08-15-2008, Saat: 08:28 PM
TÜRK’ÜN SOSYO EKONOMİK TARİHİ-
Dr.Tahsin Ünal Ank.1977
Hazırlayan: KÖMEN ( A. Haydar Okur)
Ebul Gazi Bahadır Han ‘’ Anladım ki, bir çok isimleri mahsus değiştirmişler. Araplar, Acemler, Yahudiler, Frenkler … hep tarihimizi yanlış yollara sürüklemek için ellerinden geleni yapmışlar…’’ diyor. ( Secere-i Türk- Tarih Konuşuyor Dergisi sh.3/ 207) sh.98)
GÖÇEBE BİR MİLLETİN MEZARLIÄžI OLMAZ ( sh.114)
Türk adı ilk defa MÖ..XIV. asırda –Tik—veya –Tikler—adıyla geçmeye başlamıştır. Bundan sonra MÖ.538-433 tarihlerinde, bir defa da MS.535 tarihinde ve nihayet MS.552 tarihinde GÖKTÜRKLER adıyla geçmeye başlamıştır.(sh.1)( Zeki Velidi Togan Türk Tarihine Giriş İst.1946- l/14-336)
Türk kelimesinin manası::’’Güçlü, kuvvetli, cesur, kahraman, faziletli ve sağlam yapılı’’ (Z.Gökaqlp-Eski Türklerde İçtimai Hayat- Milli Tetebbular Dergisi s.3/ 454) Türemiş, çoğalmış millet yahut ‘’ Törel,, kanunlu, nizamlı ve düzenli millet’’ demektir. (İbrahim Kafesoğlu- Reşit Rahmeti Arat için Ank.1966 s.317 No.175)
Tevrat ve Kur’an da Adem olarak ilk insan geçer. İran – Zent Avesta—sında bir de –Ebul Beşer—den bahsedilir. Ebul Beşer ilk Adem aynı devreye isabet eden aynı adamdır. Ebul Beşer’den sonra Çemşit’ den ve Çemşit’in oğlu Ferudun’dan bahsedildiği görülür.
Zent Avesta’da geçen bu destani efsaneye göre;
Ferudun ülkesini Salm, Irak ve Turak isminde üç oğlu arasında taksim etmiştir. Irak’a bu günkü Irak ve havalisi, Salm’a bu günkü İran ve havalisi, Turak’a da bu günki Orta Aya ve Çin havalisi düşmüştür.
Feridun ölünce oğulları arasında taht kavgası başlar, Irak’tan kalkan ve kardeşi Salm’ı yenerek İran’ı eline geçiren Irak, Turak’ın ülkesine yürü. Irak’la birbilerini yenemezler. Savaş oğulları, torunları arasında senelerce devam eder. Sonunda Turak’ın torunu Afrasyap (Alpertunga) Irak’ın torunu Muncir’i Ceyhun nehri bölgeasinde mağlup eder. Taraflar arasında Ceyhun Nehri sınır olarak kabul edilir. Bu sınırın doğusuna TURAN, batısına İRAN denildi.(sh.2)İbrahim Kafesoğlu- Reşit Rahmeti Arat içinAnk.1966)
Adem’ de yani ( Ebul Beşer) den asırlarca sonra Nuh tufanı olmuştur.Tufandan sonra Nuh Peygamber dünyayı üç oğlu ( Ham, Sam, Yafes) arasında taksim etti. Yafes’ e Orta Asya ve Çin ülkeleri düştü. Yafes’in sekiz oğlu vardı. Birincisinin adı ‘’ Türk’’ idi. Yafes ölüeken tahtı Türk’e bıraktı. Öteki oğullarına da Türk’e tabi olmalarını, onun emirlerini dinlemelerini nasihat etti.(Ebul Gazi Bahadır Han-Secere-i Türk- Cemal Kutay’dan nakil Tarih konuşuyor Dergisi sayı: 1/14-42)
Bunu varlığı belli bir tarihele söylemek icap ederse , dünyada mevcut olan medeniyetlerin en eskileri bir MÖ.7000 tarihinde Orta Asya’da kurulan ANOV medeniyetidir. Bu medeniyeti kuran Türklerdi. O halde, Türkler MÖ. 10 bin senesinden beri varlar ve bilinmektedirler.(sh.3)
Türk ailesi (Aşiret- Uz veya Köylü) olarak….( siyasi organizasyona bölünmüş,) KÖY devletleri MÖ.7000-625 tarihleri arasında ( büyük bir güçlü organizasyon olarak) SAKALAR olarak, Saka imparatorluğu olarak tarihe geçer.Demek oluyor ki, aynı soydan gelen insanlar MÖ.10000-7000 tarihleri arasında önce köy ve şehir devletleri kurmuşlardır. Sonra bu devletler bir imparatorluk halinde birleşmiş, birleştirilmişlerdir.( sh.3)
Saka İmparatorluğunun yerine MÖ. 625-220 döneminde İSKİT İmparatorluğu geçmiş ve tarihte bir takım destanlar da , menkibeler de (Afrasyap) ALPER TUNGA bu imparatorluğun hakanı idi. Daha sonra MÖ. 220- MS.216 döneminde HUN İmparatorluğu tarihen bilinmektedir.( sh.4)
