10-14-2006, Saat: 02:21 AM
1873 - 1936
MEHMET AK?F ERSOY’UN F?K?R D?NYASINI OLU?TURAN
Prof. Dr. Mehmet Naci Bostanc?
Gazi ?niversitesi
?leti?im Fak?ltesi
Tarihte ?nemli roller oynam?? ?ahsiyetlerin sonraki d?nemlerde hat?rlan??lar? tuhaf bir kaderi izler. Onlar?n fikirleri, yap?p ettikleri, kendilerinden bahsedilen d?nemin genel iklimi i?inde de?erlendirilir ve adeta yeni bir okumaya tabi tutulurlar. Elbette ?unu biliyoruz: Tarihteki s?reklilik, i?inde de?i?imin, farkl?la?man?n yer ald??? bir s?rekliliktir. S?reklilik denildi?inde, temel bir karakteristi?in mevzii de?i?imlerin ?tesinde varl???n? s?rd?rmesi anla??l?r. Ancak yine de bazen bu de?i?meler dahi ?skalan?r ve adeta tarihilikten yoksun, bug?n?n yans?t?lmas?na dayal?, hayali taraflar? bask?n bir ge?mi? anlat?s? ortaya konur. B?yle yap?lmas?n?n nedeni, “tarihi olan?” tespitten ?ok, g?ncel olan? tarihin deste?iyle daha etkili bir hale getirmek, ge?mi?ten bug?ne ?ahit ?a??rmakt?r.
Tarihe bu y?ndeki yakla??mlar? bir yere kadar mazur k?lan, tarihe y?nelik her ilginin ka??n?lmaz bir bi?imde g?ncelle olan hayati ba??d?r. Ne tarih ?zerine ?al??anlar ne de onlar?n takip?ileri g?nceli b?t?n?yle yok sayarak p?r bir tarihi hakikatin pe?ine d??erler. Esasen bir “tarihi hakikat”ten bahsetmenin g??l??? de ortadad?r. Yar?n tarih olacak g?n?m?z i?in nas?l kapsay?c? bir hakikat anlat?s? olu?turamazsak, ayn? ?ekilde tarih i?in de bir hakikat ortaya koyamay?z. Yapabilece?imizin en iyisi, i?inde daha fazla hakikat bar?nd?rd???na inand???m?z bir senaryoyu kamuoyuna sunmak olabilir. Ancak g?ncelle tarihin bu zorunlu ili?kisinin ?tesinde, bir kas?t ?er?evesinde okunmas? ayr? bir bahis te?kil eder.
Tarih hakk?ndaki bu k?sa giri?, yak?n tarihimizin ?nemli simalar?ndan Mehmet Akif Ersoy’un hayat? ve fikirleri de?erlendirilirken kar??m?za ??kmas? muhtemel yan?lsamalara dikkat ?ekmek i?indir. ??nk? Ersoy, Osmanl?’dan Cumhuriyete ge?i? d?neminde ya?am??, fikri d?n???mlere yaz?lar?, konu?malar?, vaazlar? ve en ?nemlisi elbette ?iirleriyle damgas?n? vurmu?, nihayet ?stiklal Mar??m?z? kaleme alm?? son derece ?nemli bir ki?iliktir. Bu ?zellikleri dolay?s?yla onun etkisi sadece d?nemiyle s?n?rl? kalmam??, sonraki tarihlerde de fikirlerine, heyecanlar?na kat?lan, bunlar? kendi zamanlar?n?n ruhu i?inde yeniden g?ndeme ta??yan ?ok geni? toplumsal kesimler varolmu?tur. Onun, ?stiklal Mar??’n?n ?airi olmas? kadar, y?ksek ahlak?, etkileyici ki?ili?i, toplumsal sorunlar? y?rekten anlat???, her zaman toplumun ortak bir de?eri olmas?n? sa?lam?? olmakla birlikte, baz? toplumsal ve politik ?evreler onun fikirlerini –di?erlerinden farkl? olarak- kendi kimliklerinin temel bir karakteristi?i olarak takdim etmi?lerdir. ?te yandan, bug?ne ait siyasal m?cadelenin in?a etti?i ge?mi? anlat?s? i?ine olumsuz bir fig?r olarak M. Akif Ersoy’u yerle?tirenler de vard?r.
Toplumdaki M. Akif Ersoy’a ili?kin farkl?l?klar ta??yan bu ilgiler demeti, onun fikirlerini anlama, yeniden yorumlamada da de?i?iklikler do?urur. Ona y?nelik kimi ele?tirileri ortaya koyanlar kadar, Ersoy’u b?t?n?yle benimsediklerini d???nenler dahi onun fikirleriyle kendi fantezilerini bir ?l??de kar??t?r?rlar. ?rnek vermek gerekirse; Akif Ersoy’a g?n?lden ba?l? oldu?unu d???nenler aras?nda II. Abd?lhamit’e y?nelik g??l? bir ele?tiriye ya da onun y?netiminin bir istibdat oldu?una dair tan?mlamaya pek rastlanmaz. Oysa Ersoy Abd?hlhamit’in y?netimini istibdat olarak g?r?r ve onu, bir ?iirinde de takip edilebilece?i gibi ?iddetle ele?tirir.
“Y?k?ld?n gittin amma ey m?levver devri istibdad
B?rakt?n milletin kalbinde ??kmaz bir m?levves yad.” (?stibdad, s. 85)
Bir ba?ka husus, Ersoy’daki g??l? ?slami vurgu dolay?s?yla onun modernli?e de muhalefet eden, ba?nazl??a yak?n duran birisi oldu?u do?rultusundaki yanl?? kanaattir. Siyasetin g?rselli?e dayal? kaba parametrelere ili?kin ayr?mlar?ndan hareket edildi?inde, her yerde rastlanan o sakall? foto?raf? dahi, bu istikametteki kategoriler i?inde onu kli?ele?mi? “gerici” tiplemesi i?ine koyabilir. Bu da ba?ka t?r bir yan?lsamad?r. Kaba ?ablonlar dolay?s?yla Safahat?n kapa??n? kald?rmay? l?zumsuz bulanlar, onun medeniyete, geli?meye y?nelik tutkulu anlat?m?n?, taassuba, dar g?r??l?l??e, yobazl??a dair ele?tirilerini g?rme imkan?ndan da mahrumdurlar. Onlar i?in Mehmet Akif Ersoy, okumad?klar? ancak bildiklerini varsayd?klar? Safahat?n, hayat hikayesini ??renmedikleri ama bir foto?raf ?zerinden ya da ?ifahi rivayetlerle d??ledikleri, onun hakikati yerine kendi fantezilerini koyduklar? bir ki?iliktir.
Bu t?rden de?erlendirmelere bir ?rnek olmas? i?in Mehmet Akif Ersoy’un Makalelerinden bir al?nt? yerinde olacakt?r.
“?ki ki?i oturmu? konu?uyorduk. Ben Hazreti Mevlana’n?n en gam?z, en m?cerred mesaili mahsusat dairesine indirmekteki kudretine hayran oldu?umu, o kitab-? muazzam?n mutlaka ba?tan ba?a okunmas? laz?m gelece?ini ileri s?r?nce arkada??m dedi ki: Hazreti Mevlana Hind felsefsinin nakilidir.
-Mesneviyi okudunuz mu?
-Hay?r.
-Hind felsefesi nedir, onu biliyor musunuz?
-Hay?r.
-O halde b?yle bir iddiaya ne c?r’etle k?yam ediyorsunuz?
-?yle i?ittim.” (S?rat-? M?stakim ve Sebil?’r-Re?ad Mecmualar?nda ??kan) Mehmet Akif Ersoy’un Makaleleri, K?lt?r Bakanl??? Yay?nlar?, Ankara 1990, s. 118)
“?yle i?itmek”; herhalde kritik s?zlerden birisi bu. Siyasal m?cadeleler sadece yaz? ?zerinden s?rd?r?lmez; kitaplar?n, dergilerin, filmlerin, ?ark?lar?n ?tesinde bunlara e?lik eden son derece geni? bir ?ifahi alan siyasal m?cadelelerde etkili bir i?lev yerine getirir. Yaz?, metin, son tahlilde s?yledi?i her zaman ortada olan, ?effaf bir niteli?e sahiptir ve ele?tirelli?e a??kt?r. O y?zden “yaz?l? alan” kendini, mukabil de?erlendirmeleri belli ?l??de dikkate alan bir rasyonellik ?zerinden kurmak durumundad?r. Buna kar??l?k s?zl? alan, siyasal m?cadelelerin ?ok ho?nut kald???, kolektif kimlik fantezilerinin arzu edildi?i gibi olu?turulmas?na cevaz veren bir keyfilik i?inde olu?ur; ?z? itibariyle, rakiplerin ele?tirelli?inden uzakta, yahut onlar?n h?cumlar?n? kar??layacak ola?an?st? esnekli?e sahip bir niteliktedir. O y?zden tarihe ait de?erlendirmeler, oradaki ?nemli fig?rlere ili?kin yorumlar bu keyfilikten hayli nasibini al?r. Mehmet Akif Ersoy’un g?ncel siyasi m?cadelelerin ?zellikle s?zl? alan?nda b?yle bir “anla??lamama” kaderi ya?ad??? s?ylenebilir.
Hayat?
Ersoy, 1873-1936 y?llar? aras?ndaki 63 y?ll?k ?mr? i?inde I. Ve II. Me?rutiyetin ilan?, ?ttihat ve Terakki’nin ?rg?tlenmesi, nihayet iktidar?, II. Abd?lhamit d?nemi, ??ken bir imparatorluk, Birinci D?nya Sava??, ?stiklal Sava??, modernle?me yolunda at?lan ad?mlar gibi bir ?ok ?nemli geli?meye ?ahitlik etmi?tir. 1918’de Mondros M?tarekesi imzalan?rken Mehmet Akif Ersoy 45 ya??ndad?r. Bir ?air, yazar ve d???n?r?n ad?m ad?m gerileyen bir imparatorlu?un ac?l? co?rafyas?nda kendi kariyerini in?a etmesi trajik bir olayd?r. ??nk? her bir fert nihai noktada kendi kaderine odaklanarak kimi teselli unsurlar? bulabilir; ancak ?airler ve yazarlar temsil ettiklerini d???nd?kleri bir kolektif irade ad?na davran?rlar, onun ad?na ya?arlar, soluk al?rlar ve onlar?n endi?eleri de ?mitleri de, tesellileri de kolektif plandaki geli?melere ba?l? olarak kal?r. Nitekim Ersoy’un t?m yaz?lar?nda ve ?iirlerinde derin, insan?n i?ine i?leyen bir h?z?n vard?r. ?iirlerindeki kahramanl???n, kurtar?c?l???n, ?midin dile geldi?i sat?rlar dahi, tam da bunlar? ortaya ??kartan gerek?eleri de yank?layarak varolurlar.
