ateşe verin ve konseyinizi toplayın.Büyük kurultayda birlikte karar vermeliyiz.
Aşken in işaret kuleleri Antiya dağının zirvesindeydi ve 18 yıldır yakılmamıştı.18 yıl önce büyük savaş öncesinde Leader in emri ile işaret kuleleri yakılmış komutanlar ve üst düzey devlet görevlileri bu işaret yolu ile Aşken de imparatorluğun başkentinde toplanarak savaş kararı vermişlerdi.Morcivet sadece bakıyordu.Neden yakacaklardı işaret kulelerini?
Kral Leader bir an bile tereddüt etmedi.Creature yi çağırın.Genç komutan kralın huzuruna çıktı.Saygıyla selamladıktan sonra Kral emrini vermişti.
‘’Saraydaki en hızlı atı al Antiya dağına git ve işaret kulelerini yak vakit gece yarısını gösterdiğinde işaret kuleleri yanmış olmalı’’
Huzurdan ayrılmak üzereydiki Morcivet seslendi ''benim atımı al ! ''.Saraydaki en iyi at Morcivetin atıydı ancak onun atını alabilmesi için ondan izin olması şarttı.Kral gülümseyerek kardeşine baktı.
Şimdi üçü birlikte pencereden Antiya dağlarına doğru at süren genç komutan Creatureyi izliyorlardı....
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Güneş iyice yükselmeye başlamıştı bahar mevsiminin verdiği neşe ve canlılık Aşken şehrinin güzelliğine güzellik katıyordu.Öğlen sıcağı iyice bastırmaya başlamıştı.Sarayın güzel sesli şarkıcılarından Pembe saray avlusunda bulunan binbir çeşit çiçekle ilgileniyor güzel sesi ilede bir şarkı mırıldanıyordu.Sesinin güzelliği saray ahalisini her zaman ki gibi mest ediyordu.
Ulu Bilge krala döndü muhteşem bir ses diye mırıldandı.Kral sadece gülümsemişti.Ulu Bilge bu güzel ses karşısında mest olmuştu. Avlunun diğer tarafından Pembeye eşlik eden ses şarkının ahengini hat safhaya çıkarmıştı.Yıldız Gözlüm Pembeye eşlik ediyordu.Saray bahçesinde ötüşen kuşlar susmuş Pembe ve Yıldız Gözlümü dinliyorlardı.Şarkının ve bu iki sesin güzelliği her zaman ki gibi Morcivet inde içindeki gerginliği bir nebze olsun azaltmaya yetmişti .Pembe ve Yıldız Gözlüm ün şarkıları her zaman saray için büyük bir motivasyon kaynağıydı. Şarkı bitmek üzereydi ki Kralın odasının kapısı paldır küldür bir gürültüyle açıldı.
Pckopat ve Sgpa Kjmer in padişahım çok yaşa padişahım çok yaşa çığlıkları ve attıkları taklalar Leader ve yanındakileri gülümsetmeye yetmişti. Kral herşey ne kadar normal görünüyor diye geçirdi içinden oysa gözü Antiya dağlarındaydı ikindi vakti gelmiş ve genç komutan Creature gözden kaybolmuştu.
Creature kızgın güneş altında durmaksızın at sürüyordu Antiya nın zirvesine doğru.Alnından akan terler güneş ışığı altında parıldıyordu.Hafiften ata doğru eğildi sanki onu anlayacakmış gibi sakın beni yarı yolda bırakma diye fısıldandı.Morcivetin atı onun vazgeçilmeziydi çok hisli bir hayvan olduğunu her yerde söylemekten onur duyardı.Creature vezirinin ne demek istediğini şimdi anlamıştı.Çünkü atın kulağına eğilip söylediklerinden sonra adeta dahada hızlanmıştı.Sert kayalara aldırış etmeden Antiyanın zirvesine tırmanıyordu.
Vakit gece yarısına yaklaştığında orduların yenilgisiz komutanı Pascham ve en yakınındaki ikinci komutan Canat kuzeyde Karagüç İmpratorluğu ile sınır olan Karatan şehrinde büyük çadırda oturmuş günlük değerlendirmelerini yapıyor sohbet ediyorlardı.Nöbetçilerden birisi ani bir hareketle çadırdan içeriye daldı yüzünde şaşkınlık ifadesini komutan Pascham sukunetle karşıladı.Sorun nedir?
-Efendim Aşken...Kelimeler boğazına düğümlenmişti.
-Aşken ne dedi ? komutan....
-Efendim Aşkenin işaret kuleleri yanıyor.
Pascham ve Canat oturdukları yerden aniden fırlayarak çadırın önüne çıktılar gözleri Antiya dağlarındaydı.Nöbetçi yanılmamıştı.Aşkenin işaret kuleleri tutuşturulmuş yanıyordu.Pascham Canat a döndü hazırlanmalıyız yola çıkıyoruz.
Öte yandan İmparatorluğun genç prensi ve yanındakiler doğu sınırındaydı.Oturmuş sohbet ediyorlardı.Genç prens uykuya dalmak üzereydi ki Serseri 127 koşar adımlarla çadırdan içeriye girdi.Prensim Aşkenin işaret kuleleri yanıyor.Blue Belial alaycı bir tavırla Serseri ye döndü ben sana şarabı o kadar kaçırma dedim yine ne söylediğini bilmiyorsun.Prens ve yardımcısı Sibel bir an göz göze geldiler ani bir hareketle yerlerinden fırlamışlardı şimdi çadırın önüne çıkmış.Genç komutan Creaturenin Antiya nın zirvesinde yaktığı işaret kulelerini izliyorlardı.
Blue Belial gülümsedi.Kral bizi özlemiş olmalı.
Sibel in bu tavıra tepkisi sert olmuştu.
-Saçmala Blue 18 yıldır yanmayan işaret kuleleri beyhude yanmaz.Kral bizi çağırıyor.
