04-27-2008, Saat: 02:40 PM
Soytarı Gülmez Sırıtır-Mehmet Ali Kılıçbay
Geçiciliğini, hatta hiçliğini veya hiç olmamışlığını anlayan ve kavrayan varlık olmanın çelişkisinden kurtulabilmek için, insan kendini sabitleştirdiği matematik bir denklem kurar ve bu denklemin bütün değişkenlerini sabit saydığı kendi varlığına ve varoluşuna göre konumlandırır. Adeta kendiyle satranç oynayan ve kendi tarafını hep kazandıran yalnız oyuncunun durumunda olduğu gibi.
Sonuçta insan ötekine güler, kendine ağlar. Ama bu iki konum, sadece görünüşte zıttır. Bu sanal zıtlık, aynı çemberin üzerinde oluşan ters yöndeki hareketten kaynaklanmaktadır. Ve bu zıt yönlü, ama güzergahı aynı iki hareket iki kez kesişmektedir. Birinci zirve ve kesişme ölüm esnasında, yani sanal gerçekliğin hakikatle buluşması sırasında meydana gelir. Diğer zirve ve kesişme noktası, birincisiyle 180 derecelik açı yapan bir noktada bulunmaktadır. Burası gülerken ağlanan noktadır veya gülüşün yoğunlaşmasının ağlayışa dönüştüğü noktadır. "Öteki"nin başına gelen herhangi bir "olağandışılığın" (örneğin düşme gibi), "benim" başıma gelmemiş olmasından ötürü yaşanan komiklik duygusunun giderek yoğunlaşmasıdır. "Bu sefer de kurtuldum"un rahatlığı nın "ya bana da olursa!" rahatsızlığına dönüşmesidir.
(Ç)aLıntıdır..:tolga: