05-29-2008, Saat: 05:28 PM
Kur’ân ahlakı ile ahlâklanmış şuurlu bir Müslümanda bulunması gereken başlıca özellikler şunlardır:
1- Allah’ın birliğine ve O’ndan başka ilâh olmadığına, Allah’ın meleklerine, peygamberlerine, Hazret-i Muhammed (aleyhisselâm)’ın Allah’ın kulu ve peygamberi olduğuna, peygamberlere kitap gönderildiğine, âhiret gününe, öldükten sonra dirilmeye, hayır ve şerrin Allah’ın yaratmasıyla olduğuna şüphesiz inanır ve dili ile de bunları ifade (ikrar) eder.
2- Allah’ın emreylediği ve Hz. Muhammed (aleyhisselam)’ın gösterdiği şekilde namazını kılar, orucunu tutar, malının zekâtını verir. Ayrıca yetimlere, yoksullara, muhtaçlara, hısım ve akrabalara, yolda kalmışlara malı ve imkânları ile seve seve yardımda bulunur.
3- Allah’ın ve Hz.Peygamber’in emirlerine itâat eder ve ahlâkî vazifelerini eksiksiz yapar.
4- Mühim ve tehlikeli durumlarda asla sarsılmaz, gevşeklik göstermez. Allah’a itimat eder.
5- Felâketleri metanetle karşılar. Bunları sarsılmadan atlatabilmek için, bütün kuvvetini sarf eder, sabır ve tahammül gösterir. Allah’tan ümidini kesmez.
6- Ana-babaya itaat eder, onların kalplerini kıracak en ufak sözlerde ve işlerde bulunmaz.
7- Sözünde durur, ahdine vefa gösterir, emanete hıyânet etmez.
8- Üzerine aldığı her türlü vazifeyi, en güzel şekilde yapmaya çalışır.
9- Kılık kıyafetini, oturup yattığı yeri, bütün eşyalarını kirden ve pastan; kafasını kötü fikirlerden; kalbini fena duygulardan; dilini çirkin ve kaba sözlerden temizler. Beden ve ruh temizliğiyle herkese örnek olmaya çalışır.
10- İnsanlar arasında ihtilaf çıkarmaktan, insanları birbirine düşürecek sözlerden ve işlerden sakınır.
11- Kimsenin ayıplarını, gizli hallerini araştırmaz ve ortaya dökmez.
12- Bilmediği bir şey hakkında hüküm vermez.
13- Şahsiyetini kumar, içki, uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklardan korur; riyakârlık, dalkavukluk ve hilebazlığa tenezzül etmez.
14- Başkalarına karşı kibirlenmez, büyüklük taslamaz.
15- Kötülüğün, ahlâksızlığın her çeşidinden; gizlisinden, açığından, büyüğünden, küçüğünden sakınır; daima halkın iyiliği için çalışır.
16- Özü sözüne, içi dışına uygun ve dosdoğru olur.
Her nerede olursa olsun, kendi aleyhine bile bulunsa, hak ve doğruluktan ayrılmaz. Düşmanlarına karşı dahi adaleti ve insafı elden bırakmaz. Onların düşmanlıkları dolayısıyla, adaleti çiğnemez.
17- Yalan söylemez, yalan yere yemin etmez, yalan şahitliği yapmaz. Yalancılıktan nefret duyar.
18- Nefsinin alçak ve süflî arzularına uyarak doğru yoldan sapmaz. İffetten şaşmaz. Kötülerle dostluk kurmaz.
19- İsraftan da, cimrilikten de sakınır.
20- Ne eliyle, ne diliyle hiçbir kimseyi incitmez.
21- Komşularını sever ve sayar ve onları hiçbir şekilde gücendirmez.
22- Varlık zamanında da, darlık zamanında da başkalarına elinden geldiği kadar yardımda bulunur.
23- Öfkesini yenerek, kendine karşı yapılan kusur ve kabahatleri afveder, intikam sevdasına düşmez.
24- Bir kötülük işler veya bir haksızlık yapacak olursa, hemen Allah’ı hatırlayarak O’ndan af ve mağfiret diler, yaptığına pişman olur. Telafisi cihetine gider.
25- Her iyi işe destek olur, maddî ve mânevî yardımda bulunur. İnsanlara iyilik tavsiye eder. Fenalığa ve zulme asla yardımcı olmaz. Kötüleri korumaz ve herkesi kötülükten çevirmeğe çalışır.
26- Dargınları barıştırmak için çalışmayı vazife bilir. Kin gütmez, kimseye haset etmez, herkese faydalı bir insan olmağa özenir.
27- Fertlerin ve toplulukların nasıl yükseldiklerini, nasıl gerilediklerini ve nasıl düştüklerini tetkik ederek, onlardan ibret alır ve bu suretle başkalarının düştükleri hatalara düşmemeye çalışır.