Genç prens bu konuda Sibel ile hem fikirdi. ‘’Hazırlanın şafakla birlikte yola çıkıyoruz.’’
Aşken şehri uykuya dalmıştı.Fakat Kral ve yanındakiler gece yarısından önce yanan işaret kulelerini izliyordu.Kral Leaderin gözündeki gülümseme görülmeye değerdi.Genç komutan Creature ise başardığı görevin keyfi ile Antiya Dağının zirvesinde yanan işaret kulelerinin yanı başında oturuyordu.
Duygusuz İmpratorluğunda bunlar yaşanırken yanan işaret kuleleri Karagüç İmparatorluğunda da hareketliliğe neden olmuştu.Karagüç İmparatorluğunun kralı sarayının penceresinden Antiyada yanan işaret kulelerini izliyordu.Kendi kendine mırıldandı.
-Vakit geldi....
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Güneş dağlar ardından sessiz sedasız yükselirken gökyüzüne yaymış olduğu kırmızılık endişeli gözlerle bekleyen imparatorluk halkını huzursuz ediyordu.Doğa onlara birşeyler fısıldar gibiydi.Doğa olaylarını farklı şekillerde yorumlayan ihtiyarlar sabah doğan güneş ile gece yarısı yakılan işaret kuleleri arasında bağlantı kuruyordu.
Karatan dan Aşken e uzanan Eskim Vadisinde toz bulutları gökyüzüne doğru yükseliyordu.Eskim vadisinden yükselen nal sesleri Antiyanın sert kayalarına çarparak yankılanıyordu.Komutan Pascham ve Canat maiyeti ile birlikte hızla Aşkene doğru at sürüyorlardı.Atların sesleri ve çıkardığı toz bulutları dışında bir şey görünmüyordu uzaklardan adeta bir toz bulutu müthiş bir hızla Aşken e imparatorluğun mabedine gidiyordu.
İmparatorluğun doğu kanadında ise bundan pek farklı bir görüntü yoktu.Prens ve kurmayları Aşken e gidiyorlardı.Rüzgar kadar hızlıydılar ve bir o kadarda sessiz herkes...Kimsenin ağzını bıcak açmıyor bir an önce saraya varmak ve gelişmeleri görmek için can atıyorlardı.Prens kafasındaki tek düşünce ile yaşıyordu ne bekliyor bizi...Yakın korumalarından genç şovalye Çikitamuz prense döndü bir an için göz göze geldiler prens Çikitamuzun endişesini gözbebeklerinin derinliklerinde görmüştü.Savaş olduğu dönemi düşündü bir an çocuktu o dönemlerde ama bu bakışları görmüştü.Kafamda dalgınlığa yer yok diye geçirdi içinden atını biraz daha hızlandırmıştı şimdi.Nehirlerden,sert kayalardan,henüz karları erimemiş tepelerden geçiyorlardı önlerine çıkabilecek herhangi bir engeli düşünecek vakitleri dahi yoktu bir an önce gitmeliydiler..Güneş aydınlığı etrafını kaplamak üzere olan kara yağmur bulutlarına teslim etmeye başlamıştı...
Peri diyarında;Prenses Sevda Yürekli,Keskinbıçak ve Aslı birlikte Duygusuz topraklarında yükselen ve hızla hareket eden toz bulutlarını izliyorlardı.İmparatorluğun batısından kuzeyinden doğusundan hızla merkeze Aşken e ilerleyen toz bulutları...Gittikçe hızlanıyor dahada büyük bir hal alıyordu.Keskinbıçak gökyüzüne baktı ‘’karabulutlar güneşi kapatıyorlar’’dedi.Sevda Yürekli duygusuz topraklarını işaret etti hareket eden toz bulutlarını göstererek ‘’bize ihtiyaçları olacak’’....dedi.
Karagüç İmparatorluğundan Duygusuz topraklarında yükselen toz bulutları göze çarpıyordu.İmparator toz bulutlarını izlerken kapısı çalındı.Kara toprakların veziri acımasız imparatorun huzuruna çıktı Efendim Ateş Krallığının elçileri sizi görmek istiyorlar...
Herkes birşeylerin planını yapmaya başlamıştı neyin başlangıcına doğru gittiklerini bilmeyenler ise bir bilinmezlik kargaşası içerisindeydiler.Kafalarında binlerce soru işareti ve sürekli değişen komplo teorileri ile yaşıyorlardı...
Üçüncü günün şafağında Aşken halkı karşılama borularıyla uyanmıştı.Aşkende kale kapıları sonuna kadar açılmış çığırtkanların Aşken kale kapılarından yükselen devlet erkanının başkente giriş sunumlarını dinliyorlardı.Ordu komutanı Pascham ve yardımcısı Canat kurmayları ile birlikte kale kapılarından giriyorlardı.
Hoşgeldiniz komutan
Hoşbdulduk...
Creature savaş yarenlerini karşılıyordu.
Aradan birkaç saat geçmiştiki uzaktan duyulan nal sesleri kale kapılarında heyecanı hatsafhaya ulaştırmıştı.Doğudan esiyordu rüzgar ve bir alev topu toz bulutu gök yüzünde kartal sesleri onlara eşlik ediyordu.İmparatorluğun genç prensi dostları korumaları ve maiyeti ile birlikte kale kapılarından içeriye giriyorlardı.İmparatorluk halkı sevinç naraları eşliğinde onları karşılıyorlar herkes onları görebilmek için birbiri ile yarışıyordu.
Komutanlar ayaklarının tozu ile girdikleri imparatorlukta dinlenmeden prenslerini karşılamak için kale kapılarına gelmişlerdi.
Hoşgeldiniz Prensim
Hoşgeldiniz Prensim
Hoşgeldiniz...
Prens atından inerek kendisini karşılamaya gelenleri teker teker kucakladı dostları ve korumaları başkentteki sevdikleri ile kucaklaşıyorlardı.Çikitamuz Prense döndü prensim özlemişim Aşkeni...