M. Akif Ersoy, temeli Tanzimat ?ncesine de giden, ancak daha kapsaml? bir proje olarak Tanzimat’la ba?layan modernle?me giri?imlerinin genel atmosferi i?inde do?mu?tur. Annesi Emine ?erif Han?m, babas? Mehmet Tahir Efendi’dir. ?lk e?itimine Fatih civar?ndaki Emir Buhari mahalle mektebinde ba?lar. D?rt ya??ndad?r. ?ki sene burada okur, sonra Maarif Nezareti’ne ba?l? ilk okula gelir. ?? y?l bu okula devam eder, bu arada babas?ndan Arap?a ??renir. Bundan sonra Fatih Merkez R??tiyesine gider. Buradaki e?itiminde T?rk?e, Arap?a, Fars?a ve Frans?zca’ya ilgi g?sterir. R??tiyeyi bitirince M?lkiyeye gitmek ister, ilk k?sm? olan ?? y?ll?k idadiyi bitirir, iki y?ll?k ali k?sm?na ge?ti?inde babas? vefat eder, bir yang?nda evleri yanar, tam da bu s?rada a??lm?? olan “M?lkiye Baytar Mektebi” hakk?nda “Bu mektep yenidir, ??kanlara memuriyet verilecekmi?” ?ayialar? ?zerine, Baytar mektebine ge?er ve d?rt y?l i?inde buray? birincilikle bitirir. 1893’ten 1913’e kadar memuriyette bulunur.
Her zaman yaz? ve ?iirle i? i?e ya?ayan Akif’in kamuoyunun ?n?ne ??kmas? II: Me?rutiyetin ilan?yla birliktedir. ?iirlerini, makalelerini S?rat? Mustakim’de* yay?nlamaya ba?lar.
Birinci D?nya Sava?? sonras? imparatorlu?un da??lmas?, Mondros’tan sonra ise Anadolu’nun i?gal edilmeye ba?lanmas? her yerde ayaklanmalar do?urmu?tur. Akif de ?ubat 1920 tarihi itibariyle Bal?kesir’de hutbeler vererek halk? ba??ms?zl??? i?in sava?maya ?a??r?r. Daha sonra ?nebolu ?zerinden Ankara’ya gelen Ersoy, Konya ve Kastamonu’da halk? ayd?nlatma faaliyetlerinde bulunur.
Her milletin bir ?stiklal Mar?? oldu?u, T?rk milletinin de bir ?stiklal Mar??n?n bulunmas? gerekti?i fikri ?zerine TBMM taraf?ndan mar? i?in yar??ma a??lm??, ancak ba?vuran yedi y?z?n ?zerindeki eser aras?ndan uygun birisi bulunamam??t?r. Dostlar? ve d?nemin Milli E?itim Bakan? Tanr??ver, ?stiklal mar??n?n Akif taraf?ndan yaz?lmas?n? istemektedirler. Ancak Akif, s?recin yar??ma bi?iminde d?zenlenmesi sebebiyle kat?lmay? d???nmemekte, nihayet be? y?z liral?k para m?kafat?n? da b?ylesi onurlu bir i? i?in uygun bulmamaktad?r. Neticede, (Hasan Basri ?antay’?n da ?zel ?abas?yla) ikna edilir, m?kafat?n ba?ka bir yere ba???lanabilece?i bildirilir; bu geli?melerden sonra Akif Mar?? kaleme al?r. 12 Mart g?n? TBMM’de Tanr??ver taraf?ndan okunan ?iiri b?t?n milletvekilleri ayakta dinlerler; her k?ta, hatta bazen her m?sra arkas?ndan heyecanla alk??larlar, nihayet ?stiklal Mar?? olarak kabul ederler. Akif Ersoy, millete adad??? bu ?iirin ?airi olarak art?k kendini g?rmez ve ?stiklal Mar??n? Safahat kitab?na almaz. Kendisine ni?in b?yle yapt??? soruldu?unda “??nk? onu milletimin kalbine g?md?m,” der.
Akif, 1923 y?l? itibariyle Prens Abbas Halim Pa?a’n?n davetini kabul ederek M?s?r’a gider. Amac? burada serbest?e ?al??mak, kafas?ndaki eserleri ger?ekle?tirmektir. Ancak bunu yapamaz, ??nk? gerek M?s?r da gerekse ?stanbul’da bulundu?u zamanlarda ?evresindeki yo?un kalabal?k buna izin vermez. 1925’de kendisine Diyanet ??leri Riyaseti’nce Kur’an tefsiri g?revi verilir. Yakla??k yedi y?l ?al???r, ancak istedi?i gibi g?t?remedi?i d???ncesiyle ?al??mas?n? yar?da keser, bu durum kar??s?nda Diyanet ayn? i? i?in Elmal?l? Hamdi’yi g?revlendirir. Ersoy, M?s?r’da bulundu?u son zamanlarda siroz hastal???na yakalan?r, ?stanbul’a d?ner, iyi bir tedavi g?r?r, ancak hastal?k ilerlemi?tir, 27 Aral?k 1936’da vefat eder, ertesi g?n ?ok kalabal?k bir cenaze merasimiyle Edirnekap? ?ehitli?ine defnedilir. (?mer R?za Do?rul, Safahat’?n tertip?isi, Safahat, sh XI-XXII) ?nk?lap ve Aka, 14. bask?, ?stanbul 1981).
Toplumsal ve siyasi durum
Toplumlar?n gerileme d?nemleri, ayn? zamanda sorunlar?n ??z?m? do?rultusunda siyasi ve fikri ?al??malar?n da yo?unla?t??? d?nemlerdir. Osmanl? ?mparatorlu?u’nun son y?zy?l? da gerilemeyi tersine ?evirecek, sorunlar? ??zecek aray??lar ?er?evesinde ge?mi?tir. Bir ?ok kayna??n zikretti?i gibi, ??z?m ?abalar?n?n odak noktas?nda “Devlet nas?l kurtulur?” sorusuna cevap aray??? vard?r. Bir yanl?? anlamay? ?nlemek bak?m?ndan, devlet nas?l kurtulur, ?zerine d???ncelerin, sadece b?rokratik bir ?rg?tlenme olarak devleti de?il, toplumu da i?eren bir devlet anlay???n? esas ald???n? belirtmek gerekir.
Ohannes Pa?a’n?n, Parvus Efendi’nin Mehmet Ali Ayni’nin, Ahmet Cevdet Pa?a’n?n, Ziya Pa?a’n?n, Nam?k Kemal’in, Ali Suavi’nin, Said Halim Pa?a’n?n bu manadaki aray??lar? ve teklifleri bu istikamettedir. Keza kolektif hareketler olarak Yeni Osmanl?lar’?n, J?n T?rklerin, ?ttihat ve Terakki’nin yine ayn? do?rultudaki ideallere y?nelik olarak olu?turulduklar?n?, tekliflerindeki farkl?l?klar?n toplumu, tarihi, gelece?i okuma farklar?ndan kaynakland???n? teslim etmek gerekiyor.
Ak?ura’n?n ?e?itli d???nce ve yakla??mlara sahip bu t?r kurtulu??u hareketleri ?? eksende de?erlendirmesi yerinde bir soyutlamad?r. O, d?neme ait politik hareketleri ve tez sahibi ki?ileri T?rk??ler, ?slamc?lar, Bat?c?lar diye ?? ana ba?l?k alt?nda toparlam??t?. Elbette hi?bir siyasi hareket ya da ki?i, bu ?? eksenden herhangi birine b?t?n?yle indirgenemez; saflar?n i?inde ?e?itli melez yap?lardan ve d???ncelerden bahsetmek m?mk?nd?r; ancak bu ba?l?klar?n son tahlilde olup bitenleri anlama bak?m?ndan bizlere sa?lad??? kolayl?klar vard?r. Ayr?ca bu ?? eksenin sadece ge?mi?te kalmad???n?, bug?nk? fikir d?nyam?zda da kar??l?klar? bulundu?unu s?yleyebiliriz.
Bu ?? hareketin de temelinde geni? bir ortakl?k alan? olarak modernle?me durmaktad?r. Modernle?me, merkezile?me ve standartla?man?n temel parametreler oldu?u, devletle toplumun i?levsel ve ideolojik anlamda ?rt??t???, eski d?nemlerde rastlanmayan bu yeni m?tekabiliyetin omurgas? olarak dev bir b?rokrasinin ?rg?tlendi?i bir zaman dilimini i?aretler. Dolay?s?yla her ?? yakla??m da kendi bak?? a??lar? istikametinde devletle toplum aras?nda n?fuz edici bir b?t?nle?me ?ng?rmekte, ?zellikle devlete ideolojik bir mihmandarl?k g?revi y?klemektedirler. Devletin bu ?ekilde tan?mlanmas?nda aralar?nda mahiyet de?il bir derece fark? bulundu?undan, ?slamc?lardan bat?c?lara do?ru gidildik?e toplumdan da devlete do?ru bir g?? ekseni kaymas?ndan bahsedilebilir; ancak bu son tahlilde bir derece fark?d?r, hepsi i?in devlet toplumsal m?hendisli?in etkili bir arac?d?r.
?slamc? yakla??m, politik ve ideolojik tezlerinin temeline ?slam?, T?rk??ler milliyeti, nihayet bat?c?lar da bir total proje olarak bat?l?la?may? koymaktad?rlar. Ancak her ?? ekolun i?inde yer alanlar, ?slam?n ?nemi, her hal?karda sahip oldu?u g??l? i?levi, modernle?me ile t?m toplumsal kurumlar itibariyle y?zle?ilmesi gere?i, makul bir dif?zyon ?ng?r?s?, 19. y?zy?lla birlikte milletin y?kselen bir de?er olu?u konular?nda ortakl?klara sahiptirler. T?rkiye’nin ?n?ne “T?rk milletindenim, ?slam ?mmetindenim, bat? medeniyetindenim,” ?eklinde bir perspektif koyan Ziya G?kalp’in hareket etti?i ger?eklik, bu kendili?inden olu?an ka??n?lmaz fikri ve pratik melezlemelerdir.
