07-28-2008, Saat: 02:24 PM
Daima kalabilmek icin zamanı geldiginde cekilmek gerekir
Unuttum inan; unuttum bütün benligimı serüvenlerim, hikayelerim nem toplamıs bir bulut gibi döküldü gözlerimden.
Gök yüzünün bu siyaha çalan ucsuz yüzüne bakarak hep agıt yaktım kaybettiklerime .Güzellerim nasılda kaydınız parmaklarımın arasından nasılda caresızce izledim yok olmalarınızı.Bi r kibrit yoktu cebimde karnlıgınıza yakacak ucusan ısıgınızda tutunup kalabilecegim yoktu iste yok.
Zarif gumus kadehlerede sunulmus zehir, itiraz etmeden yudumlamısım ve tepkisiz izlemisim ıssızlıgın kanıma islemesini.Isya nları ise hep bu saate gizlemisim, yani kımsenin duymadıgı zamana. Akmıs bır ömürlük serüven donuk bakıslarımda.Du ygusuz sönük inkarlarda.Balk onlar aynı,sahıl aynı dert yine aynı.Bu sonuçsuz yalvarıslarımmı s elimde kalan ve kalacak olan, birde bu donuk sessizlik.Hani kelimeler kifayetsiz. Sözcükler anlamsız bu derde düsmeden önce iste aynen öyle.Ögreniyoru z ıste düse kalka ögreniyoruz zulmu,hiçligi.
Bazen bir sabah kalktıgımda yoklugun ısıgına dair hafiften bır ezgi kalıyor aksamki kasırgadan aklımda.Gün dogmus ya gerisi zaten önemsiz.
Siyah bir halının süpürdükçe kirlenen beyaz beyaz pullanan ön yüzü gibi seni düsündükçe dahada bir batıyorum bu cıkmazlıgın dibine. Zaman kanatıyor derin derin yaralar acıyor benim tedavi diye sana gönderdigim merhabalarda. Gün çeliskili dedikodu kabuslarında yarım yarım kararıyor, uzaklaradan ucan bir güvercinin kanatlarındaki guneşsin, ben elimde havlu pesin sıra kosturuyorum.Si tem yok inan sadece caresizce aranıyorum kah klavyede kah kalemle kagıtlarda yuzunu kelimelerle boyuyorum.Birtek dudakların acıkta, onlarada cesaret edemiyorum…
Unuttum inan; unuttum bütün benligimı serüvenlerim, hikayelerim nem toplamıs bir bulut gibi döküldü gözlerimden.
Gök yüzünün bu siyaha çalan ucsuz yüzüne bakarak hep agıt yaktım kaybettiklerime .Güzellerim nasılda kaydınız parmaklarımın arasından nasılda caresızce izledim yok olmalarınızı.Bi r kibrit yoktu cebimde karnlıgınıza yakacak ucusan ısıgınızda tutunup kalabilecegim yoktu iste yok.
Zarif gumus kadehlerede sunulmus zehir, itiraz etmeden yudumlamısım ve tepkisiz izlemisim ıssızlıgın kanıma islemesini.Isya nları ise hep bu saate gizlemisim, yani kımsenin duymadıgı zamana. Akmıs bır ömürlük serüven donuk bakıslarımda.Du ygusuz sönük inkarlarda.Balk onlar aynı,sahıl aynı dert yine aynı.Bu sonuçsuz yalvarıslarımmı s elimde kalan ve kalacak olan, birde bu donuk sessizlik.Hani kelimeler kifayetsiz. Sözcükler anlamsız bu derde düsmeden önce iste aynen öyle.Ögreniyoru z ıste düse kalka ögreniyoruz zulmu,hiçligi.
Bazen bir sabah kalktıgımda yoklugun ısıgına dair hafiften bır ezgi kalıyor aksamki kasırgadan aklımda.Gün dogmus ya gerisi zaten önemsiz.
Siyah bir halının süpürdükçe kirlenen beyaz beyaz pullanan ön yüzü gibi seni düsündükçe dahada bir batıyorum bu cıkmazlıgın dibine. Zaman kanatıyor derin derin yaralar acıyor benim tedavi diye sana gönderdigim merhabalarda. Gün çeliskili dedikodu kabuslarında yarım yarım kararıyor, uzaklaradan ucan bir güvercinin kanatlarındaki guneşsin, ben elimde havlu pesin sıra kosturuyorum.Si tem yok inan sadece caresizce aranıyorum kah klavyede kah kalemle kagıtlarda yuzunu kelimelerle boyuyorum.Birtek dudakların acıkta, onlarada cesaret edemiyorum…