Aşkende seni çok özlemiş dostum diye cevap verdi prens.
Kral,Morcivet ve Uluğ Bilge Firari gülümseyerek önce birbirlerine sonra kale kapılarına baktılar...
Ve Kral sessizce mırıldandı...İşte başlıyoruz...
BEŞİNCİ BÖLÜM
Prens ve maiyeti açılan saray kapılarından içeri giriyorlardı.Çikitamuz özenle süslenmiş saray bahçesini dikkatli gözlerle süzüyor baktığı her noktada gözüne çarpan rengarenk çiçekler ve büyük bir ustalıkla döşenmiş saray duvarlarını hayranlıkla izliyordu.Avluya geldiklerinde saray kapıları sonuna kadar açılmış Pembe ve Yıldız Gözlüm ün tarifi imkansız güzellikteki şarkıları onlara eşlik ederken Prens ve dostları yavaş adımlarla saray kapısından içeriye giriyorlardı.Kralın odası büyük avlunun sonunda duruyordu büyük avlu boyunca her noktada bekleyen nöbetçiler prens ordu komutanları ve dostlarını karşılıyorlardı.Kralın odasının kapısı yavaşça açıldı kralım prensimiz huzurunuza çıkmak için emirlerinizi bekliyorlar.Kral tahtindan usulca doğruldu Morcivet ve Uluğ Bilge Firari ile birlikte ağır adımlarla odasının kapısına yaklaştılar kapıya çıktıklarında prens komutanlar ve herkes diz çökmüş saygı ile kralı selamlıyorlardı.Kral Leader her zamanki ağırlığı ve ciddiyetini bozmadan hafifçe gülümsedi onları görmeyeli çok olmuştu.Herkesi ne kadar özlediğini düşündü.Morcivet herkese sarılmak istiyor fakat kral herhangi bir emir vermeden hareket etmemesi gerektiğini biliyordu.Kral yavaşça genç prense doğru ilerledi omuzuna dokundu gözgöze gelmişlerdi prens yavaşça ayağa kalktı büyük bir hasretle kucaklaştılar.Herkes hayranlıkla onları izliyordu.Sırayla Morcivet ve Uluğ Bilge önce prensi sonra sırayla komutanlar ve dostlarını kucaklıyorlar hoşgeldiniz diyorlardı.
Kral yavaşça genç prense döndü seni burada görmek çok güzel sesinde gülümseme ve mutluluğun yanı sıra kimsenin anlam veremediği gizli bir hüzün saklıydı.Uluğ Bilge yavaşça kralın omuzuna dokundu.Prens krala döndü büyük bir sorunumuz mu var?
Yoldan geldiniz yemekler hazırlandı yemeğinizi yedikten sonra büyük konsey toplantısı yapılacak herşeyi orada öğreneceksiniz.Kralın ses tonu karşı gelinemeyecek kadar emindi.
Yemekler yendikten sonra büyük konsey uzun süredir kapalı duran toplantı odasında yavaş yavaş toplanıyordu.Komutan Creature,Canat,Başkomutan Pascham,Prens,Vezir Morcivet masada yerlerini almışlardı.Kral girmek üzere iken devlet erkanında ilk defa büyük konsey toplantısında bir değişiklik oluyordu.Uluğ Bilge prensin yakın korumaları ve dostlarınıda büyük konsey toplantı odasına alıyordu.Kral bu duruma tepki vermedi.Uluğ Bilge karşı gelinemeyecek kadar değerliydi Duygusuz İmparatorluğu için.
Herkes toplanmıştı gözler krala döndü kral sessizce başını Uluğ Bilge ye çevirdi.Uluğ Bilge asasını yere vurdu.
-Ey devlet erkanı duygusuzun kahraman savunucuları bu millet bu devlet uğruna kanlar dökenlerin varisleri hepiniz hayatınız pahasına dahi halkınız için mücadeleden kaçmayan eşsiz birer kahramansınız,Dün sizler için can verenler bugün sizlerin onlar için yapacaklarını onları mezarlarında rahat uyutacak değerleri dünya üzerine yaymanızı huzurla bekliyorlar. Yıllar var ki toplanmayan bu büyük konsey bugün büyük bir karar için dünyanın değişmesi gereken bütün değerler için burada toplandı.Kralınız bir düş gördü sizlerin halkınızın ve dünyanın kaderini belirleyecek bu düş bugün sizlerin yol göstericisi olacaktır.
Herkes büyük bir dikkatle Uluğ Bilgeyi dinliyordu.Kral rüyasında ne gördüğünü anlatacak Uluğ Bilge de onlara rüyada anlatılmak isteneni açıklayacaktı.Uluğ Bilge krala döndü kralım düşünüzü anlatın...
ALTINCI BÖLÜM
Kral içini çekti...Sağ tarafında Vezir Morcivet oturuyordu.Sol tarafında Uluğ Bilge Firari onun yanında ordu komutanı Pascham ve saray öğretmeni Tuuçe ,Morcivetin yanında komutan yardımcısı Canat onun yanında Creature oturuyordu.Sessizce herkesi süzdü.Gözleri masanın diğer ucunda tam karşısında oturan Prens ve hemen arkasında korumaları Serseri127,Çikitamuz,yamuq yakın arkadaşı Blue belial ve yardımcısı Sibel duruyordu.Altı kişiydiler karşısında duranlar bu sayı krala yabancı gelmiyordu.
Bu kısa süren sessizlik Kral Leader için asırlar gibiydi.Yavaşça konuşmaya başladı...
