04-20-2008, Saat: 03:57 AM
Ben ömrümü tırnaklarımla kanattım…Boğazımdaki neşter kesiği yaralarımın bedelini ödedim, ölüme ramak kalalarda…Beni heryerde sinsice takip eden geçmişimin
bütün suçlarından hüküm giydim…Hangi mutluluğun mavi coşkusuna öykünsem,yargılayıp astılar sevinçlerimi söz ormanının darağaçlarına…Sol yanımda hep bir yanı eksik kalmış yaşamımın renkli fotoğraflarını biriktirdim yol heybeme…
"BU ZiNDAN" payına gençliğimi düşürdüğüm...
Birkaç mısraya sığdırdım tutsak yaşamım beyaza kesti saçlarımı…
sonra dikenli tel oldu dilim... kim dinlese öfkeden bükülmüş sözlerimi..Acı(lan)dı... uzaklaştı coğrafyamdan...İşte bu yüzdendir binlerce ton ağırlığım...
Oysa her bahar;Dicle'yi emziren dağların doruğunda düşlemiştim
ateş-sönmez sevdamı...Öyle berrak, öyle temiz...
"BU KIRGIN"; sevinci hırpalanmış çocukluğum...
Şimdi boz bulanık bir sudayım...Uzun semahlara dönüyor içimdeki turnalar...Soğumuş cesetler topluyorum kanlı tarih tacirlerinden...Ne vakit bir çılgınlık işlesem durgunluğun tam ortasına;Soğuk bir karakol nezaretinde sorguya alınıyor soy geçmişim...Boynumda amerikan kemendi,kollarımda Filistin askısı acılarla,yine çarmıha gerili bir İsa direniyor gözlerimde…Üzerime deliriyor üstü başıküfür kokan duvarlar..Bağırıyorum avazım çıktığı kadar,
duyulmasın diye kalbimin tik-tak'ları...Tırnakları sökülmüş bir ürperti yokluyor bedenimi....Uzayan gözaltı sürelerimde kayboluyor direncim...
"BU CAN PAZARI"; dizlerimin üstünde yürüdüğüm...
Acılar çoğalıyor... Yine adliye girişleri, koridorlar,kapı önü nöbetlerine takılıyor yürüyüşlerim...Kuleden kuleye üç kez uzun düdük sesi bölüyor uykularımı...Sonra ranza dibinde ödüyorum birikmiş volta borcumu...Zorluğun kuşatmasında susturulduğum tek ses Lââ(L)...
(s)üzülen yaşlarımda saklı, hain pusulardan kalmışlığım...
Soğuk bir ay dolanıyor uzak coğrafyamın gecelerine...
İstanbul kadar uzak, Filistin kadar büyük sancılarım
Sevda makamında türküler söylüyorum Marmara açıklarına...
Boğazın serin sularında (b)akışlarım…
Görecesiz bir yalnızlık bu…İnadına duvar örülüyor gözlerime...Ense kökümde köpek dişli sıcak namlular, kasten öldürmeye meyyal bir kalleşlikle takip ediyor beni...Tedirgin ad(ım)larla devam ediyorum yürüyüşüme…Uzun soluklu GEL-GİT ler geceyarısını bekliyor kuşatmak için düşlerimi...
Nicedir Uyu(t)muyorum uykumu...
"BU ZİNDAN…
BU KIRGIN…
BU CAN PAZARI...
MACERA DEÄžİL YAŞADIÄžIM"
bütün suçlarından hüküm giydim…Hangi mutluluğun mavi coşkusuna öykünsem,yargılayıp astılar sevinçlerimi söz ormanının darağaçlarına…Sol yanımda hep bir yanı eksik kalmış yaşamımın renkli fotoğraflarını biriktirdim yol heybeme…
"BU ZiNDAN" payına gençliğimi düşürdüğüm...
Birkaç mısraya sığdırdım tutsak yaşamım beyaza kesti saçlarımı…
sonra dikenli tel oldu dilim... kim dinlese öfkeden bükülmüş sözlerimi..Acı(lan)dı... uzaklaştı coğrafyamdan...İşte bu yüzdendir binlerce ton ağırlığım...
Oysa her bahar;Dicle'yi emziren dağların doruğunda düşlemiştim
ateş-sönmez sevdamı...Öyle berrak, öyle temiz...
"BU KIRGIN"; sevinci hırpalanmış çocukluğum...
Şimdi boz bulanık bir sudayım...Uzun semahlara dönüyor içimdeki turnalar...Soğumuş cesetler topluyorum kanlı tarih tacirlerinden...Ne vakit bir çılgınlık işlesem durgunluğun tam ortasına;Soğuk bir karakol nezaretinde sorguya alınıyor soy geçmişim...Boynumda amerikan kemendi,kollarımda Filistin askısı acılarla,yine çarmıha gerili bir İsa direniyor gözlerimde…Üzerime deliriyor üstü başıküfür kokan duvarlar..Bağırıyorum avazım çıktığı kadar,
duyulmasın diye kalbimin tik-tak'ları...Tırnakları sökülmüş bir ürperti yokluyor bedenimi....Uzayan gözaltı sürelerimde kayboluyor direncim...
"BU CAN PAZARI"; dizlerimin üstünde yürüdüğüm...
Acılar çoğalıyor... Yine adliye girişleri, koridorlar,kapı önü nöbetlerine takılıyor yürüyüşlerim...Kuleden kuleye üç kez uzun düdük sesi bölüyor uykularımı...Sonra ranza dibinde ödüyorum birikmiş volta borcumu...Zorluğun kuşatmasında susturulduğum tek ses Lââ(L)...
(s)üzülen yaşlarımda saklı, hain pusulardan kalmışlığım...
Soğuk bir ay dolanıyor uzak coğrafyamın gecelerine...
İstanbul kadar uzak, Filistin kadar büyük sancılarım
Sevda makamında türküler söylüyorum Marmara açıklarına...
Boğazın serin sularında (b)akışlarım…
Görecesiz bir yalnızlık bu…İnadına duvar örülüyor gözlerime...Ense kökümde köpek dişli sıcak namlular, kasten öldürmeye meyyal bir kalleşlikle takip ediyor beni...Tedirgin ad(ım)larla devam ediyorum yürüyüşüme…Uzun soluklu GEL-GİT ler geceyarısını bekliyor kuşatmak için düşlerimi...
Nicedir Uyu(t)muyorum uykumu...
"BU ZİNDAN…
BU KIRGIN…
BU CAN PAZARI...
MACERA DEÄžİL YAŞADIÄžIM"