07-05-2008, Saat: 09:51 PM
Ben seni ölümüne sevdim, ölümüne geldim sana.Ama ya sen?
Fırtınasız,sade bir hayatım vardı senden önce.Yaşıyor muydum,bilemem.Sıradanlığın griliği içinde kaybolmuş insanlar arasında yaşamaya çalışıyordum.Ölmeye hakkım yoktu,biliyordum.
Sonra sen geldin.Normal değildi gelişin.Yakıp yıkarak,dünyamı alt üst ederek geldin davetsiz,ama özlenen bir misafir gibi.Kasırgalar koptu yaprak kıpırdamayan dünyamda.Oradan oraya savrulmaya başladım.İçtiğim su gibi,ekmek gibi oldun önce.Nefesim olup,içime doldun.Sesini duymadığım gün,boğulduğumu hissettim; artık can olmuştun...Sonra delice aktın damarlarımda;kan oldun bana.Ölüme eşdeğerdi sensizlik.
Ama,baştan ayağa yasaktın,imkansızdın; yıkamadığım,aşamayacağım engellerin ardında.Ölüm,bir madalyon gibi boynumdaydı artık.Sensiz ölüyordum; ama seninle de ölümdü hayat.Uzak durmak istedim, yaklaşmamak.Akıllı hiç bir insan,yanacağını bile bile yaklaşmazdı ateşe.Oysa ben,ateşle oynuyordum.Anladım ki,sevgim deliliğimdi.Sen gelirken,aklım firar etmişti düşünmeden,delice sevdim; hesapsız,karşılıksız.Ya sen...?
Önce aklımı aldın; başka bir şey düşünemez oldum.Sonra sözlerimi...Senden gayrısını konuşamaz,yazamaz oldum.Gözlerimi istedin sonra; aldın.Göremiyordum artık başkasını.Yüreğimin sende olduğunu farkettiğimdeyse,çok geçti.Ben, bende değildim artık.Beni almıştın; çalmıştın belki de...
İnatçı,hırçın,alabildiğine güçlüydüm herkese karşı.Sana ise,sadece aşık..Sana hırçınlığım, ölesiye kıskançlığımdı.Baktığın,konuştuğun herkesten kıskandım seni.
Sonra, çağırdın bir gün; "gel" dedin.Gelmemeliydim.Ama,sana kullandığım lügatte "hayır" yoktu.Oysa imkansızdı,yasaktı,zordu dağların kucaklaşmasıydı sana gelmek.Bir damla su içmeden çölleri aşmaktı.Martının balığa aşık olmasıydı.Kuru güllerin hayat bulmasıydı.Garip bir teslim oluştu; geldim...Ay Dünyaya değdi, Dünya Güneşe...Kıyamet koptu. Aşkta imkansız yoktu dağlar delinmiş,çöller aşılmıştı.
Aşık için vuslat,sevgilinin yüreğine dokunmak demekti; tenine değil.Yüz sürmekti yüzüne; omzuna başını koymaktı.Sadece nefesinin sıcaklığıyla yetinebilmekti.Bir ömrü,bir saate sığdırabilmekti.
Sarılıp ağlamaktı belki de vuslat.Gözyaşlarını zincir yapıp,onu bağlamaktı; bırakmamaktı.Anlıktı.
Vuslat,başlangıçtı ayrılığa;ölüm demekti.Geldim yine de...
Her gelen giderdi,gitmeliydi.Ben de öyle yaptım.Gelmek kadar zordu gitmek,ardıma bakmadan.Çağlayanlarımı içime akıtıp,sevgiliyi yakmadan.Aslında bir enkazken,dimdik gözükmeli,ayakta kalmalıydım. Dayanmalıydım.Bedendi sadece ardına bakmayan.Gözlerim,sözlerim,hiç söylemediklerim ve yüreğim sende kalmıştı.
Gitmekten de zordu belki,gidenin ardından bakmak.Giden mi sürgündü,kalan mı? Giderken geride bırakmışsa yüreğini, gidendi sürgün.Gidene vermişse yüreğini, kalan hem sürgün hem sılada gurbeti yaşayandı.Gidenden de,kalandan da bir yığın soru işareti kalırdı geriye.
Vuslat mı daha zordu, ayrılık mı?Gitmek mi zordu, yoksa kalmak mı?Ayrılık mı zordu, ölüm mü?... Aşık için, ayrılık ölümden zordu.Çünkü,ölümden öte köy yoktu.Hayat, sevgilinin yanında başlar,son bulurdu.
Ve ben sevgili, seni ölümüne sevdim; sana ölümüne geldim; senden ölümüne ayrıldım...
