08-13-2008, Saat: 03:13 AM
Sayfalar: 1 2
08-13-2008, Saat: 05:56 AM
Uyanma Diye ..
Uyanma diye açık pencereden içeri koşan sesleri yuttum
Şafak söktükçe ben diktim
Dimdiktim
Eğilmedim
Uyansan belki gidecektin
Caddelerde canhıraş kamyon sesleri
Caddelerden kırık farları topladım
Yoksa uyanacaktın
Yaz sıcağında tavla şakırtıları
Kulağından kırık zarları topladım
Bir vakit yastığından saçların aktı
Ak değil karaydı
Uçları kırıktı
Dallarındı
Kırılmış dal uçlarında sabahladım
Uyanma diye
Sayıklamalarını ayıkladım
Sesli harfleri çıkardım
Seslerini kulağına yasakladım
Duysan belki uyanacaktın
Sana bir şiir yaz'dım
Bir şiir sonbahar
Yanında kal'dım
Uykunda firar
Uyanma diye
Gökyüzünden en parlaklarını çaldım
Gecene uzak yıldızlar kaydırdım
Uyanma diye uyanmaları içime sakladım
Sabah ezanlarını senden kaçırdım
Yüzüne baktım
Yüzsüzlüğümden utandım
Derin uykuna düştüm
Rüyana masal
Boyundan geceye düştü yastık
Ellerimle saçlarına yas'tık
Sayamadım kaçtık
Geceyi sana yazdık
Ölme diye nefesini dinledim
Sen aldın ben verdim
Ben verdim sen aldım
Yoksa uyuduğumu sanacaktın
Uyanma diye ben öldüm
Ölmezsem uyanacaktın
Uyanma diye açık pencereden içeri koşan sesleri yuttum
Şafak söktükçe ben diktim
Dimdiktim
Eğilmedim
Uyansan belki gidecektin
Caddelerde canhıraş kamyon sesleri
Caddelerden kırık farları topladım
Yoksa uyanacaktın
Yaz sıcağında tavla şakırtıları
Kulağından kırık zarları topladım
Bir vakit yastığından saçların aktı
Ak değil karaydı
Uçları kırıktı
Dallarındı
Kırılmış dal uçlarında sabahladım
Uyanma diye
Sayıklamalarını ayıkladım
Sesli harfleri çıkardım
Seslerini kulağına yasakladım
Duysan belki uyanacaktın
Sana bir şiir yaz'dım
Bir şiir sonbahar
Yanında kal'dım
Uykunda firar
Uyanma diye
Gökyüzünden en parlaklarını çaldım
Gecene uzak yıldızlar kaydırdım
Uyanma diye uyanmaları içime sakladım
Sabah ezanlarını senden kaçırdım
Yüzüne baktım
Yüzsüzlüğümden utandım
Derin uykuna düştüm
Rüyana masal
Boyundan geceye düştü yastık
Ellerimle saçlarına yas'tık
Sayamadım kaçtık
Geceyi sana yazdık
Ölme diye nefesini dinledim
Sen aldın ben verdim
Ben verdim sen aldım
Yoksa uyuduğumu sanacaktın
Uyanma diye ben öldüm
Ölmezsem uyanacaktın
08-21-2008, Saat: 09:56 AM
Bu sevdaya dair anlatılması gereken o kadar fazla şey var ki aslında ama ben anlatamıyorum kagıtlara kaleme dökülmüyor sözler bu sevdanın bendeki tutsaklıgı hiç bir sözcükle açıklanmıyor ben her gün senin bana armagan ettigin o kalbe bakıyorum ve [u]kalbimin içindeki o kalbe bakmak bana dünyanın en güzel hediyesi[/u] seni sana anlatırken hele ki gözlerine bakarken yaşamın durdugunu zamanın akmadıgını düşünüyorum beni benden öyle bi alıyosun ki sonra kendi mi ucsuz bucaksız anlam dolu güzel yürekte buluyorum ne tarafa gitsem o yürekte ayrı bi güzellik tadıyorum ayrı bi mutluluk ayrı tebessüm yüregimde.....
