Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8
Hüzün öylesine dilsiz ki…
Ay ışığı parıltısıyla parlayan Gözlerini göremesem de, yıldızlara
bakarken aramanı isterim gözlerimi gözlerinde…
Yürek vurgunu nedir bilir misin?
İsyan etti mi yüreğin diline ve yürek ülkendeki yarayı anlatabildi mi
dudakların?
Kelimeler ihanet etti mi hiç sana onlara en çok ihtiyacın olduğunda?
Beni hep o anlarda terkettiler…
Lal olur dilin, mühürlenir yüreğin, sessizlik çok kalabalık gelir
yüreğine ve gözlerin yere eğer bakışlarını,
duymasın ister hiç kimse ızdırabını…
Hiç hayal kurdun mu gecenin karasına aldırmadan…
Gökyüzünün en uçuk mavisi kadar saf ve yapmacıksızca…
Dokundun mu bulutlara…
Yağmur tenine düşünce titredin mi, üşüdün mü sensizliğe?
Her adımın ayrılık oldu mu senin?
Kaldırımlarda dinlemek ayakkabılarının sesini…
Ellerin cebinde olmalı ve bedeninin yanında olmamalı düşüncelerin…
Ellerine hasret ellerim,
Yapayalnız...
Yüreğine hasret yüreğim,
Çaresiz...
Gözlerine hasret gözlerim,
Üzgün...
Sesine hasret günlerim,
Bomboş...
Sevgine hasret benliğim,
Sana hasret...
Bir gün her şeyinle dimdik her türlü kavgaya hazır,çıplak,gergin,
Her sözü verebilecek kadar aceleci,
Tutamayacak kadar unutkan.
Sade çaresizken kadın genelde erkek
Kendi sözlerinin gölgesine hayran.
Hiç bişi gerçek değil alkışlar yalan,
Hala bi çift çarpık bacak
Kendi resmi resmiyle barışık.
Küs eskisiyle ve eski sevgililerinin hepsiyle.
Ama hala çok güzel hakkında knuşmak senin
Ben senden bahsediyorum yine kime darlansa kalbim kimin kılığında.
Ne zaman aklım çıksa yerinden tuzu ayarında göz yaşlarımla dönmeyeceğine inandığım günlerde bu seyrüseferden(bu seyrüsefer sözünün burda geçme sebebi tamamen kelimeyi sevdiğimden)
Diyorum işte bu sefer oğlum işte bu sefer
Olacak olmakta olan,
Yanacak yanmakta olan,
Çare yok akacak akmakta olan düşecek...
Ama hala çok güzel hakkında konuşmak senin
Düşünmek seni en ayıp kılıklarda,en düşmüş saatlerde.
Hala güzel hakkında konuşmak senin...
30'u geçmişiz hiç haketmicek kağıtlarla
Oysa boş vermişiz geçmeyelim kalalım diye o sularda.
Yalnız çirkince geçmiş bi gençliğin ağıtı bu kadar acıksız olurdu zaten.
Çocuktum kürtlerin kuyruğundan bahsedilirdi nicedir uyruğundan bahsediliyor.
Ve kim ne söylese bu mühim mesele hakkında mühim kanamalar tespit ediliyor hastanın dosyasında.
Ve diyrum ki ben bazen bu iki sevgilinin arasında ve ikisinin eşit derecede akrabası
İlk kez bir düğünde adam hem erkek hem kız tarafı,
Bağırıyorum şaka yollu,
Olacak olmakta olan,
Yanacak yanmakta olan,
Akacak akmakta olan çare yk düşecek...
Ama hala çok güzel hakkında konuşmak senin.
Bir beyhude çabasına daha girişmek seni met etmenin sana küfretmenin.
Hala güzel hakkında konuşmak senin.
Kökünü kendi sökmüş bir inatçı adamdır yurdum.
Hangi toprağa denk gelmişse oraya salmış kılcallarını ve hepsinden başka çiçek türemiş olabildiğince yaban otlarının arasında.
Çok şahane insanlardır kendini soyacak kadar ahmak hırsızları ayırırsan.
Çok iyi şiirler yazdım kötülerin tamamını çıkarırsan.
Ama hala güzel hakkında konuşmak senin...
