:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Ilk Aşkim
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
[SIZE=3]İlkler VaRdır hayatımızda bizi hayyattan koparan ilkler işte ben buna ilk aşkım diyorum.
Ben onu tanıdığımda o henüz 18 yaşındaydı sezsiz yüzüne bakılmayacak kadar güzeldi.Gerçi ben onun yüzüne tam olarak bakamadım ama olsun baktığım kadarı bana yeter.Bende o zamanlar 16 yaşındaydım.İşte ben onu gördüğümde anladım ki ben o zamana kadar aşk diye bir olayı gerçekanlamıyla yaşamamışım.Belki de ben hep hayalimde onun gibi birini iştedigim için aşkı tam anlamıyla anlamaya çalışmamışım.İşte ben öldüğümde 16 yaşındaydım hala yaşıyormuyum bunu bilmiyorum.Peki neden diyeceksiniz onsuz bir hayatı hiç düşünmedim bunu iştesemde başaramadım.Hayatıma kimseyi koyamadım ona benziyenler çıktıysada karşıma kimse onun aşkı kadar öldürmedi beni o şimdi mutlu bunubiliyorum.Onunla aramızdaki mesafe azda olsa bu mesafe hiç bitmiyevek bunu da biliyorum VE biliyorum ki kimse onu aşkı kadar öldüremiyecek beni VE biliyorum ki kimse onun kadar yakmıyacak kalbimi VE biliyorum ki kimseye Ona aşık oldugum kadar aşık olamıyıcam VE biliyorum ki kimse onun kadar sezsiz olmayacak.ama benim için artık öldü!!!çok uğraştım onu içimde öldürmemek için ama bunu kendi istedi içindekini öldüreyim derken benide öldürdüüü!!!
[/SIZE]

blue_belial

Sefil bir hayatın mazisindeki hataları kadar ağır
bağırıpta duyuramadığım sevdam kadar sağır
akşamdan kalmış bir sarhoş gibi
sabah başımda duran can yakmaları
ertesi güne sakladım umutları
ertesi güne hep
göremeyeceğimi, gelmeyeceğini bildiğim
ertesi güne
aralıgın suratımı tokatladığı bir ayaz günü
ilmek ilmek beynime nakşettiğim hayalin sahibine
göğsüme varlığını bırakan birine emanet ettim
ertesi günümü...
bir otobüs durağımıydı, bir park oturağımıydı
bilmiyorum...
güneşin kara bulutlar arasından son çırpınışlarıyla
sönük hüzmelerini gönderdiği bir yerdi işte
gözlerim hafiften kısılmıştı
bu kadar ağır olduğumu bilmezdim kendimin
yorgun düştüğüm o yerdi işte
sözlerim tıkanmıştı
ellerim ıslanmıştı...
ölçülüp biçilmeden
bir volkan kadar dağınık
karanlığa hapsolmuş yalnızlık kadar yanık
hakimin falsosunu kolladığı ayaktaki adam kadar sanık
boğazımda düğümleniyor sözler
masum bir çocuk kadar basık
kelimeler...
Ertesi günlerim vardı benim
Unutkanlığımın başlangıç noktasında bi yerde
Bir dilbere
Emanet bırakmıştım...


(Paylastıgın ıcın tsklr. ıns hak ettıgın gıbı olur hersey.)