Yıllar önce ölürken babamdan bir isteği olup olmadığını sordum bana sadece zamanını bekle gün geldiğinde senden isteyeceğim tek bir şey olacak ve sen ne pahasına olursa olsun onu yerine getirmek için bütün varlığını feda edeceksin dedi.Birkaç gün önce bir rüya gördüm uzun süredir rüyamda görmediğim babam rüyama girdi.Antiyanın tepesinde oturuyordum babam yanında biri yaşlı biri ondan daha genç iki aslanla geldi yaşlı olanı işaret işaret ederek o benden sana kalan bir miras ve senin yol göstericin orta yaşlı aslanı gösterek buda senin bir ömür can yoldaşın dedi. Gözleri Uluğ Bilgeyi ve Morcivet i süzüyordu.Hemen arkalarından gelen genç bir kaplan bir pençe ile Antiya Dağlarında bir ateş yaktı ve gök kızıla büründü bu nereden bakılırsa bakılsın görülen bir ateşti. Gözleri genç komutan Cratureyi süzüyordu.Daha sonra Antiyanın etrafını kara bulutlar sarmaya başladı.Simsiyah kapkara bulutlar imparatorluğun her yanından çakal ulumaları yükseliyordu.Dört bir yanımız çakal sürüleri ile çevrilmişti.O esnada kara bulutlar arasında beş şahin ve bir yavru kartal geldi.Hepsi karşımda eğildiler babam o sırada cebinden bir elmas birde yakut çıkardı.Elimi uzatıp taşları almak istedim babam taşları göyüzüne doğru savurdu ve gökyüzünü işaret etti karabulutlar ardında üç renkte bir gökkuşağı belirdi.Bu taşlar orada bir yerde taşların ne anlama geldiğini sana yaşlı aslan anlatacaktır.Senin görevin yavru kartal ve şahinleri göndermen eğer onlar taşları sana getirebilirse benim senden istediğim yegane şeyide sen gerçekleştirmiş olacaksın.Eğer pençeleri kadar yürekleride güçlü ise onlar sana taşları getirebilirler dedi.Gökyüzündeki siyah kırmızı ve beyaz renkli gökkuşağının anlamını sordum onlar taşları bulmaları için yardımcı olacak işaretler dedi.Lakin unutma ki evlat o taşlar dünya üzerinde varolan bütün ordulardan daha kudretli bir güce sahiptirler... Sonra yavru kartal ve beş şahin gökyüzüne uçtular çakalların ulumaları yükselmişti etrafımızı sarmaya başlamışlardı.Rüyanın sonunda...demiştiki kelimeleri bir bıçak gibi kesildi.
Devam edecek...
Kahramanlar....
Kral : Leader
Vezir : Morcivet (Kralın Kardeşi)
Ulu Bilge : Firari Fırtına
Ordu Komutanı : Pascham
İkinci Komutanlar : Creature,Canat
Prens : Yargıç
Prensin Kankası : Blue_Belial
Prensin Yardımcısı : Sibel
Prensin Korumaları : Çikitamuz,Serseri 127,Yamuq
Sarayın Şairleri : Ezberimsin,Çilek
Sarayın Şarkıcıları : Yıldız Gözlüm,Pembe
Sarayın Soytarıları : PcKopat,Sgpa Kjmer
Sarayın Hekimi : Saucy
Sarayın Öğretmeni : Tuuçe
Peri Diyarın Prensesi : Sevda Yürekli
Sevgi Perisi : Keskinbıçak
Aşk Perisi : AsLı
Barış Perileri : Yorgun Yürek,Zenabin
Harem Ağası : Gecelerin Efendisi
Kötü Güçler,
Ateş Krallığı,Karagüç İmparatorluğu
İhtiyaç olduğunda ve yeni roller eklediğimde diğer arkadaşlarında nickini kullanacağım)
BİRİNCİ BÖLÜM...
Antiya dağlarının eteklerinde başlayan ve Gündeki Ovası içlerinden devam ederek Ahen Nehri kıyılarına kadar uzanan doksan yıllık imparatorluk uçsuz bucaksız topraklarında barış içinde yaşayan binlerce hatta yüzbinlerce insanı barındırıyordu.Duygusuz İmparatoru Leader Ateş Krallığı ile aralarında geçen ve 12 yıl süren büyük savaş sonrasında devrinin en büyük zaferini kazanmış ve halkına huzur barışın yanı sıra binlerce dönümlük verimli topraklar kazandırmıştı.Leader doğduğu gün imparatorluğun ulu bilgesi Firari şöyle diyordu;O öyle bir kral olacak ki onun devrinde dünya asırlar boyu görmediği göremeyeceği barış ve sevgiyi görecek...Adeta bu söz kulaklarına fısıldanmışçasına yaptıkları ile bunu tam olarak gerçekleştirmek üzereydi.Lakin o günün sabahında güneş adeta bambaşka doğmuştu Leader için.Halk yine güler yüzü ve neşesi ile etrafa canlılık katıyor baharın gelmesi ile açılan rengarenk çiçekler Ahen Nehrinin ahenkli akışı şehre ayrı bir canlılık katıyordu.İmpratorluk Sarayının bulunduğu Aşken şehri adeta dünyanın sevgi ve dostluk Merkezi haline gelmişti.O günün sabahında Leader için bunların hiçbir anlam ve önemi yoktu.Adeta dünyanın döngüsü o sabah onun için tamamen değişmişti.
Duygusuz imparatoru Leader sarayının penceresine çıkmış uçsuz bucaksız imparatorluğunu seyrediyordu gördüğü rüyanın ne anlama geldiğini kavramaya çalışıyor yüzündeki anlamsız ifadenin yanına gördüğü rüyanın anları geldikçe yüzündeki hatlar gerilip belirginleşiyordu.Aniden irkildi çalınan kapı korku nedir bilmeyen Leader in yüreğini ağzına getirmişti.İmratorluğun güçlü Veziri ve imparator Leaderin kardeşi Morcivet endişeli yüz ifadesiyle kralın odasına girdi.Gel kardeşim dedi kral.Morcivet yüzündeki şaşkın ifadeyi gizlemeyerek neler oluyor der gibi krala bakıyordu.Sizi ilk defa böyle görüyorum diyebildi.Kral Leader endişeli bakışlarını en büyük destekçisi kardeşine dikmişti sessizce başını iki yana
doğru salladı.Aşken şehri hiç yaşamadığı hareketli günlerini yaşıyordu.İmparatorluğun başkenti bu şehir büyük savaştan sonra böyle bir hareketlilik neredeyse görmemişti.Sarayın ve Aşken şehrinin korumalığını yapan orduları komuta eden Creature kapıyı çalarak içeriye girdi.Yüzünde şaşkın bir o kadarda anlamsız bir ifade vardı.Saygıyla eğildikten sonra;
‘’Kralım Ulu Bilge ‘’diyebildi...
