06-21-2008, Saat: 08:52 PM
AdlالعدلHerkese hakkını veren,AfüvالعفوGünahları silip sâhibini cezâlandırmaktan vazgeçenÂhirالآخرVarlığının sonu olmadığını belirtir ve insanlara vadettiği sonzuz hayâtı verenAlîmالعليمBilgisi sonsuz olan, herşeyin farkında olup en ince noktasına kadar bilenAliyyالعليYüksek, büyük ve yüce, güçte, bilgide, hükümde, irâdede ve diğer bütün yetkin sıfatlarında üstün olanAllahاللهKendisinden başka olmayan "O" ilah. El-İlah'dan türemiştir.AzîmالعظيمÇok yüce ve sınırsız ve kayıtsız büyüklük, üstünlüğün tek sâhibi, pek azametli olan, yüce.Azîzالعزيزİzzet sâhibi, mağlup edilmesi imkansız olan, herşeye galip olan.BâisالباعثÖlüleri dirilten, her canlıyı ölümünün ardından yeniden dirilten.BâkîالباقيSüreklilik sâhibi, sonsuza kadar kalan, sonsuz.Bâri'البارئYarattıklarını temiz ve sağlam bir nizâm üzere yaratan, olgunlaştırarak birbirinden farklı niteliklerde meydana getiren, âzâ ve cihazını birbirine uygun yaratan.BasîrالبصيرHerşeyi her yönüyle eksiksiz gören, yarattıklarına da görme duyusunu veren.BâsitالباسطHer hayrı veren, lütuf ve rahmetini kullarına yayan, dilediğine bolluk veren.BâtınالباطنGizli, cisim olarak görülmeyen, varlığı gizli olan, ancak varlığı da kesin olarak bilinendir.BedîالبديعEmsalsiz, acâyip ve hayret verici âlemler yaratan.Berrالبَرّİyilik ve güzellik, bağışta bulunma, kullarına yardımcı olmaCâmiالجامعİstediğini istediği şekilde, istediği zaman, istediği yerde toplayan.CebbârالجبّارAzamet ve kudret sâhibi, istediğini mutlak yapan, dilediğine muktedir olan.CelîlالجليلBüyüklük ve ululuğu pek yüce olandır.DârالضارZarar verici şeyler yaratanEvvelالأوّلHerşeyden önce, öncelerin öncesi, başlangıçların yaratıcısı ve varlığının öncesi olmayanFettâhالفتّاحKulların her türlü güçlük ve sıkıntılarını açan ve kolaylaştıranGaffârالغفّارKullarının günâhlarını affeden ve çok bağışlayan yüce varlıkGafûrالغفورMağfiret eden, suçları bağışlayan, affeden, insanların beğenilmeyen taraflarını gizleyendir.GanîالغنيÇok zengin, hiçbir şeye muhtaç olmayan.HabîrالخبيرHer şeyden haberdâr olan, herşeyin iç yüzünden ve gizli tarafından her yönüyle bilenHâdîالهاديHidâyete kavuşturan, kulunu hayırla muvaffak kılan.HâfıdالخافضAllah'ın, emirlerini dinlemeyen, başkalarını beğenmeyen, büyüklenip hak ve hukuk tanımaz zorbaları rezil, perişan edenHafîzالحفيظMuhafaza eden, koruyup saklayan, yapılan işleri bütün ayrıntılarıyla saklayıp, herşeyi belli vaktinde âfet ve belâlardan koruyanHakemالحكمHikmet sâhibi olan, yaptığı her işte hikmeti gözeten, hükmeden.HakîmالحكيمHerşeyi inceliğiyle bilip buna göre emir ve yasakları vâzeden, buyrukları ve bütün işleri yerli yerinde olanHakkالحقّVarlığı hiç değişmeyen, hiç yok olmayan ve gerçek olanHâlikالخالقYaratıcı olanHalîmالحليمAcele etmeyen, günahkârların