M. Akif Ersoy’u bu kategoriler i?inde ?slamc?l??a yerle?tirmek yanl?? olmaz. Ancak ?slamc?l?k da homojen bir ideoloji de?ildir; ?slamc? adland?rmas? alt?nda iki temel e?ilimi belirlemek m?mk?nd?r. Bunlardan birincisi, “Bat? evreni ile herhangi bir alanda ili?kiye girmeyi reddeden kitlesel refleksin ait oldu?u” taassup tutumudur. Bunlar gelene?i kutsalla?t?r?rlar ve “tenkit, tahkik” gibi son derece ?nemli iki y?ntemi g?rmezlikten gelirler. “Modern ?slam” ad? verilebilecek ikinci tepki ise, bat? ile diyaloga girmeyi talep eden, onun kurum ve kurallar?yla hesapla?an, kimini adapte eden, kimine kar??l?k gelecek kurumlar? ?slam i?inden ??kartmaya ?al??an (?ura, icma, i?tihad gibi), ele?tirinin as?l mekan? olarak bat?n?n entrikalar?n? de?il M?sl?manlar?n eksikliklerini g?ren anlay??t?r. (M. T?rk?ne, T?rk Modernle?mesi, Lot?s, Ankara 2003, s. 319-20). Mehmet Akif Ersoy, bu iki ekolden ikincisine aittir. Ersoy’un bu manadaki g?r??lerini anlama bak?m?ndan kimi konu?malar?ndaki ifadelerin alt?n? ?izmek gerekir:
Bat?n?n iki y?z?:
Ersoy, b?t?n?yle bir bat? kar??tl??? i?inde de?ildir; ancak onlar?n s?m?rgeci siyasetleri ile insani d?nyalar?, geli?mi?lik d?zeyleri aras?ndaki derin ?eli?kiyi de bilmektedir. Elbette s?m?rgeci siyaseti ele?tirirken, di?er d?nyaya kar?? son derece yak?n kanaatlere sahiptir. Bat?n?n bu iki y?z?n? i?aret eden ?e?itli yorumlar? aras?ndan, Paris’te Hersekli Hoca Kadri Efendi’yi ziyaretini bir anekdot olarak zikretmek uygun olur:
“Ersoy her a??dan b?y?k sayg? duydu?u Hersekli Hoca Kadri Efendi’ye sorar: “Avrupal?lar? nas?l buldun? – Pa?a! Bu adamlar?n g?zel ?eyleri vard?r, evet, pek ?ok g?zel ?eyleri vard?r. Lakin ?unu bilmelidir ki, o g?zel ?eylerin hepsi, evet hepsi yaln?z kitaplar?ndad?r.”
Hakikat hoca merhumun dedi?i gibi Avrupal?lar?n ilimleri, irfanlar?, medeniyetteki, sanayideki terakkileri inkar olunur ?ey de?ildir. Ancak insaniyetlerini, insanlara kar?? olan muamelelerini kendilerinin maddiyattaki ?u terakkileri ile ?l?mek katiyen do?ru de?ildir. Heriflerin ilimlerini, fenlerini almal?; fakat kendilerine asla inanmamal?, asla kap?lmamal?d?r.” (Milli M?cadelede Mehmet Akif Kastamonu’da, Haz. Mustafa Eski, Ayy?ld?z Matbaas?, Ankara 1983, s. 6)
Bu anekdot, kendisine “Bat? medeniyeti nedir?” diye sorulan Gandhi’nin cevab?yla da benzerlikler ta??maktad?r: “G?zel bir fikir.”
Ersoy, teknikte ve bilimde bat? medeniyetine mutlak surette ?lkemizin yeti?mesi gerekti?ini belirtir. Bu g?zergahta ?n?m?zdeki ?rnek bat?d?r. Neler yapmam?z gerekti?ini konusunu da bat? ile M?sl?manlar? mukayese ederek ??yle ortaya koyar:
“??nk? medeniyetin bu k?s?mlar?nda onlara (bat?l?lara) yeti?emezsek ya?amam?za, bize, Allah’?n emaneti olan ?slam Dinini ya?atmam?za imkan yoktur. Biz M?sl?manlar, bin tarihinden itibaren ?al??may? b?rakt?k. Gev?ekli?e, e?lenceye, ahlaks?zl??a d?k?ld?k. Avrupal?lar ise g?zlerini a?t?lar, alabildi?ine terakki ettiler. G?r?yorsunuz ki, denizlerin dibinde gemi y?zd?r?yorlar. G?klerde ordular dola?t?r?yorlar... (Onlar?n) neleri varsa hepsini elde etmek i?in ?al??mak M?sl?man fertlerin her birine farz? ayindir.” (A. g.e., s. 10-11)
Ersoy’un bu vadide M?sl?manlara getirdi?i ele?tirilerini bir de ?iiriyle ?rneklendirelim:
“?al?? dedik?e ?eriat, ?al??mad?n, durdun;
Onun hesab?na bir?ok hurafe uydurdun.
Sonunda bir de “tevekk?l” soku?turup araya,
Zavall? dini ?evirdin onunla maskaraya.”
(Fatih K?rs?s?, 4. kitap)
Ersoy, Bat?n?n son derece planl? programl? hayat tarz?na da i?aret ederek M?sl?manlar?n da ?yle davranmas?n? talep eder. Bat?n?n bu niteli?ini yine bir vaaz?nda ?u ?ekilde belirtir:
“Yan?l?yorsunuz. ?? ?yle de?il. Avrupal?lar yaln?z bug?n?, bug?nk? hadiseleri seyretmekle kalmazlar. Onlar yar?n?, gelecek seneyi, hatta gelecek asr?, hatta birka? as?r sonunu tahmin etmek, hesap etmek isterler...” (s. 26).
Ersoy’a g?re M?sl?manlar?n gerileme nedenlerinden birisi de aralar?ndaki birli?i bozacak ?ekilde kavmiyet?ili?in pe?ine d??meleridir. Bu konudaki kanaatlerini ortaya koydu?u bir vaaz?nda ??yle s?yler:
“Ey cemaati m?slimin! Milletler topla, t?fekle, z?rhl? ile, ordularla, tayyarelerle y?k?lm?yor, y?k?lmaz. Milletler ancak aralar?ndaki ba?lar ??z?lerek herkes kendi ba??n?n derdine, endi havas?na, kendi menfaatini temin etmek sevdas?na d??t??? zaman y?k?l?r. .. M?sl?manl?k ba?? ?rk?, iklimi, lisan?, adetleri, ahlak? b?sb?t?n ba?ka olan bir ?ok kavimleri birbirine s?ms?k? ba?lam??t?. Bo?nak ?slavl???n?, Arnavut Latinli?ini, Pomak Bulgarl???n?... k?sacas? her kavim kendi kavmiyetini bir tarafa atarak M?sl?man halifesinin etraf?nda toplanm??, kelimetullah? y?kseltmek i?in can?n?, kan?n?, b?t?n var?n? g?le g?le ko?a ko?a feda etmi?ti. Fakat sonralar? aram?za Avrupal?lar taraf?ndan t?rl? ?ekiller alt?na ekilen fitne, tefrika, fesat tohumlar?, bizim haberimiz bile olmadan filizlenmeye, dallanmaya, budaklanmaya ba?lad?. O demin s?yledi?im ba? gev?emeye ba?lad?...” (s. 17-18).
Ersoy’un Bat?n?n s?m?rgeci siyasetine kar?? de?erlendirmelerindeki bir y?ntemi, ele?tirilerini ak?lc? bir temele oturtmak, maddi y?n?ne ili?kin ?rnekler sunmakt?r.
“Yetmi? sene evvel bir Hintli g?nde bizim para ile k?rk para kazan?rken, bug?n bu kazan? on be? paraya inmi?tir. Bununla beraber zavall? Hintli, ?ngiliz’den ?? kat fazla vergi verir... Seksen milyon Hintli i?in tek bir lise mektebi vard?r... Cezayir’de, Tunus’ta, Fas’ta, M?sl?manlar bizim zaman?m?zdan kalma vergilerin hepsini verdikten ba?ka Frans?zlar?n koyduklar? kap?, pencere vergilerini verirler... Otlaklar? Frans?zlar taraf?ndan gasp edilir...” (s. 31-2)
Ersoy, zaman zaman Bat?l? me?hurlar?n ?slam d?nyas?na ili?kin yorumlar?n? ele?tirellikle birlikte moral bozmayacak, kendilerine g?veni destekleyecek tarzda dile getirir:
“G?stav Le Bon, demi? ki: Can?m efendim beni meraktan kurtar?n?z. Bu nas?l oluyor? Ben Arap medeniyetini, ?slam medeniyetini senelerce tetkik ettim. ?ark? hayli dola?t?m. ?eriat?n?z? epeyce biliyorum. Bak?yorum ki, Allah peygamberlerin en ak?ll?s?n? size g?ndermi?, kitaplar?n en iyisini sizin elinize vermi?. ?klimlerin en latifi, topraklar?n en zengini, insanlar?n en uysal?, en zekisi sizde bulunuyor. B?yleyken nedir bu sizin haliniz? Nedir bu sizin sefaletiniz? M?mk?n olsa da size, be? alt? sene ?eyh ?l ?slaml?k etsem memleketinizi cennete ?evirirdim.” (s. 48).
