07-14-2008, Saat: 12:18 AM
Dünümü yargıladım bugünümde,
Şimdi, zavallı yarınlarımda sallanıyorum.
Yarınlarım desen kaçışların öyküsünde,
Sevmelerime kaza süsü vererek yaşıyorum…
Küstahlığım diz boyu,
İç seslerimden uzak bir ben,
Ve, yokluğundan uzak bir sürü psikopatça düşünce...
Hiçbir intihar kabul edemez geçmişimi,
Geleceğim yeni intiharları doğurmaya gebe...
Gerçekleri göremeyecek kadar yalandım ben,
Şimdi küçüldüm, küçük yalanlarla yoğruluyorum…
Gözlerimden Karadeniz geçti, hayat tümüyle alabora,
Çırpınışlarım, karaya vuran bir balık gibi,
Varlığım armağan olsun tüm gecelerine!
Elimde kirli bir kadeh, şerefin mi bu senin?
Hadi geç otur karşıma, dudaklarım bekliyor ağıt yakmak için.
Kefenlenmiş sözler taşıyorum, yürek cebimde,
Vücudumu delik deşik eden gözyaşlarımın izini sürmek delilik mi dersin?
Şimdi varlığın ne kadarsa yokluğunda en az onun kadar anlamlı!
Söyle bana hangi rüyanın vesikasını taşıyor yüzüm?
Ve, son kullanım tarihi geçmiş, kaç aşkı taşıyorum üzerimde?
Yağmuru giyerek, hayatın akışı olmak istiyorum,
Gülücüklerimden, küçük çocuklarımın doğmasından sıkıldım!
Bulutlar soru işareti gibiler, beynimde savaşıp duruyorlar…
Ağlamıyorum, yıldızlar gözüme kaydı sadece(!)
Kaç adımda tamamladın ki beni, yokluğunda ölümler beğeneyim?
Geçmişimizden alıntılar yaparak yüklemeye kalkışma kendini!
Gözyaşlarım asılı kaldı, göz kapaklarımın mülteci kampında,
Esareti kendimde yaşıyorum, şimdi varlığını tekrar giyerek çık karşıma.
Puslu bir gecenin sabahında, haklı şiirlerime meze ol ki
İkindi vakti, kefensiz satırlara gömebileyim seni.
Şimdi, zavallı yarınlarımda sallanıyorum.
Yarınlarım desen kaçışların öyküsünde,
Sevmelerime kaza süsü vererek yaşıyorum…
Küstahlığım diz boyu,
İç seslerimden uzak bir ben,
Ve, yokluğundan uzak bir sürü psikopatça düşünce...
Hiçbir intihar kabul edemez geçmişimi,
Geleceğim yeni intiharları doğurmaya gebe...
Gerçekleri göremeyecek kadar yalandım ben,
Şimdi küçüldüm, küçük yalanlarla yoğruluyorum…
Gözlerimden Karadeniz geçti, hayat tümüyle alabora,
Çırpınışlarım, karaya vuran bir balık gibi,
Varlığım armağan olsun tüm gecelerine!
Elimde kirli bir kadeh, şerefin mi bu senin?
Hadi geç otur karşıma, dudaklarım bekliyor ağıt yakmak için.
Kefenlenmiş sözler taşıyorum, yürek cebimde,
Vücudumu delik deşik eden gözyaşlarımın izini sürmek delilik mi dersin?
Şimdi varlığın ne kadarsa yokluğunda en az onun kadar anlamlı!
Söyle bana hangi rüyanın vesikasını taşıyor yüzüm?
Ve, son kullanım tarihi geçmiş, kaç aşkı taşıyorum üzerimde?
Yağmuru giyerek, hayatın akışı olmak istiyorum,
Gülücüklerimden, küçük çocuklarımın doğmasından sıkıldım!
Bulutlar soru işareti gibiler, beynimde savaşıp duruyorlar…
Ağlamıyorum, yıldızlar gözüme kaydı sadece(!)
Kaç adımda tamamladın ki beni, yokluğunda ölümler beğeneyim?
Geçmişimizden alıntılar yaparak yüklemeye kalkışma kendini!
Gözyaşlarım asılı kaldı, göz kapaklarımın mülteci kampında,
Esareti kendimde yaşıyorum, şimdi varlığını tekrar giyerek çık karşıma.
Puslu bir gecenin sabahında, haklı şiirlerime meze ol ki
İkindi vakti, kefensiz satırlara gömebileyim seni.