Kral şaşkın bir ifadeyle ne olduğunu anlamadan gözlerini dikmiş ona bakıyordu.’’Anlamadım’’
Genç komutan tekrarladı....
‘’Ulu Bilge o burada!!!’’
Morcivet yüzündeki olanca şaşkınlığı ile krala bakıyordu.’’20 yıl’’dedi söylediğini neredeyse kendisi bile duymamıştı.Evet tam yirmi yıl olmuştu.Yirmi yıldır Ulu Bilge büyük savaşta dahi Aşken şehrine uğramamıştı.Şimdi neden oradaydı Vezir Morcivet bir anlam veremiyordu.
Kral Leader bir anda beyninde şimşekler çakmışçasına mırıldandı...
‘’Rüyam’’.....
İKİNCİ BÖLÜM
Kral kelimelerini bitirmek üzereydi ki sarayın bütün kapıları ardı ardına güçlü bir gürültüyle açılmaya başlamıştı. Morcivet şaşkınlığını gizleyemiyor duyduğu sesler karşısında irkiliyordu ani bir hareketle kılıcını çekti. Kral Leader Morcivet in bu tepkisine şaşırmamıştı.Kardeşi her yerde onu korumak ve savunmak için elinden gelen her şeyi sonuna kadar yapabilecek bir cesaret ve üstün savaş kabiliyetine sahipti.Sakin ol dercesine gözlerinin içine bakıyordu.Kralın odasının kapıları açıldığında siyah pelerinin altında sakalları uzamış saçlarına ak düşmüş ,bulunduğu yaşa rağmen genç bir delikanlının dinamikliğine sahip Ulu Bilge Firari kapıda beliriyordu. Morcivet kimseyi rahatsız etmeyecek bir zerafetle kılıcını kınına koydu.
Ulu Bilge saray adabı ve usulünü bilerek;
-Sizi tüm yüreğimle saygı ve hörmetle selamlarım barışın imparatoru...
Tam eğilmek üzereyken kral onun yaşına ve bilgisine hörmeten ‘’lütfen’’dedi.Sefalar getirdiniz.Nasılsınız sizi görmeyeli uzun süre oldu dedi ve hasretle kucaklaştılar.
Ulu Bilge Morcivet e döndü.’’Koca kurt yaşlanıyorsun.Ama hala o büyük komutansın’’.Morcivetin yüzündeki şaşkınlık ifadesinin yerini sevgi ve özlem dolu bakışlar almıştı.Hasretle Ulu Bilge Firariyi kucakladı.Morcivet sormadan duramayacaktı.
Mazur görün yirmi yıl sonra neden ?
Cümlesini bitirmemişti ki Ulu Bilge gülümseyerek krala baktı.Kral Leader gördüğü rüyayı anımsamıştıı Ulu Bilge nin birşeyler bildiğinden adı gibi emindi ve rüyanın ne anlattığını o anlatacaktı artık bundan emindi.İçindeki korku yerini güven dolu bir hisse bırakmıştı.
Leader kendini tutamadı Ulu Bilgeye döndü. Nedir bu anlatacakmısın...
Ulu Bilge haykırdı;
-Aşken’in işaret kuleleri onları ateşe verin ve konseyinizi toplayın.Büyük kurultayda birlikte karar vermeliyiz.
Aşken in işaret kuleleri Antiya dağının zirvesindeydi ve 18 yıldır yakılmamıştı.18 yıl önce büyük savaş öncesinde Leader in emri ile işaret kuleleri yakılmış komutanlar ve üst düzey devlet görevlileri bu işaret yolu ile Aşken de imparatorluğun başkentinde toplanarak savaş kararı vermişlerdi.Morcivet sadece bakıyordu.Neden yakacaklardı işaret kulelerini?
Kral Leader bir an bile tereddüt etmedi.Creature yi çağırın.Genç komutan kralın huzuruna çıktı.Saygıyla selamladıktan sonra Kral emrini vermişti.
‘’Saraydaki en hızlı atı al Antiya dağına git ve işaret kulelerini yak vakit gece yarısını gösterdiğinde işaret kuleleri yanmış olmalı’’
Huzurdan ayrılmak üzereydiki Morcivet seslendi ''benim atımı al ! ''.Saraydaki en iyi at Morcivetin atıydı ancak onun atını alabilmesi için ondan izin olması şarttı.Kral gülümseyerek kardeşine baktı.
Şimdi üçü birlikte pencereden Antiya dağlarına doğru at süren genç komutan Creatureyi izliyorlardı....
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Güneş iyice yükselmeye başlamıştı bahar mevsiminin verdiği neşe ve canlılık Aşken şehrinin güzelliğine güzellik katıyordu.Öğlen sıcağı iyice bastırmaya başlamıştı.Sarayın güzel sesli şarkıcılarından Pembe saray avlusunda bulunan binbir çeşit çiçekle ilgileniyor güzel sesi ilede bir şarkı mırıldanıyordu.Sesinin güzelliği saray ahalisini her zaman ki gibi mest ediyordu.