Akif’in ?lke ad?na kurtar?c?l?k misyonunu y?kledi?i nesil As?m’?n neslidir. Bu neslin ?zelliklerine ili?kin tespitleri ilgi ?ekicidir. Kadri Timurta?’?n ifadesiyle;
“As?m, v?cudu gibi iman? da kuvvetli, hassas, irfan sahibi, ahlakl?, m?spet ilimler okumu? bir gen?tir. Milletin y?kselmesi i?in gereken iki kudret bilgi ve fazilettir. Biz faziletten uzak d??t???m?z gibi son ?? asr?n bilgisinden de habersiz bulunuyoruz. Fakat, fazilet devirleri ger?ekten parlak bir b?y?k bir milletin ?ocuklar?y?z. As?m’?n nesli Avrupa’da tahsil g?recek, oran?n kaynaklar?ndan en geni? ?ekilde faydalanacak, bunlar? yurda ta??yarak ?? y?z senelik ilim kayb?n? kapatacak. B?ylece, faziletimiz bilgiyle beslenince, en ileri bir millet haline gelece?iz.” (F. Kadri Timurta?, Cemiyet?i ?air, Mehmet Akif Ersoy’a Arma?an, Sel?uk ?niversitesi, Konya 1986, s. 11)
Bir ahlak adam? olan Ersoy’un Do?unun tefekk?r?nde ?nemli yer i?gal eden ahlak??lara kar?? ilgisi b?y?kt?. Bunlardan birisi, ayn? zamanda meslekten olan ?air ?irazl? Sadi’dir. Tar?k SOMER’e g?re;
“Akif’i hayat?n?n sonuna kadar etkileyen ?air ?irazl? Sadi olmu?tur. Sadi’nin insano?lunun zay?f taraflar?n? dile getiren, terbiye kurallar?na k?ymet veren, sosyal hayat?n aksayan y?nlerini tasvir eden hikayeleri ho?una gidiyordu.” (?l?m?n?n 50. y?l?nda Mehmet Akif Ersoy’u Anma Kitab?, Ankara 1986, A??? Konu?mas?, Tar?k SOMER, Rekt?r, s.2)
M. Akif Ersoy’un, d?nemin pop?ler modernist ?slamc?lar?ndan Cemaleddin Efgani hakk?nda kaleme ald??? iki makaleye bak?ld???nda son derece ?v?c? davrand???, M?s?rl? m?ft? Muhammed Abduh’u onun en ?nemli eseri sayd???n? g?r?r?z. (s. 32-39, (S?rat-? M?stakim ve Sebil?’r-Re?ad Mecmualar?nda ??kan) Mehmet Akif Ersoy’un Makaleleri, K?lt?r Bakanl??? Yay?nlar?, Ankara 1990). Ersoy Efgani ile hi? kar??la?mam??t?r, ancak onun modern d?nya ile y?zle?en ?slam telakkisine yak?n durmaktad?r. Herkesin bildi?i o me?hur m?srada “Asr?n idrakine s?yletmeliyiz ?slam?” derken, benzer bir perspektifi ortaya koymaktad?r.
Burada yeri gelmi?ken, Efgani ve Abduh gibi durdu?u siyasi ?izgiyi ifade eden bir ?iirine kulak vermek uygun olacakt?r:
M?s?r’?n en muhte?em ?stad? Muhammed Abdu
Konu?urken neye dairse Cemaleddin’le,
Der ki tilmizine Efganl?:
- Muhammed, dinle!
?nk?lab istiyorum, ba?ka de?il, hem ?abucak,
?ne bizler d???p ?slam? da kald?rmazsak,
Nazariyyat ile bir ?eyler olur, zannetme
O berahimi de art?k yeti?ir dinletme!
??nk? muhtac-? Tezah?r de?il ?stad?n...
Gidelim, bir yere, hatta ?u bizim Sudan’a,
Yeni bir medrese te’sis edelim Urbana,
Daha ?? be? de faziletli m?cahid bulal?m
Nesli tehhib ile, i’la ile me?gul olal?m.
??kar?p g?nderelim, has?l? ?eyhim yer yer
Oradan alem-i islama Cemaleddinler,
Bu fakat yirmi y?l ister ki, kolay g?rm?yorum
Yirmi g?nl?k i?e bak sen...
- Kulunuz ma’zurum
?nk?lab istiyorum, ben de, fakat Abdu gibi
(As?m)
Ersoy’un farkl? fikirlere kar?? son derece m?samahakar bir tavr? (G?n?m?z?n diliyle s?yleyecek olursak demokrat tavr?) vard?r. Hatta bu m?samahakarl?k dini konulardaki bilgisizli?in eseri olan tuhaf yorumlar? kapsayacak ?l??de de geni?tir. Dozy’nin me?hur “?slam Tarihi” isimli kitab?n?, herhalde kendi yakla??m?na da uygun buldu?u i?in ?eviren Abdullah Cevdet’e ili?kin s?zleri bu manada dikkat ?ekicidir.
“Abdullah Cevdet Efendi’nin terc?me etmi? oldu?u Tarih-i ?slam’?n? (Dozy’den) m?dafaa hevesiyle yaz?p gazetenizin ba??na ge?irdi?iniz uzun etekli, geni? kollu makaleyi tan?d?klar?ndan birinin ihtar? ?zerine okudum... Evvela ?unu s?yleyeyim ki bendeniz kimsenin akidesine m?dahale etmek, kimsenin telakk?yat-? vicdaniyesini tefti?te bulunmak itiyad?nda de?ilim. Zaten M?sl?manl?k hi?bir ferde ba?kalar?n?n itikad?n? tefti? hakk?n? vermemi?tir; vicdan casuslu?unu Kur’an sarahaten men’eder. Ahad ??yle dursun, Peygamber’de bile kulub-? ?mmet ?zerinde murakebe hakk? yoktur. Kim, ben M?sl?man?m derse, nezd-i risalette M?sl?man tan?n?r. Demek isterim ki ?ahs?n? ?imdiye kadar hi? g?rmedi?im Abdullah Cevdet Efendi acaba m?’min muvahhid midir? Yoksa m?lhid midir? Sorup ??renmek akl?ma bile gelmemi?ti. Zaten bu seviyedeki adamlar?n iman?ndan bir ?ey kazanmayan M?sl?manl?k tabii ilhad?ndan da asla m?teessir olmaz.” (S?rat-? M?stakim ve Sebil?’r-Re?ad Mecmualar?nda ??kan) Mehmet Akif Ersoy’un Makaleleri, K?lt?r Bakanl??? Yay?nlar?, Ankara 1990, s. 8-9).
Ersoy, ?airli?ini, sanatkarl???n? bir misyon ?er?evesinde g?r?r. Onun derdi, milletinin, ?slam aleminin kalk?nmas?, geli?mesi bu zelil vaziyetten ??kmas?d?r. S?z, bunu ger?ekle?tirmek i?in vard?r.
Bir ?iirinde ??yle der:
“Hay?r, hayal ile yoktur benim al?? veri?im;
?nan ki her ne s?ylemi?sem g?r?p de s?ylemi?im,
?udur cihanda benim en be?endi?im meslek;
S?z?m odun gibi olsun, hakikat olsun tek.”
Fatih K?rs?s?, 4. Kitap
Bizler Akif’in zaman?na yeti?emedik. ?nsanlar?n ?iirlerini, yaz?lar?n?, fikirlerini bir ?l??de de onlar?n canl? ger?ekli?i i?inden kavrar?z. Safahat? okuyan bizim sesimizdir, Akif’in de?il. Her okuma bi?imi nas?l anlam?n ba?lam?na yeni s?n?rlar ?izerse, ?airin kendi sesi de s?zle ba?lam? ba?kalar?na nispetle daha fazla bir araya getirir. Akif’i g?rmemi? olsak bile Taceddin dergah? ziyaretlerinde onun g?ndelik hayat?n? nas?l ya?am?? oldu?unu hayal edebilir, sesine ili?kin ise Mithat Cemal’in ?u s?zlerini hat?rlayabiliriz:
“?? esasl? sesi var: konu?ma sesi, erkek sesi, m?stehzi sesi. Bakars?n?z, binlerce kaari ile iki ki?i imi?ler gibi en ufak sesle konu?ur. Sonra bakars?n?z, bu kadar hafif sesle konu?an ?air bir ?ehname kahraman?n?n b?y?k sesiyle hayk?r?r. Yahud yeni yaralanm?? bir aslan?n ???l???yla ba??r?r. Sonra bakars?n?z, i?inde aslan a?z? a??lan bu sesin ?airi ?ks?r?kl?, ihtizazl? bir istihza sesiyle konu?ur. Nihayet bakars?n?z, kahraman sesi, konu?ma sesiyle kar??arak bir muhaverenin nisab?n? ge?miyen bir hamaset tonu al?r...
Alt? yedi T?rk?e bilirdi: tekke, medrese, Tanzimat, Servet-i Fun?n,ev ve sokak T?rk?esi.”
Mithad Cemal
Ayn? dil dahi kendi i?inde katmanlara sahip. Safahat’? bu kadar canl? k?lan, anlam?n t?m katmanlar?na n?fuz etmek i?in t?m bu dilleri seferber eden, yerli yerinde kullanan ?airinin marifetidir.
S?zlerimi, zaman? yorumlayan, bat? ile do?uyu kar??la?t?ran, M?sl?manlar? ele?tiren, onlar? g?reve ?a??ran, t?m bunlar? yaparken o zor zamana ra?men umudu her zaman dile getiren ?airin bu manadaki m?sralar?yla bitiriyorum:
“Kar??nda ziya yoksa, sa??ndan, ya solundan
Tek bir ???k olsun buluver, kalma yolundan
Alemde ziya olmasa halk etmelisin halk
Ey elleri b??r?nde yatan ?a?k?n adam, kalk!”
Hakk?n Sesleri.
*S?rat-? M?stakim 27 Aral?k 1908’de yay?n hayat?na ba?lad?, 8 Mart 1912’de 183. say? ile birlikte ad?n? Sebil?’r-Re?ad olarak de?i?tirip yay?n?na devam etti. Bu s?re i?inde haftal?k olan bu derginin sahibi E?ref Edib, ba? yazar? Mehmet Akif’ti. Sebil?’r- Re?ad 183’ten 641’e kadar ??kt?. Haftal?kt?, bazen on be?g?nde bir ??kt??? da oluyordu. Baz? say?lar? Kastamonu, Ankara ve Kayseri’de yay?nland?. Siyasi, ilmi, edebi, ahlaki yaz?lar yay?nland?. (Yay?na haz?rlayan: Dr. Abd?lkerim Abd?lkadiro?lu) (S?rat-? M?stakim ve Sebil?’r-Re?ad Mecmualar?nda ??kan) Mehmet Akif Ersoy’un Makaleleri, K?lt?r Bakanl??? Yay?nlar?, Ankara 1990).