Her gün senli bir sevdaya uyanıyorum ve her kalp atışlarımda içimde var oldugunu hissederek merhaba güne gülerek ve her gün senin nefesinin nefesimde oldugunu bilmek bana anlamsız mutlulukları tarifi mümkün olmayan bi sevdayı yaşatıyo gökyüzüne anlatıyorum maviliye anlatıyorum seni bazen benden belki uzatasın diyorum ama bi dokadarda yakınsın işte nefesin nefesimde yüregin yüregimde yaa ayrı şehirde olmuşum banane ki sen bana aitssin bende sana ve bu gökyüzü ikimizin sevdasına şait ya benim gülüşlerimde sen varsın gözlerimdeki o parıltıda sen varsın ve her şarkıda ikimizin sevdasına dair bi söz var dedim ya ben böyle bi sevdayı sende yaşıyorum sadece sensizken kalbimin atmıcagını biliyorum ve aslında söylemesi gereken çok şey varken ben susuyorum çünkü bi kagıtt ne seni nede bu sevdayı sıgdabilirim gökyüzüne sıgrıramıyoken bu kagıtta hiç sıgdıramam her cümle her sözde sen varsın bu kagıt gözlerin yüregin sevdamız var benim kalbimde sen varsın senle dolu bi ben varım işte...
Senle nefes almak senli sevdalarda yaşamak armagan bana sana dair yazacakalrım kalbimdeki o sözcükler hiç bitmecek ne kadar yazabilsemden o kadar şimdilik
Bu sevda kelimelere kalemime dökülücek türden degil seni anlatamam yaşamamam dokunanam hisseterim yüregimde sadece hissederim nefesini nefesimde yüregini yüregimde senli sevdam bu hissederim sadece....
Her gün senli bir sevdaya uyanıyorum ve her kalp atışlarımda içimde var oldugunu hissederek merhaba güne gülerek ve her gün senin nefesinin nefesimde oldugunu bilmek bana anlamsız mutlulukları tarifi mümkün olmayan bi sevdayı yaşatıyo gökyüzüne anlatıyorum maviliye anlatıyorum seni bazen benden belki uzatasın diyorum ama bi dokadarda yakınsın işte nefesin nefesimde yüregin yüregimde yaa ayrı şehirde olmuşum banane ki sen bana aitssin bende sana ve bu gökyüzü ikimizin sevdasına şait ya benim gülüşlerimde sen varsın gözlerimdeki o parıltıda sen varsın ve her şarkıda ikimizin sevdasına dair bi söz var dedim ya ben böyle bi sevdayı sende yaşıyorum sadece sensizken kalbimin atmıcagını biliyorum ve aslında söylemesi gereken çok şey varken ben susuyorum çünkü bi kagıtt ne seni nede bu sevdayı sıgdabilirim gökyüzüne sıgrıramıyoken bu kagıtta hiç sıgdıramam her cümle her sözde sen varsın bu kagıt gözlerin yüregin sevdamız var benim kalbimde sen varsın senle dolu bi ben varım işte...
Senle nefes almak senli sevdalarda yaşamak armagan bana sana dair yazacakalrım kalbimdeki o sözcükler hiç bitmecek ne kadar yazabilsemden o kadar şimdilik
Bu sevda kelimelere kalemime dökülücek türden degil seni anlatamam yaşamamam dokunanam hisseterim yüregimde sadece hissederim nefesini nefesimde yüregini yüregimde senli sevdam bu hissederim sadece....