Eski Türk Tudun, Yabgu ve Hakanların seçimle iş başına geldikleri ve bu demokratik usule Yıldırım Bayazıt zamanına kadar riayet edildiği bilinmektedir. Milli ve politik geleneklerimizde ve islami esaslarımızda bulunmayan Hükümdarlık zihniyeti bize, ekonomik,siyasi, idari ve askeri ilişkilerimiz sonunda İRAN’dan geçmiştir( A.Ağaoğlu- Üç Medeniyet)( sh.10)
Sosyo politik bakımdan imparatorluk dönemi, bir milletin ekonomik, sosyal ve kültürel bakımdan en güçlü olduğu gibi, dil, din,boy, soy ve milliyet bakımlarından en zayıf olduğu dönemlerdir. (sh.11) Her yönüyle güçlü olan bir devlet, ekonomik, sosyal ve politik fırsatlardan istifade ederek her zaman bir imparatorluk olabilir. Fakat imparatorluk, bir imparatorluk daha kuramaz.(sh.11)
50-100 soyun birleşmesinden bir SOP, l00-200 sopun birleşmesinden bir boy meydana gelmiş ve oldukça kalabalık bir aile devleti kurulmuştur. 200-300 boyun birleşmesinden de UZ yani köy meydana gelmiş, köy devleti kurulmuştur.700-750 Aileden oluşan köyler (Her aile 5 kişiden hesap edilirse) 3500-4000 nüfusa tekabül etmektedir.( sh.12-13)
Aile ve Köy devletleri döneminde, Türklerin aile ve köy devletleri adedi kadar ilahları vardı. Şehir devletleri kurulunca ilahların adedi şehir devletleri adedi kadar azaldı. Devletler kurulunca ilahların adedi de , devlet adedi kadar azaldı. Bütün Dünyayı içine alan imparatorluk kurulduğu zaman ilah adedi bire inmiştir.(sh.21)( Hilmi Ziya Ülgen- Türk Tefekkür Tarihi İst. 1936- 1/16-70)
Türk ailesi 50-60 kişiden, bazen 100 kişiden müteşekkildi. (Ana, baba, çocuklar. Erkak çocukların ailelerinden, onların çocuklarından ibaret)( sh. 33 )
Pirimitit ve totemik devirlerde Türk ailesi hukuki bir statüye sahip değildi. Aile Maderi (Ana ailesi- Anaerkil) karekterinde idi ve kadının yeri büyüktü. Erkek ancak bir kadınla evlenebilirdi.Aile reisi dayı idi (sh. 36)
Türk toplumunda dini taassup, kaç-göç yoktu. Kadın erkekle beraber ekonomik çabalara katıldığı gibi, siyasi ve askeri faaliyetlere de katılırdı. (sh. 38 )
Mete Han’a tahtı vermeyen üvey annesi TERKEN HATUN,.. İLTERİŞ HAKAN’la istiklal mücadelesine katılan İLBİLGE HATUN… Tuğrul Bey’i ailesi ALTUN CAN HATUN… Melikşah’ın ailesi TERKEN HATUN bizzat askerin başında savaşan Türk kadınlarıdır. AŞIK PAŞA cephede kafirlerle savaşan BACIYAN’lardan söz eder(sh.40)
Ebu Gazi Bahadır Han Secere-i Türki adlı eserinde (Tarih Konuşuyor Dergisi 2/105-108) ‘’ Gün Han’ın veziri ULU TÜRK’ün (ARKIL HOCA) Ey Gün Han ! Babanız OÄžUZ HAN bu millete hizmet etmek için yazın gölgede oturmadı, kışın evinde rahat yatağında yatmadı, gece ve gündüz, kış-yaz demeden, az uyudu çok çalıştı. Bu milletle beraber nice savaşlar yaptı. Nice ülkeler fethetti…’’( sh.54-55)
Cengiz Han bir kurultay akdederek, bir yana deri kaplamalı kendi tahtını, bir yana MEHMET TEKİŞ’in altın tahtını koyduktan sonra ‘’ Ey misafirlerim şu iki tahta ibretle bakınız. Biri deri kaplamalı benim, öteki taht’ta Mehmet Tekiş’in, altın kaplamalı Allah’ın takdirine bakınız , deri kaplamalı tahtın sahibi ben, Allah’ın gösterdiği yoldan ayrılmadım. Gece demedim, gündüz demedim millet için çalıştım. Hedefime varabilmek için bütün zevklerimden el çektim. Rahatlıklarıma veda ettim( Sh.55)( Ebul Gazi Bahadır Han- Secere-i Türki- Tarih konuşuyor dergisi 4/ 298-vd.)