MEHMET AK?F ERSOY’UN F?K?R D?NYASINI OLU?TURAN
TAR?HSEL ARKA PLAN
Prof. Dr. Mehmet Naci Bostanc?
Gazi ?niversitesi
?leti?im Fak?ltesi
Tarihte ?nemli roller oynam?? ?ahsiyetlerin sonraki d?nemlerde hat?rlan??lar? tuhaf bir kaderi izler. Onlar?n fikirleri, yap?p ettikleri, kendilerinden bahsedilen d?nemin genel iklimi i?inde de?erlendirilir ve adeta yeni bir okumaya tabi tutulurlar. Elbette ?unu biliyoruz: Tarihteki s?reklilik, i?inde de?i?imin, farkl?la?man?n yer ald??? bir s?rekliliktir. S?reklilik denildi?inde, temel bir karakteristi?in mevzii de?i?imlerin ?tesinde varl???n? s?rd?rmesi anla??l?r. Ancak yine de bazen bu de?i?meler dahi ?skalan?r ve adeta tarihilikten yoksun, bug?n?n yans?t?lmas?na dayal?, hayali taraflar? bask?n bir ge?mi? anlat?s? ortaya konur. B?yle yap?lmas?n?n nedeni, “tarihi olan?” tespitten ?ok, g?ncel olan? tarihin deste?iyle daha etkili bir hale getirmek, ge?mi?ten bug?ne ?ahit ?a??rmakt?r.
Tarihe bu y?ndeki yakla??mlar? bir yere kadar mazur k?lan, tarihe y?nelik her ilginin ka??n?lmaz bir bi?imde g?ncelle olan hayati ba??d?r. Ne tarih ?zerine ?al??anlar ne de onlar?n takip?ileri g?nceli b?t?n?yle yok sayarak p?r bir tarihi hakikatin pe?ine d??erler. Esasen bir “tarihi hakikat”ten bahsetmenin g??l??? de ortadad?r. Yar?n tarih olacak g?n?m?z i?in nas?l kapsay?c? bir hakikat anlat?s? olu?turamazsak, ayn? ?ekilde tarih i?in de bir hakikat ortaya koyamay?z. Yapabilece?imizin en iyisi, i?inde daha fazla hakikat bar?nd?rd???na inand???m?z bir senaryoyu kamuoyuna sunmak olabilir. Ancak g?ncelle tarihin bu zorunlu ili?kisinin ?tesinde, bir kas?t ?er?evesinde okunmas? ayr? bir bahis te?kil eder.
Tarih hakk?ndaki bu k?sa giri?, yak?n tarihimizin ?nemli simalar?ndan Mehmet Akif Ersoy’un hayat? ve fikirleri de?erlendirilirken kar??m?za ??kmas? muhtemel yan?lsamalara dikkat ?ekmek i?indir. ??nk? Ersoy, Osmanl?’dan Cumhuriyete ge?i? d?neminde ya?am??, fikri d?n???mlere yaz?lar?, konu?malar?, vaazlar? ve en ?nemlisi elbette ?iirleriyle damgas?n? vurmu?, nihayet ?stiklal Mar??m?z? kaleme alm?? son derece ?nemli bir ki?iliktir. Bu ?zellikleri dolay?s?yla onun etkisi sadece d?nemiyle s?n?rl? kalmam??, sonraki tarihlerde de fikirlerine, heyecanlar?na kat?lan, bunlar? kendi zamanlar?n?n ruhu i?inde yeniden g?ndeme ta??yan ?ok geni? toplumsal kesimler varolmu?tur. Onun, ?stiklal Mar??’n?n ?airi olmas? kadar, y?ksek ahlak?, etkileyici ki?ili?i, toplumsal sorunlar? y?rekten anlat???, her zaman toplumun ortak bir de?eri olmas?n? sa?lam?? olmakla birlikte, baz? toplumsal ve politik ?evreler onun fikirlerini –di?erlerinden farkl? olarak- kendi kimliklerinin temel bir karakteristi?i olarak takdim etmi?lerdir. ?te yandan, bug?ne ait siyasal m?cadelenin in?a etti?i ge?mi? anlat?s? i?ine olumsuz bir fig?r olarak M. Akif Ersoy’u yerle?tirenler de vard?r.
Toplumdaki M. Akif Ersoy’a ili?kin farkl?l?klar ta??yan bu ilgiler demeti, onun fikirlerini anlama, yeniden yorumlamada da de?i?iklikler do?urur. Ona y?nelik kimi ele?tirileri ortaya koyanlar kadar, Ersoy’u b?t?n?yle benimsediklerini d???nenler dahi onun fikirleriyle kendi fantezilerini bir ?l??de kar??t?r?rlar. ?rnek vermek gerekirse; Akif Ersoy’a g?n?lden ba?l? oldu?unu d???nenler aras?nda II. Abd?lhamit’e y?nelik g??l? bir ele?tiriye ya da onun y?netiminin bir istibdat oldu?una dair tan?mlamaya pek rastlanmaz. Oysa Ersoy Abd?hlhamit’in y?netimini istibdat olarak g?r?r ve onu, bir ?iirinde de takip edilebilece?i gibi ?iddetle ele?tirir.
“Y?k?ld?n gittin amma ey m?levver devri istibdad
B?rakt?n milletin kalbinde ??kmaz bir m?levves yad.” (?stibdad, s. 85)
Bir ba?ka husus, Ersoy’daki g??l? ?slami vurgu dolay?s?yla onun modernli?e de muhalefet eden, ba?nazl??a yak?n duran birisi oldu?u do?rultusundaki yanl?? kanaattir. Siyasetin g?rselli?e dayal? kaba parametrelere ili?kin ayr?mlar?ndan hareket edildi?inde, her yerde rastlanan o sakall? foto?raf? dahi, bu istikametteki kategoriler i?inde onu kli?ele?mi? “gerici” tiplemesi i?ine koyabilir. Bu da ba?ka t?r bir yan?lsamad?r. Kaba ?ablonlar dolay?s?yla Safahat?n kapa??n? kald?rmay? l?zumsuz bulanlar, onun medeniyete, geli?meye y?nelik tutkulu anlat?m?n?, taassuba, dar g?r??l?l??e, yobazl??a dair ele?tirilerini g?rme imkan?ndan da mahrumdurlar. Onlar i?in Mehmet Akif Ersoy, okumad?klar? ancak bildiklerini varsayd?klar? Safahat?n, hayat hikayesini ??renmedikleri ama bir foto?raf ?zerinden ya da ?ifahi rivayetlerle d??ledikleri, onun hakikati yerine kendi fantezilerini koyduklar? bir ki?iliktir.
Bu t?rden de?erlendirmelere bir ?rnek olmas? i?in Mehmet Akif Ersoy’un Makalelerinden bir al?nt? yerinde olacakt?r.
“?ki ki?i oturmu? konu?uyorduk. Ben Hazreti Mevlana’n?n en gam?z, en m?cerred mesaili mahsusat dairesine indirmekteki kudretine hayran oldu?umu, o kitab-? muazzam?n mutlaka ba?tan ba?a okunmas? laz?m gelece?ini ileri s?r?nce arkada??m dedi ki: Hazreti Mevlana Hind felsefsinin nakilidir.
-Mesneviyi okudunuz mu?
-Hay?r.
-Hind felsefesi nedir, onu biliyor musunuz?
-Hay?r.
-O halde b?yle bir iddiaya ne c?r’etle k?yam ediyorsunuz?
-?yle i?ittim.” (S?rat-? M?stakim ve Sebil?’r-Re?ad Mecmualar?nda ??kan) Mehmet Akif Ersoy’un Makaleleri, K?lt?r Bakanl??? Yay?nlar?, Ankara 1990, s. 118)
“?yle i?itmek”; herhalde kritik s?zlerden birisi bu. Siyasal m?cadeleler sadece yaz? ?zerinden s?rd?r?lmez; kitaplar?n, dergilerin, filmlerin, ?ark?lar?n ?tesinde bunlara e?lik eden son derece geni? bir ?ifahi alan siyasal m?cadelelerde etkili bir i?lev yerine getirir. Yaz?, metin, son tahlilde s?yledi?i her zaman ortada olan, ?effaf bir niteli?e sahiptir ve ele?tirelli?e a??kt?r. O y?zden “yaz?l? alan” kendini, mukabil de?erlendirmeleri belli ?l??de dikkate alan bir rasyonellik ?zerinden kurmak durumundad?r. Buna kar??l?k s?zl? alan, siyasal m?cadelelerin ?ok ho?nut kald???, kolektif kimlik fantezilerinin arzu edildi?i gibi olu?turulmas?na cevaz veren bir keyfilik i?inde olu?ur; ?z? itibariyle, rakiplerin ele?tirelli?inden uzakta, yahut onlar?n h?cumlar?n? kar??layacak ola?an?st? esnekli?e sahip bir niteliktedir. O y?zden tarihe ait de?erlendirmeler, oradaki ?nemli fig?rlere ili?kin yorumlar bu keyfilikten hayli nasibini al?r. Mehmet Akif Ersoy’un g?ncel siyasi m?cadelelerin ?zellikle s?zl? alan?nda b?yle bir “anla??lamama” kaderi ya?ad??? s?ylenebilir.
Hayat?
Ersoy, 1873-1936 y?llar? aras?ndaki 63 y?ll?k ?mr? i?inde I. Ve II. Me?rutiyetin ilan?, ?ttihat ve Terakki’nin ?rg?tlenmesi, nihayet iktidar?, II. Abd?lhamit d?nemi, ??ken bir imparatorluk, Birinci D?nya Sava??, ?stiklal Sava??, modernle?me yolunda at?lan ad?mlar gibi bir ?ok ?nemli geli?meye ?ahitlik etmi?tir. 1918’de Mondros M?tarekesi imzalan?rken Mehmet Akif Ersoy 45 ya??ndad?r. Bir ?air, yazar ve d???n?r?n ad?m ad?m gerileyen bir imparatorlu?un ac?l? co?rafyas?nda kendi kariyerini in?a etmesi trajik bir olayd?r. ??nk? her bir fert nihai noktada kendi kaderine odaklanarak kimi teselli unsurlar? bulabilir; ancak ?airler ve yazarlar temsil ettiklerini d???nd?kleri bir kolektif irade ad?na davran?rlar, onun ad?na ya?arlar, soluk al?rlar ve onlar?n endi?eleri de ?mitleri de, tesellileri de kolektif plandaki geli?melere ba?l? olarak kal?r. Nitekim Ersoy’un t?m yaz?lar?nda ve ?iirlerinde derin, insan?n i?ine i?leyen bir h?z?n vard?r. ?iirlerindeki kahramanl???n, kurtar?c?l???n, ?midin dile geldi?i sat?rlar dahi, tam da bunlar? ortaya ??kartan gerek?eleri de yank?layarak varolurlar.