Ya sen...?
Fırtınasız,sade bir hayatım vardı senden önce.Yaşıyor muydum,bilemem.Sıradanlığın griliği içinde kaybolmuş insanlar arasında yaşamaya çalışıyordum.Ölmeye hakkım yoktu,biliyordum.
Sonra sen geldin.Normal değildi gelişin.Yakıp yıkarak,dünyamı alt üst ederek geldin davetsiz,ama özlenen bir misafir gibi.Kasırgalar koptu yaprak kıpırdamayan dünyamda.Oradan oraya savrulmaya başladım.İçtiğim su gibi,ekmek gibi oldun önce.Nefesim olup,içime doldun.Sesini duymadığım gün,boğulduğumu hissettim; artık can olmuştun...Sonra delice aktın damarlarımda;kan oldun bana.Ölüme eşdeğerdi sensizlik.
Ama,baştan ayağa yasaktın,imkansızdın; yıkamadığım,aşamayacağım engellerin ardında.Ölüm,bir madalyon gibi boynumdaydı artık.Sensiz ölüyordum; ama seninle de ölümdü hayat.Uzak durmak istedim, yaklaşmamak.Akıllı hiç bir insan,yanacağını bile bile yaklaşmazdı ateşe.Oysa ben,ateşle oynuyordum.Anladım ki,sevgim deliliğimdi.Sen gelirken,aklım firar etmişti düşünmeden,delice sevdim; hesapsız,karşılıksız.Ya sen...?
Önce aklımı aldın; başka bir şey düşünemez oldum.Sonra sözlerimi...Senden gayrısını konuşamaz,yazamaz oldum.Gözlerimi istedin sonra; aldın.Göremiyordum artık başkasını.Yüreğimin sende olduğunu farkettiğimdeyse,çok geçti.Ben, bende değildim artık.Beni almıştın; çalmıştın belki de...
İnatçı,hırçın,alabildiğine güçlüydüm herkese karşı.Sana ise,sadece aşık..Sana hırçınlığım, ölesiye kıskançlığımdı.Baktığın,konuştuğun herkesten kıskandım seni.
Sonra, çağırdın bir gün; "gel" dedin.Gelmemeliydim.Ama,sana kullandığım lügatte "hayır" yoktu.Oysa imkansızdı,yasaktı,zordu dağların kucaklaşmasıydı sana gelmek.Bir damla su içmeden çölleri aşmaktı.Martının balığa aşık olmasıydı.Kuru güllerin hayat bulmasıydı.Garip bir teslim oluştu; geldim...Ay Dünyaya değdi, Dünya Güneşe...Kıyamet koptu. Aşkta imkansız yoktu dağlar delinmiş,çöller aşılmıştı.
Aşık için vuslat,sevgilinin yüreğine dokunmak demekti; tenine değil.Yüz sürmekti yüzüne; omzuna başını koymaktı.Sadece nefesinin sıcaklığıyla yetinebilmekti.Bir ömrü,bir saate sığdırabilmekti.
Sarılıp ağlamaktı belki de vuslat.Gözyaşlarını zincir yapıp,onu bağlamaktı; bırakmamaktı.Anlıktı.
Vuslat,başlangıçtı ayrılığa;ölüm demekti.Geldim yine de...
Her gelen giderdi,gitmeliydi.Ben de öyle yaptım.Gelmek kadar zordu gitmek,ardıma bakmadan.Çağlayanlarımı içime akıtıp,sevgiliyi yakmadan.Aslında bir enkazken,dimdik gözükmeli,ayakta kalmalıydım. Dayanmalıydım.Bedendi sadece ardına bakmayan.Gözlerim,sözlerim,hiç söylemediklerim ve yüreğim sende kalmıştı.
Gitmekten de zordu belki,gidenin ardından bakmak.Giden mi sürgündü,kalan mı? Giderken geride bırakmışsa yüreğini, gidendi sürgün.Gidene vermişse yüreğini, kalan hem sürgün hem sılada gurbeti yaşayandı.Gidenden de,kalandan da bir yığın soru işareti kalırdı geriye.
Vuslat mı daha zordu, ayrılık mı?Gitmek mi zordu, yoksa kalmak mı?Ayrılık mı zordu, ölüm mü?... Aşık için, ayrılık ölümden zordu.Çünkü,ölümden öte köy yoktu.Hayat, sevgilinin yanında başlar,son bulurdu.
Ve ben sevgili, seni ölümüne sevdim; sana ölümüne geldim; senden ölümüne ayrıldım...
Ya sen...?