08-01-2008, Saat: 04:57 PM
Hintli bir yaşlı usta, çırağının sürekli herşeyden
şikayet etmesinden bıkmıştı.
Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi. Hayatındaki
herseyden mutsuz olan çırak döndüğünde, yaşlı
usta ona, bir avuc tuzu, bir bardak suya atıp
içmesini söyledi. Çırak, yaşlı adamın söyledigini yaptı ama
içer içmez ağzındakileri tükürmeye başladi.
"Tadı nasıl?" diye soran yaşlı adama öfkeyle
"acı" diye cevap verdi.
Usta kıkırdayarak çırağını kolundan tuttu ve
dışarı çıkardı.Sessizce az ilerdeki gölün kıyısına
götürdü ve çırağına bu kez de bir avuc tuzu göle atıp,
gölden su içmesini söyledi. Söyleneni
yapan çırak, agzının kenarlarından akan suyu koluyla
silerken aynı soruyu sordu:
"Tadı nasıl?"
"Ferahlatıcı" diye cevap verdi genç çırak.
"Tuzun tadını aldın mı?" diye sordu yaşlı adam,
"hayır" diye cevapladı çırağı.
Bunun üzerine yaşlı adam, suyun yanına diz
çökmüş olan çırağının yanına oturdu ve şöyle dedi:
"Yaşamdaki acılar tuz gibidir, ne azdır, ne de cok.
Acının miktarı hep aynıdır. Ancak bu acının şiddeti,
neyin içine konulduğuna
bağlıdır.Acın olduğunda yapman gereken tek şey
acı veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir. Onun
için sen de artık bardak olmayı bırak, göl
olmaya çalış."
Bu güzel nasihat sayesinde çırak bir ay sonra ölmüş,
meğer göl kenarındaki fabrikanın zehirli atıkları
göle boşalıyormuş.Bunun üzerine Hintli yaşli
usta şöyle buyurmuş:
"Hassktrrrr ''