28- Kim söylerse söylesin hakkı kabul eder. İlim ve hüneri, hikmet ve hakikati, nerede bulursa alır ve bunda hiç taassup göstermez.
29- Asla tembel değildir. Dünya için hiç ölmeyecekmiş gibi çalışırken, yarın ölecekmiş gibi de âhirete hazırlanır, her iki vazifesini de eksiksiz yapar.
30- Allah yolunda, millet ve memleket uğrunda her türlü fedakârlığa katlanır, yerine göre canını bile vermekten çekinmez.
31- Yapacağı bir işin önünü sonunu düşünmeden, hatırına gelir gelmez hemen yapmaya kalkışmaz. İbadetinde ve hayır hizmetlerinde acele ederek görevini eksik bırakmaz; ama geriye de kalmaz, daima ileri koşar.
32- Müslümanların derdini kendine dert edinir ve onların iyiliğine çalışır. Hastalarını arayıp sorar, sıkıntılarını gidermeye uğraşır, cenazelerine gider, kendisinden büyük olanları, hele ihtiyarları sayar, küçüklere acır ve her canlıya karşı şefkatli olur.
33- Herkese kardeş muamelesi yapar, başkalarının hayatlarına, haklarına, kendisininki gibi saygı duyar.
34- Kimse ile alay etmez, kimseye kötü bir lakap takmaz. Dilini gıybet, iftira ve yalandan; her türlü kötü ve çirkin sözlerden korur.
35- Herkesle hoş geçinir, dargınları barıştırmaya çalışır, üç günden fazla hiç kimseye küs durmamaya gayret eder.
36- Sevdiğini Allah için (yani bir karşılık beklemeyerek) sever; sevmediğini de yine Allah için sevmez.
37- İşlerinde kararsız ve evhamlı olmaz. Bir işin meydana gelmesi için mutlaka yapılması gereken sebeplere yapıştıktan sonra, Allah’a tevekkül eder.
38- Allah ve Peygamber sevgisini, her şeyden üstün tutar. Allah sevgisi ve Allah korkusu, onun bütün dünyasını kaplar.
39- Her ne suretle olursa olsun şüpheli şeylerden kaçınır.
40- Bir Müslüman için en büyük gaye; hakiki bir Müslüman olmaya çalışmak, Müslümanlığın öğrettiği faziletleri yaşamak ve yaşatmak ve bu suretle bütün insanlığa örnek olmaktır..
Altinidir
1- Allah’ın birliğine ve O’ndan başka ilâh olmadığına, Allah’ın meleklerine, peygamberlerine, Hazret-i Muhammed (aleyhisselâm)’ın Allah’ın kulu ve peygamberi olduğuna, peygamberlere kitap gönderildiğine, âhiret gününe, öldükten sonra dirilmeye, hayır ve şerrin Allah’ın yaratmasıyla olduğuna şüphesiz inanır ve dili ile de bunları ifade (ikrar) eder.
2- Allah’ın emreylediği ve Hz. Muhammed (aleyhisselam)’ın gösterdiği şekilde namazını kılar, orucunu tutar, malının zekâtını verir. Ayrıca yetimlere, yoksullara, muhtaçlara, hısım ve akrabalara, yolda kalmışlara malı ve imkânları ile seve seve yardımda bulunur.
3- Allah’ın ve Hz.Peygamber’in emirlerine itâat eder ve ahlâkî vazifelerini eksiksiz yapar.
4- Mühim ve tehlikeli durumlarda asla sarsılmaz, gevşeklik göstermez. Allah’a itimat eder.
5- Felâketleri metanetle karşılar. Bunları sarsılmadan atlatabilmek için, bütün kuvvetini sarf eder, sabır ve tahammül gösterir. Allah’tan ümidini kesmez.
6- Ana-babaya itaat eder, onların kalplerini kıracak en ufak sözlerde ve işlerde bulunmaz.
7- Sözünde durur, ahdine vefa gösterir, emanete hıyânet etmez.
8- Üzerine aldığı her türlü vazifeyi, en güzel şekilde yapmaya çalışır.
9- Kılık kıyafetini, oturup yattığı yeri, bütün eşyalarını kirden ve pastan; kafasını kötü fikirlerden; kalbini fena duygulardan; dilini çirkin ve kaba sözlerden temizler. Beden ve ruh temizliğiyle herkese örnek olmaya çalışır.
10- İnsanlar arasında ihtilaf çıkarmaktan, insanları birbirine düşürecek sözlerden ve işlerden sakınır.
11- Kimsenin ayıplarını, gizli hallerini araştırmaz ve ortaya dökmez.
12- Bilmediği bir şey hakkında hüküm vermez.