M. Akif Ersoy, temeli Tanzimat ?ncesine de giden, ancak daha kapsaml? bir proje olarak Tanzimat’la ba?layan modernle?me giri?imlerinin genel atmosferi i?inde do?mu?tur. Annesi Emine ?erif Han?m, babas? Mehmet Tahir Efendi’dir. ?lk e?itimine Fatih civar?ndaki Emir Buhari mahalle mektebinde ba?lar. D?rt ya??ndad?r. ?ki sene burada okur, sonra Maarif Nezareti’ne ba?l? ilk okula gelir. ?? y?l bu okula devam eder, bu arada babas?ndan Arap?a ??renir. Bundan sonra Fatih Merkez R??tiyesine gider. Buradaki e?itiminde T?rk?e, Arap?a, Fars?a ve Frans?zca’ya ilgi g?sterir. R??tiyeyi bitirince M?lkiyeye gitmek ister, ilk k?sm? olan ?? y?ll?k idadiyi bitirir, iki y?ll?k ali k?sm?na ge?ti?inde babas? vefat eder, bir yang?nda evleri yanar, tam da bu s?rada a??lm?? olan “M?lkiye Baytar Mektebi” hakk?nda “Bu mektep yenidir, ??kanlara memuriyet verilecekmi?” ?ayialar? ?zerine, Baytar mektebine ge?er ve d?rt y?l i?inde buray? birincilikle bitirir. 1893’ten 1913’e kadar memuriyette bulunur.
Her zaman yaz? ve ?iirle i? i?e ya?ayan Akif’in kamuoyunun ?n?ne ??kmas? II: Me?rutiyetin ilan?yla birliktedir. ?iirlerini, makalelerini S?rat? Mustakim’de* yay?nlamaya ba?lar.
Birinci D?nya Sava?? sonras? imparatorlu?un da??lmas?, Mondros’tan sonra ise Anadolu’nun i?gal edilmeye ba?lanmas? her yerde ayaklanmalar do?urmu?tur. Akif de ?ubat 1920 tarihi itibariyle Bal?kesir’de hutbeler vererek halk? ba??ms?zl??? i?in sava?maya ?a??r?r. Daha sonra ?nebolu ?zerinden Ankara’ya gelen Ersoy, Konya ve Kastamonu’da halk? ayd?nlatma faaliyetlerinde bulunur.
Her milletin bir ?stiklal Mar?? oldu?u, T?rk milletinin de bir ?stiklal Mar??n?n bulunmas? gerekti?i fikri ?zerine TBMM taraf?ndan mar? i?in yar??ma a??lm??, ancak ba?vuran yedi y?z?n ?zerindeki eser aras?ndan uygun birisi bulunamam??t?r. Dostlar? ve d?nemin Milli E?itim Bakan? Tanr??ver, ?stiklal mar??n?n Akif taraf?ndan yaz?lmas?n? istemektedirler. Ancak Akif, s?recin yar??ma bi?iminde d?zenlenmesi sebebiyle kat?lmay? d???nmemekte, nihayet be? y?z liral?k para m?kafat?n? da b?ylesi onurlu bir i? i?in uygun bulmamaktad?r. Neticede, (Hasan Basri ?antay’?n da ?zel ?abas?yla) ikna edilir, m?kafat?n ba?ka bir yere ba???lanabilece?i bildirilir; bu geli?melerden sonra Akif Mar?? kaleme al?r. 12 Mart g?n? TBMM’de Tanr??ver taraf?ndan okunan ?iiri b?t?n milletvekilleri ayakta dinlerler; her k?ta, hatta bazen her m?sra arkas?ndan heyecanla alk??larlar, nihayet ?stiklal Mar?? olarak kabul ederler. Akif Ersoy, millete adad??? bu ?iirin ?airi olarak art?k kendini g?rmez ve ?stiklal Mar??n? Safahat kitab?na almaz. Kendisine ni?in b?yle yapt??? soruldu?unda “??nk? onu milletimin kalbine g?md?m,” der.
Akif, 1923 y?l? itibariyle Prens Abbas Halim Pa?a’n?n davetini kabul ederek M?s?r’a gider. Amac? burada serbest?e ?al??mak, kafas?ndaki eserleri ger?ekle?tirmektir. Ancak bunu yapamaz, ??nk? gerek M?s?r da gerekse ?stanbul’da bulundu?u zamanlarda ?evresindeki yo?un kalabal?k buna izin vermez. 1925’de kendisine Diyanet ??leri Riyaseti’nce Kur’an tefsiri g?revi verilir. Yakla??k yedi y?l ?al???r, ancak istedi?i gibi g?t?remedi?i d???ncesiyle ?al??mas?n? yar?da keser, bu durum kar??s?nda Diyanet ayn? i? i?in Elmal?l? Hamdi’yi g?revlendirir. Ersoy, M?s?r’da bulundu?u son zamanlarda siroz hastal???na yakalan?r, ?stanbul’a d?ner, iyi bir tedavi g?r?r, ancak hastal?k ilerlemi?tir, 27 Aral?k 1936’da vefat eder, ertesi g?n ?ok kalabal?k bir cenaze merasimiyle Edirnekap? ?ehitli?ine defnedilir. (?mer R?za Do?rul, Safahat’?n tertip?isi, Safahat, sh XI-XXII) ?nk?lap ve Aka, 14. bask?, ?stanbul 1981).
Toplumsal ve siyasi durum
Toplumlar?n gerileme d?nemleri, ayn? zamanda sorunlar?n ??z?m? do?rultusunda siyasi ve fikri ?al??malar?n da yo?unla?t??? d?nemlerdir. Osmanl? ?mparatorlu?u’nun son y?zy?l? da gerilemeyi tersine ?evirecek, sorunlar? ??zecek aray??lar ?er?evesinde ge?mi?tir. Bir ?ok kayna??n zikretti?i gibi, ??z?m ?abalar?n?n odak noktas?nda “Devlet nas?l kurtulur?” sorusuna cevap aray??? vard?r. Bir yanl?? anlamay? ?nlemek bak?m?ndan, devlet nas?l kurtulur, ?zerine d???ncelerin, sadece b?rokratik bir ?rg?tlenme olarak devleti de?il, toplumu da i?eren bir devlet anlay???n? esas ald???n? belirtmek gerekir.
Ohannes Pa?a’n?n, Parvus Efendi’nin Mehmet Ali Ayni’nin, Ahmet Cevdet Pa?a’n?n, Ziya Pa?a’n?n, Nam?k Kemal’in, Ali Suavi’nin, Said Halim Pa?a’n?n bu manadaki aray??lar? ve teklifleri bu istikamettedir. Keza kolektif hareketler olarak Yeni Osmanl?lar’?n, J?n T?rklerin, ?ttihat ve Terakki’nin yine ayn? do?rultudaki ideallere y?nelik olarak olu?turulduklar?n?, tekliflerindeki farkl?l?klar?n toplumu, tarihi, gelece?i okuma farklar?ndan kaynakland???n? teslim etmek gerekiyor.
Ak?ura’n?n ?e?itli d???nce ve yakla??mlara sahip bu t?r kurtulu??u hareketleri ?? eksende de?erlendirmesi yerinde bir soyutlamad?r. O, d?neme ait politik hareketleri ve tez sahibi ki?ileri T?rk??ler, ?slamc?lar, Bat?c?lar diye ?? ana ba?l?k alt?nda toparlam??t?. Elbette hi?bir siyasi hareket ya da ki?i, bu ?? eksenden herhangi birine b?t?n?yle indirgenemez; saflar?n i?inde ?e?itli melez yap?lardan ve d???ncelerden bahsetmek m?mk?nd?r; ancak bu ba?l?klar?n son tahlilde olup bitenleri anlama bak?m?ndan bizlere sa?lad??? kolayl?klar vard?r. Ayr?ca bu ?? eksenin sadece ge?mi?te kalmad???n?, bug?nk? fikir d?nyam?zda da kar??l?klar? bulundu?unu s?yleyebiliriz.
Bu ?? hareketin de temelinde geni? bir ortakl?k alan? olarak modernle?me durmaktad?r. Modernle?me, merkezile?me ve standartla?man?n temel parametreler oldu?u, devletle toplumun i?levsel ve ideolojik anlamda ?rt??t???, eski d?nemlerde rastlanmayan bu yeni m?tekabiliyetin omurgas? olarak dev bir b?rokrasinin ?rg?tlendi?i bir zaman dilimini i?aretler. Dolay?s?yla her ?? yakla??m da kendi bak?? a??lar? istikametinde devletle toplum aras?nda n?fuz edici bir b?t?nle?me ?ng?rmekte, ?zellikle devlete ideolojik bir mihmandarl?k g?revi y?klemektedirler. Devletin bu ?ekilde tan?mlanmas?nda aralar?nda mahiyet de?il bir derece fark? bulundu?undan, ?slamc?lardan bat?c?lara do?ru gidildik?e toplumdan da devlete do?ru bir g?? ekseni kaymas?ndan bahsedilebilir; ancak bu son tahlilde bir derece fark?d?r, hepsi i?in devlet toplumsal m?hendisli?in etkili bir arac?d?r.
?slamc? yakla??m, politik ve ideolojik tezlerinin temeline ?slam?, T?rk??ler milliyeti, nihayet bat?c?lar da bir total proje olarak bat?l?la?may? koymaktad?rlar. Ancak her ?? ekolun i?inde yer alanlar, ?slam?n ?nemi, her hal?karda sahip oldu?u g??l? i?levi, modernle?me ile t?m toplumsal kurumlar itibariyle y?zle?ilmesi gere?i, makul bir dif?zyon ?ng?r?s?, 19. y?zy?lla birlikte milletin y?kselen bir de?er olu?u konular?nda ortakl?klara sahiptirler. T?rkiye’nin ?n?ne “T?rk milletindenim, ?slam ?mmetindenim, bat? medeniyetindenim,” ?eklinde bir perspektif koyan Ziya G?kalp’in hareket etti?i ger?eklik, bu kendili?inden olu?an ka??n?lmaz fikri ve pratik melezlemelerdir.
