07-14-2008, Saat: 10:50 PM
Canı sıkılan bir insanın yapabileceği en iyi eylem, yazı yazmaktır. İşte bende buna istinaden bir şeyler yazmak ve bunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Başlığı da “Kafam Çok Karışık” koydum ki yazacaklarımı önceden anlayın diye.
Türkiye, zor dönemlerden geçerken biz ailecek, düğün-dernek işleriyle meşgulüz. Annem, evlerin temizliğini hâllederken ben de evdeki artıkları çöp bidonlarına nakletmekle görevliyim. Görevim, evden 20 m. uzakta duran çöp bidonları ile evim arasında gidip gelmek. Güneşin tam tepede olduğu saatler görev aşkıyla işte bu anlattıklarımı yapıyorum. İşlerim bitince de doğru Internet’e. Bugün de öyle yaptım ve buradayım.
“Türkiye zor dönemlerden geçiyor” dedim ki gerçekten de öyle. Yahu Gülben Ergen'in Mehmet Ali Erbil’in kucağına oturmasından beri kıyamet kopmakta… Şaka şaka. Kesinlikle bunu kastetmek istemedim bu cümle ile. Tabiî ki soruşturmalar, davalar ve ekonomik sıkıntılardan bahsediyorum. Kimileri diyecek ki “Yahu yaşın kaç, başın kaç? Sen git, orada burada toz, eğlen.”. Bazıları da kullandığım Türkçe’nin çok Internet dışı olduğunu düşünüp “Artist herhalde…” diyecek. Ama bunlara rağmen bu mevzubahsimde yer alanları, düzgün bir Türkçe ile yorumlayacağım.
Ergenekon soruşturması, tam bir fiyasko… İddianame 2455 sayfa ve belgelerin milyonlarca sayfadan oluştuğu söyleniyor. Bu dava uzar da uzar. İddiaların onulmaz derecede çarpıcı olduğu bir gerçek, ama galiba savcıların son 10 yılı, bu iddiaların doğruluğunu teyit etmeye çalışmakla geçecek.
Ergenekon için “AK partinin kapatma davasına karşı bir misillemesi” diyenler var. Hükümetin misilleme yaptığını ve muhalifleri susturmaya yönelik hareketlerde bulunduğunu söyleyenler var. Ne kadar doğru bilemem, ama ne kadar yanlış olduğunu da bilemediğime göre bir şeyler var.
Ergenekon nasıl bir oluşum? İlhan Selçuk, bu örgütün bir üyesi; ama sahip olduğu gazetenin binasına bomba atan bir örgütün üyesi olması garip değil mi? Bombayı atanlar, “Allahuekber” diye bağırmış. İlhan Selçuk, solcu değil mi? Hadi buna şaşırtma deyip geçelim, ama ilk soruya ne diyerek geçelim? Ona da mı hedef yanıltma diyelim?
Ekonomi, şu an iyi. Nasıl mı iyi? Olup bitene göre gerçekten iyi. Normalde tamamıyla çökmesi lâzım, ama şu an idare eder pozisyonda. Bunu sağlayan ne? Acaba Türkiye globalleşiyor mu? Dünya standartlarına ayak uyduran bir ekonomi, fena olmaz ki öyle galiba...
Hilmi Özkök de "Var da demem, yok da demem." diyor Ergenekon örgütü için. Daha doğrusu dönemindeki darbeciler için. Neden böyle dediğine gelince... "Var." dese askerî mahkemenin savcıları olayı irdeleyecek, İstanbul'daki savcı olaya müdahale edemeyecek ve kendi dönemlerinde olan bu olayı haber vermediği için de suçlu pozisyona düşecek. "Yok." dese hükümete ve muhakemeye karşı çıkmış olacak. Yani aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık.
Ergenekon örgütüne derin devlet gözüyle bakanlar var. Yahu derin devlet denilen şey, devletin yasal olarak halledemeyeceği şeyleri yasal olmayan yollarla devletin onayı ve haberi dahilinde halleden kişilerdir. Eğer Ergenekon örgütü derin devlet ise ve darbeci ise bunu yaratan hükümettir. Ne karışık be...
AK parti, kendisinden ayrılan Abdüllatif Şener'e yandaş gazeteleri aracılığıyla göstermelik hakaretlerde bulunuyor bence. Neden göstermelik? Çünkü millî görüş kökenli kişiler, hiç bir zaman bu görüşten kopmadılar. Daha da körüklediler bu düşünceyi. AK parti kapatılırsa Abdüllatif Şener, AK partinin devamı rolüyle seçimlerde boy gösterecek. Ama kimsenin böyle düşündüğü yok. Herkes, Abdüllatif Şener'in gerçekten merkez sağ bir parti kuracağını düşünüyor. Bence hiç öyle değil. Dediğim gibi gene millî görüş kökenli bir parti kurulacak. Millî görüş kötü bir şey mi? Tartışılır tabiî... Nasıl bir şey olduğu da münakaşalar neticesiyle yargılanabilir tabiî...
İşler karışık... İnşallah, bugünlerin üstesinden geliriz. Allah yardımcımız olsun. Ülkemiz için de bol bol dua etmek, Allah'tan yardım dilemek boynumuzun borcu... Ve tabiî olayları irdelemek de boynumuzun borcu... Düşünen ve doğruyu bulmaya meyilli nesiller, bu ülkeyi temize, çağdaş uygarlık seviyesine kültürümüzü kaybetmeden ve özümüzden kopmadan çıkaracaktır.
Türk milleti sağ olsun.
Varlığımız, Türk milletine armağan olsun.
Ne mutlu Türk'üm diyene...
Allah Türk'ün yardımcısı olsun...