Hatta alehinde,
Bağır çağır hatta.
Yeri gelirse çok sağlam bi kaç göz yaşı eşliğinde.
Güzel hala güzel hakkında konuşmak senin.
Dilimin dolanması her görüşmede,her karşılaşmada
Yani her eski sevgililer bayramında hayatın güzel.
Rakının ikinci dublesinde ilk karşımıza çıkanı öptüren şey neyse,
Bir şölenlik hatıra mı yoksa çift dingilli bir acı mı yanısıra neyse artık o şey.
Hani bi bıçak saplaması kadar hasımhane ve bildiğin cennet davetiyesi kılığında bi şey işte neyse o şey o güzel...
Hala güzel hakkında konuşmak senin...
Gülüşünde bir mana var,
Saklayamazsın.
Sarılışında ne düşler,
Ne düşükler,
Sakınamazsın.
Aynı yolları,
Kimsesiz mekanları,
Birlikte özleme hasreti...
Yalnızlığımın dert ortağı gastrit...
Gülüşünde bir mana var,
Saklayamazsın.
Bütün iç savaşlarda,
Rehin alındı bu yürek
Kandıramazsın.
Hangi çekilişin
Büyük ikramiyesi bu,
En uzak sevişmelerin
Yeni yetme utancı.
Lakin aşk,
Biraz da utanmaktır yaşamaktan,
Sakınamazsın...
Yeni yetmelik işine gelince:
O zaten hepimizin gizli öznesi
Türkçede var.
Bazı dillerde yok.
Gülüşünde bir mana var,
Saklayamazsın.
Kime niyet kime felaket bu aşk,
Anlayamazsın.
Ödümüz patlıyor acı çekmekten
Oysa;
Biraz da acıdır,
Aşkın mayası.
Kaçınamazsın.
Gülüşündeki manayı saklayamazsın.
Tutunacak yerimiz yok,
Resmi tutanaklarda.
Gülüşünde bin yıllık hasret var,
Saklayamazsın.
..........................
Bu yazık karşılaşmanın
Alnımıza çakılıyor anafikri:
Aşka cesaretimiz yoksa
Başka zaman görüşürüz!
Ödümüz patlıyor acı çekmekten
Oysa;
Biraz da acıdır,
Aşkın mayası.
Kaçınamazsın.
Sandı ki sevda bırakırım seni
Bitmesi gerekmiş gibi geldi herkese
Oysa senin bile bilmen gerekmez
Öylesi sessiz iç geçirişlerimi.
Bizim burada acıyı fazla dayarlar mutluluk azdır
Sen de yoksan zaten bunun adı
Olsa, olsa çok iş
Az laftır
Gece kararmaz düşlerde
Hep aydınlık inadına yalnız
Sözüm ona derme çatma bir aşk kalıntısıydım
Biliyorum
Derinlerinde bir yerler de
Kader ya
Bizim kitap da böyle karalanmış işte
Derman yok sana
Sonrası özet geçmeyeceğim
Anlatmak zor geliyor şimdi
Kusuruma bakma alnı karalanmış kalp kapağının
Öyle açık duruşu kandırmasın seni
Sabır insanı bazen de köreltiyor ben gibi
Yüreğine merhametsiz değilim
Sadece, ne oldu bilmiyorum içimde gizli, gizli
Giz-lendi sende ki izim
Bir gülün yakasında kurtulamadığı
Paçasız, asi ve kurnaz dikenim
Yapraklar delinmiş öfkemden
Bilir misin bilmem
Gül’ü en çok diken kıskanır sevdiğinden.
Kısmetsiz,
Ve bir o kadar da hazindir benim sonum
Ben önce severim
Baktım ölmeye yüz tuttum
Daha da bağlanırım
Bakarım eriyorum
Tamam derim âşık oluyorum
Öldüğümü görünce de
İşte şimdi
Tüm güller benden kurtulur
Kurtulur da
Dikensiz gül
Bensiz sen gibi olur
"Gidiyorum işte
Hayalde gör, düşte gör."
Yalnızlığın da ucuna geldim,
sırtımda kederin hançeri,
saplanmadan hep tehditle yürütür beni.
