04-11-2008, Saat: 09:45 AM
Komşumuz Türkçe/Edebiyat öğretmeni sayın Adnan Ünal hocamızın yazdığı bir şiiri sizinle payLaşmak istedim. Umarım beğenirsiniz. YorumLarınızı bekLiyorum..
ÇOCUKLUÄžUM
İstemiyorum marka ayakkabılar, kameralı cep telefonları
Bana lastik ayakkabılarımı getirin, bir de çember
Sokaklarda süreyim, güle oynaya
Şimdi nerede eşeğinin sırtında leblebi, iğde, keçiboynuzu satan ihtiyar
Her türlü imkânımız var; ama şükür kalmamış,
Koskoca dünya insanlara dar
Bayramdan bayrama yeni bir çift çorap görürdük
Zenginler biftek yerken biz kemiklerin iliğini sömürdük
Elbiselerimiz, çoraplarımız hep yamalıydı;
Fakat tertemizdi, orijinal Türk malıydı
Annelerimiz leğende ova ova yıkarlardı onları
Konfeksiyon çıktı; geldi yamaların sonları
Hani ‘Allı da güllü bu macun !’ diyen macuncu
Ne de meşhurdu Hacı Şakir adlı sabuncu
Hazır bez yoktu; toprak koyarlardı bebeklerin altına
Zabıtalar çıkardı gecekonducuların bahtına
Televizyonsuz, bilgisayarsız günlerimiz ne de güzeldi
Teknoloji dediler, bekledik; ne ekonomi ne de insanlık düzeldi
Komşuluk, ev sohbetleri vardı, insanlık vardı
Açık hava sinemasında Cüneyt Arkın düşmanları kovardı
Hani ayda bir mahallede ayı oynatan çingene
Babamızın parmakları kulağımızda olurdu bir mengene
Gece yarılarına kadar saklambaç oynardık
Milleti rahatsız etmek için tornetlerle kayardık
Hani çelik çomak, dalya oynadığımız sokak dostlarımız
Şimdi kendimizden daha değerli oldu postlarımız
Hani misket arkadaşlarım, çağırmıyorlar artık beni
Hani çamurda çivi oyunu oynadığımız sokaktaşlarım
Hani bahçesinden meyvelerini kopardığımız Mithat amca,
Kovalamıyor artık bizi, rüyalarımda bile
Öğretmenler tek ayak üzerinde durma cezası vermiyor
Nasıl bir dünya oldu, kimse birbirini sevmiyor
Yakılmış anızların arasından topladığımız buğdaylar
Ne de lezzetli gelirdi
Şimdi o buğday tarlalarının yerinde
Koca koca binalar belirdi
Oğlum bilgisayarın başından hiç kalkmıyor
Spider-Man oyuncaklarından başkasına bakmıyor
İtirazım var, çocukluğumu geri istiyorum
Soğuktan ayaklarımın morardığı günleri özlüyorum
Öğretmenlerimiz bir yandan, babalarımız bir yandan
Bizleri ne de güzel döverlerdi
Annelerimiz sık sık bize ‘Boyu devrilisiceler!’ derlerdi.
Beni kızdıran komşuların çatılarını taşlamak
En büyük hobimdi
Canımı sıkan tek şey
Delik olan cebimdi.
Adnan ÜNAL
İstemiyorum marka ayakkabılar, kameralı cep telefonları
Bana lastik ayakkabılarımı getirin, bir de çember
Sokaklarda süreyim, güle oynaya
Şimdi nerede eşeğinin sırtında leblebi, iğde, keçiboynuzu satan ihtiyar
Her türlü imkânımız var; ama şükür kalmamış,
Koskoca dünya insanlara dar
Bayramdan bayrama yeni bir çift çorap görürdük
Zenginler biftek yerken biz kemiklerin iliğini sömürdük
Elbiselerimiz, çoraplarımız hep yamalıydı;
Fakat tertemizdi, orijinal Türk malıydı
Annelerimiz leğende ova ova yıkarlardı onları
Konfeksiyon çıktı; geldi yamaların sonları
Hani ‘Allı da güllü bu macun !’ diyen macuncu
Ne de meşhurdu Hacı Şakir adlı sabuncu
Hazır bez yoktu; toprak koyarlardı bebeklerin altına
Zabıtalar çıkardı gecekonducuların bahtına
Televizyonsuz, bilgisayarsız günlerimiz ne de güzeldi
Teknoloji dediler, bekledik; ne ekonomi ne de insanlık düzeldi
Komşuluk, ev sohbetleri vardı, insanlık vardı
Açık hava sinemasında Cüneyt Arkın düşmanları kovardı
Hani ayda bir mahallede ayı oynatan çingene
Babamızın parmakları kulağımızda olurdu bir mengene
Gece yarılarına kadar saklambaç oynardık
Milleti rahatsız etmek için tornetlerle kayardık
Hani çelik çomak, dalya oynadığımız sokak dostlarımız
Şimdi kendimizden daha değerli oldu postlarımız
Hani misket arkadaşlarım, çağırmıyorlar artık beni
Hani çamurda çivi oyunu oynadığımız sokaktaşlarım
Hani bahçesinden meyvelerini kopardığımız Mithat amca,
Kovalamıyor artık bizi, rüyalarımda bile
Öğretmenler tek ayak üzerinde durma cezası vermiyor
Nasıl bir dünya oldu, kimse birbirini sevmiyor
Yakılmış anızların arasından topladığımız buğdaylar
Ne de lezzetli gelirdi
Şimdi o buğday tarlalarının yerinde
Koca koca binalar belirdi
Oğlum bilgisayarın başından hiç kalkmıyor
Spider-Man oyuncaklarından başkasına bakmıyor
İtirazım var, çocukluğumu geri istiyorum
Soğuktan ayaklarımın morardığı günleri özlüyorum
Öğretmenlerimiz bir yandan, babalarımız bir yandan
Bizleri ne de güzel döverlerdi
Annelerimiz sık sık bize ‘Boyu devrilisiceler!’ derlerdi.
Beni kızdıran komşuların çatılarını taşlamak
En büyük hobimdi
Canımı sıkan tek şey
Delik olan cebimdi.
Adnan ÜNAL