Türk sosyal yapısının kendine has, nev’i şahsına münhasır bazı özellikleri vardır. Bu özelliklerden biri, en alt tabakalardan birinin en üst tabakalara çıkabilmesidir(sh 49))
MS.581 de Göktürk Hakanı İşbara Hakan (58l-587) Çin Kralına gönderdiği Bir mektupta;’’ Allah tarafından tahta oturtulan Türk Hakanı İşbara der ki.’’ Şad İnal (593-600) Bizans İmparatoruna gönderdiği mektubunda: ‘’ Dünyada yedi iklimin efendisi ve yedi soyu Şad’ı olana İnal der ki… ‘’ Bilge Hakan ise: ‘’Allah irade ettiği için tahta düşmanı mağlup ettim’’ 1027 yılında bir Uygur Genel Valisi Gazneli Mahmut’a gönderdiği mektubunda:’’ Allah yeryüzündeki ülkelerin ve milletlerin idaresini bize verdi’’ Putperest olduğu söylenmesine rağmen Cengiz Han Dua etmeden önce sefere çıkmazdı. Harzem seferine çıkmadan üç gün ayin yapmış ve dua etmişti. İtaatini istediği krallara yazdırdığı mektuplarında ‘’ Allah’ın naibi, dünyanın hakanı, hükümdarların efendisi der ki’’ sözlerini yazarlardı ( sh.58-59)
Dr.Tahsin Ünal Ank.1977
Hazırlayan: KÖMEN ( A. Haydar Okur)
Ebul Gazi Bahadır Han ‘’ Anladım ki, bir çok isimleri mahsus değiştirmişler. Araplar, Acemler, Yahudiler, Frenkler … hep tarihimizi yanlış yollara sürüklemek için ellerinden geleni yapmışlar…’’ diyor. ( Secere-i Türk- Tarih Konuşuyor Dergisi sh.3/ 207) sh.98)
GÖÇEBE BİR MİLLETİN MEZARLIÄžI OLMAZ ( sh.114)
Türk adı ilk defa MÖ..XIV. asırda –Tik—veya –Tikler—adıyla geçmeye başlamıştır. Bundan sonra MÖ.538-433 tarihlerinde, bir defa da MS.535 tarihinde ve nihayet MS.552 tarihinde GÖKTÜRKLER adıyla geçmeye başlamıştır.(sh.1)( Zeki Velidi Togan Türk Tarihine Giriş İst.1946- l/14-336)
Türk kelimesinin manası::’’Güçlü, kuvvetli, cesur, kahraman, faziletli ve sağlam yapılı’’ (Z.Gökaqlp-Eski Türklerde İçtimai Hayat- Milli Tetebbular Dergisi s.3/ 454) Türemiş, çoğalmış millet yahut ‘’ Törel,, kanunlu, nizamlı ve düzenli millet’’ demektir. (İbrahim Kafesoğlu- Reşit Rahmeti Arat için Ank.1966 s.317 No.175)
Tevrat ve Kur’an da Adem olarak ilk insan geçer. İran – Zent Avesta—sında bir de –Ebul Beşer—den bahsedilir. Ebul Beşer ilk Adem aynı devreye isabet eden aynı adamdır. Ebul Beşer’den sonra Çemşit’ den ve Çemşit’in oğlu Ferudun’dan bahsedildiği görülür.
Zent Avesta’da geçen bu destani efsaneye göre;
Ferudun ülkesini Salm, Irak ve Turak isminde üç oğlu arasında taksim etmiştir. Irak’a bu günkü Irak ve havalisi, Salm’a bu günkü İran ve havalisi, Turak’a da bu günki Orta Aya ve Çin havalisi düşmüştür.