Ecevit'in bir sözünü hatırlatmak isterim:
" Siyasetle uğraşmayan zararsız değil, ancak yararsızdır."
Saygılar, sevgiler…
Türkiye, zor dönemlerden geçerken biz ailecek, düğün-dernek işleriyle meşgulüz. Annem, evlerin temizliğini hâllederken ben de evdeki artıkları çöp bidonlarına nakletmekle görevliyim. Görevim, evden 20 m. uzakta duran çöp bidonları ile evim arasında gidip gelmek. Güneşin tam tepede olduğu saatler görev aşkıyla işte bu anlattıklarımı yapıyorum. İşlerim bitince de doğru Internet’e. Bugün de öyle yaptım ve buradayım.
“Türkiye zor dönemlerden geçiyor” dedim ki gerçekten de öyle. Yahu Gülben Ergen'in Mehmet Ali Erbil’in kucağına oturmasından beri kıyamet kopmakta… Şaka şaka. Kesinlikle bunu kastetmek istemedim bu cümle ile. Tabiî ki soruşturmalar, davalar ve ekonomik sıkıntılardan bahsediyorum. Kimileri diyecek ki “Yahu yaşın kaç, başın kaç? Sen git, orada burada toz, eğlen.”. Bazıları da kullandığım Türkçe’nin çok Internet dışı olduğunu düşünüp “Artist herhalde…” diyecek. Ama bunlara rağmen bu mevzubahsimde yer alanları, düzgün bir Türkçe ile yorumlayacağım.
Ergenekon soruşturması, tam bir fiyasko… İddianame 2455 sayfa ve belgelerin milyonlarca sayfadan oluştuğu söyleniyor. Bu dava uzar da uzar. İddiaların onulmaz derecede çarpıcı olduğu bir gerçek, ama galiba savcıların son 10 yılı, bu iddiaların doğruluğunu teyit etmeye çalışmakla geçecek.
Ergenekon için “AK partinin kapatma davasına karşı bir misillemesi” diyenler var. Hükümetin misilleme yaptığını ve muhalifleri susturmaya yönelik hareketlerde bulunduğunu söyleyenler var. Ne kadar doğru bilemem, ama ne kadar yanlış olduğunu da bilemediğime göre bir şeyler var.
Ergenekon nasıl bir oluşum? İlhan Selçuk, bu örgütün bir üyesi; ama sahip olduğu gazetenin binasına bomba atan bir örgütün üyesi olması garip değil mi? Bombayı atanlar, “Allahuekber” diye bağırmış. İlhan Selçuk, solcu değil mi? Hadi buna şaşırtma deyip geçelim, ama ilk soruya ne diyerek geçelim? Ona da mı hedef yanıltma diyelim?
Ekonomi, şu an iyi. Nasıl mı iyi? Olup bitene göre gerçekten iyi. Normalde tamamıyla çökmesi lâzım, ama şu an idare eder pozisyonda. Bunu sağlayan ne? Acaba Türkiye globalleşiyor mu? Dünya standartlarına ayak uyduran bir ekonomi, fena olmaz ki öyle galiba...
Hilmi Özkök de "Var da demem, yok da demem." diyor Ergenekon örgütü için. Daha doğrusu dönemindeki darbeciler için. Neden böyle dediğine gelince... "Var." dese askerî mahkemenin savcıları olayı irdeleyecek, İstanbul'daki savcı olaya müdahale edemeyecek ve kendi dönemlerinde olan bu olayı haber vermediği için de suçlu pozisyona düşecek. "Yok." dese hükümete ve muhakemeye karşı çıkmış olacak. Yani aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık.
Ergenekon örgütüne derin devlet gözüyle bakanlar var. Yahu derin devlet denilen şey, devletin yasal olarak halledemeyeceği şeyleri yasal olmayan yollarla devletin onayı ve haberi dahilinde halleden kişilerdir. Eğer Ergenekon örgütü derin devlet ise ve darbeci ise bunu yaratan hükümettir. Ne karışık be...
AK parti, kendisinden ayrılan Abdüllatif Şener'e yandaş gazeteleri aracılığıyla göstermelik hakaretlerde bulunuyor bence. Neden göstermelik? Çünkü millî görüş kökenli kişiler, hiç bir zaman bu görüşten kopmadılar. Daha da körüklediler bu düşünceyi. AK parti kapatılırsa Abdüllatif Şener, AK partinin devamı rolüyle seçimlerde boy gösterecek. Ama kimsenin böyle düşündüğü yok. Herkes, Abdüllatif Şener'in gerçekten merkez sağ bir parti kuracağını düşünüyor. Bence hiç öyle değil. Dediğim gibi gene millî görüş kökenli bir parti kurulacak. Millî görüş kötü bir şey mi? Tartışılır tabiî... Nasıl bir şey olduğu da münakaşalar neticesiyle yargılanabilir tabiî...
İşler karışık... İnşallah, bugünlerin üstesinden geliriz. Allah yardımcımız olsun. Ülkemiz için de bol bol dua etmek, Allah'tan yardım dilemek boynumuzun borcu... Ve tabiî olayları irdelemek de boynumuzun borcu... Düşünen ve doğruyu bulmaya meyilli nesiller, bu ülkeyi temize, çağdaş uygarlık seviyesine kültürümüzü kaybetmeden ve özümüzden kopmadan çıkaracaktır.
Türk milleti sağ olsun.
Varlığımız, Türk milletine armağan olsun.
Ne mutlu Türk'üm diyene...
Allah Türk'ün yardımcısı olsun...
Ecevit'in bir sözünü hatırlatmak isterim:
" Siyasetle uğraşmayan zararsız değil, ancak yararsızdır."
Saygılar, sevgiler…