Ulu Bilge krala döndü muhteşem bir ses diye mırıldandı.Kral sadece gülümsemişti.Ulu Bilge bu güzel ses karşısında mest olmuştu. Avlunun diğer tarafından Pembeye eşlik eden ses şarkının ahengini hat safhaya çıkarmıştı.Yıldız Gözlüm Pembeye eşlik ediyordu.Saray bahçesinde ötüşen kuşlar susmuş Pembe ve Yıldız Gözlümü dinliyorlardı.Şarkının ve bu iki sesin güzelliği her zaman ki gibi Morcivet inde içindeki gerginliği bir nebze olsun azaltmaya yetmişti .Pembe ve Yıldız Gözlüm ün şarkıları her zaman saray için büyük bir motivasyon kaynağıydı. Şarkı bitmek üzereydi ki Kralın odasının kapısı paldır küldür bir gürültüyle açıldı.
Pckopat ve Sgpa Kjmer in padişahım çok yaşa padişahım çok yaşa çığlıkları ve attıkları taklalar Leader ve yanındakileri gülümsetmeye yetmişti. Kral herşey ne kadar normal görünüyor diye geçirdi içinden oysa gözü Antiya dağlarındaydı ikindi vakti gelmiş ve genç komutan Creature gözden kaybolmuştu.
Creature kızgın güneş altında durmaksızın at sürüyordu Antiya nın zirvesine doğru.Alnından akan terler güneş ışığı altında parıldıyordu.Hafiften ata doğru eğildi sanki onu anlayacakmış gibi sakın beni yarı yolda bırakma diye fısıldandı.Morcivetin atı onun vazgeçilmeziydi çok hisli bir hayvan olduğunu her yerde söylemekten onur duyardı.Creature vezirinin ne demek istediğini şimdi anlamıştı.Çünkü atın kulağına eğilip söylediklerinden sonra adeta dahada hızlanmıştı.Sert kayalara aldırış etmeden Antiyanın zirvesine tırmanıyordu.
Vakit gece yarısına yaklaştığında orduların yenilgisiz komutanı Pascham ve en yakınındaki ikinci komutan Canat kuzeyde Karagüç İmpratorluğu ile sınır olan Karatan şehrinde büyük çadırda oturmuş günlük değerlendirmelerini yapıyor sohbet ediyorlardı.Nöbetçilerden birisi ani bir hareketle çadırdan içeriye daldı yüzünde şaşkınlık ifadesini komutan Pascham sukunetle karşıladı.Sorun nedir?
-Efendim Aşken...Kelimeler boğazına düğümlenmişti.
-Aşken ne dedi ? komutan....
-Efendim Aşkenin işaret kuleleri yanıyor.
Pascham ve Canat oturdukları yerden aniden fırlayarak çadırın önüne çıktılar gözleri Antiya dağlarındaydı.Nöbetçi yanılmamıştı.Aşkenin işaret kuleleri tutuşturulmuş yanıyordu.Pascham Canat a döndü hazırlanmalıyız yola çıkıyoruz.
Öte yandan İmparatorluğun genç prensi ve yanındakiler doğu sınırındaydı.Oturmuş sohbet ediyorlardı.Genç prens uykuya dalmak üzereydi ki Serseri 127 koşar adımlarla çadırdan içeriye girdi.Prensim Aşkenin işaret kuleleri yanıyor.Blue Belial alaycı bir tavırla Serseri ye döndü ben sana şarabı o kadar kaçırma dedim yine ne söylediğini bilmiyorsun.Prens ve yardımcısı Sibel bir an göz göze geldiler ani bir hareketle yerlerinden fırlamışlardı şimdi çadırın önüne çıkmış.Genç komutan Creaturenin Antiya nın zirvesinde yaktığı işaret kulelerini izliyorlardı.
Blue Belial gülümsedi.Kral bizi özlemiş olmalı.
Sibel in bu tavıra tepkisi sert olmuştu.
-Saçmala Blue 18 yıldır yanmayan işaret kuleleri beyhude yanmaz.Kral bizi çağırıyor.
Genç prens bu konuda Sibel ile hem fikirdi. ‘’Hazırlanın şafakla birlikte yola çıkıyoruz.’’
Aşken şehri uykuya dalmıştı.Fakat Kral ve yanındakiler gece yarısından önce yanan işaret kulelerini izliyordu.Kral Leaderin gözündeki gülümseme görülmeye değerdi.Genç komutan Creature ise başardığı görevin keyfi ile Antiya Dağının zirvesinde yanan işaret kulelerinin yanı başında oturuyordu.
Duygusuz İmpratorluğunda bunlar yaşanırken yanan işaret kuleleri Karagüç İmparatorluğunda da hareketliliğe neden olmuştu.Karagüç İmparatorluğunun kralı sarayının penceresinden Antiyada yanan işaret kulelerini izliyordu.Kendi kendine mırıldandı.
-Vakit geldi....
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Güneş dağlar ardından sessiz sedasız yükselirken gökyüzüne yaymış olduğu kırmızılık endişeli gözlerle bekleyen imparatorluk halkını huzursuz ediyordu.Doğa onlara birşeyler fısıldar gibiydi.Doğa olaylarını farklı şekillerde yorumlayan ihtiyarlar sabah doğan güneş ile gece yarısı yakılan işaret kuleleri arasında bağlantı kuruyordu.
Karatan dan Aşken e uzanan Eskim Vadisinde toz bulutları gökyüzüne doğru yükseliyordu.Eskim vadisinden yükselen nal sesleri Antiyanın sert kayalarına çarparak yankılanıyordu.Komutan Pascham ve Canat maiyeti ile birlikte hızla Aşkene doğru at sürüyorlardı.Atların sesleri ve çıkardığı toz bulutları dışında bir şey görünmüyordu uzaklardan adeta bir toz bulutu müthiş bir hızla Aşken e imparatorluğun mabedine gidiyordu.
