03-29-2008, Saat: 11:29 AM
Karşılaşılan önemli yaşam sorunları, o sorunları ortaya çıkaran düşünce düzeyinde çözülemez, der
Albert Einstein...
Karşılaştığımız sorunlara çözüm üretmektense, sinirlenip duygusal tepkiler vermek, işin kolayına
kaçmaktır ve acziyet göstergesidir.
Çözüm üretmek için daha geniş düşünmeye ve daha çok bilgi almaya ihtiyacımız var...Aşağıdaki hikaye
bunu iyi anlatıyor:
Ustaların çıraklarına sadece edindikleri mesleği, zanaati degil hayatı da öğrettikleri, en genis ve gerçek
anlamıyla öğretmen oldukları dönemde Hintli bir ahşap ustası yaşıyordu.Bu ustanın çırağı büyüdü,
ahşap işlemeyi ve hayatı öğrendi, kendi işini kurup başlattı. Bir süre sonra dostlarından biri oğlunu
getirdi, ustadan onu yanına çırak almasını istedi.
Fakat bu çırak sürekli yakınıp duran, her seye bozulan bir çocuk cıktı.Tahta getirmeye gidiyor,
döndüğünde ellerine kıymık battığından uzun uzun yakınıyordu. Bir iş teslim etmeye gidiyor,
döndüğünde yoldan, sıcaktan,
müşterinin tavrından yakınıyordu. Usta çocuğa bir şeyler anlatmaya çalışıyordu ama sözlerinin hiçbir
etkisi
olmuyordu.
Bir gün usta çırağını köye tuz almaya gönderdi.Çırak ustasının söylediği gibi, tuzu alıp döndü. Usta bir
bardak su getirmesini söyledi. Çırak bir bardak suyu da getirdi.Usta, Şimdi o tuzu suyun içine at' dedi.
Çırak ustasının söylediğini yaptı. Sonra usta 'Şimdi o suyu iç' dedi. Çırak suyu içti ve tabii ki içer içmez
de tükürdü. Öfkeyle ustasına bakarken, usta 'Nasıldı tadı' diye sordu. Çırak nefretle, 'Çok acı' dedi.
Usta çocuğa 'Tuzu yanına al gel, gidiyoruz' dedi. Çırak ustasının peşine takıldı. Bir süre sonra civardaki
gölün kıyısına geldiler.
Usta çırağa 'Bütün tuzu göle dök' dedi. Çırak söyleneni yaptı.Usta 'Şimdi gölün suyundan iç' dedi. Çırak
içti.
'Suyun tadı nasıldı' diye sordu usta. Çırak, 'Çok güzeldi' dedi.'Peki tuzun acısını hissettin mi' diye sordu
bu kez de.
Çırak 'hayır' dedi.Usta çırağı karşısına oturtup anlattı:
'Hayattaki bütün olumsuzluklar işte bu bir avuç tuz gibidir. Eğer sen kücük bir bardak su isen, nasıl
tuzun bütün acısını tattıysan, hayatın bütün olumsuzluklarından da öyle etkilenirsin. Eğer sen kişiliğinle
ve gönlünle bu önümüzdeki göl gibi isen, hayatta karşılaşabileceğin bütün olumsuzluklar seni, o bir
avuç tuz gölün suyunu nasıl etkilediyse öyle etkiler, bir bardak suda tattığın acıyı vermez sana.
Seçim senindir :
Ya bardak olacaksın ya da göl...'
Albert Einstein...
Karşılaştığımız sorunlara çözüm üretmektense, sinirlenip duygusal tepkiler vermek, işin kolayına
kaçmaktır ve acziyet göstergesidir.
Çözüm üretmek için daha geniş düşünmeye ve daha çok bilgi almaya ihtiyacımız var...Aşağıdaki hikaye
bunu iyi anlatıyor:
Ustaların çıraklarına sadece edindikleri mesleği, zanaati degil hayatı da öğrettikleri, en genis ve gerçek
anlamıyla öğretmen oldukları dönemde Hintli bir ahşap ustası yaşıyordu.Bu ustanın çırağı büyüdü,
ahşap işlemeyi ve hayatı öğrendi, kendi işini kurup başlattı. Bir süre sonra dostlarından biri oğlunu
getirdi, ustadan onu yanına çırak almasını istedi.
Fakat bu çırak sürekli yakınıp duran, her seye bozulan bir çocuk cıktı.Tahta getirmeye gidiyor,
döndüğünde ellerine kıymık battığından uzun uzun yakınıyordu. Bir iş teslim etmeye gidiyor,
döndüğünde yoldan, sıcaktan,
müşterinin tavrından yakınıyordu. Usta çocuğa bir şeyler anlatmaya çalışıyordu ama sözlerinin hiçbir
etkisi
olmuyordu.
Bir gün usta çırağını köye tuz almaya gönderdi.Çırak ustasının söylediği gibi, tuzu alıp döndü. Usta bir
bardak su getirmesini söyledi. Çırak bir bardak suyu da getirdi.Usta, Şimdi o tuzu suyun içine at' dedi.
Çırak ustasının söylediğini yaptı. Sonra usta 'Şimdi o suyu iç' dedi. Çırak suyu içti ve tabii ki içer içmez
de tükürdü. Öfkeyle ustasına bakarken, usta 'Nasıldı tadı' diye sordu. Çırak nefretle, 'Çok acı' dedi.
Usta çocuğa 'Tuzu yanına al gel, gidiyoruz' dedi. Çırak ustasının peşine takıldı. Bir süre sonra civardaki
gölün kıyısına geldiler.
Usta çırağa 'Bütün tuzu göle dök' dedi. Çırak söyleneni yaptı.Usta 'Şimdi gölün suyundan iç' dedi. Çırak
içti.
'Suyun tadı nasıldı' diye sordu usta. Çırak, 'Çok güzeldi' dedi.'Peki tuzun acısını hissettin mi' diye sordu
bu kez de.
Çırak 'hayır' dedi.Usta çırağı karşısına oturtup anlattı:
'Hayattaki bütün olumsuzluklar işte bu bir avuç tuz gibidir. Eğer sen kücük bir bardak su isen, nasıl
tuzun bütün acısını tattıysan, hayatın bütün olumsuzluklarından da öyle etkilenirsin. Eğer sen kişiliğinle
ve gönlünle bu önümüzdeki göl gibi isen, hayatta karşılaşabileceğin bütün olumsuzluklar seni, o bir
avuç tuz gölün suyunu nasıl etkilediyse öyle etkiler, bir bardak suda tattığın acıyı vermez sana.
Seçim senindir :
Ya bardak olacaksın ya da göl...'