M. Akif Ersoy’u bu kategoriler i?inde ?slamc?l??a yerle?tirmek yanl?? olmaz. Ancak ?slamc?l?k da homojen bir ideoloji de?ildir; ?slamc? adland?rmas? alt?nda iki temel e?ilimi belirlemek m?mk?nd?r. Bunlardan birincisi, “Bat? evreni ile herhangi bir alanda ili?kiye girmeyi reddeden kitlesel refleksin ait oldu?u” taassup tutumudur. Bunlar gelene?i kutsalla?t?r?rlar ve “tenkit, tahkik” gibi son derece ?nemli iki y?ntemi g?rmezlikten gelirler. “Modern ?slam” ad? verilebilecek ikinci tepki ise, bat? ile diyaloga girmeyi talep eden, onun kurum ve kurallar?yla hesapla?an, kimini adapte eden, kimine kar??l?k gelecek kurumlar? ?slam i?inden ??kartmaya ?al??an (?ura, icma, i?tihad gibi), ele?tirinin as?l mekan? olarak bat?n?n entrikalar?n? de?il M?sl?manlar?n eksikliklerini g?ren anlay??t?r. (M. T?rk?ne, T?rk Modernle?mesi, Lot?s, Ankara 2003, s. 319-20). Mehmet Akif Ersoy, bu iki ekolden ikincisine aittir. Ersoy’un bu manadaki g?r??lerini anlama bak?m?ndan kimi konu?malar?ndaki ifadelerin alt?n? ?izmek gerekir:
Bat?n?n iki y?z?:
Ersoy, b?t?n?yle bir bat? kar??tl??? i?inde de?ildir; ancak onlar?n s?m?rgeci siyasetleri ile insani d?nyalar?, geli?mi?lik d?zeyleri aras?ndaki derin ?eli?kiyi de bilmektedir. Elbette s?m?rgeci siyaseti ele?tirirken, di?er d?nyaya kar?? son derece yak?n kanaatlere sahiptir. Bat?n?n bu iki y?z?n? i?aret eden ?e?itli yorumlar? aras?ndan, Paris’te Hersekli Hoca Kadri Efendi’yi ziyaretini bir anekdot olarak zikretmek uygun olur:
“Ersoy her a??dan b?y?k sayg? duydu?u Hersekli Hoca Kadri Efendi’ye sorar: “Avrupal?lar? nas?l buldun? – Pa?a! Bu adamlar?n g?zel ?eyleri vard?r, evet, pek ?ok g?zel ?eyleri vard?r. Lakin ?unu bilmelidir ki, o g?zel ?eylerin hepsi, evet hepsi yaln?z kitaplar?ndad?r.”
Hakikat hoca merhumun dedi?i gibi Avrupal?lar?n ilimleri, irfanlar?, medeniyetteki, sanayideki terakkileri inkar olunur ?ey de?ildir. Ancak insaniyetlerini, insanlara kar?? olan muamelelerini kendilerinin maddiyattaki ?u terakkileri ile ?l?mek katiyen do?ru de?ildir. Heriflerin ilimlerini, fenlerini almal?; fakat kendilerine asla inanmamal?, asla kap?lmamal?d?r.” (Milli M?cadelede Mehmet Akif Kastamonu’da, Haz. Mustafa Eski, Ayy?ld?z Matbaas?, Ankara 1983, s. 6)
Bu anekdot, kendisine “Bat? medeniyeti nedir?” diye sorulan Gandhi’nin cevab?yla da benzerlikler ta??maktad?r: “G?zel bir fikir.”
Ersoy, teknikte ve bilimde bat? medeniyetine mutlak surette ?lkemizin yeti?mesi gerekti?ini belirtir. Bu g?zergahta ?n?m?zdeki ?rnek bat?d?r. Neler yapmam?z gerekti?ini konusunu da bat? ile M?sl?manlar? mukayese ederek ??yle ortaya koyar:
“??nk? medeniyetin bu k?s?mlar?nda onlara (bat?l?lara) yeti?emezsek ya?amam?za, bize, Allah’?n emaneti olan ?slam Dinini ya?atmam?za imkan yoktur. Biz M?sl?manlar, bin tarihinden itibaren ?al??may? b?rakt?k. Gev?ekli?e, e?lenceye, ahlaks?zl??a d?k?ld?k. Avrupal?lar ise g?zlerini a?t?lar, alabildi?ine terakki ettiler. G?r?yorsunuz ki, denizlerin dibinde gemi y?zd?r?yorlar. G?klerde ordular dola?t?r?yorlar... (Onlar?n) neleri varsa hepsini elde etmek i?in ?al??mak M?sl?man fertlerin her birine farz? ayindir.” (A. g.e., s. 10-11)
Ersoy’un bu vadide M?sl?manlara getirdi?i ele?tirilerini bir de ?iiriyle ?rneklendirelim:
“?al?? dedik?e ?eriat, ?al??mad?n, durdun;
Onun hesab?na bir?ok hurafe uydurdun.
Sonunda bir de “tevekk?l” soku?turup araya,
Zavall? dini ?evirdin onunla maskaraya.”
(Fatih K?rs?s?, 4. kitap)
Ersoy, Bat?n?n son derece planl? programl? hayat tarz?na da i?aret ederek M?sl?manlar?n da ?yle davranmas?n? talep eder. Bat?n?n bu niteli?ini yine bir vaaz?nda ?u ?ekilde belirtir:
“Yan?l?yorsunuz. ?? ?yle de?il. Avrupal?lar yaln?z bug?n?, bug?nk? hadiseleri seyretmekle kalmazlar. Onlar yar?n?, gelecek seneyi, hatta gelecek asr?, hatta birka? as?r sonunu tahmin etmek, hesap etmek isterler...” (s. 26).
Ersoy’a g?re M?sl?manlar?n gerileme nedenlerinden birisi de aralar?ndaki birli?i bozacak ?ekilde kavmiyet?ili?in pe?ine d??meleridir. Bu konudaki kanaatlerini ortaya koydu?u bir vaaz?nda ??yle s?yler:
“Ey cemaati m?slimin! Milletler topla, t?fekle, z?rhl? ile, ordularla, tayyarelerle y?k?lm?yor, y?k?lmaz. Milletler ancak aralar?ndaki ba?lar ??z?lerek herkes kendi ba??n?n derdine, endi havas?na, kendi menfaatini temin etmek sevdas?na d??t??? zaman y?k?l?r. .. M?sl?manl?k ba?? ?rk?, iklimi, lisan?, adetleri, ahlak? b?sb?t?n ba?ka olan bir ?ok kavimleri birbirine s?ms?k? ba?lam??t?. Bo?nak ?slavl???n?, Arnavut Latinli?ini, Pomak Bulgarl???n?... k?sacas? her kavim kendi kavmiyetini bir tarafa atarak M?sl?man halifesinin etraf?nda toplanm??, kelimetullah? y?kseltmek i?in can?n?, kan?n?, b?t?n var?n? g?le g?le ko?a ko?a feda etmi?ti. Fakat sonralar? aram?za Avrupal?lar taraf?ndan t?rl? ?ekiller alt?na ekilen fitne, tefrika, fesat tohumlar?, bizim haberimiz bile olmadan filizlenmeye, dallanmaya, budaklanmaya ba?lad?. O demin s?yledi?im ba? gev?emeye ba?lad?...” (s. 17-18).
Ersoy’un Bat?n?n s?m?rgeci siyasetine kar?? de?erlendirmelerindeki bir y?ntemi, ele?tirilerini ak?lc? bir temele oturtmak, maddi y?n?ne ili?kin ?rnekler sunmakt?r.
“Yetmi? sene evvel bir Hintli g?nde bizim para ile k?rk para kazan?rken, bug?n bu kazan? on be? paraya inmi?tir. Bununla beraber zavall? Hintli, ?ngiliz’den ?? kat fazla vergi verir... Seksen milyon Hintli i?in tek bir lise mektebi vard?r... Cezayir’de, Tunus’ta, Fas’ta, M?sl?manlar bizim zaman?m?zdan kalma vergilerin hepsini verdikten ba?ka Frans?zlar?n koyduklar? kap?, pencere vergilerini verirler... Otlaklar? Frans?zlar taraf?ndan gasp edilir...” (s. 31-2)
Ersoy, zaman zaman Bat?l? me?hurlar?n ?slam d?nyas?na ili?kin yorumlar?n? ele?tirellikle birlikte moral bozmayacak, kendilerine g?veni destekleyecek tarzda dile getirir:
“G?stav Le Bon, demi? ki: Can?m efendim beni meraktan kurtar?n?z. Bu nas?l oluyor? Ben Arap medeniyetini, ?slam medeniyetini senelerce tetkik ettim. ?ark? hayli dola?t?m. ?eriat?n?z? epeyce biliyorum. Bak?yorum ki, Allah peygamberlerin en ak?ll?s?n? size g?ndermi?, kitaplar?n en iyisini sizin elinize vermi?. ?klimlerin en latifi, topraklar?n en zengini, insanlar?n en uysal?, en zekisi sizde bulunuyor. B?yleyken nedir bu sizin haliniz? Nedir bu sizin sefaletiniz? M?mk?n olsa da size, be? alt? sene ?eyh ?l ?slaml?k etsem memleketinizi cennete ?evirirdim.” (s. 48).