İmparatorluğun doğu kanadında ise bundan pek farklı bir görüntü yoktu.Prens ve kurmayları Aşken e gidiyorlardı.Rüzgar kadar hızlıydılar ve bir o kadarda sessiz herkes...Kimsenin ağzını bıcak açmıyor bir an önce saraya varmak ve gelişmeleri görmek için can atıyorlardı.Prens kafasındaki tek düşünce ile yaşıyordu ne bekliyor bizi...Yakın korumalarından genç şovalye Çikitamuz prense döndü bir an için göz göze geldiler prens Çikitamuzun endişesini gözbebeklerinin derinliklerinde görmüştü.Savaş olduğu dönemi düşündü bir an çocuktu o dönemlerde ama bu bakışları görmüştü.Kafamda dalgınlığa yer yok diye geçirdi içinden atını biraz daha hızlandırmıştı şimdi.Nehirlerden,sert kayalardan,henüz karları erimemiş tepelerden geçiyorlardı önlerine çıkabilecek herhangi bir engeli düşünecek vakitleri dahi yoktu bir an önce gitmeliydiler..Güneş aydınlığı etrafını kaplamak üzere olan kara yağmur bulutlarına teslim etmeye başlamıştı...
Peri diyarında;Prenses Sevda Yürekli,Keskinbıçak ve Aslı birlikte Duygusuz topraklarında yükselen ve hızla hareket eden toz bulutlarını izliyorlardı.İmparatorluğun batısından kuzeyinden doğusundan hızla merkeze Aşken e ilerleyen toz bulutları...Gittikçe hızlanıyor dahada büyük bir hal alıyordu.Keskinbıçak gökyüzüne baktı ‘’karabulutlar güneşi kapatıyorlar’’dedi.Sevda Yürekli duygusuz topraklarını işaret etti hareket eden toz bulutlarını göstererek ‘’bize ihtiyaçları olacak’’....dedi.
Karagüç İmparatorluğundan Duygusuz topraklarında yükselen toz bulutları göze çarpıyordu.İmparator toz bulutlarını izlerken kapısı çalındı.Kara toprakların veziri acımasız imparatorun huzuruna çıktı Efendim Ateş Krallığının elçileri sizi görmek istiyorlar...
Herkes birşeylerin planını yapmaya başlamıştı neyin başlangıcına doğru gittiklerini bilmeyenler ise bir bilinmezlik kargaşası içerisindeydiler.Kafalarında binlerce soru işareti ve sürekli değişen komplo teorileri ile yaşıyorlardı...
Üçüncü günün şafağında Aşken halkı karşılama borularıyla uyanmıştı.Aşkende kale kapıları sonuna kadar açılmış çığırtkanların Aşken kale kapılarından yükselen devlet erkanının başkente giriş sunumlarını dinliyorlardı.Ordu komutanı Pascham ve yardımcısı Canat kurmayları ile birlikte kale kapılarından giriyorlardı.
Hoşgeldiniz komutan
Hoşbdulduk...
Creature savaş yarenlerini karşılıyordu.
Aradan birkaç saat geçmiştiki uzaktan duyulan nal sesleri kale kapılarında heyecanı hatsafhaya ulaştırmıştı.Doğudan esiyordu rüzgar ve bir alev topu toz bulutu gök yüzünde kartal sesleri onlara eşlik ediyordu.İmparatorluğun genç prensi dostları korumaları ve maiyeti ile birlikte kale kapılarından içeriye giriyorlardı.İmparatorluk halkı sevinç naraları eşliğinde onları karşılıyorlar herkes onları görebilmek için birbiri ile yarışıyordu.
Komutanlar ayaklarının tozu ile girdikleri imparatorlukta dinlenmeden prenslerini karşılamak için kale kapılarına gelmişlerdi.
Hoşgeldiniz Prensim
Hoşgeldiniz Prensim
Hoşgeldiniz...
Prens atından inerek kendisini karşılamaya gelenleri teker teker kucakladı dostları ve korumaları başkentteki sevdikleri ile kucaklaşıyorlardı.Çikitamuz Prense döndü prensim özlemişim Aşkeni...
Aşkende seni çok özlemiş dostum diye cevap verdi prens.
Kral,Morcivet ve Uluğ Bilge Firari gülümseyerek önce birbirlerine sonra kale kapılarına baktılar...
Ve Kral sessizce mırıldandı...İşte başlıyoruz...
BEŞİNCİ BÖLÜM
Prens ve maiyeti açılan saray kapılarından içeri giriyorlardı.Çikitamuz özenle süslenmiş saray bahçesini dikkatli gözlerle süzüyor baktığı her noktada gözüne çarpan rengarenk çiçekler ve büyük bir ustalıkla döşenmiş saray duvarlarını hayranlıkla izliyordu.Avluya geldiklerinde saray kapıları sonuna kadar açılmış Pembe ve Yıldız Gözlüm ün tarifi imkansız güzellikteki şarkıları onlara eşlik ederken Prens ve dostları yavaş adımlarla saray kapısından içeriye giriyorlardı.Kralın odası büyük avlunun sonunda duruyordu büyük avlu boyunca her noktada bekleyen nöbetçiler prens ordu komutanları ve dostlarını karşılıyorlardı.Kralın odasının kapısı yavaşça açıldı kralım prensimiz huzurunuza çıkmak için emirlerinizi bekliyorlar.Kral tahtindan usulca doğruldu Morcivet ve Uluğ Bilge Firari ile birlikte ağır adımlarla odasının kapısına yaklaştılar kapıya çıktıklarında prens komutanlar ve herkes diz çökmüş saygı ile kralı selamlıyorlardı.Kral Leader her zamanki ağırlığı ve ciddiyetini bozmadan hafifçe gülümsedi onları görmeyeli çok olmuştu.Herkesi ne kadar özlediğini düşündü.Morcivet herkese sarılmak istiyor fakat kral herhangi bir emir vermeden hareket etmemesi gerektiğini biliyordu.Kral yavaşça genç prense doğru ilerledi omuzuna dokundu gözgöze gelmişlerdi prens yavaşça ayağa kalktı büyük bir hasretle kucaklaştılar.Herkes hayranlıkla onları izliyordu.Sırayla Morcivet ve Uluğ Bilge önce prensi sonra sırayla komutanlar ve dostlarını kucaklıyorlar hoşgeldiniz diyorlardı.