Feridun ölünce oğulları arasında taht kavgası başlar, Irak’tan kalkan ve kardeşi Salm’ı yenerek İran’ı eline geçiren Irak, Turak’ın ülkesine yürü. Irak’la birbilerini yenemezler. Savaş oğulları, torunları arasında senelerce devam eder. Sonunda Turak’ın torunu Afrasyap (Alpertunga) Irak’ın torunu Muncir’i Ceyhun nehri bölgeasinde mağlup eder. Taraflar arasında Ceyhun Nehri sınır olarak kabul edilir. Bu sınırın doğusuna TURAN, batısına İRAN denildi.(sh.2)İbrahim Kafesoğlu- Reşit Rahmeti Arat içinAnk.1966)
Adem’ de yani ( Ebul Beşer) den asırlarca sonra Nuh tufanı olmuştur.Tufandan sonra Nuh Peygamber dünyayı üç oğlu ( Ham, Sam, Yafes) arasında taksim etti. Yafes’ e Orta Asya ve Çin ülkeleri düştü. Yafes’in sekiz oğlu vardı. Birincisinin adı ‘’ Türk’’ idi. Yafes ölüeken tahtı Türk’e bıraktı. Öteki oğullarına da Türk’e tabi olmalarını, onun emirlerini dinlemelerini nasihat etti.(Ebul Gazi Bahadır Han-Secere-i Türk- Cemal Kutay’dan nakil Tarih konuşuyor Dergisi sayı: 1/14-42)
Bunu varlığı belli bir tarihele söylemek icap ederse , dünyada mevcut olan medeniyetlerin en eskileri bir MÖ.7000 tarihinde Orta Asya’da kurulan ANOV medeniyetidir. Bu medeniyeti kuran Türklerdi. O halde, Türkler MÖ. 10 bin senesinden beri varlar ve bilinmektedirler.(sh.3)
Türk ailesi (Aşiret- Uz veya Köylü) olarak….( siyasi organizasyona bölünmüş,) KÖY devletleri MÖ.7000-625 tarihleri arasında ( büyük bir güçlü organizasyon olarak) SAKALAR olarak, Saka imparatorluğu olarak tarihe geçer.Demek oluyor ki, aynı soydan gelen insanlar MÖ.10000-7000 tarihleri arasında önce köy ve şehir devletleri kurmuşlardır. Sonra bu devletler bir imparatorluk halinde birleşmiş, birleştirilmişlerdir.( sh.3)
Saka İmparatorluğunun yerine MÖ. 625-220 döneminde İSKİT İmparatorluğu geçmiş ve tarihte bir takım destanlar da , menkibeler de (Afrasyap) ALPER TUNGA bu imparatorluğun hakanı idi. Daha sonra MÖ. 220- MS.216 döneminde HUN İmparatorluğu tarihen bilinmektedir.( sh.4)
Eski Türk Tudun, Yabgu ve Hakanların seçimle iş başına geldikleri ve bu demokratik usule Yıldırım Bayazıt zamanına kadar riayet edildiği bilinmektedir. Milli ve politik geleneklerimizde ve islami esaslarımızda bulunmayan Hükümdarlık zihniyeti bize, ekonomik,siyasi, idari ve askeri ilişkilerimiz sonunda İRAN’dan geçmiştir( A.Ağaoğlu- Üç Medeniyet)( sh.10)
Sosyo politik bakımdan imparatorluk dönemi, bir milletin ekonomik, sosyal ve kültürel bakımdan en güçlü olduğu gibi, dil, din,boy, soy ve milliyet bakımlarından en zayıf olduğu dönemlerdir. (sh.11) Her yönüyle güçlü olan bir devlet, ekonomik, sosyal ve politik fırsatlardan istifade ederek her zaman bir imparatorluk olabilir. Fakat imparatorluk, bir imparatorluk daha kuramaz.(sh.11)
50-100 soyun birleşmesinden bir SOP, l00-200 sopun birleşmesinden bir boy meydana gelmiş ve oldukça kalabalık bir aile devleti kurulmuştur. 200-300 boyun birleşmesinden de UZ yani köy meydana gelmiş, köy devleti kurulmuştur.700-750 Aileden oluşan köyler (Her aile 5 kişiden hesap edilirse) 3500-4000 nüfusa tekabül etmektedir.( sh.12-13)