cezâsını vermeye güç yetirdiği onlara yumuşak davranarak cezâlarını geriye bırakan, hilmi çok olanHamîdالحميدÇok övülen, övgüyle değer sıfatlarıyla hamd edilenHasîbالحسيبHerkesin yaptıklarını tâkdir eden, yapılanları bütün ayrıntılarıyla bilip her insanı hesâba çekerek yaptığının karşılığını verenHayyالحيّEzelî ve ebedî diri olan, uyuklama, yorulma gibi noksanlıklardan uzak olan.KābidالقابضHerşeyi sonsuz kudreti altına alan, bu kudretiyle kuşatıp kavrayan, herşeyi emri altına alıp tutanKādirالقادرKudret sâhibi, tükenmez kudreti olan, istediğini dilediği gibi yapmaya muktedir olanKahhârالقهّارZiyâdesiyle kahredici, yok edici yüce bir varlıkKaviyyالقويّKudretli, güçlü ve sınırsız kuvvet sâhibi olanKayyûmالقيّومYarattıklarının işini çeviren, her işleneni bilen, evveli olmayan.KebîrالكبيرBüyük, yüceKerîmالكريمCömert, kerem sâhibi; muktedirken affeden, cömertlik duygusunu veren, va'dini yerine getiren, çok ikrâm ediciKuddûsالقدّوسHer türlü hatâ, gaflet ve âcizlikten, eksiklikten uzak, mutlak kemâl sâhibiLatîfاللطيفEn ince işlerin bile bütün inceliklerini bilen, nasıl yapıldığına nûfuz edilemeyen en ince şeyleri de yapanMâcidالماجدUlu ve cömert, şÃ¢nı yüce anlamlarını taşımaktadır. Kadri ve şÃ¢nı büyük, kerem ve müsamahası bol.Mâlik-ül Mülkمالك الملكMülkün ebedî ezelî sâhibi.MâniالمانعBâzı şeylerin meydana gelmesine müsâde etmeyen, engelleyen.MecîdالمجيدŞan, şeref, büyüklük ve kudretinden dolayı yüce olan ve güzel işlerinden dolayı da sevilip övülendir. Şeref, ancak kendi emir ve yasaklarına uymakla elde edilebilir (Hud, 11/73). Şanı, şerefi çok üstün olan.MelikالملكMülkün sâhibi, mülk ve saltanatı devamlı olan.MetînالمتينMetânetli, kuvveti çok şiddetli olup hiçbir iş zor gelmeyen, pek güçlü demektir.Mu'ahhirالمؤخّرHerşeyden sonra yine var olan; O'na uymayanları zelîl edip arkada bırakan, istediğini geri koyanMucîbالمجيبO'na yalvaranların isteklerine icâbet eden ve karşılık verendir, teklifleri bilenMuğnîالمغنيDilediğine zenginlik veren, ihtiyaçlarını gideren, müstağni kılan.MuhsinالمحسنÇokça veren, sonsuz düşünülse bile herşeyin sayısını her yönüyle bilenMuhyîالمحييDirilten, canlandıran ve hayat verenMuîdالمعيدYaratılmışları yok ettikten sonra tekrar yaratanMuizالمعزİzzet ve ikrâm edici, şeref sâhibiMukaddimالمقدّمHerşeyden önce olan, dilediğini öne alan; dilediğine maddî ve manevî nimetler verip yükselten, öne geçirenMukîtالمقيتRızıkları yaratan, bilen, tâyin eden, her yaratılmışın rızkını veren.MuksitالمقسطBütün işlerini dengeli yapanMuktedirالمقتدرGücü herşeye yeten, herşeyi dilediği duruma getiren, kuvvet sâhipleri üzerinde istediği gibi tasarruf edenMusavvirالمصورYaratmış olduğu varlıkların şekillendiren ve durumlarını tâkdir edenMübdî'المبدىءHiç yoktan ortaya koyan, vâreden, yaratanMüheyminالمهيْمنAllah'ın