08-08-2008, Saat: 04:51 PM
YA YALNIZ SEN VE BEN.. YA O YA BEN...
Bir kalbe iki kalp sığmaz sığdırılmaya çalışıldığı anda da o kalp de aşk durmaz...
Hıh aşk öyledir ki; sevgi sözcükleriyle yoğrulmak ister kendi içersinde tek olmak ister ve her söze onunla başlanıp onunla sonlanılmasını ister...Yani anlayacağın aşk her yolun sonunu ona çıkarmamızı ister.
Benim düşüncem bu aşk hakkında bazıları belki tersini düşünür hatta...Tıpkı sen gibi sevgili tıpkı sen gibi... Sen bir kalbe iki kalp sığdırmaya çalıştın o sırada da farkında olmadan aşkı öldürdün...
Bazen geceleri kapım çalınır açarım ama kimseler yoktur. Yalnız kapıyı açmam ile sıcak bir esinti yüzümde kol gezinmektedir beni sonsuz bir huzura erdirmektedir.
Anlarım tabii o anda aşkın yoklamaya geldiği an olduğunu...Anlarım da tebessümler ile anlamamazlıktan gelirim o dakika... Gelmesi beni ayrı zevklendirir çünkü anlatacak o kadar çok şeyim vardır ki onun hakkında ona...
Semada ki yıldızlar yakınlaşır sevdiğim insanı anlatırken adeta daha yakından duyabilmek için yanaşırlar bile penceremin kenarına... O vakit anlarım yıldızların hiç de göründüğü kadar küçük olmadığını...
Anlarım sevgimin ve aşkımın yüceliğini nasıl bir hevesle anlattığımı...
Aşk yorgun akşamlarıma düşen ılık bir yaz yağmuru gibi düşer omuzlarıma hafif hafif... Her bir damla dinlendirir gecelerimi de kaçırır uykularımı ve başlatır sevdiğim insanı düşündürmeye...
Ben seni kalbimin tek sahibi yaparken aşka bandırılmış yüreğimde... Sen kalbinin neresine koyuyordun beni acaba? Bu sorular o kadar çok kurcaladı ki beynimi ha kazan ha kafam artık..Fark yok yani...
Bazen irin gelir gözlerimden ağrı yüzüme ilk gözümden kaynaklanır sanırım...Ama sen olduğunu farkedince oturur bir de sensin diye ağlarım... Kim bilir ne yaptın bana... Nedenliydi ihanetin boyutu ve nerendeydi diğer kalbin yeri ki irin irin akıyordun çabaklanmaya yüz tutarcasına...
Ama tüm bunlara rağmen bir gün olsun kahırlanıp ses çıkarmadım sana.. Sebebi ise başlı başına belliydi ama ben yine tekrar söyleyeyim sana... Seni seviyordum ve .... Vesi de bana kalsın işte...
Evet bildin korktum... Korkum aşkı kaybetmekti ama o aşkın yanın da seni de kaybetmekti... Farkındamıydın bilmem ama sen gülünce gülüyordu gözlerim sen ağlayınc ağlıyordu sana bakmaya doyamayan bu gözlerim...
İlk başta ihanetini kaldıramam diye düşünüyordum ve hatta bir ara açıkçası senden tiskiniyordum. Sen farkında değilim sanıyordun ama ben hep saf rollerine yatıyordum...
Şu da var ki artık ben çok yoruldum. Bittiyse sende ki bu aşk ve çekip gittiyse ikimiz olmayan başka baharlara ne olur çekinme söyle... Ben beni aldattığın ilk günden beri hazırım buna...
Tırnaklarım ihanetin gölgesini düşürdüğün toprağı kazmaya başladı bile... Sana olan aşkım kefen olarak sessiz çığlıklarımda ki sancılarımı giydi hatta haberin olmadan... Mezar taşıma ise aşkımın isteği üzerine "aşk" değil de " aşk-ı ihanet" yazdırdım.
Herşey hazır ve bir tek uğultular çalkalanmakta. Yüreğim ürpertili fakat cesurluğum da bir okadar var. Şimdi ağır topu sana bırakıyorum ben zaten herşeyi fazlasıyla kabulleniyorum...
Söyle bana ey aşkıyla muhatap edip ihanetiyle yüreğimi bileyen sevgili...
Şimdi iki seçenek veriyorum sana ikisinden hangisi...