Aile ve Köy devletleri döneminde, Türklerin aile ve köy devletleri adedi kadar ilahları vardı. Şehir devletleri kurulunca ilahların adedi şehir devletleri adedi kadar azaldı. Devletler kurulunca ilahların adedi de , devlet adedi kadar azaldı. Bütün Dünyayı içine alan imparatorluk kurulduğu zaman ilah adedi bire inmiştir.(sh.21)( Hilmi Ziya Ülgen- Türk Tefekkür Tarihi İst. 1936- 1/16-70)
Türk ailesi 50-60 kişiden, bazen 100 kişiden müteşekkildi. (Ana, baba, çocuklar. Erkak çocukların ailelerinden, onların çocuklarından ibaret)( sh. 33 )
Pirimitit ve totemik devirlerde Türk ailesi hukuki bir statüye sahip değildi. Aile Maderi (Ana ailesi- Anaerkil) karekterinde idi ve kadının yeri büyüktü. Erkek ancak bir kadınla evlenebilirdi.Aile reisi dayı idi (sh. 36)
Türk toplumunda dini taassup, kaç-göç yoktu. Kadın erkekle beraber ekonomik çabalara katıldığı gibi, siyasi ve askeri faaliyetlere de katılırdı. (sh. 38 )
Mete Han’a tahtı vermeyen üvey annesi TERKEN HATUN,.. İLTERİŞ HAKAN’la istiklal mücadelesine katılan İLBİLGE HATUN… Tuğrul Bey’i ailesi ALTUN CAN HATUN… Melikşah’ın ailesi TERKEN HATUN bizzat askerin başında savaşan Türk kadınlarıdır. AŞIK PAŞA cephede kafirlerle savaşan BACIYAN’lardan söz eder(sh.40)
Ebu Gazi Bahadır Han Secere-i Türki adlı eserinde (Tarih Konuşuyor Dergisi 2/105-108) ‘’ Gün Han’ın veziri ULU TÜRK’ün (ARKIL HOCA) Ey Gün Han ! Babanız OÄžUZ HAN bu millete hizmet etmek için yazın gölgede oturmadı, kışın evinde rahat yatağında yatmadı, gece ve gündüz, kış-yaz demeden, az uyudu çok çalıştı. Bu milletle beraber nice savaşlar yaptı. Nice ülkeler fethetti…’’( sh.54-55)
Cengiz Han bir kurultay akdederek, bir yana deri kaplamalı kendi tahtını, bir yana MEHMET TEKİŞ’in altın tahtını koyduktan sonra ‘’ Ey misafirlerim şu iki tahta ibretle bakınız. Biri deri kaplamalı benim, öteki taht’ta Mehmet Tekiş’in, altın kaplamalı Allah’ın takdirine bakınız , deri kaplamalı tahtın sahibi ben, Allah’ın gösterdiği yoldan ayrılmadım. Gece demedim, gündüz demedim millet için çalıştım. Hedefime varabilmek için bütün zevklerimden el çektim. Rahatlıklarıma veda ettim( Sh.55)( Ebul Gazi Bahadır Han- Secere-i Türki- Tarih konuşuyor dergisi 4/ 298-vd.)
Türk sosyal yapısının kendine has, nev’i şahsına münhasır bazı özellikleri vardır. Bu özelliklerden biri, en alt tabakalardan birinin en üst tabakalara çıkabilmesidir(sh 49))
MS.581 de Göktürk Hakanı İşbara Hakan (58l-587) Çin Kralına gönderdiği Bir mektupta;’’ Allah tarafından tahta oturtulan Türk Hakanı İşbara der ki.’’ Şad İnal (593-600) Bizans İmparatoruna gönderdiği mektubunda: ‘’ Dünyada yedi iklimin efendisi ve yedi soyu Şad’ı olana İnal der ki… ‘’ Bilge Hakan ise: ‘’Allah irade ettiği için tahta düşmanı mağlup ettim’’ 1027 yılında bir Uygur Genel Valisi Gazneli Mahmut’a gönderdiği mektubunda:’’ Allah yeryüzündeki ülkelerin ve milletlerin idaresini bize verdi’’ Putperest olduğu söylenmesine rağmen Cengiz Han Dua etmeden önce sefere çıkmazdı. Harzem seferine çıkmadan üç gün ayin yapmış ve dua etmişti. İtaatini istediği krallara yazdırdığı mektuplarında ‘’ Allah’ın naibi, dünyanın hakanı, hükümdarların efendisi der ki’’ sözlerini yazarlardı ( sh.58-59)