Kral yavaşça genç prense döndü seni burada görmek çok güzel sesinde gülümseme ve mutluluğun yanı sıra kimsenin anlam veremediği gizli bir hüzün saklıydı.Uluğ Bilge yavaşça kralın omuzuna dokundu.Prens krala döndü büyük bir sorunumuz mu var?
Yoldan geldiniz yemekler hazırlandı yemeğinizi yedikten sonra büyük konsey toplantısı yapılacak herşeyi orada öğreneceksiniz.Kralın ses tonu karşı gelinemeyecek kadar emindi.
Yemekler yendikten sonra büyük konsey uzun süredir kapalı duran toplantı odasında yavaş yavaş toplanıyordu.Komutan Creature,Canat,Başkomutan Pascham,Prens,Vezir Morcivet masada yerlerini almışlardı.Kral girmek üzere iken devlet erkanında ilk defa büyük konsey toplantısında bir değişiklik oluyordu.Uluğ Bilge prensin yakın korumaları ve dostlarınıda büyük konsey toplantı odasına alıyordu.Kral bu duruma tepki vermedi.Uluğ Bilge karşı gelinemeyecek kadar değerliydi Duygusuz İmparatorluğu için.
Herkes toplanmıştı gözler krala döndü kral sessizce başını Uluğ Bilge ye çevirdi.Uluğ Bilge asasını yere vurdu.
-Ey devlet erkanı duygusuzun kahraman savunucuları bu millet bu devlet uğruna kanlar dökenlerin varisleri hepiniz hayatınız pahasına dahi halkınız için mücadeleden kaçmayan eşsiz birer kahramansınız,Dün sizler için can verenler bugün sizlerin onlar için yapacaklarını onları mezarlarında rahat uyutacak değerleri dünya üzerine yaymanızı huzurla bekliyorlar. Yıllar var ki toplanmayan bu büyük konsey bugün büyük bir karar için dünyanın değişmesi gereken bütün değerler için burada toplandı.Kralınız bir düş gördü sizlerin halkınızın ve dünyanın kaderini belirleyecek bu düş bugün sizlerin yol göstericisi olacaktır.
Herkes büyük bir dikkatle Uluğ Bilgeyi dinliyordu.Kral rüyasında ne gördüğünü anlatacak Uluğ Bilge de onlara rüyada anlatılmak isteneni açıklayacaktı.Uluğ Bilge krala döndü kralım düşünüzü anlatın...
ALTINCI BÖLÜM
Kral içini çekti...Sağ tarafında Vezir Morcivet oturuyordu.Sol tarafında Uluğ Bilge Firari onun yanında ordu komutanı Pascham ve saray öğretmeni Tuuçe ,Morcivetin yanında komutan yardımcısı Canat onun yanında Creature oturuyordu.Sessizce herkesi süzdü.Gözleri masanın diğer ucunda tam karşısında oturan Prens ve hemen arkasında korumaları Serseri127,Çikitamuz,yamuq yakın arkadaşı Blue belial ve yardımcısı Sibel duruyordu.Altı kişiydiler karşısında duranlar bu sayı krala yabancı gelmiyordu.
Bu kısa süren sessizlik Kral Leader için asırlar gibiydi.Yavaşça konuşmaya başladı...
Yıllar önce ölürken babamdan bir isteği olup olmadığını sordum bana sadece zamanını bekle gün geldiğinde senden isteyeceğim tek bir şey olacak ve sen ne pahasına olursa olsun onu yerine getirmek için bütün varlığını feda edeceksin dedi.Birkaç gün önce bir rüya gördüm uzun süredir rüyamda görmediğim babam rüyama girdi.Antiyanın tepesinde oturuyordum babam yanında biri yaşlı biri ondan daha genç iki aslanla geldi yaşlı olanı işaret işaret ederek o benden sana kalan bir miras ve senin yol göstericin orta yaşlı aslanı gösterek buda senin bir ömür can yoldaşın dedi. Gözleri Uluğ Bilgeyi ve Morcivet i süzüyordu.Hemen arkalarından gelen genç bir kaplan bir pençe ile Antiya Dağlarında bir ateş yaktı ve gök kızıla büründü bu nereden bakılırsa bakılsın görülen bir ateşti. Gözleri genç komutan Cratureyi süzüyordu.Daha sonra Antiyanın etrafını kara bulutlar sarmaya başladı.Simsiyah kapkara bulutlar imparatorluğun her yanından çakal ulumaları yükseliyordu.Dört bir yanımız çakal sürüleri ile çevrilmişti.O esnada kara bulutlar arasında beş şahin ve bir yavru kartal geldi.Hepsi karşımda eğildiler babam o sırada cebinden bir elmas birde yakut çıkardı.Elimi uzatıp taşları almak istedim babam taşları göyüzüne doğru savurdu ve gökyüzünü işaret etti karabulutlar ardında üç renkte bir gökkuşağı belirdi.Bu taşlar orada bir yerde taşların ne anlama geldiğini sana yaşlı aslan anlatacaktır.Senin görevin yavru kartal ve şahinleri göndermen eğer onlar taşları sana getirebilirse benim senden istediğim yegane şeyide sen gerçekleştirmiş olacaksın.Eğer pençeleri kadar yürekleride güçlü ise onlar sana taşları getirebilirler dedi.Gökyüzündeki siyah kırmızı ve beyaz renkli gökkuşağının anlamını sordum onlar taşları bulmaları için yardımcı olacak işaretler dedi.Lakin unutma ki evlat o taşlar dünya üzerinde varolan bütün ordulardan daha kudretli bir güce sahiptirler... Sonra yavru kartal ve beş şahin gökyüzüne uçtular çakalların ulumaları yükselmişti etrafımızı sarmaya başlamışlardı.Rüyanın sonunda...demiştiki kelimeleri bir bıçak gibi kesildi.
Devam edecek...