04-26-2008, Saat: 11:06 AM
Bir=============
Programların hızla gelişip daha fazla RAM yutmaya başladığı zamanda, yeni bir programı çalıştırmak isteyen firma arkadaşıma telefon ederek RAM terfisi istiyor. O sırada staj için meslek lisesinin küçük sınıflarından da, becerikli ve başarılı bir velet şirkette işbaşında...
Kendisine verilen emir üzerine eline bir yıldız tornavida ile RAM modüllerini alan afacandoğru çağırıldığı yere gidiyor. Hızlı ve ustaca kasayı açıp RAM'leri takıp kapatıyor. Tam masanın altındaki kasadan uzaklaşıp ayağa kalkarken gözü mouse-pad'e takılan afacan sekretere dönerek :
-"Aaaaa! Pediniz ne kadar küçükmüş!" diyor. Bu laf üzerine derhal ayağa fırlayan sekreter canhıraş bir feryat ve öfke ile çocuğa:
-"Ben her zaman en büyük boyunu kullanırım. Terbiyesiz!" diye bağırıyor.
Çocuk ortada kendisinin anlayamadığı ancak önemli olabilecek bir olay olduğunu farkediyor ve dükana dönünce patrona soruyor:
-"Abi yaaaa! ...böyle böyle oldu. Bu kadın bana niye kızdı?" diye soruyor. Arkadaşta konuyla ilgili mesleğim olduğu için bana sordu:
-"ne diycez şimdi!" diye...
****
ikincisi:
yeni bilgisayar sahibi bir müşterinin, telefon açarak mouse pad i kötülemesi üzerine aleti satan arkadaş daha ne olduğunu bile sormadan:
-"biz onu size hediye olarak verdik. garanti kapsamı dışındadır" diye cevap vermiş.
Bu lafa çok bozulan aydın bir tüketici olan müşterisinin şikayetten bahsetmesi üzerine ve şahsın hatırlı tanıdıkları vasıtası ile kendisine geldiğini hatırlayan arkadaş, sormayı akıl etmiş:
-"sorun neydi?"
cevap:
-"PAD ÇOK KÜÇÜK, MOUSE'U BİRAZ OYNATINCA HEMEN BİTİYOR. DAHA BÜYÜÄžÜ YOK MUYDU?"
****
Arkadaşım zorlu bir ihaleden başarı ile sıyrılıp bugünün büyük tröstüne dönüşmüş şirketlerin arasından sıyrılıp, TC nin bakanlıklarına kurduğu ilk network'lerinden birini kurma işini kapıyor. Kablolar çekiliyor makinalar kuruluyor programlar yükleniyor. Pür neşe ve gayretli bir çalışma coşku ile devam ediyor. İşin ilk 1-2 günü geçip te ortaya birşeyler çıkmaya başlayınca orta yaşın az üzerinde, kelli felli bir adam yanlarına geliyor. Kendisi tanımadığı halde hoş geldiniz buyrun diyor, Zaten hemen ortama yetişen bir memur zatı şahanenin o bölümün başı olduğunu uygun bir dille belirtiyor. Daha da kasılan muhterem :
-"Şimdi bunlar bilgisayar mı oluyor?" diye soruyor.,
Arkadaşım diyaloğun başlangıç şekline bakarak, içinden sonucu konusunda Allah'a sığınıp:
-"Evet efendim!" şeklinde kibarca ve çekingen cevaplıyor.
Bürokratımız:
-"Eeee? bu şimdi sorduğun herşeyi bilir mi?"
Arkadaş:
-"Efendim! İçine koyduğunuz bilgilere, programlarda verdiğiniz komutlar şeklinde işlem yapıp sonuçları size......" şeklinde yarı basit yarı bilimsel ve çekingen bir gevelemeyle bilgi vermeye çalışırken Bürokratımız:
-"Sor bakayım! Bizim Elazığ şubemizdeki Mehmet Bey şu anda ne yapıyormuş?" deyince, arkadaşım bunu bilgisayarın bilemeyeceğini söylüyor ve karar:
-"Eeeee! Biz ne halt yemeğe bu zamazingolara bu kadar para döktüüükkkk!"