görüp gözeten, herşeye şÃ¢hit olan, herşeyi koruması altına alan, onları muhâfaza edip saklayanMü'minالمؤمنÃŽmân ve güven veren, her türlü şüphe ve tereddütleri kaldıranMümîtالمميتÖldüren, ölümü her canlıya tâkdir edip bunu uygulayanMüntakimالمنتقمİntikâm alanMüteâliالمتعالِYüksek ve yüce varlıkMütekebbirالمتكبّرHer hususta çok büyük ve azamet sâhibi ulu yaratıcıMüzilالمذلYüce Allah'ın lâyık olanları zillete düşüren, zelîl kılan, onları hor ve hakîr edenNâfiالنافعHayr ve menfaat verecek şeyleri yaratan, faydalandıran.NûrالنورÂlemleri nurlandıran, dilediğini nûr eden, nûr, ışık olan.RâfiالرافعKaldıran, yükselten ve yüksek olanRahîmالرحيمBağışlayıcı, sevdiklerine ve müminlere (âhirette) merhamet eden.RahmânالرحمنPek merhametli, çok rahmet sâhibi olanRakîbالرقيبGörüp gözeten, murâkebe eden, bütün varlıklar üzerine gözcü olup bütün işlerini kontrol altına alanRa'ûfالرؤوفÇok şefkat ve merhamet gösteren, çok esirgeyen, kolaylık sağlayanReşÃ®dالرشيدBütün âlemleri dosdoğru bir nizam ve hikmetle âkıbetine ulaştıranRezzâkالرزّاقBütün yaratıkların rızıklarını verenSabûrالصبورÇok sabırlı olan, isyankârlardan acele intikam almayanSamedالصمدHiçbir şeye muhtaç olmayan, tüm canlıların ihtiyaçlarını gideren ve her türlü istekte doğrudan kendisine başvurulanŞehîdالشهيدHerşeye şÃ¢hit olan, herşeyi hakkıyla gören, bilen ve muâmelesini de buna göre yapanŞekûrالشكورÇok şükre lâyık olan, kendi rızâsı için şükredilen, şükür olarak yapılan iyi işlerin daha fazlasıyla karşılığını veren, insanlara nimetlerini artırarak şükür muâmelesi yapanSelāmالسلامHer türlü eminliğin, salimliğin aslı olan. Selam, İslâm sözcüğüyle aynı semantik kökten türer.Semîالسميعİşiten, işitme kuvvetine sâhip olan ve işitme gücünü verenTevvâbالتوّابTövbeleri çok kabul eden, tövbe kapısını açık tutarak tövbe etme imkânı verenVâcidالواجدVârolan ve herşeyi vâreden, icâd eyleyen; varlığı kendinden olan; dilediğini istediği anda var edip yaratanVâhidالواحدTek, bir olan; kendisinden başka tanrı olmayanVâlîالواليYardım eden, destek veren, işleri düzenleyen, yönetenVârisالوارثBütün servetlerin gerçek sâhibiVâsiالواسعBağışlaması bol ve rahmeti çok olanVedûdالودودÇok şefkatli, muhabbetli, sâlih kullarını çok seven ve onlarca çok sevilen, onları rahmet ve rızâsına erdiren; sevilmeye ve dostluğu kazanılmaya yegâne lâyık olanVehhâbالوهّابÇok fazla bağışlayanVekîlالوكيلHayâtını Allah'a tevekkül ederek düzenleyen ve böylece O'na sığınanların işlerinde kendilerine yardım edenVelîالوليDost, emir sâhibi ve iyi insanların, yâni müminlerin dostu (velîsi) olup onlara yardım ederek işlerini yönetenZâhirالظاهرGörünen, varlığında hiç şüphe olmayan, varlığı herşeyden âşikâr olanZülcelâl-i vel-İkrâmذو الجلال والإكرامHem azamet, hem de fazl-u kerem sâhibi.