08-30-2008, Saat: 09:35 AM
Gözlerinden bir yudum nefes alıp
Gözlerinden bir yudum nefes alıp alıp sana yazıyorum yine. Yürek mürekkebiyle yazılmış onca karalamaya inat seni yaşıyorum satırlarımda. Sen ve ben. İki ayrı kentin sabahında aynı güneşle uyanan iki sevdalı. İmkansızlığın içinde, yokluğun acı nefesinde " aşkı " soluyan iki yürek. Boşver gülüm. Suyla ateşin, geceyle güneşin birbirlerini sevmesi gibi imkansız olsa da aldırma. Yağmuru dilenen kuru toprak gibi her sabah nefesini soluyorum ben. Güneşi bekleyen kuru yaprak gibi akşam kızıllıgında seni bekliyorum. Biliyorum hicbir zaman kapımı çalmayacak ellerin, hiçbir zaman ellerini tuttugumda avuç içlerin terlemeyecek. Bırak bu dünya bize hasret borcu olsun. Hasretlikler hep demir parmaklıkların ardında kalsın. Kavuşmasın sırtlarımız birbirlerine. Değmesin dudaklarımız dudaklarımıza. Sevgi bu değil mi ? Yokluğunda bile sevmeyi bilmek. Aşkı yücelten bu değil midir ki ?. Bak şehrime yağmur yüklü bulutlar konuk olduğunda ben seni ararım her damlasında. Saçlarımı ıslatan bir yağmur damlası kadar berraktır sevgin.. Musluğu açıp avuç içlerime akan suyu delice içmek. Çünkü içtiğim sendin. Kana kana yüreginin deryalarındaki nefesi içtim her defasında.
Gözlerim bağlı halde karanlıkta merdiven inerken hep senin sevdana yürür gibi emindim adımlarımdan. Başımı kaldırdığımda bulutlar kanap açıp gözlerinin içinde sıcak iklimleri gördüm. Dokunduğum herşey de ellerinin sıcaklığını aradım durdum. Oysa ellerini hiç tutmadım ki !.. Baktığım her noktada gözlerinin derinliğindeki umudu sevdim. İnan gözlerini hiç yakından görmedim ama hep seni yaşadım. Rüzgarın hep senin saçlarına ılık meltem gibi dokunduğunu bildim. Görmeden sevmeyi, dokunmadan hissetmeyi öğrendim.
Sen gülümsediğinde gecekondu pencerelerinde cicekler açar. Her nefes alışında gökyüzüne nice yıldızlar kanatlanır. Yağan yağmur kadar bereketlidir gözyaşların. Engin denizlerin içinde sakladığı berraklık kadar yalındır bakışların. Ve saçların, rüzgar bile kıyamaz saç tellerini savrulmaya. Biliyorum bu hasret mapuslugunda günleri saysam da, bu özlem her gün acılarımı kanatsa da ben seni sevdim. Yüreğinin içinde büyüyen bir cocuk gibi gözlerinde gülümsüyorum hayata. Ben seni gözlerinde biriktirdiğin düşlerle sevdim.
Seni sevdiğimden beri kuşluk vakti kıyamadığım gözyaşlarını kelebeklerin sırtında taşıyan bir yürek oldum ben.Gözbebeklerinden süzülen nemli yaşları baharların koynunda kuruyan ciceklerin köklerine sundum her defasında. Öyle değerli ki ; gözlerinden süzülen yaşlar , imkanım olsa o nemli yaşlarınla ciceklerin yüreklerini yıkardım..Seni sevmek böyle duru böyle yalın bir aşk.. Seninle her gece yıldızların sağnağında sana düşlerimi sundum. Bir an hayat yokusunda yorulsam, kenar köşelerde değil ben senin yüreğinde " nefesini " soludum. Reyhan kokulu gecelere inat ben senin kokunla yetindim. Rüzgarın keman çaldığı ve yıldızların nağmelerle bestelere gebe oldugu vakitlerde hep seni düşledim. Sevgini soframdaki ekmek gibi bereket bildim. Ben senin gülen yüzünü sürdüm arsız yaralarıma. Uykusuz yüreğime ayazlar çivileri reva görseler ben senin sacların daldım rüyalara..Seni düşündüm zamanın ötesinde. İmkansızlıgı sevdim. Gözlerindeki nemin saflığını, gözyaşların duruluğunu ve iki dudağın arasında hayata hediye ettiğin nefesini sevdim.