13- Şahsiyetini kumar, içki, uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklardan korur; riyakârlık, dalkavukluk ve hilebazlığa tenezzül etmez.
14- Başkalarına karşı kibirlenmez, büyüklük taslamaz.
15- Kötülüğün, ahlâksızlığın her çeşidinden; gizlisinden, açığından, büyüğünden, küçüğünden sakınır; daima halkın iyiliği için çalışır.
16- Özü sözüne, içi dışına uygun ve dosdoğru olur.
Her nerede olursa olsun, kendi aleyhine bile bulunsa, hak ve doğruluktan ayrılmaz. Düşmanlarına karşı dahi adaleti ve insafı elden bırakmaz. Onların düşmanlıkları dolayısıyla, adaleti çiğnemez.
17- Yalan söylemez, yalan yere yemin etmez, yalan şahitliği yapmaz. Yalancılıktan nefret duyar.
18- Nefsinin alçak ve süflî arzularına uyarak doğru yoldan sapmaz. İffetten şaşmaz. Kötülerle dostluk kurmaz.
19- İsraftan da, cimrilikten de sakınır.
20- Ne eliyle, ne diliyle hiçbir kimseyi incitmez.
21- Komşularını sever ve sayar ve onları hiçbir şekilde gücendirmez.
22- Varlık zamanında da, darlık zamanında da başkalarına elinden geldiği kadar yardımda bulunur.
23- Öfkesini yenerek, kendine karşı yapılan kusur ve kabahatleri afveder, intikam sevdasına düşmez.
24- Bir kötülük işler veya bir haksızlık yapacak olursa, hemen Allah’ı hatırlayarak O’ndan af ve mağfiret diler, yaptığına pişman olur. Telafisi cihetine gider.
25- Her iyi işe destek olur, maddî ve mânevî yardımda bulunur. İnsanlara iyilik tavsiye eder. Fenalığa ve zulme asla yardımcı olmaz. Kötüleri korumaz ve herkesi kötülükten çevirmeğe çalışır.
26- Dargınları barıştırmak için çalışmayı vazife bilir. Kin gütmez, kimseye haset etmez, herkese faydalı bir insan olmağa özenir.
27- Fertlerin ve toplulukların nasıl yükseldiklerini, nasıl gerilediklerini ve nasıl düştüklerini tetkik ederek, onlardan ibret alır ve bu suretle başkalarının düştükleri hatalara düşmemeye çalışır.
28- Kim söylerse söylesin hakkı kabul eder. İlim ve hüneri, hikmet ve hakikati, nerede bulursa alır ve bunda hiç taassup göstermez.
29- Asla tembel değildir. Dünya için hiç ölmeyecekmiş gibi çalışırken, yarın ölecekmiş gibi de âhirete hazırlanır, her iki vazifesini de eksiksiz yapar.
30- Allah yolunda, millet ve memleket uğrunda her türlü fedakârlığa katlanır, yerine göre canını bile vermekten çekinmez.
31- Yapacağı bir işin önünü sonunu düşünmeden, hatırına gelir gelmez hemen yapmaya kalkışmaz. İbadetinde ve hayır hizmetlerinde acele ederek görevini eksik bırakmaz; ama geriye de kalmaz, daima ileri koşar.
32- Müslümanların derdini kendine dert edinir ve onların iyiliğine çalışır. Hastalarını arayıp sorar, sıkıntılarını gidermeye uğraşır, cenazelerine gider, kendisinden büyük olanları, hele ihtiyarları sayar, küçüklere acır ve her canlıya karşı şefkatli olur.
33- Herkese kardeş muamelesi yapar, başkalarının hayatlarına, haklarına, kendisininki gibi saygı duyar.
34- Kimse ile alay etmez, kimseye kötü bir lakap takmaz. Dilini gıybet, iftira ve yalandan; her türlü kötü ve çirkin sözlerden korur.
35- Herkesle hoş geçinir, dargınları barıştırmaya çalışır, üç günden fazla hiç kimseye küs durmamaya gayret eder.
36- Sevdiğini Allah için (yani bir karşılık beklemeyerek) sever; sevmediğini de yine Allah için sevmez.
37- İşlerinde kararsız ve evhamlı olmaz. Bir işin meydana gelmesi için mutlaka yapılması gereken sebeplere yapıştıktan sonra, Allah’a tevekkül eder.
38- Allah ve Peygamber sevgisini, her şeyden üstün tutar. Allah sevgisi ve Allah korkusu, onun bütün dünyasını kaplar.
39- Her ne suretle olursa olsun şüpheli şeylerden kaçınır.
40- Bir Müslüman için en büyük gaye; hakiki bir Müslüman olmaya çalışmak, Müslümanlığın öğrettiği faziletleri yaşamak ve yaşatmak ve bu suretle bütün insanlığa örnek olmaktır..
Altinidir