Bilmem neden ve nasıl çıktım bu yola,
vardır elbet başlangıcı bu halin;
ben de bir harmandan savruldum sonunda,
konmasız uçtum peşinden kadın denilen hayalin.
Hayatmış ama asıl beni kandıran cilve.
Yine de bir şey verdi diyemem bana bu derin tasavvur
ve yeryüzü meridyenlerle kestiğim özlü çamur
kerpici iliğimde kurur, ağrısı yüzüme vurur.
Ah ne vedadır ne vebadır ne vebaldir bu!
Gitmek değil, artık dağılmak benimkisi
tozuyan aklım ve hafızamla.
Bitsin artık bu şiirler, bu kitap, bu içe dönük cihannüma
Hayalse katili bir insanın
cesedi vurmaz hiçbir kıyıya.
Ne guzel sey; SENI SEVIYORUM demek
Sevdigini soyleyebilmek ne guzel...
Her baharda, gece-gunduz
Her saniye
SENI SEVIYORUM!
SENI SEVIYORUM!
SEVIYORUM SENI!
Diyebilmek ne guzel...
Cunkusu yok, nedeni yok sevmenin
Zamani hic yok,
Dakikalar zaman ustu...
Utangac bir gecenin kucaginda
Yagmurlar vuruyor pencereme,
Askin vuruyor kalbimin kiyilarina
Gecenin bu cildirtan yalnizliginda
Askin ayak seslerini duyuyorum yuregimde
Ve hasretini icimde,
SENI SEVIYORUM!
Sesini duymak istiyorum uyumadan once
Sabahlara kadar konusmak,
Hic kapatmamak telefonu...
Ayni duslere uyumak sonra
Ve uyanmak ayni gunese
SENI SEVIYORUM!
Daha bir guzellestim son gunlerde,
Gozlerimin ici parliyor,
Kabina sigdiramiyorum aski.
Gulmek geliyor icimden,
Sokaklarda kosar adim yurumek,
Tanidik, tanimadik herkese selam vermek,
Merhaba ulkemin guzel insanlari,
Hepinize, hepinize merhaba
SIZI de SEVIYORUM!
Yagmuru, denizi, kokusunu topragimin
Gok mavisinde guvercinleri, martilari.
Dag eteklerinde gelincikleri seviyorum ates kirmizisi
Bindallilariyla koy kizlarini
Ve elleri hamur kokan analari
Hepsini sende seviyorum
SENI SEVIYORUM!
Senin sevdigin gibi topluyorum saclarimi,
Siyah kazagimi daha cok yakistiriyorum kendime
Ve daha cok seviyorum limonlu cayi...
Senin sevdigin her seyi seviyorum
Turkulerini memleketin,
feneri, kara kartali senin icin,
Davamizi ve siiri sende seviyorum.
SENI SEVIYORUM!
Iyi ki dogdun iyi ki varsin.
Dogum gunun kutlu olsun!
SENI COK SEVIYORUM!
SENI COK SEVIYORUM!
Yasamaksa seni sevmek,
Ben hic olmedim...
SENI SEVIYORUM
gece yüreğime konaklanan ölü kuşlar
her sabah gülüşünle kanat çırpar usulca
başka türlü bir sevda bendeki
ateşin suya karışması gibi
hırslı ve tutkulu
ne suyu yakabildi ateş
ne söndürebildi su içimdeki yangınını
gündüzün geceye yüzünü çevirdiği dar vakitlerde
yüreğimin tan yerisin
alabildiğine kızıl ve mavi
ve müjdelerken karanlık yeni bir yalnızlığı ellerime
yıldız yıldız yağarsın göğümden sen
ıslak düşlerime...
Aşkların en güzeli yaşanmamış olanıdır
Duyguların kalplerde saklı duranıdır
Belki bir şiir, bir şarkı sızlatır kalbini
Ama yaşanmamış aşkların sayfası hep bembeyaz kalır
Aradan seneler geçse de kalbinde bir uhdedir
Solmuş bir resim geçen senelere şahittir
Hasretle anılan ismidir sessizce dudaklarda
Sımsıkı sarıldığın tek şey artık hayalindeki halidir
Kuru bir daldır
Koskaca ormanda aşk
Etrafını sarsada güzeller
Önemli olan o dalı tutmak
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8