Akif’in ?lke ad?na kurtar?c?l?k misyonunu y?kledi?i nesil As?m’?n neslidir. Bu neslin ?zelliklerine ili?kin tespitleri ilgi ?ekicidir. Kadri Timurta?’?n ifadesiyle;
“As?m, v?cudu gibi iman? da kuvvetli, hassas, irfan sahibi, ahlakl?, m?spet ilimler okumu? bir gen?tir. Milletin y?kselmesi i?in gereken iki kudret bilgi ve fazilettir. Biz faziletten uzak d??t???m?z gibi son ?? asr?n bilgisinden de habersiz bulunuyoruz. Fakat, fazilet devirleri ger?ekten parlak bir b?y?k bir milletin ?ocuklar?y?z. As?m’?n nesli Avrupa’da tahsil g?recek, oran?n kaynaklar?ndan en geni? ?ekilde faydalanacak, bunlar? yurda ta??yarak ?? y?z senelik ilim kayb?n? kapatacak. B?ylece, faziletimiz bilgiyle beslenince, en ileri bir millet haline gelece?iz.” (F. Kadri Timurta?, Cemiyet?i ?air, Mehmet Akif Ersoy’a Arma?an, Sel?uk ?niversitesi, Konya 1986, s. 11)
Bir ahlak adam? olan Ersoy’un Do?unun tefekk?r?nde ?nemli yer i?gal eden ahlak??lara kar?? ilgisi b?y?kt?. Bunlardan birisi, ayn? zamanda meslekten olan ?air ?irazl? Sadi’dir. Tar?k SOMER’e g?re;
“Akif’i hayat?n?n sonuna kadar etkileyen ?air ?irazl? Sadi olmu?tur. Sadi’nin insano?lunun zay?f taraflar?n? dile getiren, terbiye kurallar?na k?ymet veren, sosyal hayat?n aksayan y?nlerini tasvir eden hikayeleri ho?una gidiyordu.” (?l?m?n?n 50. y?l?nda Mehmet Akif Ersoy’u Anma Kitab?, Ankara 1986, A??? Konu?mas?, Tar?k SOMER, Rekt?r, s.2)
M. Akif Ersoy’un, d?nemin pop?ler modernist ?slamc?lar?ndan Cemaleddin Efgani hakk?nda kaleme ald??? iki makaleye bak?ld???nda son derece ?v?c? davrand???, M?s?rl? m?ft? Muhammed Abduh’u onun en ?nemli eseri sayd???n? g?r?r?z. (s. 32-39, (S?rat-? M?stakim ve Sebil?’r-Re?ad Mecmualar?nda ??kan) Mehmet Akif Ersoy’un Makaleleri, K?lt?r Bakanl??? Yay?nlar?, Ankara 1990). Ersoy Efgani ile hi? kar??la?mam??t?r, ancak onun modern d?nya ile y?zle?en ?slam telakkisine yak?n durmaktad?r. Herkesin bildi?i o me?hur m?srada “Asr?n idrakine s?yletmeliyiz ?slam?” derken, benzer bir perspektifi ortaya koymaktad?r.
Burada yeri gelmi?ken, Efgani ve Abduh gibi durdu?u siyasi ?izgiyi ifade eden bir ?iirine kulak vermek uygun olacakt?r:
M?s?r’?n en muhte?em ?stad? Muhammed Abdu
Konu?urken neye dairse Cemaleddin’le,
Der ki tilmizine Efganl?:
- Muhammed, dinle!
?nk?lab istiyorum, ba?ka de?il, hem ?abucak,
?ne bizler d???p ?slam? da kald?rmazsak,
Nazariyyat ile bir ?eyler olur, zannetme
O berahimi de art?k yeti?ir dinletme!
??nk? muhtac-? Tezah?r de?il ?stad?n...
Gidelim, bir yere, hatta ?u bizim Sudan’a,
Yeni bir medrese te’sis edelim Urbana,
Daha ?? be? de faziletli m?cahid bulal?m
Nesli tehhib ile, i’la ile me?gul olal?m.
??kar?p g?nderelim, has?l? ?eyhim yer yer
Oradan alem-i islama Cemaleddinler,
Bu fakat yirmi y?l ister ki, kolay g?rm?yorum
Yirmi g?nl?k i?e bak sen...
- Kulunuz ma’zurum
?nk?lab istiyorum, ben de, fakat Abdu gibi
(As?m)
Ersoy’un farkl? fikirlere kar?? son derece m?samahakar bir tavr? (G?n?m?z?n diliyle s?yleyecek olursak demokrat tavr?) vard?r. Hatta bu m?samahakarl?k dini konulardaki bilgisizli?in eseri olan tuhaf yorumlar? kapsayacak ?l??de de geni?tir. Dozy’nin me?hur “?slam Tarihi” isimli kitab?n?, herhalde kendi yakla??m?na da uygun buldu?u i?in ?eviren Abdullah Cevdet’e ili?kin s?zleri bu manada dikkat ?ekicidir.
“Abdullah Cevdet Efendi’nin terc?me etmi? oldu?u Tarih-i ?slam’?n? (Dozy’den) m?dafaa hevesiyle yaz?p gazetenizin ba??na ge?irdi?iniz uzun etekli, geni? kollu makaleyi tan?d?klar?ndan birinin ihtar? ?zerine okudum... Evvela ?unu s?yleyeyim ki bendeniz kimsenin akidesine m?dahale etmek, kimsenin telakk?yat-? vicdaniyesini tefti?te bulunmak itiyad?nda de?ilim. Zaten M?sl?manl?k hi?bir ferde ba?kalar?n?n itikad?n? tefti? hakk?n? vermemi?tir; vicdan casuslu?unu Kur’an sarahaten men’eder. Ahad ??yle dursun, Peygamber’de bile kulub-? ?mmet ?zerinde murakebe hakk? yoktur. Kim, ben M?sl?man?m derse, nezd-i risalette M?sl?man tan?n?r. Demek isterim ki ?ahs?n? ?imdiye kadar hi? g?rmedi?im Abdullah Cevdet Efendi acaba m?’min muvahhid midir? Yoksa m?lhid midir? Sorup ??renmek akl?ma bile gelmemi?ti. Zaten bu seviyedeki adamlar?n iman?ndan bir ?ey kazanmayan M?sl?manl?k tabii ilhad?ndan da asla m?teessir olmaz.” (S?rat-? M?stakim ve Sebil?’r-Re?ad Mecmualar?nda ??kan) Mehmet Akif Ersoy’un Makaleleri, K?lt?r Bakanl??? Yay?nlar?, Ankara 1990, s. 8-9).
Ersoy, ?airli?ini, sanatkarl???n? bir misyon ?er?evesinde g?r?r. Onun derdi, milletinin, ?slam aleminin kalk?nmas?, geli?mesi bu zelil vaziyetten ??kmas?d?r. S?z, bunu ger?ekle?tirmek i?in vard?r.
Bir ?iirinde ??yle der:
“Hay?r, hayal ile yoktur benim al?? veri?im;
?nan ki her ne s?ylemi?sem g?r?p de s?ylemi?im,
?udur cihanda benim en be?endi?im meslek;
S?z?m odun gibi olsun, hakikat olsun tek.”
Fatih K?rs?s?, 4. Kitap
Bizler Akif’in zaman?na yeti?emedik. ?nsanlar?n ?iirlerini, yaz?lar?n?, fikirlerini bir ?l??de de onlar?n canl? ger?ekli?i i?inden kavrar?z. Safahat? okuyan bizim sesimizdir, Akif’in de?il. Her okuma bi?imi nas?l anlam?n ba?lam?na yeni s?n?rlar ?izerse, ?airin kendi sesi de s?zle ba?lam? ba?kalar?na nispetle daha fazla bir araya getirir. Akif’i g?rmemi? olsak bile Taceddin dergah? ziyaretlerinde onun g?ndelik hayat?n? nas?l ya?am?? oldu?unu hayal edebilir, sesine ili?kin ise Mithat Cemal’in ?u s?zlerini hat?rlayabiliriz:
“?? esasl? sesi var: konu?ma sesi, erkek sesi, m?stehzi sesi. Bakars?n?z, binlerce kaari ile iki ki?i imi?ler gibi en ufak sesle konu?ur. Sonra bakars?n?z, bu kadar hafif sesle konu?an ?air bir ?ehname kahraman?n?n b?y?k sesiyle hayk?r?r. Yahud yeni yaralanm?? bir aslan?n ???l???yla ba??r?r. Sonra bakars?n?z, i?inde aslan a?z? a??lan bu sesin ?airi ?ks?r?kl?, ihtizazl? bir istihza sesiyle konu?ur. Nihayet bakars?n?z, kahraman sesi, konu?ma sesiyle kar??arak bir muhaverenin nisab?n? ge?miyen bir hamaset tonu al?r...
Alt? yedi T?rk?e bilirdi: tekke, medrese, Tanzimat, Servet-i Fun?n,ev ve sokak T?rk?esi.”
Mithad Cemal
Ayn? dil dahi kendi i?inde katmanlara sahip. Safahat’? bu kadar canl? k?lan, anlam?n t?m katmanlar?na n?fuz etmek i?in t?m bu dilleri seferber eden, yerli yerinde kullanan ?airinin marifetidir.
S?zlerimi, zaman? yorumlayan, bat? ile do?uyu kar??la?t?ran, M?sl?manlar? ele?tiren, onlar? g?reve ?a??ran, t?m bunlar? yaparken o zor zamana ra?men umudu her zaman dile getiren ?airin bu manadaki m?sralar?yla bitiriyorum:
“Kar??nda ziya yoksa, sa??ndan, ya solundan
Tek bir ???k olsun buluver, kalma yolundan
Alemde ziya olmasa halk etmelisin halk
Ey elleri b??r?nde yatan ?a?k?n adam, kalk!”
Hakk?n Sesleri.
*S?rat-? M?stakim 27 Aral?k 1908’de yay?n hayat?na ba?lad?, 8 Mart 1912’de 183. say? ile birlikte ad?n? Sebil?’r-Re?ad olarak de?i?tirip yay?n?na devam etti. Bu s?re i?inde haftal?k olan bu derginin sahibi E?ref Edib, ba? yazar? Mehmet Akif’ti. Sebil?’r- Re?ad 183’ten 641’e kadar ??kt?. Haftal?kt?, bazen on be?g?nde bir ??kt??? da oluyordu. Baz? say?lar? Kastamonu, Ankara ve Kayseri’de yay?nland?. Siyasi, ilmi, edebi, ahlaki yaz?lar yay?nland?. (Yay?na haz?rlayan: Dr. Abd?lkerim Abd?lkadiro?lu) (S?rat-? M?stakim ve Sebil?’r-Re?ad Mecmualar?nda ??kan) Mehmet Akif Ersoy’un Makaleleri, K?lt?r Bakanl??? Yay?nlar?, Ankara 1990).