Gözlerinden bir yudum nefes alıp alıp sana yazıyorum yine. Yürek mürekkebiyle yazılmış onca karalamaya inat seni yaşıyorum satırlarımda. Sen ve ben. İki ayrı kentin sabahında aynı güneşle uyanan iki sevdalı. İmkansızlığın içinde, yokluğun acı nefesinde " aşkı " soluyan iki yürek. Boşver gülüm. Suyla ateşin, geceyle güneşin birbirlerini sevmesi gibi imkansız olsa da aldırma. Yağmuru dilenen kuru toprak gibi her sabah nefesini soluyorum ben. Güneşi bekleyen kuru yaprak gibi akşam kızıllıgında seni bekliyorum. Biliyorum hicbir zaman kapımı çalmayacak ellerin, hiçbir zaman ellerini tuttugumda avuç içlerin terlemeyecek. Bırak bu dünya bize hasret borcu olsun. Hasretlikler hep demir parmaklıkların ardında kalsın. Kavuşmasın sırtlarımız birbirlerine. Değmesin dudaklarımız dudaklarımıza. Sevgi bu değil mi ? Yokluğunda bile sevmeyi bilmek. Aşkı yücelten bu değil midir ki ?. Bak şehrime yağmur yüklü bulutlar konuk olduğunda ben seni ararım her damlasında. Saçlarımı ıslatan bir yağmur damlası kadar berraktır sevgin.. Musluğu açıp avuç içlerime akan suyu delice içmek. Çünkü içtiğim sendin. Kana kana yüreginin deryalarındaki nefesi içtim her defasında.
Gözlerim bağlı halde karanlıkta merdiven inerken hep senin sevdana yürür gibi emindim adımlarımdan. Başımı kaldırdığımda bulutlar kanap açıp gözlerinin içinde sıcak iklimleri gördüm. Dokunduğum herşey de ellerinin sıcaklığını aradım durdum. Oysa ellerini hiç tutmadım ki !.. Baktığım her noktada gözlerinin derinliğindeki umudu sevdim. İnan gözlerini hiç yakından görmedim ama hep seni yaşadım. Rüzgarın hep senin saçlarına ılık meltem gibi dokunduğunu bildim. Görmeden sevmeyi, dokunmadan hissetmeyi öğrendim.
Sen gülümsediğinde gecekondu pencerelerinde cicekler açar. Her nefes alışında gökyüzüne nice yıldızlar kanatlanır. Yağan yağmur kadar bereketlidir gözyaşların. Engin denizlerin içinde sakladığı berraklık kadar yalındır bakışların. Ve saçların, rüzgar bile kıyamaz saç tellerini savrulmaya. Biliyorum bu hasret mapuslugunda günleri saysam da, bu özlem her gün acılarımı kanatsa da ben seni sevdim. Yüreğinin içinde büyüyen bir cocuk gibi gözlerinde gülümsüyorum hayata. Ben seni gözlerinde biriktirdiğin düşlerle sevdim.
Seni sevdiğimden beri kuşluk vakti kıyamadığım gözyaşlarını kelebeklerin sırtında taşıyan bir yürek oldum ben.Gözbebeklerinden süzülen nemli yaşları baharların koynunda kuruyan ciceklerin köklerine sundum her defasında. Öyle değerli ki ; gözlerinden süzülen yaşlar , imkanım olsa o nemli yaşlarınla ciceklerin yüreklerini yıkardım..Seni sevmek böyle duru böyle yalın bir aşk.. Seninle her gece yıldızların sağnağında sana düşlerimi sundum. Bir an hayat yokusunda yorulsam, kenar köşelerde değil ben senin yüreğinde " nefesini " soludum. Reyhan kokulu gecelere inat ben senin kokunla yetindim. Rüzgarın keman çaldığı ve yıldızların nağmelerle bestelere gebe oldugu vakitlerde hep seni düşledim. Sevgini soframdaki ekmek gibi bereket bildim. Ben senin gülen yüzünü sürdüm arsız yaralarıma. Uykusuz yüreğime ayazlar çivileri reva görseler ben senin sacların daldım rüyalara..Seni düşündüm zamanın ötesinde. İmkansızlıgı sevdim. Gözlerindeki nemin saflığını, gözyaşların duruluğunu ve iki dudağın arasında hayata hediye ettiğin nefesini sevdim.
Sayfalar: 1 2