Ya
Yalnız sen ve ben...
Ya O
Ya Ben...
Bir kalbe iki kalp sığmaz sığdırılmaya çalışıldığı anda da o kalp de aşk durmaz...
Hıh aşk öyledir ki; sevgi sözcükleriyle yoğrulmak ister kendi içersinde tek olmak ister ve her söze onunla başlanıp onunla sonlanılmasını ister...Yani anlayacağın aşk her yolun sonunu ona çıkarmamızı ister.
Benim düşüncem bu aşk hakkında bazıları belki tersini düşünür hatta...Tıpkı sen gibi sevgili tıpkı sen gibi... Sen bir kalbe iki kalp sığdırmaya çalıştın o sırada da farkında olmadan aşkı öldürdün...
Bazen geceleri kapım çalınır açarım ama kimseler yoktur. Yalnız kapıyı açmam ile sıcak bir esinti yüzümde kol gezinmektedir beni sonsuz bir huzura erdirmektedir.
Anlarım tabii o anda aşkın yoklamaya geldiği an olduğunu...Anlarım da tebessümler ile anlamamazlıktan gelirim o dakika... Gelmesi beni ayrı zevklendirir çünkü anlatacak o kadar çok şeyim vardır ki onun hakkında ona...
Semada ki yıldızlar yakınlaşır sevdiğim insanı anlatırken adeta daha yakından duyabilmek için yanaşırlar bile penceremin kenarına... O vakit anlarım yıldızların hiç de göründüğü kadar küçük olmadığını...
Anlarım sevgimin ve aşkımın yüceliğini nasıl bir hevesle anlattığımı...
Aşk yorgun akşamlarıma düşen ılık bir yaz yağmuru gibi düşer omuzlarıma hafif hafif... Her bir damla dinlendirir gecelerimi de kaçırır uykularımı ve başlatır sevdiğim insanı düşündürmeye...
Ben seni kalbimin tek sahibi yaparken aşka bandırılmış yüreğimde... Sen kalbinin neresine koyuyordun beni acaba? Bu sorular o kadar çok kurcaladı ki beynimi ha kazan ha kafam artık..Fark yok yani...
Bazen irin gelir gözlerimden ağrı yüzüme ilk gözümden kaynaklanır sanırım...Ama sen olduğunu farkedince oturur bir de sensin diye ağlarım... Kim bilir ne yaptın bana... Nedenliydi ihanetin boyutu ve nerendeydi diğer kalbin yeri ki irin irin akıyordun çabaklanmaya yüz tutarcasına...
Ama tüm bunlara rağmen bir gün olsun kahırlanıp ses çıkarmadım sana.. Sebebi ise başlı başına belliydi ama ben yine tekrar söyleyeyim sana... Seni seviyordum ve .... Vesi de bana kalsın işte...
Evet bildin korktum... Korkum aşkı kaybetmekti ama o aşkın yanın da seni de kaybetmekti... Farkındamıydın bilmem ama sen gülünce gülüyordu gözlerim sen ağlayınc ağlıyordu sana bakmaya doyamayan bu gözlerim...
İlk başta ihanetini kaldıramam diye düşünüyordum ve hatta bir ara açıkçası senden tiskiniyordum. Sen farkında değilim sanıyordun ama ben hep saf rollerine yatıyordum...
Şu da var ki artık ben çok yoruldum. Bittiyse sende ki bu aşk ve çekip gittiyse ikimiz olmayan başka baharlara ne olur çekinme söyle... Ben beni aldattığın ilk günden beri hazırım buna...
Tırnaklarım ihanetin gölgesini düşürdüğün toprağı kazmaya başladı bile... Sana olan aşkım kefen olarak sessiz çığlıklarımda ki sancılarımı giydi hatta haberin olmadan... Mezar taşıma ise aşkımın isteği üzerine "aşk" değil de " aşk-ı ihanet" yazdırdım.
Herşey hazır ve bir tek uğultular çalkalanmakta. Yüreğim ürpertili fakat cesurluğum da bir okadar var. Şimdi ağır topu sana bırakıyorum ben zaten herşeyi fazlasıyla kabulleniyorum...
Söyle bana ey aşkıyla muhatap edip ihanetiyle yüreğimi bileyen sevgili...
Şimdi iki seçenek veriyorum sana ikisinden hangisi...
Ya
Yalnız sen ve ben...
Ya O
Ya Ben...