Programların hızla gelişip daha fazla RAM yutmaya başladığı zamanda, yeni bir programı çalıştırmak isteyen firma arkadaşıma telefon ederek RAM terfisi istiyor. O sırada staj için meslek lisesinin küçük sınıflarından da, becerikli ve başarılı bir velet şirkette işbaşında...
Kendisine verilen emir üzerine eline bir yıldız tornavida ile RAM modüllerini alan afacandoğru çağırıldığı yere gidiyor. Hızlı ve ustaca kasayı açıp RAM'leri takıp kapatıyor. Tam masanın altındaki kasadan uzaklaşıp ayağa kalkarken gözü mouse-pad'e takılan afacan sekretere dönerek :
-"Aaaaa! Pediniz ne kadar küçükmüş!" diyor. Bu laf üzerine derhal ayağa fırlayan sekreter canhıraş bir feryat ve öfke ile çocuğa:
-"Ben her zaman en büyük boyunu kullanırım. Terbiyesiz!" diye bağırıyor.
Çocuk ortada kendisinin anlayamadığı ancak önemli olabilecek bir olay olduğunu farkediyor ve dükana dönünce patrona soruyor:
-"Abi yaaaa! ...böyle böyle oldu. Bu kadın bana niye kızdı?" diye soruyor. Arkadaşta konuyla ilgili mesleğim olduğu için bana sordu:
-"ne diycez şimdi!" diye...
****
ikincisi:
yeni bilgisayar sahibi bir müşterinin, telefon açarak mouse pad i kötülemesi üzerine aleti satan arkadaş daha ne olduğunu bile sormadan:
-"biz onu size hediye olarak verdik. garanti kapsamı dışındadır" diye cevap vermiş.
Bu lafa çok bozulan aydın bir tüketici olan müşterisinin şikayetten bahsetmesi üzerine ve şahsın hatırlı tanıdıkları vasıtası ile kendisine geldiğini hatırlayan arkadaş, sormayı akıl etmiş:
-"sorun neydi?"
cevap:
-"PAD ÇOK KÜÇÜK, MOUSE'U BİRAZ OYNATINCA HEMEN BİTİYOR. DAHA BÜYÜÄžÜ YOK MUYDU?"
****
Arkadaşım zorlu bir ihaleden başarı ile sıyrılıp bugünün büyük tröstüne dönüşmüş şirketlerin arasından sıyrılıp, TC nin bakanlıklarına kurduğu ilk network'lerinden birini kurma işini kapıyor. Kablolar çekiliyor makinalar kuruluyor programlar yükleniyor. Pür neşe ve gayretli bir çalışma coşku ile devam ediyor. İşin ilk 1-2 günü geçip te ortaya birşeyler çıkmaya başlayınca orta yaşın az üzerinde, kelli felli bir adam yanlarına geliyor. Kendisi tanımadığı halde hoş geldiniz buyrun diyor, Zaten hemen ortama yetişen bir memur zatı şahanenin o bölümün başı olduğunu uygun bir dille belirtiyor. Daha da kasılan muhterem :
-"Şimdi bunlar bilgisayar mı oluyor?" diye soruyor.,
Arkadaşım diyaloğun başlangıç şekline bakarak, içinden sonucu konusunda Allah'a sığınıp:
-"Evet efendim!" şeklinde kibarca ve çekingen cevaplıyor.
Bürokratımız:
-"Eeee? bu şimdi sorduğun herşeyi bilir mi?"
Arkadaş:
-"Efendim! İçine koyduğunuz bilgilere, programlarda verdiğiniz komutlar şeklinde işlem yapıp sonuçları size......" şeklinde yarı basit yarı bilimsel ve çekingen bir gevelemeyle bilgi vermeye çalışırken Bürokratımız:
-"Sor bakayım! Bizim Elazığ şubemizdeki Mehmet Bey şu anda ne yapıyormuş?" deyince, arkadaşım bunu bilgisayarın bilemeyeceğini söylüyor ve karar:
-"Eeeee! Biz ne halt yemeğe bu zamazingolara bu kadar para döktüüükkkk!"